Bir ABD askeri, Afganistan savaşıyla ilgili anılarını anlattı

Afganistan’daki vilayetlere konuşlanmadan önce Marga bölgesindeki ABD Deniz Piyade Kolordusu (New York Times)
Afganistan’daki vilayetlere konuşlanmadan önce Marga bölgesindeki ABD Deniz Piyade Kolordusu (New York Times)
TT

Bir ABD askeri, Afganistan savaşıyla ilgili anılarını anlattı

Afganistan’daki vilayetlere konuşlanmadan önce Marga bölgesindeki ABD Deniz Piyade Kolordusu (New York Times)
Afganistan’daki vilayetlere konuşlanmadan önce Marga bölgesindeki ABD Deniz Piyade Kolordusu (New York Times)

Kazanıp kaybetmediğimizi düşünmek için bir dakikamız olduğunu bile sanmıyorum. Sadece savaşmak istedik. Geri döndüğümüzü düşünerek, vatanımıza döndüğümüzde etrafımızda dönen şeylerin ardındaki gerçekleri anlayacağımıza inandık. Ama bu bizi ilgilendirmiyordu.
13 Şubat 2010 tarihinde Afganistan’ın güneyindeki bir Taliban sığınağında Marcah’a, karanlığın altına girdik. Donanma kuvvetlerinin sağlık ekipleriyle birlikte altı deniz piyadesinin komutanıydım.
ABD Başkanı Barack Obama, 30 bin asker daha göndererek, Afganistan’daki ABD kuvvetlerinin sayısını artırdığını açıkladı. Birçok kişi tarafından yanlış strateji olarak nitelenen bu takviyenin ilk günlerinde, birinci grupla birlikteydik.
Başlangıçta mühendisler helikopterlerden ayrıldı, öğle vaktinde ise 1 kişi hayatını kaybetti.
Şu an ise savaş, yeniden siyasi söylemlere dönmeye başlarken, ABD Başkanı Donald Trump da Taliban’ı Camp David’e davet etti. Daha sonra ise bir ABD askerinin ölmesiyle sonuçlanan saldırının ardından bu davet iptal edildi ve barış görüşmeleri durdu. Ancak görünen o ki ABD kuvvetlerinin Afganistan’dan geri çekilmesi ve ülkelerine geri dönmesi baskısı, herhangi bir anlaşma olmadan da artış gösteriyor. Trump’ın, yardımcılarının ve demokratik partideki cumhurbaşkanlığı adaylarının tamamının, El Kaide’nin o günden bu yana topraklarımıza saldıran Taliban tarafından korunmasına rağmen 11 Eylül saldırıları sonrasında savaşın yalnızca, El-Kaide’yi yenmek için gerçekleştiğine inandığı görülüyor.
Marcah’taki ilk saatlerimizde büyük bir ödül kazandığımızı sandık. Irak’taki Felluce savaşının bir kopyasını daha tarih kitaplarına yazmak üzereydik. Şehri işgal edeceğimizi, bayrağı yükselteceğimizi, yerel bir hükümeti kabul edeceğimizi ve işin biteceğini düşündük.
Marcah, tam anlamıyla bir şehir değildi. Bundan ziyade ABD’nin tarımsal bir proje arazisinin üzerindeki esrar bahçesi ortasında, eskilerden kalma bir köy olan bu alan, ulusal güvenlik düşüncesinde bir başka başarısızlığa tanıklık ediyor gibiydi. Şu an Marcah, ABD ordusunun isyanlarla mücadele inancını kabul etmesinde bir dönüm noktası, okulları ve asfalt yolları kurtararak yerel halkın desteğini kazanmaya çalışan bir kilometre taşı haline geldi. Taliban’la, Afganistan’a demokrasi sağlama fırsatı vermek için savaşıyorduk. Oraya gönderildiğimize dair fotoğraflarımız bu şekilde. Hepimiz helikopterden inmiş, çok sakin bir şekilde güneşin altında Helmend çölünde yürümüştük. Bir denizci ise misyonun tamamının böyle sessiz şekilde ilerleyip ilerlemeyeceğini sormuştu.
30 dakika sonra bize doğru 3 yönden gelen ateşle sarsıldık. Marcah’ta güneşin altında olan binlerce kişiydik. Fakat küçük bir köyün içinde ve pazarında, ülkenin tamamıyla savaşıyor gibiydik.
Sonraki günlerde ve aylardaki ateşkeste devriye geziyorduk. Bazen ise yol kenarında bombalar patlıyordu. Bir gün birimiz yanlışlıkla bir eve bir füze fırlatıp 4 kişilik bir aileyi öldürdük. Ailenin kalan üyelerine tazminat ödedik.
Esrar ekimini durdurmaya çalıştık ve su kuyusu kazdık. Caminin çevresindeki bölgeleri temizledik. Cami imamı Taliban yanlısı olmasına rağmen, minberleri boyadık.
Genel olarak yanlışlıkla evlerini yıkmamız ve bazılarını öldürmemiz dolayısıyla çoğu bizden nefret eden Afganları anlamadık. Afgan kuvvetlere gelince esrar kullanmadıkları zamanlarda, bize ateş edebilecekleri konusunda endişeliydik. Aslında generallerimiz tarafından kamuya tanıtılan güvenilir imajlarından uzaklaştılar. Savaşımız, Temmuz ayına kadar sürdü ve daha sonra bölgeden ayrıldık. Bazılarımız madalya aldı. Taburumuzla ilgili bir belgesel yapıldı ve Youtube aracılığıyla yayınlandı.
Babamın Vietnam Savaşı’na, dedelerimin de 2. Dünya Savaşı’na katıldığını belirtmem gerekiyor. 11 Eylül 2001 tarihindeki saldırı gerçekleştiğinde 8. sınıftaydım ve o zaman anladım ki, askerlik görevim boyunca suçluları kovalayacaktım. Marcah’taki savaşımızı kaybettiğimizi söyleyebilirim. Geri kalanımız hala, anılarını yazmaya başlamak için, savaşın tamamen bitmesini bekliyor. Belki de çocuklarımıza anlatabileceğimiz bu savaş hakkında uyumlu söylemler bulmaya çalışacağız.
Bu savaşın sona ermesini dilediğimiz anlarda bile bir düzeyde tamamen bitmeyeceğini biliyoruz. Bundan on yıl sonra da savaşın tam ortasında olacağız, ama bir başka yerde.
* New York Times



