'Sezaryenle doğan bebekler, hastane ortamındaki mikropları alıyor'

Yeni doğmuş bir bebek (Arşiv - Reuters)
Yeni doğmuş bir bebek (Arşiv - Reuters)
TT

'Sezaryenle doğan bebekler, hastane ortamındaki mikropları alıyor'

Yeni doğmuş bir bebek (Arşiv - Reuters)
Yeni doğmuş bir bebek (Arşiv - Reuters)

Neden bazı çocukların daha zayıf bağışıklık sistemine sahip olduğunu araştıran bir çalışmaya göre sezaryenle doğan bebekler normal yolla doğanlardan farklı bağırsak bakterilerine sahip.
Araştırma normal yolla doğan bebeklerin ilk bakteri, veya mikrobiyom dozlarının çoğunun anneden geçtiğini ama sezaryenle doğanların hastane ortamındaki mikropları aldığını tespit etti.
CNN tarafından yayınlanan bir rapora göre, yenidoğan bakterilerine dair yapılmış en büyük araştırmayı yürüten bilim insanları doğum anının "bağışıklık sistemini ileriki hayata hazırlayan bir çeşit termostat işlevi görebileceğini" söyledi.
Bağırsak mikrobiyomu bağışıklık sisteminin gelişimi için önemli olduğu düşünülen milyonlarca mikrop içeriyor. Erken çocukluk döneminde doğru bakterilere maruz kalmamak; astım, alerji ve diyabet gibi otoimmün hastalıklara yol açabiliyor.
Wellcome Sanger Enstitüsü, University College London (UCL) ve Birmingham Üniversitesi'nden araştırmacılar, normal yoldan doğan bebeklerin sezaryenle doğanlara göre sağlık açısından daha fazla iyi huylu bakteriye sahip olduğunu tespit etti. Sezaryen doğumluların bünyelerinde annelerinin bakterileri yerine genelde hastanelerden kapılan, muhtemelen zararlı olan mikroplar bulundu.
Ne var ki bu farklılıklar doğumu takip eden bir yılda büyük ölçüde kayboldu. Bilim insanları bebeğin bağırsak bakterilerinin kesin rolünün belirsizliğinin ve doğumdaki farklılıkların ileriki yaşama etkisinin bilinmediğinin altını çizdi.
UCL'deki klinik doçenti Dr. Nigel Field, "Bebekler anne karnındayken temizdir. Ve doğum anı bağışıklık sisteminin çok fazla bakteriyle buluştuğu andır. Dolayısıyla doğum anının bağışıklık sistemini ileriki hayata hazırlayan bir çeşit termostat işlevi gördüğüne dair bir hipotez var" dedi. 
Bağışıklık sistemini ilgilendiren durumlarda sezaryenle doğan bebeklerin biraz daha fazla risk taşıdığını gösteren bir araştırma mevcut. Astım, iltihaplı bağırsak hastalığı veya diğer alerjik durumlar söz konusuysa daha fazla risk taşıyorlar.
Nature dergisinde yayımlanan araştırma sezaryenle doğan bebeklerle normal doğan bebekler arasında “önemli farklılıklar” buldu. Fakat araştırmacılar bu farklılıkların doğumdan sonraki 12 aylık süre zarfında büyük ölçüde eşitlendiğini söyledi.
Kadın Doğum Uzmanları ve Jinekologlar Koleji'nden (Royal College of Obstetricians and Gynaecologists) uzmanlar bulguların kadınları sezaryen doğumdan caydırmaması gerektiğini söyledi.
Derneğin Başkan Yardımcısı ve danışman kadın doğum uzmanı Dr. Alison Wright, "Sezaryen birçok durumda hayat kurtaran bir prosedür ve hem anne hem de bebek için doğru seçim olabilir" dedi.
Mikrobiyomun yenidoğanlar üstündeki kesin rolü ve hangi etkenlerin mikrobiyomu değiştirebileceği hala belirsiz. Bu çalışma, bu önemli alana dair kavrayışımızı geliştirmek için daha fazla araştırma gerektiğini ortaya koyuyor.
Birmingham Üniversitesi'nden Profesör Peter Brocklehurst, “Yaşamın ilk haftaları bebeğin bağışıklık sistemi için kritik bir gelişim aşaması ama bunun hakkında çok az şey biliyoruz" dedi.
Mikrobiyomdaki erken farklılıkların herhangi bir sağlık problemine yol açıp açmadığını görmek için bu çalışmayı derhal takip etmemiz ve bebekleri büyüme süreçlerinde izlememiz gerekiyor.
Araştırmacılar 4, 7 ve 21 günlük yaklaşık 600 sağlıklı bebekten ve 175 anneden aldıkları örnekleri kullanarak toplamda bin 679 bağırsak bakterisi örneği inceledi.
Doğum yöntemleri arasındaki farklılıkların yanı sıra araştırma, normal yolla doğmuş bebeklerin mikrobiyomlarının vajinadan ziyade anne bağırsağından geldiğini de tespit etti.
Bu tespit doktorların enfeksiyon riskini artırdığına dair uyarılarda bulunduğu vajinal tohumlama denen tekniği de daha fazla sorgulamaya açıyor. Hakkında tartışmaların devam ettiği yöntem, sezaryenle doğan bebekleri annenin vajinal sıvılarıyla silmeyi kapsıyor.
Daha küçük çaplı geçmiş araştırmalar bebeğin, doğum kanalında ilerlerken vajinal bakterileri yuttuğunu öne sürmüştü. Ancak yeni araştırma normal yolla ve sezaryenle doğan bebeklerin bağırsaklarında vajinal bakteri farklılığı olmadığını tespit etti.



