Taliban kurbanı Afganlar: Barış ölenleri geri getirmeyecek

Abdurrahman Mubarez'in karısı, yedi çocuğu ve dört akrabası, geçen eylül ayında düzenlenen ABD hava saldırısında öldürüldü. (New York Times)
Abdurrahman Mubarez'in karısı, yedi çocuğu ve dört akrabası, geçen eylül ayında düzenlenen ABD hava saldırısında öldürüldü. (New York Times)
TT

Taliban kurbanı Afganlar: Barış ölenleri geri getirmeyecek

Abdurrahman Mubarez'in karısı, yedi çocuğu ve dört akrabası, geçen eylül ayında düzenlenen ABD hava saldırısında öldürüldü. (New York Times)
Abdurrahman Mubarez'in karısı, yedi çocuğu ve dört akrabası, geçen eylül ayında düzenlenen ABD hava saldırısında öldürüldü. (New York Times)

ABD Başkanı Donald Trump, ABD ile Taliban arasında Afganistan’da yaklaşık yirmi yıldır devam eden kanlı savaşın sona ermesine yardımcı olabilecek geçici bir anlaşmaya varılmak üzereyken müzakereleri durdurmaya karar verdi.
Afganların birçoğu, yıllardır süren savaşın sebep olduğu kıyıma son vermeyi planlayan anlaşmanın uygulanabilirliğine itibar etmiyor.
ABD ile Taliban arasındaki anlaşma, isyancılarla Afgan yetkililer arasında ülkenin siyasi geleceği konusunda doğrudan müzakere yolunu açmış olsa da Afgan halkı, ABD güçlerinin geri çekilmesinin ardından Taliban’ın son 18 yılda temel özgürlükleri, en önemlisi kadın hakları ve basın özgürlüğü hususundaki baskıcı politikasından korkuyor.
Geçtiğimiz yıllarda birçok çatışmada mağdur olan insanların durumu, duyguları ve korkuları ortaya çıkan tablonun son derece kaygı verici olduğunu gözler önüne seriyor.
Acı dolu hikâyeler
Taliban bölgesinde yaşayan Mubarez'in karısı, yedi çocuğu ve dört akrabası geçen eylül ayında Vardak'taki bir ABD hava saldırısında öldürüldü. Kılıç ustası olan Mubarez söz konusu faciadan bu yana vaktinin çoğunu Afganistan'ın başkenti Kabil'de adalet arayarak geçiriyor.
Mubarez, yaşadıkları sebebiyle her şeyden sıkıldığını ve kendisini çok yorgun hissettiğini belirttiği açıklamasında şunları söyledi:
“Vardak’a gidip mezarlarını ziyaret etmeliyim. Bir kişiyi değil, ailemin 12 üyesini kaybettim. Dört kızım, üç oğlum, karım ve dört akrabam. Evimin ABD’liler tarafından bombalandığı günde her şeyimi kaybettim. Taliban'ı asla affedemem. Ancak barış anlaşması sağlanır ve kan dökülmesi durdurulabilirse o zaman durumu kabul edebilirim. Diğer ailelerin de aynı acıları yaşamasını görmek istemem. ABD’lilere, Taliban'a ve hükümete giderek adalet arıyorum. Bir sorumlu olmalı. Ailemi öldürenler cezalandırılmalı. Köy halkım için endişeliyim. Kolay hedefler. ABD, Taliban ve hükümet; herkes onları koyun gibi öldürüyor. Bizim tek yardımcımız Allah. Dindar bir kişi olmasaydım halim nasıl olurdu, nasıl bu acıya sabredebilirdim bilemiyorum. Allah’tan bana ve Afgan halkına barışı görmeyi nasip etmesi için dua ediyorum.”
Diğer bir trajedi
Afgan radyosunda çalışan gazeteci Bayan Kakar'ın kocası Sabaun Kakar, bombalı bir saldırıda diğer sekiz gazeteciyle birlikte öldürüldü. Kakar ailesinin bir oğulları vardı ve Bayan Kakar ikinci oğullarına hamileydi.
Bayan Kakar, trajediden sonraki hayatını şu cümlelerle anlattı:
“Hayatım şimdi zorluklarla dolu. Anne ve baba rolünü oynamalı ve çocuklarım için güçlü kalmalıyım. Ülkeyi terk ettim, geri dönmek istemiyorum. Orada hiçbir şeyim yok. Acımı gizlemeliyim ve çocukların önünde gülümsemeye devam etmeliyim. Bu, çok fazla enerji gerektiren çok acı verici bir görev. Gelecek bana gri görünüyor. Afganistan da çalışan ve ailenin geçimini tek başına sağlayan birçok kadın var. Taliban geri dönerse yeni kurallar koyacak ve kadınlar barış sürecinin kurbanları olacak. Zihinsel olarak dingin olduğumda ülke için barış arzusu hissediyorum. Diğer kadınların yaşadıklarını düşünmek istemiyorum. Ama bazen çok üzgün ve depresyonda hissettiğimde barışı önemsemediğimi düşünüyorum. Sahip olduğum her şeyi kaybettim. Barış ailemi geri getirmeyecek.''
“Her şeyimizi kaybettik”
Afganistan'ın merkezindeki tozlu bir köyden gelen, yüksek lisans için Japonya'ya gitmek üzere olan Rıza çalıştığı Maden Bakanlığı servisini hedef alan patlamada öldürülen Necibe El Hüseyni ile nişanlanmanın arifesindeydi. Rıza, yaşadıklarını unutamadığını söylüyor:
“Olanları unutamam ve Taliban’ı asla affedemem. Necibe’m vefat ettiğinde, kendimi kaybettim. Çok üzüldüm. Yaşadığım acının üstesinden gelmek benim için çok zordu.  Barışa gelince… Sanırım her şeyimizi kaybettik. Taliban ülkeye dönerse 2001'de olduğu gibi her şeye yeniden başlamak zorunda kalırız. Bu çok korkutucu. Duyduğum her patlamada Necibe'yi hatırlıyorum. Kız kardeşini, erkek kardeşini, babasını, annesini ve eşini kaybeden herkesi düşünüyorum.”
“Savaş hayatımı mahvetti”
Zindani’nin babası ABD’nin hava saldırısında, kız kardeşi de Taliban tarafından yol kenarında düzenlenen bombalı saldırıda öldürüldü. Kendisi de genç yaşta kör oldu. Geçen yıl, barışı sağlama hareketi tarafından düzenlenen yürüyüşe katıldı. Zindani yaşantısını şu sözlerle aktarıyor:
"Savaş hayatımı mahvetti: Babam ve ailemin diğer üyeleri öldürüldü. Kör oldum. Taraflar barış konusunda ciddi olsaydı şimdiye dek sesimiz duyulurdu. Bu savaşın bitmesinin ardından başka bir savaşın başlamasından korkuyoruz. İki taraf da açık ve şeffaf olmazsa bu anlaşma herhangi bir fayda sağlamayacaktır.”
“Barışı konuşmanın ne anlamı var?”
Çocuk felci kurbanlarından olan Musazai, Taliban tarafından Afganistan’daki Amerikan Üniversitesi'ne düzenlenen saldırıda yaralandı. Söz konusu Saldırıda en az 12 kişi öldü.
Musazai’nin barışın sağlanacağına dair umudu yok:
“Ülkede barışı sağlamak oldukça zor. Çünkü Afgan hükümeti, Taliban ile ABD arasında gerçekleşecek müzakerelere asla katılmayacağını duyurdu. Yine de Taliban ve Afgan hükümeti bir anlaşmaya varırsa bu kabul edilebilir olacaktır. Şimdi her gün bombalamalara şahit oluyoruz. Böyle bir ortamda barışı konuşmanın ne anlamı var? Taliban barış istiyorsa neden bizi bombalıyorsunuz? Taliban topluma katılırsa ve barış sağlanırsa onları ülkenin ve hükümetin bir parçası olarak kabul edeceğim. Ama yaptıklarını asla unutamam. Üniversiteme saldırdılar, beni bacaklarımdan vurdular ve öldüğümü iddia ettiler. Onları kabul edeceğim çünkü daha iyi bir gelecek istiyorum. İntikam almayı düşünmüyorum. Eğer Taliban ülkeye dönerse Afgan kadınların maruz kalacağı baskıdan endişeliyim."



