Bağdat'ın barıştan 40 yıllık kopuşu

Bağdat’taki Zafer Takı (Saad bin Tifle el-Acmi)
Bağdat’taki Zafer Takı (Saad bin Tifle el-Acmi)
TT

Bağdat'ın barıştan 40 yıllık kopuşu

Bağdat’taki Zafer Takı (Saad bin Tifle el-Acmi)
Bağdat’taki Zafer Takı (Saad bin Tifle el-Acmi)

Kuveyt’in eski Enformasyon Bakanı Saad bin Tifle el-Acmi*
Bitkin fakat iyimser, perişan fakat dimdik, yorgun fakat güçlü, ağır bir fakirlik içinde fakat zengin, suçlayan fakat aynı zamanda seven, yaralı fakat iyileşmiş, yaşlı fakat kök hücreleri gençleşmiş gibi görünüyordu...
Tüm bunlar, son 40 yıldır sadece yaşadığı savaşlar ve çatışmalarla anılan Bağdat’ın ‘Barış Şehri’ halinden kopuşunun üzerinden geçen 40 yılın ardından onu gördüğümde hissettiklerimdi. Keder, umut ve siyah bayraklarla çevrili olan Bağdat, tarihi dokusu ve hayata tutunuşuyla bezeliydi.
En son 1979 yılı yazında Bağdat’taydım. Rejimin yıkılmasının ardından bir kaç kez Irak'ın güneyini,  rejimin yıkılışının öncesi ve sonrasında da Kürtlerin olduğu Irak’ın kuzeyini ziyaret ettim. Fakat Bağdat’ı Saddam Hüseyin’in, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Hasan el Bekir'in yerine geçtiği ve medyanın Irak liderini gece gündüz yücelttiği bir dönemde ilk kez ziyaret etmiştim. Nedenini bilmediğim bir korkuya kapıldım. Saddam Hüseyin’in başa geçmesinin üzerinden henüz 1 yıl geçmişti ki İran'la topyekun bir savaşa girmişti. Merhum Humeyni, iki taraftan da toplam 1 milyon insanın öldüğü ve milyonlarca insanın yaralandığı, iki halkın zenginliklerinin boşa harcandığı 8 yıllık savaşı, zehir kadehini yudumlayıncaya kadar sona erdirmemekte ısrar etti.
Bağdat’taki tarihi er-Reşid Caddesi’nde Sami el-Nasif ve milletvekili Faik eş-Şeyh Ali ile birlikte yangın söndürücü malzemeler satılan bir dükkana gittik. Dükkan sahipleri bize tekrar tekrar ‘hoş geldiniz’ dedikten sonra onlarla çay içmemiz için ısrar ettiler. Ardından Iraklıların meşhur küçük bardaklarıyla bize çay ikram ettiler. Sünni ve Şii arkadaşlar bana mezhepler arasında çatışma olmadığını, sadece mezhepçilerin mezhep savaşlarını körüklediğini hatırlattı.
Faik, bize Bağdat'taki prestijli bir avcılık ve binicilik kulübünde akşam yemeğine davet ederek jest yaptı. Baasçıların da aralarında bulunduğu kulübün kurucuları ve yöneticilerinin isimleri şehrin geçirdiği dönemlerin tanıkları olarak tarihe kazınmıştı ve kulüp şehirde yaşanan tüm acılara rağmen onlarca yıl boyunca Irak’ta bir arada yaşamanın ve neşenin sembolü olmuştu.
Öte yandan misafiri olduğumuz Rafidain Diyalog Merkezi (RCD) tarafından ‘Irak iyileşiyor: Irak'ta güvenlik ve ekonominin geleceği’ başlığı altında düzenlenen ve Suudi Arabistan’ın olmadığı, Körfez ülkelerinden ise az sayıda katılımcının bulunduğu Güvenlik ve Ekonomi Forumu’na çeşitli bölgesel ve uluslararası kuruluşlardan önde gelen isimlerle birlikte ben de katıldım.
Forum sırasında yaptığım ‘dil ve güvenlik’ ile ilgili konuşmamda, İslami Davet Partisi’nin 1950'lerdeki kuruluşunda yer alanlardan biri olan ve şuan 90 yaşını geçen sayın Talib er-Rifai’ye cevap olarak söylediğim cümlelerden biri “Sayın Rifai, metinler kendilerini açıklamıyor” şeklindeydi. Konuşmamda, barış dilinin yayılması gerektiğini, Irak'taki dini siyasi partilerin kullandığı sert üslubun sona ermesi, Bağdat’ın barışçıl ve uzlaştırıcı bir resmi literatüre kavuşması ve siyasete aktif olarak katılan ve iktidarı paylaşan Şii siyasi partiler tarafından uygulanan mezhepçi söylemlerin bitmesi gerektiğini savundum.
Sayın Rifai de DEAŞ tarafından kabul edilen ‘şahsi görüşlerin’, gerçek İslam'ı temsil etmediğini söyledi. Bununla birlikte, kendilerine miras kalan örnekler ve yorumlarla haklı çıkmaya çalışan vahşiler olduklarında hemfikirdik.
Peki, Velayet-i Fakih meleklerin indirdiği bir görüş müdür? Seyyid Kutub ve Hasan el-Benna’nın görüşleri, gökyüzünden inen görüşler midir? Yoksa Kur'an ve sünnetin tüm yorumları insanların görüşleri değil miydi?
Irak’ın, söylemlerini uzlaştırıcı ve barışçıl olarak düzenlemekten başka bir alternatifi yoktur. Bununla birlikte herkes kurtulmadıkça Irak gerçekten kurtulamaz. Bölen, parçalayan ve birleştirmeyen siyasi dini söylemleri azaltmaktan başka çare yoktur. Bu da Sayın Talib Rifai'ye verdiğim yanıtın odak noktasıydı.
Katılımcılardan biri olan Tahran Stratejik Araştırmalar ve Uluslararası İlişkiler Merkezi Direktörü Sayın Emir Musevi ise benim şiddet ve nefret söylemlerinden uzak durulması şeklindeki çağrımdan hoşlanmadı. Bize Batı’dan yayılan şiddet söylemini düzeltmek için çalışmamızı tavsiye etti!
Biz kendi eğitim müfredatımızdan, platformlarımızdan, uydu kanallarımızdan ve siyasi dini literatürümüzden sorumluyuz ve birbirlerimize yönelik şiddet ve nefret söylemlerinden hoşlanmıyoruz.
* Kuveyt’in eski Enformasyon Bakanı Saad bin Tifle el-Acmi’nin Independent Arabia’da yayınlanan analizi
BAĞDAT: ÖNCE YÖNETTİLER SONRA YOK OLDULAR (2)
BAĞDAT: HAŞDİ ŞABİ VE IRAK'IN GELECEĞ (3)