Sörf tahtası çalan su samuru geri mi döndü?

Uzmanlar hayvanların doğal yaşam alanlarının daralmasının böyle olaylara yol açabileceğini söylüyor (Shmuel Thaler/The Santa Cruz Sentinel/AP)
Uzmanlar hayvanların doğal yaşam alanlarının daralmasının böyle olaylara yol açabileceğini söylüyor (Shmuel Thaler/The Santa Cruz Sentinel/AP)
TT

Sörf tahtası çalan su samuru geri mi döndü?

Uzmanlar hayvanların doğal yaşam alanlarının daralmasının böyle olaylara yol açabileceğini söylüyor (Shmuel Thaler/The Santa Cruz Sentinel/AP)
Uzmanlar hayvanların doğal yaşam alanlarının daralmasının böyle olaylara yol açabileceğini söylüyor (Shmuel Thaler/The Santa Cruz Sentinel/AP)

ABD'nin Kaliforniya eyaletinden bir kere daha sörf tahtalarına binerek gezinen su samuru haberi geldi. 

Çarşamba günü Santa Cruz şehrindeki popüler sörf noktalarından Steamer Lane'e giden Isabella Orduna, ayağında küçük bir ısırık hissetti. 

21 yaşındaki kadın ürkerek suya düştü. Denizden kafasını çıkarıp sörf tahtasına baktığında karşısında bir su samuru gördü:

Aklıma ilk gelen düşünce 'Vay, şimdi ne yapacağım?' oldu.

Orduna hayvanı uzaklaştırmak için sörf tahtasını ters çevirmeyi ve bağırmayı denese de başarılı olamamış.

Etraftakilerin uzmanları yardıma çağırmasıyla birlikte hem Orduna hem de sörf tahtası denizden çıkarılmış.

Perşembe günü aynı bölgede bir sörfçü daha tahtasını bir su samuruna kaptırdı.

Bir haftada iki vakanın meydana gelmesi, 2023'te 841 kod numaralı su samurunu internet fenomeni yapan benzer olayları hatırlattı.  

Yeni vakalardaki failin iki sene önce yakalanmadan kaçmayı başaran hayvan olup olmadığı henüz bilinmiyor. 

Uzmanlar, diğer su samurlarının da sörf tahtalarına merak duymaya başlamış olabileceğini söylüyor. 

841 kod numaralı su samurunun tüylü yüzü tişörtlere basılmış ve bir dondurma çeşidine ilham vermişti. 