İran, ABD ile müzakerelerin üçüncü turu öncesinde Avrupa troykası ile görüşmek üzere harekete geçti

ABD ile İran arasındaki müzakerelerin ikinci turunun yapıldığı Umman’ın Roma'daki büyükelçiliğinin giriş kapısındaki polis memurları ve gazeteciler, 19 Nisan 2025 (AP)
ABD ile İran arasındaki müzakerelerin ikinci turunun yapıldığı Umman’ın Roma'daki büyükelçiliğinin giriş kapısındaki polis memurları ve gazeteciler, 19 Nisan 2025 (AP)
TT

İran, ABD ile müzakerelerin üçüncü turu öncesinde Avrupa troykası ile görüşmek üzere harekete geçti

ABD ile İran arasındaki müzakerelerin ikinci turunun yapıldığı Umman’ın Roma'daki büyükelçiliğinin giriş kapısındaki polis memurları ve gazeteciler, 19 Nisan 2025 (AP)
ABD ile İran arasındaki müzakerelerin ikinci turunun yapıldığı Umman’ın Roma'daki büyükelçiliğinin giriş kapısındaki polis memurları ve gazeteciler, 19 Nisan 2025 (AP)

Dört diplomat dün yaptıkları açıklamada, İran’ın ABD ile müzakerelerin yeniden başlaması halinde 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmanın Avrupalı taraflarıyla Roma'da bir toplantı yapmayı önerdiğini belirtti. Diplomatlara göre toplantının cuma günü yapılması bekleniyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığı habere göre Avrupa troykasından bu öneriye şimdiye kadar herhangi bir yanıt gelmedi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, dün düzenlediği olağan basın toplantısında, Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi tarafından geçtiğimiz hafta gönderilen mektuba Avrupalıların yanıt verip vermediğini bilmediğini söyledi.

İran, ABD ile cumartesi günü Umman'da yeniden başlayan nükleer programına ilişkin müzakerelerdeki ve geçtiğimiz hafta Rusya ve Çin ile yapılan görüşmelerdeki ivmeden faydalanmaya çalışıyor.

Ummanlı yetkililer, ABD-İran görüşmelerinin yeni turunun 3 Mayıs'ta Avrupa'da yapılabileceğini açıkladı. Ancak henüz resmi karara ilişkin bir duyuru yapılmadı. İran medyası, Tahran'ın yeni turun İngiltere'nin başkenti Londra'da yapılmasını reddettiğini bildirdi.

İran'ın Avrupa Troykası olarak bilinen İngiltere, Fransa ve Almanya'ya ulaşması Tahran'ın seçeneklerini açık tuttuğunu gösteriyor. Ancak Avrupalıların, 2015 tarihli nükleer anlaşmanın sona ereceği ekim ayından önce Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarını yeniden uygulamak üzere snapback mekanizmasını devreye sokma konusundaki tutumunu da değerlendirmek istiyor.

Avrupalı güçlerin (Fransa, Almanya ve İngiltere) müzakerelerde yer almamasını yorumlayan Bekayi, Avrupalıların bu turun dışında kalmalarının kendi kararlarının bir sonucu olduğunu belirterek, “Avrupalıların bir sonraki aşamada olumlu bir rol oynayacaklarını ve yapıcı bir seçim yapacaklarını umuyoruz” diye konuştu.

