Ürdünlü öğretmenler ve öğrenciler okulları boykot ediyor

Ürdünlü Öğretmenler Sendikası’nın (JTS) liderliğindeki protestolar devam ediyor (AFP)
Ürdünlü Öğretmenler Sendikası’nın (JTS) liderliğindeki protestolar devam ediyor (AFP)
TT

Ürdünlü öğretmenler ve öğrenciler okulları boykot ediyor

Ürdünlü Öğretmenler Sendikası’nın (JTS) liderliğindeki protestolar devam ediyor (AFP)
Ürdünlü Öğretmenler Sendikası’nın (JTS) liderliğindeki protestolar devam ediyor (AFP)

Ürdünlü binlerce öğretmenin gerçekleştirdiği grev, hükümetle anlaşma ihtimalinin güçleşmesiyle beraber eğitim öğretim yılının ilk döneminde de devam ediyor. Grevler, Eylül ayının başında maaşlara zam yapılması talebiyle başlamıştı.
Ürdünlü Öğretmenler Sendikası Sözcüsü (JTS) Nureddin Nedim, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Ürdün Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenlerin talep ettikleri maaş zammını reddetmesi sebebiyle Ürdün Hükümeti ile sürdürülen diyaloğun başarısızlıkla sonuçlandığını belirtti. Nedim, hükümeti suçlayarak eğitim yılı başlayana kadar taleplerini karşılayarak öğretmenleri sakinleştirme girişiminde bulunmadığını belirtti.
Söz konusu protestolar, Ürdün’deki en uzun sendika grevi rekoru kırdı. Yaklaşık 100 bin öğretmen, 3 bin 500’den fazla devlet okulunda ders vermeyi bırakırken 1,5 milyon öğrenci ise okula gitmeyi bıraktı. Bunun üzerine Hükümet, grevlerin gelecek hafta son bularak öğretmen ve öğrencilerin sınıflarına geri dönmesini diledi. Ürdün Başbakanı Ömer Razzaz, Perşembe akşamı yaptığı açıklamada öğretmenlerin istediği yüzde 50 zam talebinin söz konusu olamayacağını çünkü mevcut ülke ekonomisinin bu miktardaki artışı karşılayamayacağını belirtti. Razzaz, öğrencilerin çıkarlarının her şeyden üstün tutulması gerektiğine öğretmenlerin inanmasını talep etti.
Öğrenciler okulları boykot ederken JTS ise grevin ülkedeki tüm okullara ulaştığını belirtti.
Hükümetin öğretmenlerin taleplerini reddetmesinin ardından geçtiğimiz hafta Ürdün valiliklerindeki yüzlerce öğretmen eğitim müdürlükleri önünde nöbet tutmaya başladı. Nöbetlerden en dikkat çekeni ise ülkenin doğusundaki Mefrak ilinde gerçekleşti. Sendika, hükümete karşı baskıyı arttırmak için ülkenin çeşitli bölgelerinde protesto ve yürüyüşlerin gerçekleştirileceğini ilan etti.
Sosyal medyada protestolar hakkındaki kesin görüş ayrılığı artmaya devam ediyor. Aileler, öğretim yılının aksamasından ve bundan özellikle lise öğrencilerinin etkilenmesinden endişelenirken bazıları ise ilk dönem tatil edilip okul yılı aksasa da öğretmenlerin arkasında duruyor.
JTS ise hükümetin taleplerine cevap verdiği takdirde grevin sonlandırılıp öğrencilerin derslerinin hafta sonu tatillerinde, ders saati bitiminde ve sömestr tatilinde telafi edileceğini ifade etti.
Hükümetin bulunduğu Dördüncü Kavşak bölgesine protestoların ulaşmasını engellemek için ana yolların kapatılmasının ardından sendikanın baskısı artmıştı. Bu engeli aşmaya çalışan 50 kişi gözaltına alınmış, ancak daha sonra serbest bırakılmıştı.
Hükümet, bütçe açığı ışığında mali yetersizlik gerekçesiyle öğretmenlerin yüzde 50 maaş zammına ilişkin taleplerini reddediyor.
Resmi kaynakların Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada; okulları boykot eden öğrencilerin ve velilerinin  kanunları ihlal ettiği ve öğrenciyi kendi çıkarları için kullandığı gerekçesiyle sendikayı mahkemeye vermesinin ardından hükümetin yargıya başvurarak sorunun çözülmesi seçeneği açıklandı. Ancak bu karar masası seçeneği kesin olmamakla beraber tarihi de belli değil. Diğer kaynaklar ise Eylül ayının gelmesiyle başlayan ilk yarıyıl döneminin ertelenmesinin de bir seçenek olduğunu belirtti. Fakat sendika bu seçeneği tehlikeli ve korkutucu olarak değerlendirdi.



