Nebil el-Karvi’nin hapse atılması, Tunus'ta siyasi fenomene dönüşmesine nasıl yardım etti?

Nebil el-Karvi’nin hapse atılması, Tunus'ta siyasi fenomene dönüşmesine nasıl yardım etti?
TT

Nebil el-Karvi’nin hapse atılması, Tunus'ta siyasi fenomene dönüşmesine nasıl yardım etti?

Nebil el-Karvi’nin hapse atılması, Tunus'ta siyasi fenomene dönüşmesine nasıl yardım etti?

Basil Turceman
Tunus cumhurbaşkanlığı adaylarından Nebil el-Karvi, başkent Tunus’taki bir hapishanede parmaklıkların arkasında olmasına ve seçim kampanyasının engellenmesine rağmen 26 adayın yarıştığı seçim yarışında ilk turda ikinci olmayı başardı. Böylece Karvi, 25 Ekim'den önce yapılması beklenen ikinci turda seçimlerden birincilikle çıkan Anayasa Profesörü Kays Said’in rakibi olmaya hak kazandı.
2007 yılında ‘Nessma TV’ adlı televizyon kanalını kurana kadar Tunus'ta hiç kimse Karvi adını bilmiyordu. O tarihten bu yana Karvi, sıradan bir kişiden cumhurbaşkanlığına yakın bir isme dönüştü.
Zeynel Abidin bin Ali rejimi yıkılana kadar eğlence kanalı olan Nessma TV, bir anda yönünü değiştirerek ifade özgürlüğüne aç olan yeni medya ortamının başını çekmeyi başardı. Karvi, bu sayede kamuoyunu yönlendirmede ve önemli anlardaki eğilimlerini tanımlamada büyük bir rol üstlendi.
Fransa’da ticaret ve pazarlama bölümü okuyan Karvi, tecrübesi ve pazarlama yeteneğini televizyon sektöründe başarıyla kullandı. Ardından üç yıl önce bir trafik kazasında ölen oğlunun adına bir yardım derneği kurdu. Burada da büyük başarılara imza attı. Son olarak ise hakkındaki tüm suçlamalara rağmen Tunus halkına kendini iyi bir şekilde ifade etmeyi başardı.
Karvi, Merhum Cumhurbaşkanı Baci Kaid es-Sibsi ile Nida Tunus Partisi’nin kurucuları arasında yer aldı. Sahibi olduğu televizyon kanalı, Sibsi’nin cumhurbaşkanı olmasında ve Nida Tunus Partisi’nin parlamentodaki en çok sandalyeye sahip olduğu 2014 seçimlerinde büyük bir rol oynadı.
Geçici bir fenomen değil
Karvi’nin lideri olduğu Tunus'un Kalbi Partisi’nin önde gelen isimlerinden Zuheyr Mahluf’a göre yalnızca Tunus'ta değil, dünyanın birçok ülkesinde mevcut sistemlere karşı bir alternatif arayışı içinde olan seçmenler, başarısız rejimlere karşı oy kullanıyor. Bu yüzden Tunus da başarısız olan geleneksel rejime karşı halkın verdiği tepkiye şahit oluyor.
Karvi’nin Tunus sahnesindeki yerine değinen Mahluf, “Bir medya deneyimine ve 2013 yılında kurulmuş bir yardım derneğine sahip. Birçok toplumsal ve sağlık sorununun üstesinden gelmeyi başaran sosyal alternatifler sundu. Ayrıca, Tunusluların kendilerine zarar verdiğini düşündüğü dar partizan ve siyasi eylemlerden uzak durmayı seçen insan hakları aktivistleri ve ekonomi uzmanlarının bulunduğu bir siyasi parti kurmayı başardı” dedi.
Hapiste olmasının Karvi’nin etkisini sınırlandıramadığını söyleyen Mahluf,  bunun nedenini, tecrübesinin siyaset hayatından ibaret olmaması ve kamuoyu üzerinde daha önceki konuşmalarından kalan bir etkisi olmasına bağladı. Karvi’ye duyulan sempatinin hapse atılmasından kaynaklanmadığını söyleyen Mahluf, seçim kampanyası sırasında kendisine konuşma yapma izin verilmese bile, önceki eylemleriyle oluşan etkisinin seçmenlerini ikna etmeyi başardığını vurguladı.
Yolsuzluk suçlamaları
Kendisini ‘Tunuslu kar amacı gütmeyen bir kuruluş’ olarak tanımlayan ve birçok yolsuzluk, vergi kaçakçılığı ve kamu işlemlerinde manipülasyon vakalarını ortaya çıkaran ‘IWatch’ organizasyonu, Eylül 2016'da, kara para aklama ve vergi kaçakçılığı suçlamalarıyla Karvi ve kardeşine dava açtı.