Trump, Washington'da saldırıya uğrayan iki Ulusal Muhafız’dan birinin öldüğünü duyurdu

ABD Başkanı Donald Trump (AP)
ABD Başkanı Donald Trump (AP)
TT

Trump, Washington'da saldırıya uğrayan iki Ulusal Muhafız’dan birinin öldüğünü duyurdu

ABD Başkanı Donald Trump (AP)
ABD Başkanı Donald Trump (AP)

ABD Başkanı Donald Trump, dün yaptığı açıklamada, bir gün önce Beyaz Saray yakınlarında vurularak yaralanan iki Ulusal Muhafız askerinden biri olan Sarah Beckstrom'un öldüğünü, diğer askerin ise "yaşam mücadelesi verdiğini" söyledi.

Beyaz Saray yakınlarındaki silahlı saldırının gerçekleştiği yerde bulunan Ulusal Muhafızlar, (AFP)Beyaz Saray yakınlarındaki silahlı saldırının gerçekleştiği yerde bulunan Ulusal Muhafızlar, (AFP)

Trump, Florida'daki Mar-a-Lago tatil beldesinde yaptığı konuşmada, Şükran Günü tatili dolayısıyla ABD askerleriyle görüntülü görüşme yapmadan kısa bir süre önce Beckstrom'un ölüm haberini aldığını söyledi.


