Erdoğan-Davutoğlu dostluğu geride kaldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmed Davutoğlu (Reuters-Arşiv)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmed Davutoğlu (Reuters-Arşiv)
TT

Erdoğan-Davutoğlu dostluğu geride kaldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmed Davutoğlu (Reuters-Arşiv)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmed Davutoğlu (Reuters-Arşiv)

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu,  bu ayın başlarında kesin ihraç talebiyle Merkez Disiplin Kurulu'na sevk edilmesinin ardından bugün AK Parti’den istifa etti. Davutoğlu istifası ile son zamanlarda fikri ayrılıklar yaşadığı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Genel Başkanlığını yaptığı Ak Parti’ye veda etmiş oldu.
Ahmet Davutoğlu ve Erdoğan, yol arkadaşları olan eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile 2001’de AK Parti’yi kurduktan sonra güçlenen dostluklarını uzun yıllar pekiştirmişti.
Bu iki lider, partinin farklı istasyonlarında birbirlerine yol arkadaşlığı yaptı. Ortak tecrübeleri, arkadaşlıklarını daha da sağlamlaştırdı. Parti, kuruluşundan sadece bir yıl sonra iktidara geldiğinde, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de dahil bu üç isim aynı yolda yürümeye başladı.
Ağustos 2014’te cumhurbaşkanlığı görevinden ayrıldıktan sonra Erdoğan’ın politikalarını kamuoyu önünde eleştirerek dostluk geleneğine ters düşen Gül’ün aksine, ikinci adam rolünü sürdüren Davutoğlu her zaman Erdoğan’ı destekler pozisyonda kaldı.
Bu mutlak destek ve bağlılığa karşılık olarak Erdoğan’ın büyük güven duyduğu Davutoğlu, özellikle Erdoğan’ın 2014 yılında Cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte kendisini Başbakanlık görevine getirmesiyle, muhalefet tarafından bir ‘kukla’ olarak tanımlandı.
Erdoğan’ın egemenliğini, hem hükümetin oluşumuna müdahale ederek, hem de bakanlar kurulunun cumhurbaşkanlığı sarayındaki toplantılara başkanlık ederek sürdürdü.
Bu marjinalleşme, Davutoğlu’nun yetkilerinin bir kısmını elde etmek için paralel bir hareket başlatmasına neden oldu.
Bununla birlikte, ikisi arasındaki çatışma, Davutoğlu'nun 2016'da Avrupa Birliği (AB) ile Suriyeli mülteci akınının durdurulmasına karşılık Türkiye’ye yardım ve Türk vatandaşlarının Avrupa’ya girişine kolaylık gösterilmesini öngören tarihi bir anlaşma yapmasıyla körüklendi.
Davutoğlu’nun Nisan 2016'da yurtdışı ziyaretinde  olduğu bir dönemde Erdoğan,  parti il yöneticilerini atama yetkisini elinden aldı ve Merkez Komitesine devretti. Davutoğlu aynı zamanda parti içindeki Erdoğan destekçilerinin de eleştirilerine maruz kaldı.
Davutoğlu bir ay geçmeden kısa bir açıklama yaparak istifasını verdi.
Ahmet Davutoğlu açıklamasında: “Ne gelişme olursa olsun ben verdiğim söze sadığım ve Cumhurbaşkanımız ile son nefesime kadar vefa ilişkisini sürdüreceğim. Kimse benim ağzımdan Sayın Cumhurbaşkanımız aleyhine tek söz duymadı, duymayacak. Onun onuru benim onurumdur, onun ailesinin onuru benim ailemin onurudur. Buradan kimsenin yeni fitne kapılarının açılmasına niyetlenmemesi gerekir” dedi.
Tüm bunların ardından, Davutoğlu bir süre sessiz kaldı. 
Ancak bir süre sonra  Facebook hesabı üzerinden AK Parti’nin politikaları ve Cumhur İttifakı’nı eleştirdiği uzun açıklaması ile herkesi şaşırttı.
Medya üzerinde kısıtlamalar olduğunu ve güçler ayrılığı ilkesinin zarar gördüğünü söyleyerek mevcut durumu eleştiren Davutoğlu, kamu harcamalarında şeffaflığın yanı sıra gazeteci, akademisyen ve politikacılar üzerinde baskı olmamasını talep etti.
AK Parti Merkez Yürütme Kurulu’nun (MYK), Ahmet Davutoğlu’nun yanı sıra 3 parti üyesini, partiden kesin İhraç istemiyle Merkez Disiplin Kurulu’na sevk etme kararı alması, Davutoğlu’nun vedasında belirleyici oldu ve ayrılık zamanının geldiğinin farkına vardı.
Davutoğlu, yeni bir siyasi hareket yaratma eğilimini ifade ettiği bugünkü basın toplantısında AK Parti’den istifa etti.