Bölge sakinleri onu yakalamaya çalışan yaban hayatı koruma yetkililerini yuhalamış ve "Su samuru olmak bir suç değildir" yazılı tişörtler giymişti. 

Dünya çapında ün kazanan hayvanın hamile olduğu anlaşılınca yakalama çalışmaları sona erdirilmişti. 

Doğumdan sonra sörf tahtalarını çalmayan su samurunun bu davranışı, hamilelik hormonlarına bağlanmıştı.

841 kod numaralı su samurunun izine 2024'ten beri rastlanmıyor.

Independent Türkçe, New York Times, ABC

 


Ünlü oyuncu ihtimali açıkladı: Hulk geri dönecek mi?

Mark Ruffalo, en son 2022'de yayımlanan Disney+ dizisi She-Hulk: Attorney at Law'da Hulk olarak izleyici karşısına çıkmıştı (Walt Disney Pictures)
Mark Ruffalo, en son 2022'de yayımlanan Disney+ dizisi She-Hulk: Attorney at Law'da Hulk olarak izleyici karşısına çıkmıştı (Walt Disney Pictures)
TT

Ünlü oyuncu ihtimali açıkladı: Hulk geri dönecek mi?

Mark Ruffalo, en son 2022'de yayımlanan Disney+ dizisi She-Hulk: Attorney at Law'da Hulk olarak izleyici karşısına çıkmıştı (Walt Disney Pictures)
Mark Ruffalo, en son 2022'de yayımlanan Disney+ dizisi She-Hulk: Attorney at Law'da Hulk olarak izleyici karşısına çıkmıştı (Walt Disney Pictures)

Hulk'ın Marvel Sinematik Evreni'ndeki (MSE) geleceği hâlâ belirsizliğini koruyor.

Karakterin 2022'deki son ekran macerasından bu yana yeni bir projede yer almaması, hayranların "Hulk merkezli yeni bir film gelir mi?" sorusunu yeniden gündeme getirdi. Mark Ruffalo'ya göre ise bu, yakın zamanda mümkün görünmüyor.

Ünlü oyuncu, GQ'ya verdiği yeni röportajda kendisine özel bir Hulk filmi isteyip istemediği sorusuna şöyle yanıt verdi:

Evet, tek başına bir Hulk filmi yapmayı çok isterim.

Ruffalo, süper kahraman evrenine 2012 yapımı Yenilmezler'le (The Avengers) katılmıştı. Ancak o filmdeki başroller arasında yer alan Ruffalo, sonrasında kendi hikayesini anlatan bir projede yer alamayan tek isim oldu.

Oyuncu, bunun nedenini şu sözlerle açıkladı:

Belki bilmiyorsunuzdur ama Hulk'ın hakları aslında Marvel’a değil, Universal’a ait. Açıkçası, bu projenin gerçekten hayata geçip geçemeyeceğinden emin değilim. Sürekli konuşuyoruz, nasıl olabileceğini tartışıyoruz ama ortada o kadar çok Hulk filmi var ki... İnsanlar gerçekten bir tane daha ister mi, emin değilim. Yine de ben çok isterim ve bence doğru formülü bulabilirsek izleyiciler de buna ilgi gösterir.

Marvel evreninde halihazırda bir Hulk filmi var: 2008 yapımı The Incredible Hulk. O filmde Bruce Banner'ı Edward Norton canlandırmış, ardından karakteri Ruffalo devralmıştı. Norton'ın canlandırdığı versiyon, resmen MSE'nin parçası kabul ediliyor.

57 yaşındaki Ruffalo, geçen yıl yaptığı açıklamada Marvel Başkanı Kevin Feige'in, kendisine başka bir Hulk filmi planlanmadığını söylediğini aktarmıştı:

Bildiklerim bu kadar. Daha fazlasını anlatabilirim ama bana bu konuda konuşmamam söylendi.

Ancak oyuncunun son açıklamaları, en azından bu fikre olan isteğini sürdürdüğünü gösteriyor.