Trump, Venezuelalı uyuşturucu kaçakçılarını "çok yakında" karadan operasyonların başlayacağını söyledi

Başkan Donald Trump, Şükran Günü'nde Mar-a-Lago tatil beldesinden orduya video bağlantısıyla konuşurken bir fotoğraf tutuyor (AP)
Başkan Donald Trump, Şükran Günü'nde Mar-a-Lago tatil beldesinden orduya video bağlantısıyla konuşurken bir fotoğraf tutuyor (AP)
TT

Trump, Venezuelalı uyuşturucu kaçakçılarını "çok yakında" karadan operasyonların başlayacağını söyledi

Başkan Donald Trump, Şükran Günü'nde Mar-a-Lago tatil beldesinden orduya video bağlantısıyla konuşurken bir fotoğraf tutuyor (AP)
Başkan Donald Trump, Şükran Günü'nde Mar-a-Lago tatil beldesinden orduya video bağlantısıyla konuşurken bir fotoğraf tutuyor (AP)

ABD Başkanı Donald Trump, Washington ile Karakas arasındaki ilişkilerin giderek gerginleşmesiyle birlikte, ABD'nin sadece denizde değil, "çok yakında" kara operasyonlarıyla da Venezuelalı uyuşturucu kaçakçılarını hedef almaya başlayacağını duyurdu.

ABD Başkanı, Şükran Günü'nde silahlı kuvvetlere yaptığı televizyon konuşmasında, "Muhtemelen insanların artık uyuşturucuyu deniz yoluyla taşımak istemediğini fark etmişsinizdir. Kara yoluyla da bunu yapmalarını engellemeye başlayacağız" dedi. "Kara yolu daha kolay, ancak bu çok yakında başlayacak" ifadesini kullandı.


Gizli görüşme sızdırıldı: Trump’ın Özel Temsilcisi Witkoff topa tutuldu

Witkoff (en önde), Uşakov'la (en arkada) konuşmasının sızıdırılmasına dair yorum yapmadı (Reuters)
Witkoff (en önde), Uşakov'la (en arkada) konuşmasının sızıdırılmasına dair yorum yapmadı (Reuters)
TT

Gizli görüşme sızdırıldı: Trump’ın Özel Temsilcisi Witkoff topa tutuldu

Witkoff (en önde), Uşakov'la (en arkada) konuşmasının sızıdırılmasına dair yorum yapmadı (Reuters)
Witkoff (en önde), Uşakov'la (en arkada) konuşmasının sızıdırılmasına dair yorum yapmadı (Reuters)

Rusya-Ukrayna savaşını sonlandırmak için hazırlanan "barış planına” yönelik gizli görüşmelerin basına sızdırılması üzerine ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff'a tepki yağdı.  

ABD merkezli medya kuruluşu Bloomberg, Witkoff'un Kremlin Dış Politika Danışmanı Yuriy Uşakov'la14 Ekim'de, Uşakov'un da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in uluslararası ekonomik işbirliğinden sorumlu özel temsilcisi Kiril Dmitriyev'le 29 Ekim'de yaptığı telefon görüşmelerinin dökümlerine ulaştı.

Yazılı dökümlere göre 14 Ekim'deki görüşmede Witkoff, Ukrayna savaşına dair barış planı üzerinde birlikte çalışılmasını istiyor ve Putin'in plan hakkında "Trump'la görüşürken neler yapması gerektiği” hakkında tavsiye veriyor. 

Witkoff görüşmede Putin'in Trump'ı Gazze'deki barış mutabakatı için tebrik etmesini, Rusya'nın anlaşmayı desteklediğini ve ABD Başkanı'na "bir barış adamı olarak saygı duyduğunu" söylemesini öneriyor. Uşakov'un da buna katıldığı aktarılıyor. 

Kayıtların sızdırılmasının ardından ABD'de hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi kanattan Witkoff'a sert tepkiler geldi.

Demokrat Temsilciler Meclisi Üyesi Ted Lieu, "Steve Witkoff'un Rusya değil ABD adına çalışması gerekiyor” diyerek, Trump'ın temsilcisini "hain” diye niteledi.

Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Üyesi Don Bacon da Rusya-Ukrayna savaşının sonlandırılmasında Witkoff'un çabalarına güvenilemeyeceğini belirterek, temsilcinin görevden alınmasını istedi. 

Trump ise Witkoff'a yöneltilen eleştirilerin haksız olduğunu savunarak, "Onun bu planı Ukrayna'ya satması gerekiyor. Bir pazarlıkçının görevi budur” dedi.

Diğer yandan Dmitriyev ve Uşakov arasındaki görüşmedeyse Moskova'nın herhangi bir barış teklifinde taleplerini ne kadar güçlü şekilde dile getirmesi gerektiği ele alındı. 

Uşakov, Witkoff'la görüşmesinin sızdırılmasının "kabul edilemez” olduğunu söyledi. Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Dmitriyev ise Uşakov'la görüşmesine dair yayımlanan bilgilerin "sahte” olduğunu iddia etti. 

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, bilgi sızıntısının görüşmeleri sabote etmek amacıyla yapıldığını savunarak bunu "hibrit savaş” diye niteledi. 

Kaydı kimin sızdırdığı henüz tespit edilemedi. Uşakov, bunu Avrupa ülkelerinin sızdırmış olabileceğini ima ederken, Wall Street Journal'a konuşan Avrupalı diplomatlarsa olayın ardında Kremlin'in olabileceğini ileri sürüyor. 

Independent Türkçe, Guardian, Reuters, Wall Street Journal