Antik Maya kentinin ilk hükümdarının mezarı keşfedildi

Hükümdarın mezarı, antik Maya kenti Caracol'da bir zamanlar tapınak olan Caana Piramidi'nin yanında bulundu (Caracol Arkeoloji Projesi/Houston Üniversitesi)
Hükümdarın mezarı, antik Maya kenti Caracol'da bir zamanlar tapınak olan Caana Piramidi'nin yanında bulundu (Caracol Arkeoloji Projesi/Houston Üniversitesi)
TT

Antik Maya kentinin ilk hükümdarının mezarı keşfedildi

Hükümdarın mezarı, antik Maya kenti Caracol'da bir zamanlar tapınak olan Caana Piramidi'nin yanında bulundu (Caracol Arkeoloji Projesi/Houston Üniversitesi)
Hükümdarın mezarı, antik Maya kenti Caracol'da bir zamanlar tapınak olan Caana Piramidi'nin yanında bulundu (Caracol Arkeoloji Projesi/Houston Üniversitesi)

Kritik öneme sahip Maya kenti Caracol'un ilk hükümdarı olduğu düşünülen birine ait mezar keşfedildi. Mezarda bulunan eserler dönemin büyük kentleri arasındaki ilişkiye ışık tutuyor.

Maya dünyasının en büyük ve en önemli şehirlerinden Caracol'un nüfusunun zirve döneminde 100 bine ulaştığı tahmin ediliyor. Ancak diğer pek çok Maya şehrinde olduğu gibi, bilinmeyen nedenlerle MS 900 civarında çöküşe geçti.

Kalıntıları Belize'de yer alan antik kentin harabelerindeki kazılar en az 40 yıldır sürüyor. Fakat bugüne kadar yapılan çalışmalarda hiçbir kraliyet üyesine ait mezara rastlanmamıştı. 

Kazılara liderlik eden Houston Üniversitesi arkeologları Diane ve Arlen Chase, etkileyici bir keşifle bu durumu değiştirdi. 

İlk kez Caracol'da bir kraliyet mezarı ortaya çıkaran ekip, bunun kentin bilinen ilk hükümdarına ait olduğunu düşünüyor.

Houston Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre Te K'ab Chaak adlı kralın mezarı yaklaşık MS 350'ye tarihlendi. Araştırmacılar tahta 331'de çıkan Te K'ab Chaak'ın hanedanının en az 460 yıl varlığını sürdürdüğünü söylüyor.

Field Museum'dan arkeolog Gary Feinman, yer almadığı çalışmanın bulguları hakkında "Çok erken bir döneme ait hükümdar buldular, ki bu çok önemli ve bir hanedanın kurucusu olduğu iddia ediliyor" diyerek ekliyor: 

Bu büyük bir bulgu.

Araştırmacılar mezarda bulunan kalıntılara dayanarak Te K'ab Chaak'ın 1,7 metre boyunda ve öldüğünde dişi olmayan yaşlı bir adam olduğunu tespit etti.

Chase çifti kalıntılarla birlikte gömülen seramik kapların tarzından mezarın son derece eski olduğu sonucuna vardı. Kırmızı zincifre mineraliyse, çok yüksek statüye sahip birine ait olduğunu anlamına geliyordu.

Arlen Chase "Eşyalar zincifreyle kaplanmışsa kraliyet ailesinin en üst seviyedeki kişileri sözkonusu demektir" diye açıklıyor.

Ekip mezarda yeşim taşından yapılmış üç set kulak süsü de buldu. Maya elitlerinin kullandığı bu değerli eşyalara pek sık rastlanmıyor. 

ghyjudcfv
Çömlek kaplar üzerinde daha önce görülmeyen tasvirler bulundu (Houston Üniversitesi)

Ayrıca mozaik bir ölüm maskesi de keşfeden araştırmacılar bunun çok daha nadir olduğunu belirtiyor. Chase çifti daha önce sadece bir adet ölüm maskesi bulmuştu.

Arkeologlar mezarda gördükleri çömleklerin de etkileyici olduğunu ifade ediyor. Bu kaplarda Mayaların ticaret tanrısı, bir sinek kuşu ve mızrak tutan bir hükümdarla ona adak adayan kişiler resmedilmişti. Bazılarında maymun, baykuş ve nasua gibi hayvanlar tasvir edilmişti. 

Arlen Chase bazı tasarımlar için "Bunları daha önce hiç görmemiştik" diyor.

Araştırmacılar mezardaki bazı eserlerin, yine MS 350'lere tarihlenen diğer iki Caracol mezarındakilere çok benzediğini söylüyor. Bunlar arasında Meksika'nın orta kesiminden gelen yeşil obsidyen bıçaklar ve mızrak fırlatmak için kullanılan bir alet de vardı. 

Ekip bu aletlerin genellikle Caracol'un 1200 kilometre uzağındaki Teotihuacán kentiyle ilişkilendirildiğini belirtiyor. 

Chase çiftine göre bu durum iki kent arasındaki büyük mesafelere rağmen erken Maya halkının, Orta Meksika topluluklarıyla sanılandan onlarca yıl önce ilişki kurduğuna işaret ediyor. Te K'ab Chak zamanında Teotihuacán'dan Caracol'a yürümek muhtemelen en az 150 gün sürüyordu.

İkili, ellerindeki bulgulara dayanarak kentler arasında ticari ve diplomatik ilişkiler kurulduğunu düşünüyor. Öte yandan bazı uzmanlar net çıkarımlar yapmadan önce daha net kanıtlara ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Independent Türkçe, Live Science, New York Times, Smithsonian Magazine, Houston Üniversitesi