İran kaçak yakıt taşıyan petrol tankerine el koydu

Hürmüz Boğazı'ndaki bir petrol tankeri önünde Devrim Muhafızlarına ait tekne (arşiv - AFP)
Hürmüz Boğazı'ndaki bir petrol tankeri önünde Devrim Muhafızlarına ait tekne (arşiv - AFP)
TT

İran kaçak yakıt taşıyan petrol tankerine el koydu

Hürmüz Boğazı'ndaki bir petrol tankeri önünde Devrim Muhafızlarına ait tekne (arşiv - AFP)
Hürmüz Boğazı'ndaki bir petrol tankeri önünde Devrim Muhafızlarına ait tekne (arşiv - AFP)

İran devlet televizyonu, Devrim Muhafızları'na ait bir devriye gemisinin, Hürmüz Boğazı yakınlarında kaçak yakıt taşıyan bir tankere el koyduğunu duyurdu.
Tankerin 250 bin litre kaçak yakıt taşıdığı iddia edildi. Milliyetleri açıklanmayan 11 mürettebatın da gözaltına alındığı ifade edildi.
İran Devrim Muhafızları komutanlarından General Serheng Muhammed Necefi tankere el konulduğunu doğruladı.
El konulan tanker 11 mürettebatı ile 250 bin litre kaçak mazot taşımaktaydı
Necefi, söz konusu tankerin diğer küçük tankerlerden aldığı yakıtı, büyük yabancı petrol tankerlerine taşıdıklarını söyledi. 
İran, son olarak 7 Eylül'de,  284 bin litre kaçak yakıt taşıdığını açıkladığı bir gemiye el koymuş ve Filipinli 12 mürettebatı da gözaltına almıştı.
4 Temmuz'da İran'a ait bir tankerin Britanyalı yetkililerin de katılımıyla Cebelitarık'ta alıkonmasının ardından Basra Körfezi'nde ve Hürmüz Boğazı'nda tansiyon yükselmişti.
İran önce 13 Temmuz'da Panama bandralı bir petrol tankerine ardından 31 Temmuz'da menşei açıklanmayan başka bir tankere el koymuştu.
Devrim Muhafızları'na bağlı gemiler ayrıca 19 Temmuz'da Stena Impero isimli bir İngiliz petrol tankerini de 23 kişilik mürettebatıyla birlikte kıyısına çekmişti.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Musavi Steno Impero'nun yakın zamanda serbest bırakılacağını açıklamıştı.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.