Karvi ile büyük bir savaşa giren organizasyon, Karvi’ye yakın isimlerden sızdırılan küçük düşürücü ve ahlaksız ifadeler içeren, onları ihanet ve yabancı taraflara sadık olmakla suçlayan kayıtları Karvi’ye karşı kullandı. Ancak suçlamalar, yargı tarafından ciddiye alınmadı. Ta ki cumhurbaşkanlığı seçimlerine birkaç günü kalana dek. Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştığında Karvi’ye yöneltilen suçlamalar yeniden ortaya atıldı.
İktidarın hataları Karvi’yi yükseltti
Siyasi analist Munzir Sabit konuya ilişkin değerlendirmesinde, iktidardaki koalisyonunun ekonomik ve sosyal sorunlarla baş edememesi nedeniyle yaptığı hataların, Karvi’nin fenomene dönüşmesine katkıda bulunduğunu söyledi.
Karvi’nin birleşik bir sistem oluşturuluncaya kadar çıkar ilişkilerine dayalı ittifaklara çekilmesi gerektiğini söyleyen Sabit, “Fakat onun karşısına geçilmesi Bin Ali rejiminin hatalarının tekrarlanmasına neden oldu. Böylece çevresini saran kuşatma ve hakkındaki kovuşturmalar Karvi’yi siyasete itti” şeklinde konuştu.
Karvi’nin rejime karşı bir direniş sembolüne dönüştüğünü söyleyen Sabit, “Karvi, yaklaşan genel seçimlerde sandıkta başı çeken siyasi bir yapı oluşturmayı başardı” ifadelerini kullandı.
Öte yandan avukat Lamia el-Ubeydi, Karvi’nin başarısının temelde iktidarın yıllar önce yaptığı hatalardan kaynaklandığını söyledi. Ubeydi, “Karvi’nin hakkında açılmış kara para aklama ve vergi kaçakçılığı davaları vardı.   Ancak 2014 seçimlerinde iktidara gelen önceki hükümet tarafından korunuyordu. Hükümetin başarısızlığının ardından ganimet paylaşma çabalarına girilmesi ve halkın görmezden gelinmesi Karvi’ye siyasi hareketini inşa etmek için fırsat sundu” şeklinde konuştu.
Karvi’nin aldığı seçim sonuçları karşısında şaşırdığını belirten Ubeydi, “Karvi hakkındaki yolsuzluk suçlamaları ve şüpheli dış ilişkileri olduğu iddiaları biliniyor. Ancak cumhurbaşkanlığı yarışında ön sıralarda yer alıyor” diye konuştu.
Karvi’nin yolsuzluk sisteminin bir ürünü olduğunu düşünen Ubeydi, “Karvi’nin seçimlerden günler önce gözaltına alınması yargının güvenilirliğini sorgulattı. Seçilmesi başlı başına bir şoktu. Yoksullara gıda yardımı yaptığı veya televizyon kanalında Türk dizisi yayınladığı için cumhurbaşkanı seçilmesi düşünülemez” dedi.
Diğer yandan Sosyolog Dr. Sami Nasr, seçimlerin sonuçlarının Tunus gerçekliğinin psiko-sosyal bir analize ihtiyaç duyduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Dr. Nasr, Karvi’nin yükselişini, ezilenler ve fakirlerin sömürmesine ve uzmanı olduğu iletişim konusunda vatandaşlarla kurduğu diyalog mekanizmalarına dayandırdı.
6 ay önce yayınlanan anket sonuçlarının Karvi gerçeğini ortaya çıkardığını veya en azından bir ipucu verdiğini belirten Dr. Nasr, bu seçimlerin halkın eski rejimden aldığı intikam olduğuna dikkati çekti. Dr. Nasr, Tunusluların bu seçimle tüm siyasetçilere, karar mercilerine ve medya uzmanlarına mesaj verdiğini ifade etti.
Serbest kalma talebi
Öte yandan Karvi’nin avukatları 24 saat içerisinde müvekkillerinin serbest bırakılması için başvuruda bulunacaklarını açıkladılar.
Karvi’nin avukatlarından Muhammed el-Zanun AFP’ye yaptığı açıklamada, Nebil Karvi’nin yalnızca serbest bırakılmasını istediğini söyledi. Avukat Zanun, 24 saat için serbest bırakılma talebinin sorumlu hakime iletileceğini belirtti.



Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.