'OK' işareti ve Bowl Cut saç kesimi nefret sembolleri arasında yer aldı

Dylan Roof ve ‘OK’ sembolü (Time)
Dylan Roof ve ‘OK’ sembolü (Time)
TT

'OK' işareti ve Bowl Cut saç kesimi nefret sembolleri arasında yer aldı

Dylan Roof ve ‘OK’ sembolü (Time)
Dylan Roof ve ‘OK’ sembolü (Time)

‘OK’ anlamına gelen emoji ve Bowl Cut denilen saç kesimi,  Hakaretle Mücadele Birliği’nin (ADL) veritabanına eklediği, beyazlar ve aşırı sağcıların üstünlüğüne inanan insanlar tarafından kullanılan 36 yeni ‘nefret emoji sembolleri’ arasında yer aldı.
Time dergisinde yer alan habere göre ADL, söz konusu yeni sembolleri hamalı ve yanan haçların da arasında yer aldığı 200 sembolün bulunduğu veritabanına ekledi.
New York merkezli ADL, söz konusu veri tabanını güvenlik güçleri, okul yetkilileri ve diğer makamlara radikal faaliyetlerin sembollerini tanımlamada yardımcı olmak amacıyla 2000 yılında oluşturdu.
ADL CEO’su Jonathan Greenblatt “Radikaller on yıllar öncesine ait semboller kullanmaya devam etse bile nefret duygularını ifade etmek için düzenli olarak yeni semboller ve sloganlar yaratıyor” dedi.
Yeni Zelanda’daki Christchurch’te iki camiye saldırı düzenleyerek 51 kişiyi öldürmekle suçlanan Avustralyalı terörist Brenton Tarrant, mahkemeye çıkarıldığında eliyle ‘White Power’ (Beyaz Güç) anlamına gelen ‘OK’ işaretini yapmıştı.
Veri tabanında, 2015 yılında Güney Carolina’da Emanuel African-Methodist Episcopal Kilisesi’nde saldırı düzenleyerek 9 siyah vatandaşın ölümüne yol açan ABD’li Dylann Roof'un saç modeli olan Bowl Cut da yer alıyor.
Aynı şekilde, 1980'lerin ortalarında McDonald's restoranlarının pazarlamasında kullanılan, kurgusal bir karakter olan ve şiddet içerikli ırkçı sözlerin bulunduğu rap kliplerinde yer alan siyah gözlüklü ay da listede yer aldı.



İlk kuşların nasıl uçmaya başladığı tartışması noktalandı

UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)
UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)
TT

İlk kuşların nasıl uçmaya başladığı tartışması noktalandı

UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)
UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)

Dinozorlar ve kuşlar arasındaki bağlantıyı ortaya koyan Arkeopteriks cinsine ait fosil, uzun zamandır devam eden bir tartışmayı noktaladı. Bilim insanları Arkeopteriks'in uçabildiğini tespit etti. 

İlk örnekleri 1861'de Almanya'da keşfedilen Arkeopteriks, tüyleri nedeniyle ilk başta kuş sanılmıştı. Ancak keskin dişlere sahip çenesi ve uzun kemikli kuyruğu gibi dinozorlara benzeyen özellikleri de vardı. 

"İlk kuş" diye de bilinen bu cins, kuşlar ve dinozorlar arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarmasıyla tanınıyor. 

Öte yandan yaklaşık 150 milyon yıl önce yaşayan Arkeopteriks'in uçup uçamadığı uzun zamandır tartışma konusuydu. Bilim insanları bu dinozora ait fosilleri inceleyerek kuşların ilk nasıl uçmaya başladığını anlamaya çalışıyordu. 

ABD'nin Şikago kentindeki Field Müzesi'nde tutulan son derece iyi korunmuş fosil örneği, bu soru işaretinin giderilmesini sağladı. Yıllarca özel koleksiyoncuların elindeki örnek 2022'de müze tarafından alınmıştı. 

Müzede çalışan Dr. Jingmai O'Connor ve ekip arkadaşları, bilgisayarlı tomografiyle fosili tarayarak iskeletin dijital bir haritasını oluşturdu. Araştırmacılar UV ışığı kullanarak yumuşak doku kalıntılarını açığa çıkarmayı da başardı.

Diğerlerinin aksine bu örnekteki kemiklerin üç boyutlu olarak korunması sayesinde hayvanın kafatası daha detaylıca incelendi. Ekip böylece tarih öncesi kuşların kafatasından modern kuşlarınkine geçişin ilk işaretlerini saptadı.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (14 Mayıs) yayımlanan çalışmadaki en kritik bulguysa Arkeopteriks'in kanatlarında gizliydi. 

Cinsin önceki örneklerinde sadece iki kat kanat tüyü varken, bu örnekte üç kat vardı. Üst kol kemiği üzerindeki bu tüyler kanattan vücuda doğru düzgün bir aerodinamik hat oluşturarak modern kuşların uçmasını sağlıyor. 

Bilim insanları uçamayan tüylü dinozorlarda olmayan bu tüylerin, Arkeopteriks'in uçmasını sağladığını belirtiyor. 

Dr. O'Connor "Arkeopteriks tüyleri olan ilk dinozor ya da 'kanatları' olan ilk dinozor değil. Ancak tüylerini uçmak için kullanabilen bilinen en eski dinozor olduğunu düşünüyoruz" diyerek ekliyor:

Kuşlarla yakın akraba olan ancak tam olarak kuş olmayan tüylü dinozorlarda bu tüyler eksik. Onların kanat tüyleri dirsekte bitiyor. Bu da bize kuş olmayan bu dinozorların uçamadığını, ancak Arkeopteriks'in uçabildiğini gösteriyor.

Öte yandan hayvanda göğüs kemiğinin olmamasından dolayı çok iyi uçamadığı düşünülüyor. Araştırmacılar Arkeopteriks'in tavuklar gibi kısa süren uçuşlar yaptığını ancak çoğunlukla yerde kaldığını tahmin ediyor.

Bilim insanları iyi korunmuş son örnek üzerine çalışmayı sürdürerek Arkeopteriks hakkında daha fazla bilgi edinmeyi planlıyor.

O'Connor "Vücudun koruduğumuz hemen hemen her parçasından heyecan verici ve yeni bir şeyler öğreniyoruz. Ve bu çalışma gerçekten de buzdağının sadece görünen kısmı" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, New York Times, Guardian, Nature