Pilotlar gece gökyüzünde ne görür?

İHA
İHA
TT

Pilotlar gece gökyüzünde ne görür?

İHA
İHA

Yıldızları gözlemleyen herkes uçakların havada ışık kullandığını ve karanlık saatlerde kayan yıldızlar gibi göründüğünü biliyor. 
Ancak 10 bin metre yukarıda gördüğümüz güçlü LED ışıklar saat 8:30’da bir uçuşun güzergahını gösteren farlar değildir. Bu, diğer pilotların havadaki uçağı fark etmesine yardımcı bir işarettir ve uçaklar yüksek irtifada geleneksel anlamda far kullanmazlar.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, pilot ve uçuş hocası Tim Sanders “Geceleri okyanus geçişi yaparken çoğu zaman ön cam dışında hiçbir şey görünmez, saatlerce karanlığa bakarız. Pilotlar bilim ve uçuş sanatını öğrendikçe, gece veya bulutların içinde normal görüş yerine uçuş araçlarını, navigasyon sensörlerini ve hava sensörlerini (temel olarak radar) kullanmaya geçer” diye konuştu.
Uçakların farları var mı?
Her ne kadar uçağın geleneksel anlamda farları olmasa da, her biri farklı bir işlevi yerine getiren çok sayıda ışıklandırması bulunuyor.
Otomobillerimizde veya motosikletlerimizdekilere en benzer ışıklar, uçuş güvertesi tarafından bir havaalanına yaklaşırken kullanılan iniş ışıklarıdır. Bu ışıklar kanattan gövdeye kadar farklı uçaklarda farklı yerlerde yer alıyor.
Bunlar sadece pilotların gece inişine yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda etraftakilerin uçağı fark etmesini sağlar. Daha rahat fark edilmek için bazı pilotlar son yaklaşmada ya da kule fark etsin diye iniş takımlarını açtığında ışıklarını yakıp söndürür. 
Bir uçağın gece hangi yöne gittiğini belirtmek için sağında yeşil solundaysa kırmızı LED ışıklar da bulunur. Ayrıca yanıp sönen bir efekt oluşturmak için gövdenin üst ve alt kısımlarında kırmızımsı turuncu renkte dönen çarpışma önleyici işaret lambaları da vardır. Bunlar uçağın motorları çalıştığı sürece açıktır.
Uçaktaki ışıklar ne kadar güçlü?
İkinci Dünya Savaşı'nda orduya kapasitör üreterek işe başlayan aydınlatma uzmanı Oxley şirketi, bugün modern uçaklar için gereken aydınlatma gereçleriyle bütün havacılık müşterilerine hizmet veriyor. 
Bunlar arasında -54 dereceyle 71 derece arasındaki sıcaklıklarda çalışabilen iniş lambaları bulunuyor. Bu lambaların ışık şiddeti 600 bin kandelaya kadar çıkabiliyor (Bu 600 bin kandela anlamına gelir o da bir mumun ışık şiddetinin 600 bin katı demektir).
Mark Vanhoenacker “Çoğumuz havaalanlarını epey iyi aydınlatılmış yerler olarak düşünürüz ve terminal binalarının etrafındaki apron alanlarının genellikle parlak şekilde aydınlatıldığı doğru. Ancak hızlanma pistleri ve pistler o kadar zayıf aydınlatılıyor ki, özellikle kentsel peyzajda geceleri bir hava sahasını bulmak için karanlık yerlere bakmak gerekiyor. Yakından baktığınızda neyse ki iniş ve pist ışıkları açık oluyor” dedi.  
Pilotlar kokpitten neler görebilir?
Pilotların genellikle bulutların üstünde tam karanlıkta çalıştığı göz önüne alındığında, kokpitten görülecek şeylerin çok fazla olmadığını düşünebiliriz.
Ancak ABD Hava Kuvvetleri'nden ticari pilotluğa geçen Ron Wagner'e göre, görülecek çok şey var.
Wagner “Oklahoma ve Tulsa çevresinde bir yerlerde doğuya giderken havanın açık olduğu gecelerde bir yanda Dallas (yaklaşık 290 km) ve Houston'ın (yaklaşık 675 km) ışıklarını bir yönde, Kansas City (yaklaşık 500 km) ve St Louis'i (yaklaşık 750 km) aynı anda gördüm” dedi. 
Pilotlar aşağıdaki şehir ışıklarının yanı sıra, fırtına bulutları ve şimşeklerden Kuzey Işıklarına kadar değişik hava olaylarını ön koltuktan izliyor.
Wagner “Gece beni jet kokpitlerinde ürküten şey Aziz Elmo Ateşi'nin (aydınlık plazmanın, atmosferdeki güçlü bir elektrik alanındaki keskin ya da sivri bir cisimden korona boşalmasıyla yaratıldığı bir hava durumu olgusu ed.n.) uçağın ön camında dans etmesiydi. Bazen kokpit içine girer ve alev siperi üzerinde dans ederdi. Havacılık ve uzay mühendisliği bölümü bitiren zeki biri olmama rağmen, Aziz Elmo Ateşi beni her zaman korkuttu. Geceleri dans eden elektriği gördüğümde bilinçaltıma bir haller oluyor” dedi.
Öte yandan Wagner, “güneşin son ışıklarının” kaybolmasının ardından yeryüzünden nadir görülebilen ve "yakalaması zor yeşil ışığa” tanıklık ettiğini de belirtti. Ayrıca pilotlar bazen diğer uçakların bir kilometre yakınından da geçebiliyor.
Pilotlar hiçbir şey göremediğinde ne olur?
Pilotlar, yalnızca kokpitte ekranlara iletilen bilgileri ve konumlandırmayı kullanarak, çoğu zaman aşırı hava koşulları nedeniyle, en az görüşte “aletli iniş” (pist başına yerleştirilmiş vericiler vasıtasıyla uçakların inişine yardımcı olan hassas yaklaşma sistemi ed.n.) gerçekleştirmek üzere eğitilmiştir.
Havalimanları ayrıca, uçağın pistten yayılan bir iniş sinyaline kilitlendiği bir Aletli İniş Sistemi (ILS) sağlayarak pilotlara yardım eder.