Ruffalo'nun Avengers: Doomsday'de yer alıp almayacağı da henüz bilinmiyor. Bu yılın başında yapılan resmi oyuncu tanıtımında Ruffalo'nun adının yer almaması dikkat çekmişti. Oyuncu, bu durumu esprili bir dille şöyle yorumladı:

Bir sonraki filmin sonunu ağzımdan kaçırmamam için beni listeden çıkarmaya karar verdiler.

Independent Türkçe, GamesRadar, GQ


Gişe rekortmeni korku serisine veda: Artık bitti

Korku Seansı: Son Ayin'de Ed ve Lorraine Warren, hem kendi hayatlarını hem de masum insanları bu kötücül güçlerden korumak için mücadele veriyor (Warner Bros.)
Korku Seansı: Son Ayin'de Ed ve Lorraine Warren, hem kendi hayatlarını hem de masum insanları bu kötücül güçlerden korumak için mücadele veriyor (Warner Bros.)
TT

Gişe rekortmeni korku serisine veda: Artık bitti

Korku Seansı: Son Ayin'de Ed ve Lorraine Warren, hem kendi hayatlarını hem de masum insanları bu kötücül güçlerden korumak için mücadele veriyor (Warner Bros.)
Korku Seansı: Son Ayin'de Ed ve Lorraine Warren, hem kendi hayatlarını hem de masum insanları bu kötücül güçlerden korumak için mücadele veriyor (Warner Bros.)

Korku Seansı: Son Ayin (The Conjuring: Last Rites), 2025'in en çok hasılat elde eden korku filmi oldu. Ancak bu etkileyici gişe başarısı, serinin geleceğini değiştirmeyecek gibi görünüyor.

Yönetmen Michael Chaves'e göre bu film, Vera Farmiga ve Patrick Wilson'ın canlandırdığı Warren çiftinin beyazperdedeki son hikayesi olacak.

"Bu son film"

Chaves, ComicBook.com'a verdiği röportajda Son Ayin'in, Warrenlar'ın ana karakter olarak yer aldığı son film olduğunu kesin bir dille doğruladı. "Artık bitti. Bu, son film..." diyen 40 yaşındaki yönetmen, sözlerini şöyle sürdürdü:

Zaten bu yüzden adını Son Ayin koyduk. Başka Korku Seansı filmi olmayacak. Bu kesinlikle sonuncusu.

Amerikalı yönetmen, geçen ay GamesRadar'a yaptığı açıklamada da hikayeyi burada bitirmenin doğru bir karar olduğunu söylemişti:

Serinin gereğinden fazla uzamasını istemedik. Kendi şartlarımızla, güvenle bitirmek istedik.

Yine de Hollywood'un, büyük gişe başarısı elde eden serileri kolay kolay bırakmadığı biliniyor. Son Ayin, 55 milyon dolarlık bütçesine karşılık dünya genelinde 477 milyon doların üzerinde hasılat elde ederek, korku türünde "tüm zamanların en büyük küresel açılışını" yaptı.

Bu tablo planların değişebileceğini düşündürse de Chaves'in sözleri, Warren çiftinin geri dönmeyeceğini net biçimde ortaya koyuyor.

Serinin yaratıcısı James Wan da geçen yıl Son Ayin'i defalarca "son Korku Seansı filmi" diye tanımlamış, hatta Instagram paylaşımında "bir dönemin sonu" ifadesini kullanmıştı. 

Görünen o ki Ed ve Lorraine Warren artık beyazperdeye veda etti. Fakat bu, Korku Seansı evreninin tamamen sona erdiği anlamına gelmiyor.

Halihazırda bir öncül film geliştirme aşamasında. 2023'te duyurulan HBO dizisinin yapım çalışmaları da sürüyor. Projenin dizi sorumlusu görevini Nancy Won üstleniyor. Ayrıca Annabelle ve Dehşetin Yüzü (The Nun) gibi yan serilerin devam filmleri de gündemde ancak henüz resmi bir onay yok.

Korku Seansı: Son Ayin, halen sinemalarda gösterimde.

Independent Türkçe, GamesRadar, ComicBook.com