​Abbas: Geri adım atılmadığı sürece Trump yönetimi ile temas olmayacak

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, New York’ta Kral 2. Abdullah ile görüşme yaparken (WAFA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, New York’ta Kral 2. Abdullah ile görüşme yaparken (WAFA)
TT

​Abbas: Geri adım atılmadığı sürece Trump yönetimi ile temas olmayacak

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, New York’ta Kral 2. Abdullah ile görüşme yaparken (WAFA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, New York’ta Kral 2. Abdullah ile görüşme yaparken (WAFA)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, bugün yaptığı açıklamada, ABD’nin Filistin davasına yönelik tutumu değişinceye kadar Washington ile temasların durduğunu belirterek, uluslararası meşruiyet kararlarına saygı duyulması gerektiğini söyledi.
Abbas, New York’ta ABD’deki Filistinliler ile yaptığı görüşmede, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul etmek ve büyükelçiliği Tel Aviv’den Kudüs’e taşımak dâhil olmak üzere barış sürecindeki yıkıcı kararlarını geri çekinceye kadar ABD yönetimi ile hiçbir temasın olmayacağını vurguladı.
Filistin Devlet Başkanı, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’na (UNRWA) verilen mali desteğin kesilmesi konusu da dâhil ABD yönetiminin almış olduğu kararları sert bir dille eleştirdi.
ABD ve İsrail’e tepki
ABD’nin Filistin politikalarını reddetme konusunda kararlı olduklarını belirten Abbas, kararların İsrail’in işgal politikası ile tamamen uyumlu olduğunu söyledi. Abbas açıklamasında, ABD politikasının İsrail’i, Filistin toprakları üzerindeki İslam ve Hristiyanlığa ait kutsal bölgelere karşı saldırgan uygulamalara ve yerleşim bölgelerini genişletmeye teşvik ettiğini ifade etti.
İsrail hükümetini barış sürecini baltalamakla suçlayan Filistin Devlet Başkanı, Filistin’e ait olan fonların hükümetin elinde olması gerektiğini ve bunun için gerekli adımları atacaklarını belirtti. Şehitlere, yaralılara ve onların ailelerine verilen maaşlarda bir kuruş dahi kesintiyi kabul etmeyeceklerini ifade eden Abbas, İsrail’in Filistin topraklarını ilhak etme vaadinin gerçekleşmesi durumunda bunun uluslararası çerçevede imzalanan tüm anlaşmaların sonu olacağının altını çizdi. Filistin Devlet Başkanı, Filistinli tarafların uluslararası meşruiyet kararlarına uygun olarak adil ve kalıcı bir barış istediğini vurgulayarak, 1967 sınırları ile başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasını hedeflediklerini dile getirdi.
Abbas, New York’ta
Filistin Devlet Başkanı, Norveç’e düzenlediği resmi ziyaretin ardından 74. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’na katılmak için New York’a gitti. Abbas, New York’ta yaptığı, Filistinlilerin barış içerisinde devlet olma isteğini vurgulayan konuşmasında, ABD’nin barış planını reddettiğini söyledi.
ABD’nin planına karşı pozisyonları koordine etmek adına Filistin Devlet Başkanı, New York’ta Ürdün Kralı 2. Abdullah ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile bir araya geldi. Abbas, iki ülke liderleri ile bir araya geldiği görüşmelerde, Filistin topraklarında yaşanan son gelişmeler, bölgedeki siyasi meseleler ve ikili ilişkileri ele aldıklarını belirtti. Abbas, Filistin-İsrail ihtilafını çözmenin tek yolunun iki devletli çözüm olduğunu vurguladı.
Filistin’in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur dün resmi Filistin radyosuna verdiği demeçte, Abbas’ın toplantı sırasında BM Güvenlik Konseyi’nin katılımı ile uluslararası meşruiyet kararlarına uygun siyasi bir sürecin başlatılması için uluslararası bir konferans düzenlemenin önemine vurgu yaptığını belirterek, Kudüs konusu ve UNRWA’nın mali krizini atlatmak için desteklenmesi çağrısı yaptığını söyledi.
Mansur açıklamasında, Abbas’ın BM Genel Kurulu’nda yapacağı konuşmalarda ve toplantılarda, BMGK’nın uzlaşma kararlarını uygulama ihtiyacı ve İsrail’in işlediği suçlar gibi konuları masaya yatıracağını söyledi.
ABD’nin planı
Filistinliler, ABD’nin planına karşı çıkan açıklamalarda bulunurken, İsrail Kamu Yayın Kuruluşu (Makan), İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun seçimlerden önce açıklanmasını tahmin ettiği ABD’nin Ortadoğu planının, Trump yönetimin yakın bir gelecekte sunmayacak olmasının muhtemel olduğunu aktardı.
Öte yandan, Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Jason Greenblatt’ın geçtiğimiz günlerde İsrailli yetkililerle yaptığı görüşmelerde “Yüzyılın Anlaşması” konusunun ele alınıp alınmadığı kafalarda soru işareti bırakırken, yetkililer, Greenblatt’ın veda etmeye geldiğini söyledi.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.