Eş-Şebab, Somali’de ABD askeri üssü ve AB konvoyuna saldırdı

Mogadişu’da AB askeri konvoyuna saldırı düzenlenen yer (AP)
Mogadişu’da AB askeri konvoyuna saldırı düzenlenen yer (AP)
TT

Eş-Şebab, Somali’de ABD askeri üssü ve AB konvoyuna saldırdı

Mogadişu’da AB askeri konvoyuna saldırı düzenlenen yer (AP)
Mogadişu’da AB askeri konvoyuna saldırı düzenlenen yer (AP)

Terör örgütü Eş-Şebab Hareketi, Somali’nin başkenti Mogadişu yakınlarındaki ABD’ye ait Baledogle askeri hava üssü ve Avrupa Birliği’ne (AB) bağlı askeri konvoya saldırdı.
ABD'ye ait Baledogle askeri hava üssünün yakınında oturan görgü tanığı Muhammed Aden, AFP’ye verdiği demeçte, “İki patlama oldu. İlki daha şiddetliydi. Patlamaların ardından çatışma yaşandı ancak detaylarını bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.
İkinci intihar saldırısında da, Mogadişu'da görev yapan İtalya barış gücü konvoyu hedef alındı. Haberlere göre patlamada barış gücü konvoyu zarar görmezken, Somalili siviller yaralandı.
Somalili subay Ömer Abikar, Mogadişu’da düzenlenen ikinci saldırının danışmanları taşıyan AB askeri konvoyunu hedef aldığını dile getirerek, kayıplar olduğuna ifade etti.
Reuters, söz konusu bölgede ağır şekilde hasar almış İtalya bayrağı taşıyan zırhlı bir askeri araç görüldüğünü duyurdu.
AP ise ilk saldırının Aşağı Şabel gölgesinde bulunan ABD’ye ait hava üssündeki askeri uçak pistini hedef aldığını öne sürdü.
Aşağı Şabel’de güvenlik yetkilisi olan Yusuf Abdurrahman yaptığı açıklamada, bir intihar bombacısının uçak pisti girişinde patlayıcı yüklü arabayı havaya uçurduğunu söyleyerek, bunun ardından üstte silah sesleri duyulduğu bilgisini verdi.
Eş-Şebab, üsse yönelik saldırının sorumluluğunu üstlendi.
ABD ordusu, Eş-Şebab’a yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda silahlı insansız hava araçlarını (SİHA) kullanmak ve Somali güçlerini eğitmek için Baledogle askeri hava üssünü kullanıyor.



BM yetkilisi: Gazze'deki durum kıyamet gününü andırıyor

İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Filistinli bir çocuğun yakınları, Gazze'deki Şifa Hastanesi’nde göz yaşı döküyor. (DPA)
İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Filistinli bir çocuğun yakınları, Gazze'deki Şifa Hastanesi’nde göz yaşı döküyor. (DPA)
TT

BM yetkilisi: Gazze'deki durum kıyamet gününü andırıyor

İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Filistinli bir çocuğun yakınları, Gazze'deki Şifa Hastanesi’nde göz yaşı döküyor. (DPA)
İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Filistinli bir çocuğun yakınları, Gazze'deki Şifa Hastanesi’nde göz yaşı döküyor. (DPA)

Gazze Şeridi'ndeki durumun ciddiyeti konusunda uyarıda bulunan bir Birleşmiş Milletler (BM) yetkilisi, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşı sonucunda insani krizin en ciddi aşamasına girdiğini ve Filistinlilerin açlık tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını söyledi.

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) İletişim Direktörü Jonathan Fowler bugün yaptığı basın açıklamasında, İsrail'in 19 aydır sürdürdüğü yok etme savaşında gıdayı bir silah olarak kullanarak tüm sınır kapılarını kapatması karşısında Gazze Şeridi'nde yaşanan gıda sıkıntısı gerçeğine dikkat çekti. Fowler, “Gazze Şeridi'ndeki mevcut durumu tarif edecek kelime bulmak çok zor, adeta kıyamet gününü andırıyor” dedi.

Fowler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne uyguladığı boğucu kuşatmayı ve uluslararası toplumun bu ablukayı ele almamasını ‘gerçek bir skandal’ olarak nitelendirdi.

asdfrgt
İsrail'in bugün Gazze Şeridi'ne düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA'dan aktardığına göre Fowler, Gazze Şeridi'nin ‘İsrail'in soykırım savaşının başlangıcından bu yana tanık olduğu insani krizin en kötü aşamasından geçtiğini’ belirterek, Gazze Şeridi'ndeki durumun ‘karmaşık değil, çok açık’ olduğunu söyledi. Fowler, İsrail'in 50 günü aşkın bir süredir insani yardım girişini engellemesi sonucunda Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin yiyecek bir şey bulamamasının normal olduğunu kaydetti.

Fowler, Gazze Şeridi'ndeki kıtlığın ‘tamamen İsrail'in siyasi bir kararı’ olduğunu vurguladı. “Eğer insani yardımın girmesine izin verilirse, girecektir. Ancak İsrail hiçbir şeyin geçmesine izin vermeyen boğucu bir abluka uyguluyor” diyen Fowler, ablukanın kaldırılması için yapılan uluslararası çağrılara kulak asılmadığını belirtti.