​Pakistan’da ABD ve Taliban arasındaki görüşmeler devam ediyor

İslamabad’daki Taliban liderlerinden Molla Abdulgani Birader (Reuters)
İslamabad’daki Taliban liderlerinden Molla Abdulgani Birader (Reuters)
TT

​Pakistan’da ABD ve Taliban arasındaki görüşmeler devam ediyor

İslamabad’daki Taliban liderlerinden Molla Abdulgani Birader (Reuters)
İslamabad’daki Taliban liderlerinden Molla Abdulgani Birader (Reuters)

Pakistanlı yetkililer bugün, ABD ve Taliban müzakerecilerinin Afgan barış sürecini canlandırmak adına İslamabad’da toplantı düzenlediklerini ifade etti.
Alman haber ajansına konuşan Pakistanlı bir yetkili, ABD'nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad ve Taliban yetkililerinin İslamabad’da bir araya geldiklerini belirterek, ABD temsilcisi ve Taliban yetkililerinin yarına kadar İslamabad’da kalarak görüşmeleri sürdürebileceğine vurgu yaptı.
Yetkili açıklamasında, Pakistan Başbakanı İmran Han’ın Taliban yetkilileri ile bir araya gelebileceğini ifade etti.
Taliban Hareketi’nden bir kaynak, ABD temsilcisi ile Taliban yetkilileri arasındaki doğrudan ilk toplantının önceki gün yapıldığını söylerken, başka bir kaynak ise görüşmelerin devam ettiğini dile getirdi.
Pakistanlı yetkili, görüşme yapıldıktan sonra Pakistanlı yetkililerin Taliban’ı Afganistan’da çatışmaları durdurma konusunda ikna etmeye çalıştığını belirtti. Taliban heyetine Afganistan’daki barış sürecini kolaylaştırmak isteyen ve 2018 yılında Pakistan tarafından serbest bırakılan Molla Abdulgani Birader başkanlık ediyor.
Afganistan’da devam eden çatışmalar, ABD Başkanı Donald Trump’ın barış müzakerelerinden geri çekilmesine sebep olan ana etkenlerden biri.
Halilzad, geçtiğimiz Aralık ayından bu yana Taliban’ı müzakere masasına döndürmek için Pakistan’ın başkentine sıkça seyahat ediyor.
ABD Başkanı, Taliban’ın başkent Kabil’de aralarında bir ABD askerinin de bulunduğu 11 kişiye yönelik düzenlenen saldırının sorumluluğunu üstlenmesinin ardından barış görüşmelerini askıya aldı.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP