Sudan, Libya ve Orta Afrika ile olan uluslararası sınırını kapatıyor

Sudan'da Hızlı Destek Güçleri tarafından çöl bölgesinde yakalanan kaçakçılar (Reuters)
Sudan'da Hızlı Destek Güçleri tarafından çöl bölgesinde yakalanan kaçakçılar (Reuters)
TT

Sudan, Libya ve Orta Afrika ile olan uluslararası sınırını kapatıyor

Sudan'da Hızlı Destek Güçleri tarafından çöl bölgesinde yakalanan kaçakçılar (Reuters)
Sudan'da Hızlı Destek Güçleri tarafından çöl bölgesinde yakalanan kaçakçılar (Reuters)

Sudan, güvenlik ve ekonomik riskler oluşturduğu ve Darfur bölgesindeki sıcak noktalarda gerginliğin artmasına neden olduğu gerekçesiyle Libya ve Orta Afrika Cumhuriyeti ile uluslararası sınırını kapattığını açıkladı.
Egemenlik Konseyi, Güney Darfur Eyaleti yönetimiyle yaptığı ortak toplantıda, Libya ve Orta Afrika Cumhuriyeti ile olan uluslararası sınırın derhal kapatılması için talimat verdi.
Egemenlik Konseyi tarafından yapılan basın açıklamasında, birtakım sorunlarla boğuşan bu ülkelerle olan sınırın, Sudan için güvenlik ve ekonomik riskler taşıdığı ve araçların yasal olmayan yollarla ülkeye girişi için kolaylık sağladığı ifade edildi.
Konsey Sözcüsü Muhammed el-Fekki Süleyman, hükümetin, Libya ve Orta Afrika'dan yeni araçların ülkeye girmesini yasaklayacağını ve daha önce ülkeye giren araçların ne olacağı meselesine bir çözüm getirmek için çalışacağını söyledi.
Birleşmiş Milletler (BM), Ağustos 2018’de Darfur’daki silahlı hareketleri, koşullar hazır olduğu zaman Sudan’a tekrar dönmek amacıyla kapasite ve yeteneklerini güçlendirmek için Libya’daki silahlı gruplara katılmakla suçlamıştı. Silahlı hareketler, önemli bir finans kaynağının ortaya çıkmasının ardından ağırlık merkezini Güney Sudan'dan Libya'ya taşıdı.
Kaddafi rejiminin düşmesinin ardından Libya'daki güvenlik sözleşmesinin sona ermesinden bu yana çeşitli markalardan binlerce araç, gayri resmi yollardan Sudan’a girdi. Orta Afrika ile benzer bir durumun yaşanmasının ardından Darfur'da gümrük ve trafik krizinin yaşanması, bölgedeki gerilimin artmasına yol açtı ve iç otomotiv pazarı bu krizden ciddi bir şekilde etkilendi.
Muhammed el-Fekki, Nyala'daki Egemenlik Konseyi toplantısında, eyaletin yakıt ve un payında artış yapılması, eyalet nüfusundaki artış oranına göre bu payın revize edilmesi ve krizler için stratejik bir stok oluşturulması kararlarının alındığını açıkladı.
Nyala şehri, ekmek ve yakıt kıtlığı dolayısıyla sokaklara dökülen vatandaşlar tarafından gerçekleştirilen barışçıl gösterilere sahne oldu. Vatandaşlar, gösteriler sırasında eyalet valisinin istifa etmesini talep etti. Ancak emniyet güçleri tarafından göstericilere yönelik aşırı şiddet uygulanmasının ardından 20 gösterici yaralandı. Bu durum, gerek bölgedeki gerilimi düşürmek gerekse de daha yakından takip etmek için Egemenlik Konseyi'nin düzenli toplantılarını burada yapmasına yol açtı.
Muhammed el-Fekki, Nyala için su temin edilmesi ve güvenlik durumu gibi Güney Darfur Eyaleti’ne ilişkin bir dizi meselenin toplantıda ele alındığını söyledi. Ayrıca Egemenlik Konseyi, eyaletteki düzenli güçlerin ortak bir çalışma kapsamında harekete geçirilerek, kaosun çözülmesi ve uyuşturucu ile mücadele kapsamında operasyonlar gerçekleştirilmesi yönünde talimat verdi.
Güney Darfur ile Orta Afrika Cumhuriyeti arasındaki sınır bölgesi, uyuşturucu ticareti ve silah kaçakçılığı konusunda en aktif bölgelerden biri olarak kabul ediliyor. Eyalet, Orta Afrika’da yaşanan silahlı çatışmalardan ciddi oranda etkileniyor. Orta Afrika Cumhuriyeti'nin Vakaga ilçesinde bulunan bir yerleşim yeri olan Am Dafok, en ünlü uyuşturucu ve silah kaçakçılığı merkezlerinden biri sayılıyor.
2003 yılında Darfur’da patlak veren silahlı çatışmalar, Libya ve Orta Afrika'daki gergin durumdan, silah nakliyatının kolaylığından ve savaşçıların uluslararası sınırlardaki hareketlerinden fazlasıyla etkilendi. Darfur bölgesindeki çatışma, 300 binden fazla sivilin hayatını kaybetmesine, milyonlarca Sudanlının yerinden olmasına ve bölgenin şiddetli bir savaş alanına dönüşmesine neden oldu.



Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
TT

Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a geçişine olanak sağlamak için Refah sınır kapısını tek yönlü açacağı yönündeki açıklamalarından derin endişe duyduklarını belirtti.

Sekiz ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları açıklamada, Filistin halkını topraklarından çıkarma girişimlerini tamamen reddettiklerini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Refah sınır kapısının her iki yönde de açılması, bölge sakinlerine hareket özgürlüğünün garanti altına alınması, Gazze Şeridi halkından hiçbirinin ayrılmaya zorlanmaması, aksine topraklarında kalmaları ve vatanlarının inşasına katılmaları için uygun koşulların yaratılması, istikrarın yeniden sağlanması ve insani koşulların iyileştirilmesine yönelik bütünleşik bir vizyonun oluşturulması planına tam bağlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlar, Başkan Trump'ın bölgede barışı sağlama konusundaki kararlılığına ilişkin takdirlerini yineleyerek, güvenlik ve barışın sağlanması ve bölgesel istikrarın temellerinin sağlamlaştırılması amacıyla, planının tüm yönleriyle, gecikme veya aksama olmaksızın uygulanmasının önemini vurguladılar.

Ateşkesin tam olarak sağlanması, sivillerin çektiği acılara son verilmesi, Gazze'ye insani yardımların kısıtlama veya engel olmaksızın ulaştırılmasının sağlanması, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarına erken başlanması ve Filistin Yönetimi'nin sektördeki sorumluluklarını yeniden üstlenmesi için gerekli koşulların oluşturulması ve böylece bölgede yeni bir güvenlik ve istikrar aşamasının başlatılması gerektiğini vurguladılar.

Bakanlar, ülkelerinin, Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı Kararı ve ilgili tüm Konsey kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamak ve uluslararası hukuk kararları ve iki devletli çözüm ilkesi uyarınca adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmak için elverişli bir ortam sağlamak amacıyla Amerika ve tüm ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla çalışmaya ve eşgüdüm sağlamaya hazır olduğunu teyit ettiler. Bu, işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria toprakları da dahil olmak üzere 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacaktır.


Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
TT

Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani bugün yaptığı açıklamada, Gazze savaşıyla ilgili müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Katar'daki Doha Forumu'nda düzenlenen bir panelde konuşan el Sani, arabulucuların ateşkesin bir sonraki aşamasına geçmek için birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Başbakan, Gazze'de ateşkesin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi olmadan tamamlanmayacağını açıkladı.

"Şu anda kritik bir noktadayız... Ateşkes olduğunu düşünemeyiz; ateşkes ancak İsrail'in tamamen çekilmesi ve Gazze'ye istikrarın geri dönmesiyle tamamlanır" ifadelerini kullandı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'ye istikrar gücü kurulmasına ilişkin müzakerelerin sürdüğünü, gücün yetki ve angajman kurallarının da ele alındığını açıkladı.

Katar'daki Doha Forumu'nda konuşan Fidan, gücün temel amacının sınır boyunca İsrailliler ve Filistinliler arasında ayrım yapmak olduğunu belirtti.

Bugün Gazze'nin kuzeyinde, İsrail İHA'sının hedef alması sonucu bir Filistinli hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı. Filistin Bilgi Merkezi yerel kaynaklara dayanarak, "Gazze'nin kuzeyindeki el Atatra kavşağında İsrail'e ait bir İHA tarafından hedef alınanlardan bir şehit ve üç yaralının eş Şifa Hastanesi'ne getirildiğini" bildirdi.

Merkezden yapılan açıklamada, "10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının başlamasından bu yana çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 369 vatandaşımız hayatını kaybetti, 920'den fazla kişi de yaralandı" denildi.


İsrail ordusunun Gazze'ye açtığı ateş sonucu bir kişi öldü, üç kişi yaralandı

Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)
Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)
TT

İsrail ordusunun Gazze'ye açtığı ateş sonucu bir kişi öldü, üç kişi yaralandı

Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)
Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)

Yerel medya bugün, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeybatısında açtığı ateş sonucu bir Filistinlinin öldüğünü, üç kişinin de yaralandığını bildirdi.

Filistin haber ajansı (WAFA), İsrail güçlerinin bölge yakınlarında bir grup sivili hedef aldığını, bunun sonucunda çok sayıda ölenler ve yaralananların olduğunu bildirdi.