Küresel ısınmadan havadaki karbondioksiti sıvı yakıta dönüştürerek kurtulabilir miyiz?

Rice Üniversitesi'nin buluşu pratik kullanım alanı bulursa enerji üretiminde devrim yaratabilir (Ted Reinhard / Adobe Stock)
Rice Üniversitesi'nin buluşu pratik kullanım alanı bulursa enerji üretiminde devrim yaratabilir (Ted Reinhard / Adobe Stock)
TT

Küresel ısınmadan havadaki karbondioksiti sıvı yakıta dönüştürerek kurtulabilir miyiz?

Rice Üniversitesi'nin buluşu pratik kullanım alanı bulursa enerji üretiminde devrim yaratabilir (Ted Reinhard / Adobe Stock)
Rice Üniversitesi'nin buluşu pratik kullanım alanı bulursa enerji üretiminde devrim yaratabilir (Ted Reinhard / Adobe Stock)

Atmosferdeki en yaygın sera gazı karbondioksit yenilenebilir elektrik enerjisi kullanan bir elektroliz cihazı (kimyasal tepkime gerçekleştirmek için kullanılan ve elektrik akımına dayanan bir cihaz kategorisi) sayesinde saf bir sıvı yakıta dönüştürülerek verimli ve çevre dostu biçimde yeniden kullanılabilir.
Rice Üniversitesi'nden kimya ve biyomolekül mühendisi Haotian Wang'ın laboratuvarında geliştirilen katalitik reaktörün hammaddesi karbondioksit ve ortaya çıkardıkları son prototip yüksek saflık ve yoğunluğa sahip formik asit üretebiliyor.
Independent Türkçe'nin haberine göre, formik asit kendine özel üretilen yakıt hücreleri sayesinde depolanabiliyor ve daha sonra kullanılabiliyor.
Wang'in açıklamasına göre kullanımdaki mevcut karbondioksitten formik asit üreten cihazlar fazladan masraf ve enerji kullanımı gerektiren saflaştırma işlemlerine ihtiyaç duyuyor. Saf formik asit çözeltilerinin doğrudan üretimi karbondioksit dönüştürme cihazlarının yaygınlaşmasına yardımcı olabilir.
Geliştirilen yeni yöntemin ayrıntıları, akademik bilim yayını Nature Energy'i de yayımlanan makalede paylaşıldı.
Rice Üniversitesi'nin Brown Mühendislik Fakültesi'ne ocak ayında katılan Wang ve ekibi, sera gazlarını kullanılabilir ürünlere dönüştüren teknolojiler üretmek için araştırma yapıyor. Yeni elektrokatalist cihaz, testlerde yaklaşık yüzde 42'ye varan enerji dönüşüm verimliliğine ulaştı. Bu sonuç üretilirken kullanılan elektrik enerjisinin yarısına yakınının yakıt hücrelerinde kullanılabilen formik asit olarak depolanabileceğini anlamına geliyor.
Wang şunları söylüyor: “Formik asit bir enerji taşıyıcısıdır. “Elektrik üretebilen ve (bu sırada) karbondioksit yayan bir yakıt hücresi yakıtıdır ve (karbondioksiti) yeniden toplayarak tekrar geri dönüştürebilirsiniz."
"Başka kimyasallarla birlikte bu (kimyasal) aynı zamanda kimya mühendisliği endüstrisinde kullanılan temel hammaddelerden biridir ve sıkıştırılması zor olan hidrojenle kıyaslağında aynı hacimdeki hidrojen gazına göre yaklaşık 1000 kat daha fazla enerji depolayabilir." “Bu şu anda hidrojen yakıt hücresi kullanan arabalar için başlıca zorluklardan biri budur."
Araştırmanın başyazarı ve Rice Üniversitesi'nde doktora sonrası araştırmacı olan Şuyan Şia'ya göre iki yeni gelişme bu cihazın yapımını mümkün kıldı. Bunlardan ilki sağlam ve iki boyutlu bizmut kristallerini geliştirmiş olması, ikincisiyse tepkimenin bir parçası olan tuz ihtiyacını oradan kaldıran katı hal elektrolitinin kullanılması.
Wang şöyle açıklıyor: "Bizmut, bakır, demir veya kobalt gibi yarı metallerle kıyaslandığında bizmut çok ağır atomlara sahiptir. “Özellikle tepkime koşullarında bizmutun hareketliliği çok daha düşük. Bu da katalizörün (kimyasal tepkimeleri hızlandıran ancak tepkimeye katılmayan maddeler) daha istikarlı olmasını sağlıyor." Wang reaktörün suyun katalizörle temas etmesinin engelleyecek şekilde tasarlandığını ve bunun da katalizörü korumaya yardım ettiğini belirtiyor.