Avrupa troykasından iki diplomat ve Batılı bir diplomat, geçtiğimiz cumartesi günü ABD ile yapılan görüşmelerin ardından İran'ın Roma'da toplantı yapılması için bir teklif gönderdiğini ve toplantının muhtemelen cuma günü yapılacağını söylediler.

Bu teklifin gerçekleşmemesi halinde İran'ın görüşmelerin bu tarihten önce Tahran'da yapılmasını da önerdiğini belirten diplomatlar, Washington ve Tahran arasındaki müzakerelerin ikinci turunun Roma'da yapıldığını ifade ettiler. İran tarafından yapılan açıklamada bu turda da önemli anlaşmazlıkların devam ettiği belirtilmişti.

İranlı bir yetkili, böyle bir teklifin sunulduğunu doğruladı, ancak Avrupa troykasının henüz yanıt vermediğini belirti. Diplomatlar, İran'la şimdi mi görüşmenin yoksa Washington'la görüşmelerin nasıl gelişeceğini görmeyi mi beklemenin kendi çıkarlarına olacağını değerlendirdiklerini, fakat Tahran'da bir toplantı yapılmasını ihtimal dışı bıraktıklarını ifade ettiler.

2015 tarihli nükleer anlaşmanın tüm taraflarıyla uzlaşıya varmanın önemli olduğunu söyleyen İranlı yetkili, bu yüzden Amerikalılarla yapılacak bir sonraki tur müzakerelerinden önce bu hafta Avrupa troykası ile bir araya gelmenin faydalı olacağını ifade etti.

BM yaptırımları için son tarih

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, perşembe günü yaptığı açıklamada, görüşmeler için Avrupa'ya gitmeye hazır olduğunu ifade etti. Ancak iki taraf arasındaki ilişkilerin bozulmasının ardından topun Avrupa'da olduğunun sinyalini verdi.

Tahran ve Avrupalı güçler geçtiğimiz eylül ayından bu yana aralarındaki ilişkileri ve nükleer meseleyi görüşmek üzere üç kez bir araya geldi. En son mart ayında, yaptırımların kaldırılması karşılığında İran'ın nükleer programının geri çekilmesini garanti altına alacak gelecekteki bir anlaşmanın parametrelerini araştırmak üzere teknik düzeyde bir toplantı yapıldı.

ABD Başkanı Donald Trump, İran'ın nükleer silah geliştirmesini engelleyecek yeni bir anlaşmaya hızla varılmaması halinde, İran’a saldırmakla tehdit etti. Trump, İran ile dünya güçleri arasında 2015 yılında varılan anlaşmadan 2018 yılındaki ilk başkanlık döneminde tek taraflı olarak çekilmişti.

Batı, İran'ın nükleer silah edinmenin peşinde olduğundan şüphelense de İran bunu reddediyor. Diplomatlar, yaptırımların yeniden başlatılması tehdidinin Tahran'a taviz vermesi için baskı yapmak üzere tasarlandığını ve Amerikalılar ile Avrupalılar arasındaki ayrıntılı görüşmeleri hayati hale getirdiğini söylüyor.

ABD, İran ile 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmadan 2018 yılında tek taraflı olarak çekildi. Bundan dolayı BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) anlaşmada yer alan yaptırımları yeniden uygulama mekanizmasını harekete geçiremiyor. Bu durumda anlaşmaya taraf olan üç Avrupa ülkesi, yaptırımların yeniden uygulanması için harekete geçebilecek tek alternatif olarak kalıyor.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Avrupalılarla görüşme önerisinin yaptırımların yeniden başlatılması konusuyla ilgili olup olmadığı sorulduğunda, bunun toplantının amacının bir parçası olduğunu belirterek “ABD ile görüşmeler, özellikle de nükleer adımlar konusunda hızlı ilerlemiyor, daha fazla zamana ihtiyacımız olduğu açık ve Tahran, ABD tarafına olan güven eksikliği nedeniyle geçici bir anlaşmadan yana değil” ifadelerini kullandı.

Bekayi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ya biz geçici bir anlaşma kapsamında adımımızı uygularsak ve diğer taraf bunu yapmazsa ne olacak?! Avrupalıların yeni bir anlaşma istediğimizi ve uranyum zenginleştirmemizi sınırlandırmak için adım atmaya hazır olduğumuzu anlamalarını istiyoruz, ancak zamana ihtiyacımız var.”

İngiltere ve Almanya dışişleri bakanlıkları, İran'ın bu hafta içinde bir toplantı teklif edip etmediği konusunda yorum yapmaktan kaçınırken, Fransa Dışişleri Bakanlığı, yorum talebine henüz yanıt vermedi.