Gazze Sivil Savunması sağlık görevlilerinin öldürüldüğü ‘saha infazlarını’ kınadı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Gazze Sivil Savunması sağlık görevlilerinin öldürüldüğü ‘saha infazlarını’ kınadı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Gazze'deki Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail ordusu tarafından dün yayınlanan bir iç soruşturma raporunu yorumlayarak mart ayında Gazze Şeridi'nde 15 sağlık görevlisinin ölümüne neden olan bir çatışmanın ardından bugün İsrail ordusunu ‘saha infazları’ yapmakla suçladı.

Sivil Savunma Müdürlüğü yetkilisi Muhammed el-Muğayyar, bir sağlık görevlisi tarafından çekilen videonun İsrail’in olayla ilgili anlatısının yalan olduğunu ve saha infazları gerçekleştirdiğini kanıtladığını söyledi. Muğayyar, İsrail'i ‘uluslararası meşru kararları atlatmaya ve hesap vermekten kaçmaya çalışmakla’ suçladı.

İsrail ordusu tarafından dün yapılan açıklamada, geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde 15 acil yardım çalışanının öldürülmesine ilişkin soruşturmada ‘çok sayıda profesyonel hata’ tespit edildiği ve olayla ilgili olarak bir komutanın görevden alınacağı belirtildi. 23 Mart günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah şehri yakınlarında 15 sağlık görevlisi ve yardım çalışanı üç ayrı saldırıda öldürüldü ve Birleşmiş Milletler (BM) ile Filistin Kızılayı yetkililerinin bir hafta sonra cesetlerini bulduğu bir çukura gömüldüler.

asfrt
Gazze sınırında bir grup yaralıyı tedavi ederken İsrail’in düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybeden meslektaşları Abdullah Awad'ın cenaze namazını kılan Filistinli sağlık görevlileri (DPA)

İsrail ordusunun açıklamasına göre eksik ve yanlış rapor sunduğu gerekçesiyle bir komutana kınama cezası verilmesi ve sahadaki birlikleri komuta eden yedek subay olan bir komutan yardımcısının görevinin sonlandırılması kararı alındı. Reuters’ın aktardığına göre İsrail ordusu, soruşturmanın ‘çok sayıda mesleki başarısızlığı, emir ihlalini ve eksik raporlamayı’ ortaya çıkardığını ekledi.

İsrail ordusunun açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Soruşturma, ilk iki olayda ateş açılmasının, kendileriyle çatışan düşman bir güçten gerçek bir tehdit algıladıkları için askerlerin yanlış bir operasyonel anlayışından kaynaklandığı sonucuna varmıştır. Üçüncü olayda ise bir çatışma esnasında emirlere aykırı olarak ateş edilmiştir.”

Açıklamada, askeri savcının olayla ilgili soruşturma yürüttüğü ve suç duyurusunda bulunmaya karar verebileceği belirtildi.

Öldürülen sağlık görevlilerinin birinin telefonunda bulunan ve Filistin Kızılayı tarafından yayınlanan bir videoda, İsrail askerlerinin üniformalı acil durum çalışanları, ambulanslar ve ışıkları yanan itfaiye araçlarına ateş açtıkları görülüyor.

Öldürülen sağlık görevlilerinden sekizi Filistin Kızılayı, altısı Gazze Sivil Savunma Müdürlüğü ve biri de Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) üyesiydi. Cesetler olaydan birkaç gün sonra BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'nin (OCHA) ‘toplu mezar’ olarak tanımladığı yerde kuma gömülü halde bulundu. Filistin Kızılayı tarafından dün yapılan açıklamada İsrail ordusu tarafından yapılan soruşturmadaki bulgular reddedildi.

Filistin Kızılayı’nın işgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentindeki Sözcüsü Nibal Fersah, Fransız Haber Ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada, “Raporda yalanlar hüküm sürdüğü müddetçe geçersiz ve kabul edilemez olmaya devam edecek. Zira cinayete ilişkin bir gerekçe içeriyor. Konunun sorumluluğunu saha komutanlığındaki kişisel bir hataya mal ediliyor. Oysa gerçek bunun tam tersi” ifadelerini kullandı.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk'e göre olay uluslararası kınamalara ve ‘savaş suçu’ şüphelerine yol açtı.

Han Yunus’a düzenlenen bombardımanda 5 kişi öldü

Gazze'den yayın yapan El-Aksa televizyonu bugün, Han Yunus şehrinin doğusunda İsrail bombardımanında beş kişinin öldüğünü duyurdu. El-Aksa TV tarafından aktarılan haberde “Siyonistlerin bugün şafak vakti Han Yunus'un doğusundaki Beni Suheyla beldesinin ez-Zana bölgesindeki bir evi hedef alan hava saldırısında beş kişi öldürüldü” ifadeleri yer aldı.

El-Aksa TV’nin aktardığına göre saldırı sonucunda çok sayıda kişi de yaralandı.