Şia'nın geliştirdiği yeni bir yöntem katalizör olarak kullanılan nanomalzemeyi çok miktarda topluca üretebiliyor. Şia şunları dile getirdi: "Şu anda katalizörler miligram veya gram ölçeğinde üretiliyor. "Biz (katalizörleri) kilogram ölçeğinde üretebilen yeni bir yöntem geliştirdik. Bu bizim (geliştirdiğimiz) sürecin endüstri ölçeğinde kullanılabilmesini mümkün kılacak."
Sülfoonik asit lidandlarıyla kaplı polimer temelli katı elektrolit pozitif yüklerin (artı yüklü) iletilmesini sağlarken amino grupları negatif (eksi yüklü) iyonları iletiyor. Wang şunları söylüyor: “Genellikle karbondioksiti indirgemek için tuzlu su gibi sıvı elektrolitler kullanılır. “Elektriğin iletilmesini istiyorsunuz ancak saf suyun bir elektrolit olarak direnci çok yüksektir (yalıtkandır). (Bu nedenle) iyonların suda serbestçe hareket edebilmesi için sodyum klorür (sofra tuzu) veya potasyum bikarbonat gibi tuzlar eklemeniz gerekir.
"Ancak formik asiti bu şekilde üretirseniz tuzla karışmış olur." “Yöntemlerin çoğunda son üründen tuzu ayırmak zorunda kalırsınız ancak bu çok fazla enerji ve masrafa ihtiyaç duyar. Bu nedenle suda çözünmeyen polimerler ya da inorganik bileşiklerden üretilebilen ve protonları iletebilen katı elektrolitler kullandık ve tuzu devre dışı bırakma ihtiyacını ortadan kaldırdık."
Ürün haznesine akan suyun hızı çözeltinin yoğunluğunu belirliyor ve akış hızının değiştirmesi çözelti yoğunluğunun da kontrol edilmesini sağlıyor. Cihazın mevcut kurulumunda yavaş çıkış alınırsa ağırlık olarak yüzde 30 civarında formik asit içeren bir çözelti üretiyor. Araştırmacılar, gaz akışıyla çalışabilen ve gaz halinde saf formik asit çıkarabilen yeni nesil reaktörlerle daha yüksek yoğunluklara ulaşmayı hedefliyor.
Rice Üniversitesi'ndeki laboratuvar geliştirme sürecinde Brookhaven Ulusal Laboratuvarı'yla birlikte çalıştı. Yüklü parçacıkların hızlandırılarak yüksek seviyede X ışını üretebilen Brookhaven Ulusal Laboratuvarı'na bağlı Ulusal Sinkrotron Işık Kaynağı II'deki  İç Kabuk Spektroskopisi'nde (ISS) çalışan ve araştırmanın ortak yazarlarından Eli Stavitski, laboratuvarlarındaki X ışını soğurme spektrokopisi sayesinde operandodaki elektrokatalizörlerin elektron dizilimini kimyasal süreç sırasında görüntüleyebildiklerini söylüyor ve şunları ekliyor: “Bu çalışmada, bizmutun oksidasyonunun farklı potansiyellerdeki hallerini takip ettik ve karbondioksit indirgenmesi botunca katalizörün güncel durumunu aktif olarak belirleyebildik."
Laboratuvar mevcut reaktörü 100 saat boyunca aralıksız çalıştırarak formik asit üretti ve nanoölçekteki katalizörler de dahil olmak üzere reaktörün bileşenleri ihmal edilebilir düzeyde çözeltiye karıştı. Wang, reaktörün formik asitin yanı sıra asetik asit, etil alkol ve propil alkol gibi yakıtları üremek içinde kolayca yeniden ayarlanabileceğini öne sürüyor.
Wang şunları ekledi: “Büyük resme bakarsak karbondioksiti indirgemek hem küresel ısınma üzerindeki etkisi hem de çevre dostu kimyasal sentezler açısından çok önemli." "Eğer (kullanılan) elektrik güneş veya rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklardan gelirse, karbondioksiti daha fazlasını (atmosfere) salmadan önemli bir şeye dönüştürdüğümüz bir döngü kurabiliriz."



Asya misk kedisinin dışkıladığı kahve çekirdekleri neden daha lezzetli?