Uzmanlar bağışıklığa ve sindirime iyi gelen baharatı açıkladı

Yemeklerde çok fazla sarımsak tozu kullanmaya gerek yok. Bir çay kaşığının 8'de biri, yaklaşık bir diş sarımsak kadar güçlü (Unsplash)
Yemeklerde çok fazla sarımsak tozu kullanmaya gerek yok. Bir çay kaşığının 8'de biri, yaklaşık bir diş sarımsak kadar güçlü (Unsplash)
TT

Uzmanlar bağışıklığa ve sindirime iyi gelen baharatı açıkladı

Yemeklerde çok fazla sarımsak tozu kullanmaya gerek yok. Bir çay kaşığının 8'de biri, yaklaşık bir diş sarımsak kadar güçlü (Unsplash)
Yemeklerde çok fazla sarımsak tozu kullanmaya gerek yok. Bir çay kaşığının 8'de biri, yaklaşık bir diş sarımsak kadar güçlü (Unsplash)

Genellikle pizzaya serpilen veya kızarmış tavuğu terbiye etmek için kullanılan sarımsak tozu, lezzet dolu bir baharat.

Ancak bu baharatın, uzun süredir kullananları bile şaşırtabilecek sağlık faydaları da var.

Öncelikle, kurutulmuş ve öğütülmüş diş sarımsaktan yapılan bu toz; demir, potasyum, fosfor ve kalsiyum gibi temel minerallerle dolu. Bunların hepsi kemik sağlığını olumlu yönde etkiler ve birlikte çalışarak bizi güçlü tutar.

Cleveland Clinic'e konuşan kayıtlı diyetisyen Kate Patton, "[Fosfor ve kalsiyum] birlikte çalışarak güçlü kemikler oluşturmak, kas fonksiyonlarını sürdürmek ve sinirleri sağlıklı tutmak gibi önemli vücut fonksiyonlarını destekler" diyor.

Sarımsak tozu ayrıca selenyum içeriyor: Bu temel mineral, tiroid ve üreme sağlığını destekliyor ve kronik astım hastalarına yardım edebiliyor. Selenyum, tiroid hormonlarının düzenlenmesine katkı sağlayabilecek proteinler içeriyor.

Ayrıca vücutta yeterli antioksidan bulunmadığında ortaya çıkan oksidatif strese karşı da koruma sağlıyor. Gıdalarda bulunan antioksidanlar, hücrelere ve DNA'ya zarar gelmesini önlüyor.

Selenyumun kansere karşı koruma sağlayabileceğini gösteren bazı araştırmalar bile var.

Kayıtlı diyetisyen Kayla Kopp, Cleveland Clinic'e yaptığı açıklamada "Düşük selenyum tüketimi, kanser teşhislerinin artmasıyla ilişkilendiriliyor" diyor. 

Selenyum, vücudumuzda meydana gelen DNA hasarını onarmaya katkı sağladığından, kanser riskini azalttığı biliniyor.