Hindistan'dan Endonezya'ya kadar çeşitli yerlerde yaşayan küçük, meyve seven, gececil Asya misk kedisi, dışkılarıyla tohum dağıtarak ormanların yenilenmesine katkı sağlıyor
Hindistan'dan Endonezya'ya kadar çeşitli yerlerde yaşayan küçük, meyve seven, gececil Asya misk kedisi, dışkılarıyla tohum dağıtarak ormanların yenilenmesine katkı sağlıyor
TT

Asya misk kedisinin dışkıladığı kahve çekirdekleri neden daha lezzetli?

Hindistan'dan Endonezya'ya kadar çeşitli yerlerde yaşayan küçük, meyve seven, gececil Asya misk kedisi, dışkılarıyla tohum dağıtarak ormanların yenilenmesine katkı sağlıyor
Hindistan'dan Endonezya'ya kadar çeşitli yerlerde yaşayan küçük, meyve seven, gececil Asya misk kedisi, dışkılarıyla tohum dağıtarak ormanların yenilenmesine katkı sağlıyor

Erin Keller Son dakika haberleri ve gündem muhabiri 

Misk kedisi kahvesinin benzersiz aroması, Asya misk kedilerinin sindirimi sırasında çekirdeklerde meydana gelen kimyasal değişikliklerden kaynaklanıyor (Wikimedia Commons)

Sözkonusu kahve olduğunda, bazı çekirdekler fincanınıza ulaşana kadar gerçekten de uzun bir yol kat ediyor.

Dünyanın en pahalı demleme kahvesi olan "misk kedisi kahvesi", benzersiz lezzetini beklenmedik bir baristaya borçlu: Asya misk kedisi.

Bulguları perşembe günü Scientific Reports'ta yayımlanan çalışmada bu gececil, kedi benzeri memelinin, sindirim sırasında çekirdeklerin kimyasını değiştirerek belirgin ve daha zengin bir lezzet yarattığı bulundu.

Fermantasyon diye bilinen bu süreç çekirdeklerin yağ, protein ve yağ asidi içeriğini değiştiriyor ve dışkılamadan sonra toplanan çekirdeklerin benzersiz tadına katkı sunuyor.

Ancak bu çekirdekler, hızla yükselen Starbucks fiyatlarından bile yüzlerce dolar daha pahalıya mal oluyor. Fiyatı yaklaşık yarım kilo başına 600'le 1300 dolar arasında değişen bu çekirdekler, kahve üretiminde misk kedilerinin karşılaştığı muameleyle ilgili etik kaygılara yol açıyor.

Bu küçük, gececil, meyve yiyen, kedi benzeri memeliler Güneydoğu Asya, Çin'in güneyi ve Hindistan alt kıtasında yaşıyor. Dışkılarıyla tohumları etrafa dağıtarak önemli bir ekolojik rol oynayan bu hayvanlar, ormanın yenilenmesine ve sağlığının korunmasına yardımcı oluyor.

Zoolog Ramit Mitra ve meslektaşları araştırmaları kapsamında Hindistan'ın güneyinde yer alan Kodagu'daki çiftliklerden, yabani misk kedilerine ait 68 dışkı örneği ve yenmemiş Robusta kahve çekirdeği topladı.

Misk kedilerinin tükettiği çekirdeklerin yağ içeriği ve belirli yağ asidi metil esteri seviyelerinin daha yüksek olduğunu buldular. Kremamsı, süt benzeri bir tatla ilişkilendirilen bu bileşikler, kahvenin aromasını ve tadını güçlendiriyor.

Çalışmada, misk kedilerinin işleminden geçen çekirdeklerin, yenmemiş çekirdeklere kıyasla daha düşük protein ve kafein seviyeleri içerdiği ve bunun daha yumuşak, daha az acı bir tat profiline katkıda bulunabileceği saptandı.

Ancak çalışmanın yazarları bu bulguların kavrulmamış çekirdeklerden elde edildiği ve kavurmanın, kahvenin nihai aromasını daha da değiştirebileceği uyarısında bulunuyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news


Instagram'ın yeni Reels özelliği heyecan yarattı

Instagram artık kullanıcıların eski Reels videolarını kaydetmeden geri dönüp izlemesine olanak tanıyor (Loic Venance/AFP)
Instagram artık kullanıcıların eski Reels videolarını kaydetmeden geri dönüp izlemesine olanak tanıyor (Loic Venance/AFP)
TT

Instagram'ın yeni Reels özelliği heyecan yarattı

Instagram artık kullanıcıların eski Reels videolarını kaydetmeden geri dönüp izlemesine olanak tanıyor (Loic Venance/AFP)
Instagram artık kullanıcıların eski Reels videolarını kaydetmeden geri dönüp izlemesine olanak tanıyor (Loic Venance/AFP)

Rachel Dobkin 

Instagram artık kullanıcıların eski Reels videolarını kaydetmelerine gerek kalmadan tekrar izlemesine olanak tanıyor.

Hiç Instagram Reels videolarında gezinirken sayfayı yanlışlıkla yenileyip bir videoyu kaydetme şansını kaçırdığınız oldu mu? Ya da arkadaşlarınızla takılırken komik bir videodan bahsettiğiniz ama kaydetmeyi unuttuğunuz için gösteremediğiniz?

Artık kullanıcıların bir videoyu tekrar oynatmak için onu kaydetmek gibi ekstra bir adım atmasına gerek yok.

Instagram Başkanı Adam Mosseri, kullanıcıların bulamadığı Reels videolarına geri dönüp bakmasını sağlayacak yeni özelliği cuma günü duyurdu.

Mosseri bir Reels'ta, "'Profil'e gidin ve ayarlar bölümünde, 'hareketlerin' başlığı altında artık 'izleme geçmişi' seçeneği var" diye açıkladı. 

Böylece izlediğiniz tüm Reels videolarını görebilirsiniz.

Mosseri, bu bölümün nasıl özelleştirilebildiğini ayrıntılı olarak anlattı.

En eskiden en yeniye veya en yeniden en eskiye sıralayabilirsiniz. Belirli bir tarihe veya tarih aralığına gidebilir, hatta o videoyu paylaşan belirli bir kişiye veya hesaba göre filtreleyebilirsiniz.

Instagram kullanıcıları duyuruyu kutlarken biri "BU çok faydalı!!" dedi.

Bir diğeri de "EVETTTTT!!!!!!!! Buna bayıldım!" ifadelerini kullandı.

Üçüncü bir kişiyse şu yorumu yaptı:

Aman Tanrım, buna ihtiyacım var!!! Teşekkürlerrrr!

Yeni özellik, Instagram kullanıcılarının profillerindeki ayarlar bölümünde yer alıyor (Adam Mosseri/Instagram)Yeni özellik, Instagram kullanıcılarının profillerindeki ayarlar bölümünde yer alıyor (Adam Mosseri/Instagram)

Instagram'ın rakibi TikTok'ta izleme geçmişi seçeneği çoktandır var. Profilinize gidin ve sağ üstteki üç çizgiye tıklayın. Menüye girdikten sonra "ayarlar ve gizlilik"e ve ardından "etkinlik merkezi"ne girin. İlk seçenek "izleme geçmişi" olmalı.

YouTube da kullanıcıların eski Shorts videolarına göz atmasına olanak tanıyor ancak bunlar, kullanıcıların platformda izlediği uzun videolarla birlikte izleme geçmişine ekleniyor. YouTube izleme geçmişinizi bulmak için profilinize gidin ve "geçmiş"e tıklayın.

Instagram son zamanlarda platformunda epey değişiklik yapıyor. Meta'ya ait platform, yaratıcılığa dayalı en iyi içerik üreticilerine "Rings" (hem yüzük hem halka anlamına geliyor -çn.) ödülü vereceğini önceki haftalarda duyurmuştu.

Ödülün, henüz açıklanmayan kazananları, Grace Wales Bonner tarafından tasarlanan fiziksel bir yüzük alacak ve Instagram profillerinde dijital bir halka olacak.

Kazananlar, Instagram hikayesi paylaştıklarında profil fotoğraflarının etrafında altın bir halka görecek ve ayrıca profil arka plan rengiyle "beğen" tuşunu özelleştirebilecekler.

Kazananları belirleyen panelde yer alan YouTuber Marques Brownlee, duyuru sırasında CNBC'ye yaptığı açıklamada, "Bu daha çok özel bir görünürlük ve insanları, gerçekten harika ve üst düzey bir tanınırlık için çalışmaya yönelten bir tür teşvik" demişti.