Tıpkı taze sarımsak gibi sarımsak tozu da B6 ve C vitaminlerini içeriyor. B6 vitamini beyin gelişimi ve sinir sisteminin dengede tutulması açısından önem arz ediyor. Hem B6 hem de C vitamini bağışıklık sisteminin sağlıklı kalmasına fayda sağlıyor. Ancak sarımsak tozu, normal sarımsaktaki vitaminlerin sadece bir kısmını içeriyor.

Yine de sarımsak tozu taze sarımsağın tüm faydalarını barındırmasa ve hatırı sayılır miktarda sodyum içerse de daha ucuz, raf ömrü daha uzun (4 yıla kadar) ve yıl boyunca satılıyor.

Ayrıca allisin diye bilinen kimyasal bileşiği içeriyor.

Araştırmacılar, sarımsı renkte bir sıvı olan allisinin antioksidan görevi gördüğünü ve hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde "ilgi çekici bir potansiyel" taşıdığını söylüyor. Bazı araştırmalar, kan damarlarını gevşeterek tansiyonu düşürmeye yardımcı olabileceğini gösteriyor.

Allisini ve sarımsak tozunun tüm lezzetini açığa çıkarmak için eşit miktarda suyla karıştırılması gerekiyor. Örneğin sarımsaklı ekmekte, her ikisinden de birkaç çay kaşığı kullanabilirsiniz çünkü bir çay kaşığının 8'de biri, bir diş sarımsak kadar güçlü.

Allisin ayrıca sarımsağın tanıdık, baş döndürücü kokusunun da kaynağı.

Diyetisyen Laura Jeffers, Cleveland Clinic'e "Sarımsak keskin kokusunu, allisin adlı organik bir kükürt bileşiğinden alır" diyor. 

Bu bileşik, sarımsağın beslenme düzeninize sağlıklı bir katkı sunmasını da sağlıyor.

Independent Türkçe


Primatlarda başparmak uzunluğuyla beyin kapasitesi ilişkili çıktı

Bilim insanları primatlarda tür fark etmeksizin, başparmak ve beyin büyüklüğü arasında korelasyon olduğunu tespit etti (Unsplash)
Bilim insanları primatlarda tür fark etmeksizin, başparmak ve beyin büyüklüğü arasında korelasyon olduğunu tespit etti (Unsplash)
TT

Primatlarda başparmak uzunluğuyla beyin kapasitesi ilişkili çıktı

Bilim insanları primatlarda tür fark etmeksizin, başparmak ve beyin büyüklüğü arasında korelasyon olduğunu tespit etti (Unsplash)
Bilim insanları primatlarda tür fark etmeksizin, başparmak ve beyin büyüklüğü arasında korelasyon olduğunu tespit etti (Unsplash)

Primatlar genelinde uzun başparmakla büyük beyin arasında bir bağlantı olduğu ve ikisinin birlikte evrimleştiği tespit edildi. 

İnsanların evriminde hem büyük beyinlerin hem de el becerisinin kritik bir rol oynadığı biliniyor. Özellikle iki eldeki başparmakların bir şeyleri kavrama ve alet kullanmada önemli avantaj sağladığı düşünülüyor.

Bazı araştırmacılar daha karmaşık hareketler daha fazla duyusal-motor kontrol gerektirdiğinden, insanlardaki uzun başparmakların ve büyük beyinlerin birlikte evrimleştiğini öne sürse de yeterli kanıt bulunamamıştı. 

Reading Üniversitesi'nden Joanna Baker ve ekip arkadaşları bu soruya yanıt bulmak için soyu tükenmiş ve hâlâ yaşayan 94 primat türünü inceledi. 

Bulguları hakemli dergi Communications Biology'de dün (26 Ağustos) yayımlanan çalışmada primatların başparmağı ne kadar uzunsa, beyinlerinin de o oranda büyük olduğu belirlendi.

Ekip, homininlerin açık ara en uzun başparmaklara ve en büyük beyinlere sahip olduğunu saptadı. Ancak başparmağın uzunluğuyla beyin kütlesi arasındaki ilişki diğer primatlarda da güçlü bir şekilde görülürken bu ilişki, Homo sapiens analiz dışında bırakıldığında da geçerliliğini korudu.

Yalnızca erken dönem homininlerden A. sediba bu genel kuralın dışında kaldı: Beyin büyüklüğü hesaba katıldığında bile beklenenden daha uzun bir başparmağı olduğu gözlemlendi. Araştırmacılar bunun muhtemelen ağaçlarda ve yerde yaşamasıyla ilgili olduğunu düşünüyor.

Bilim insanları makalede şu ifadeleri kullanıyor: 

Sonuçlarımız, beyin büyüklüğüyle el becerisi arasında güçlü bir ilişki olduğunu gösteriyor.

Araştırmacılar bu bağlantının derinlerine indiklerinde ilginç bir bulguyla da karşılaştı. Başparmağı daha uzun primatlarda, biliş, duyu ve eylem planlamasıyla ilgili beyin bölgesi neokorteksin daha büyük olduğu ortaya çıktı.

Ancak ekip, hareket ve koordinasyonu kontrol eden beyincikle bir ilişki bulmayı umuyordu.

Baker, "İlişkinin, beynin motor kontrolüyle bağlantılı ve çok önemli başka bir bölümünde görülmemesi gerçekten şaşırtıcıydı" diyor.

Bulgular, primatların nesneleri tutmak için el becerilerini geliştirdikçe, beyinlerinin bu yeni yetenekleri etkili bir şekilde işlemek ve kullanmak için büyümesi gerektiğine işaret ediyor. 

Baker "Büyük beyinlerimiz ve çevik parmaklarımızın bizi diğerlerinden ayıran özellikler olduğunu her zaman biliyorduk ancak artık bunların ayrı ayrı evrimleşmediğini görebiliyoruz" diyerek ekliyor: 

Atalarımız nesneleri daha iyi kavrayıp kullanma becerisi kazandıkça beyinleri de bu yeni becerileri kullanabilmek için gelişmek zorunda kaldı. Bu beceriler, milyonlarca yıllık beyin evrimi boyunca incelikle gelişti.

Independent Türkçe, Guardian, Discover Magazine, Reading Üniversitesi, Communications Biology


Stephen King'den Netflix dizisine büyük övgü: "Korkunun Tarantino'su"

Stephen King'den Netflix dizisine büyük övgü: "Korkunun Tarantino'su"
TT

Stephen King'den Netflix dizisine büyük övgü: "Korkunun Tarantino'su"

Stephen King'den Netflix dizisine büyük övgü: "Korkunun Tarantino'su"

Korku edebiyatının ustası Stephen King, Mike Flanagan'ın Netflix dizisi Usher Evi'nin Çöküşü'ne (The Fall of the House of Usher) övgüler yağdırdı.

Gotik edebiyatın öncülerinden Edgar Allan Poe'nun eserinden uyarlanan mini dizi, Ekim 2023'te izleyiciyle buluşmuştu. 

Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yüzde 91'lik beğeni oranıyla dikkat çeken Usher Evi'nin Çöküşü, Flanagan–Netflix işbirlikleri arasında en başarılı yapımlardan biri olarak öne çıkıyor.

Netflix, 18 yaş sınırıyla yayımlanan dizinin konusunu şöyle özetliyor:

Servetlerini ve geleceklerini sağlama almak isteyen iki zalim kardeşin kurduğu aile hanedanlığı, mirasçılarının tuhaf nedenlerle birer birer ölmesiyle dağılmaya başlar.

King, diziyi diziyi yeni izleme fırsatı bulduğunu belirterek sosyal medya hesabında şu ifadeleri kullandı:

Usher Evi'nin Çöküşü (Netflix): Kalça ameliyatım nedeniyle yayına girdiğinde izleyememiştim ama bu gecikmiş bir tatmin oldu. Korkutucu, sürükleyici, zekice yazılmış ve olay örgüsünü kusursuz şekilde ilerleten bir yapım. Mike Flanagan için korku sinemasının Quentin Tarantino'su denebilir.

Flanagan, King'in Oyun (Gerald's Game), Doktor Uyku (Doctor Sleep) ve Chuck'ın Hayatı (The Life of Chuck) gibi eserlerini beyazperdeye uyarlamıştı.

Yakında King'in kült romanı Göz'ü (Carrie) ve uzun süredir beklenen Kara Kule (The Dark Tower) uyarlamasını da hayata geçirmesi bekleniyor. 

Flanagan ayrıca Netflix için Tepedeki Ev (The Haunting of Hill House), The Haunting: Bly Malikânesi (The Haunting of Bly Manor) ve Gece Yarısı Ayini (Midnight Mass) gibi ses getiren projelere imza atmıştı.

Eleştirmenler, Usher Evi'nin Çöküşü'nü "Poe'nun karanlık atmosferini American Horror Story ve Succession'la harmanlayan eğlenceli bir uyarlama" diye niteliyor.

Independent Türkçe, Collider, GamesRadar