Meta'ya ait platform önceki haftalarda, yaratıcılığa dayalı en iyi içerik üreticilerine verilecek "Rings" ödülünü başlattı (Instagram)Meta'ya ait platform önceki haftalarda, yaratıcılığa dayalı en iyi içerik üreticilerine verilecek "Rings" ödülünü başlattı (Instagram)

Independent Türkçe, independent.co.uk/tech


Uzaydaki uyduların üçte ikisi artık Elon Musk'ın

26 Aralık 2019'da çekilen Cygnus'taki çift yıldız Albireo. 2,5 dakikalık pozlamalarda, alanda hareket eden Starlink uyduları da kaydedildi (Rafael Schmall/Wikimedia Commons)
26 Aralık 2019'da çekilen Cygnus'taki çift yıldız Albireo. 2,5 dakikalık pozlamalarda, alanda hareket eden Starlink uyduları da kaydedildi (Rafael Schmall/Wikimedia Commons)
TT

Uzaydaki uyduların üçte ikisi artık Elon Musk'ın

26 Aralık 2019'da çekilen Cygnus'taki çift yıldız Albireo. 2,5 dakikalık pozlamalarda, alanda hareket eden Starlink uyduları da kaydedildi (Rafael Schmall/Wikimedia Commons)
26 Aralık 2019'da çekilen Cygnus'taki çift yıldız Albireo. 2,5 dakikalık pozlamalarda, alanda hareket eden Starlink uyduları da kaydedildi (Rafael Schmall/Wikimedia Commons)

SpaceX, pazar günü 56 uyduluk bir partiyi daha başarıyla fırlattıktan sonra 10 bininci Starlink uydusunu yörüngeye yerleştirdi.

Kâr amacı gütmeyen uydu takip kuruluşu Celestrak'ın verilerine göre bu dönüm noktası, SpaceX'in patronu Elon Musk'ın artık tüm aktif uyduların üçte ikisini kontrol ettiği anlamına geliyor.

20 Ekim itibarıyla alçak Dünya yörüngesindeki 12 bin 955 aktif uydunun 8 bin 562'si (yüzde 66'sından biraz fazlası) SpaceX'in Starlink takımyıldızının bir parçası. 1500 Starlink uydusu ise ya hizmet dışı ya da yörüngeden çıkmış durumda.
 

zsxcdfg

SpaceX'in hakimiyeti, dünyanın en zengin kişisinin Starlink ağı üzerindeki kontrolüyle sahip olduğu güç konusunda endişelere yol açıyor. Musk, 2023'te Tesla, SpaceX ve X üzerindeki kontrolü sayesinde "tek bir kafada şimdiye kadar hiç kimsenin sahip olmadığı kadar gerçek zamanlı küresel ekonomik veriye" sahip olduğunu iddia etmişti.

SpaceX'in uydu sayısı açısından en yakın rakibi, 651 uydusu faaliyette olan OneWeb. Ancak bazı Çin şirketleri, 2030'lara kadar Dünya yörüngesinde 10 binden fazla uyduya sahip olmayı hedefliyor.

Musk'ın şirketi, Starlink takımyıldızını 42 bin uyduya çıkarmayı umuyor ancak halen yalnızca 12 bin uydu fırlatma iznine sahip.

Son Starlink fırlatması, SpaceX'in önceki yıllık Falcon 9 fırlatma rekoru olan 132'yi eşitledi ve şirketin 2025 sonuna kadar onlarca yeni fırlatma planı bulunuyor.
 

zxscdfg

Dünya'ya yüksek hızlı internet gönderen Starlink uyduları, yaklaşık 5 yıl dayanacak şekilde üretiliyor ve ardından kontrollü bir itici ateşlemesi gerçekleştirerek atmosfere geri dönüp tamamen yanıyor.

Starlink enkazının gece gökyüzünde yanışının videoları son haftalarda sosyal medyada yayımlanıyor. Gökbilimci Jonathan McDowell, 2025'te her gün ortalama bir ila iki SpaceX uydusunun yörüngeden çıktığını kaydetti.

ABD'deki Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi'nde çalışan Dr. McDowell, SpaceX takımyıldızını büyütmeye devam ettikçe bu rakamın günde yaklaşık 5'e yükseleceğini söyledi.

Yörüngeden çıkmalar yerdeki insanlar için bir risk oluşturmasa da Dr. McDowell, yanmalardan kaynaklanan kirleticilerin atmosfere zarar verebileceği ve küresel ısınmaya katkıda bulunabileceği uyarısını yaptı.

EarthSky'a "Mega takımyıldızlar çağında bile bu etkilerin gerçekten sorun yaratacak kadar büyük olup olmayacağı henüz belli değil ama olmayacağı da kesin değil" diye konuştu.

Independent Türkçe