Gazze halkı, savaşın neden olduğu yıkımın ardından kültürel mirasını korumak için zamanla yarışıyor

Gazze şehrinde yaşanan savaş sırasında İsrail bombardımanı sonucu hasar gören Büyük Ömer Camii'nin iç restorasyon çalışmaları sırasında çekilmiş bir fotoğraf, 17 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze şehrinde yaşanan savaş sırasında İsrail bombardımanı sonucu hasar gören Büyük Ömer Camii'nin iç restorasyon çalışmaları sırasında çekilmiş bir fotoğraf, 17 Kasım 2025 (Reuters)
TT

Gazze halkı, savaşın neden olduğu yıkımın ardından kültürel mirasını korumak için zamanla yarışıyor

Gazze şehrinde yaşanan savaş sırasında İsrail bombardımanı sonucu hasar gören Büyük Ömer Camii'nin iç restorasyon çalışmaları sırasında çekilmiş bir fotoğraf, 17 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze şehrinde yaşanan savaş sırasında İsrail bombardımanı sonucu hasar gören Büyük Ömer Camii'nin iç restorasyon çalışmaları sırasında çekilmiş bir fotoğraf, 17 Kasım 2025 (Reuters)

Gazze Şeridi’nde 70 bin kişinin hayatını kaybetmesi, çok sayıda kişinin yaralanması, yüz binlerce insanın yerinden edilmesi ve neredeyse bütün mahallelerin yok olmasının ardından, yeniden inşa artık hayal gücünü zorlayan, neredeyse tasavvur edilemez bir görev haline geldi.

Buna rağmen, bölgede en değerli tarihi yapılar arasında yer alıp ağır hasar gören az sayıdaki noktada, işçiler şimdiden çalışmaya başladı. Amaç, geçmişten geriye kalan az sayıdaki kalıntıyı toprak altından çıkarmak.

Bu alanlar arasında, Gazze’nin eski kent merkezinde bulunan ve savaş sırasında İsrail güçlerinin hedef aldığı en önemli kültürel miras olan Büyük Ömer Camii de bulunuyor. İsrail ordusu, avlularının altında savaşçılar tarafından kullanılan bir tünel bulunduğunu öne sürerek yapıyı bombaladığını açıklamıştı. Filistinliler ise böyle bir tünelin varlığını reddediyor ve saldırının Gazze’nin dini ve kültürel mirasını yok etmeye yönelik olduğunu savunuyor.

dfrgt
Gazze şehrinde bulunan Büyük Ömer Camii'nin içindeki enkazı temizleyen bir işçi, 17 Kasım 2025 (Reuters)

Batı Şeria’daki Beytüllahim’de bulunan Miras Koruma Merkezi’nde mimar ve kültürel miras uzmanı olarak görev yapan ve şu anda savaşta zarar gören alanları kurtarmak için Gazze’de çalışan Hammude ed-Dehdar, İsrail’in bu yapıların yıkımının Filistin tarihini silebileceğini düşünerek ‘yanıldığını’ söyledi.

Dehdar, Gazze’de Reuters’a yaptığı açıklamada, bu yapıların kadim bir halkın ortak hafızasını temsil ettiğini belirterek, “Bu miras, korunması ve savunulması için ortak çaba gerektiren bir bellektir” dedi.

İsrail ordusu ise Hamas hedeflerine yönelik her saldırının, bu tür alanları tehlikeye atabilecek olması nedeniyle sıkı bir onay sürecinden geçtiğini açıkladı.

fgt
Gazze şehrinde savaş sırasında hasar gören tarihi Paşa Sarayı'nda restorasyon çalışmaları yürüten işçiler, 11 Kasım 2025 (Reuters)

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, “İsrail ordusu, kültürel miras alanları ile tarihi ve kültürel önemi bulunan mekânlara azami hassasiyetle yaklaşmaktadır. Bu alanlar ve sivillerin zarar görmesini en aza indirmek, saldırı planlamasında temel bir önceliktir” ifadeleri yer aldı.

Zamansız hikayeler

Nüfusunun büyük bölümü, bugün İsrail sınırları içinde kalan şehir ve köylerden zorla göç ettirilmiş mülteciler ya da onların çocuklarından oluşan Gazze Şeridi’nde, Büyük Ömer Camii, Gazze halkını kendi kültürel mirasına ve Ortadoğu’nun zengin mimari tarihine bağlayan temel unsurlardan biriydi.

Halk arasında anlatılan geleneksel hikâyelere göre Samson’un onu esir alanların üzerine tapınağı yıktığı yer olduğu söylenen bu alan, İslam’ın 7. yüzyılda Halife Ömer bin Hattab döneminde Akdeniz’e ulaşmasından önce bir Bizans kilisesine de ev sahipliği yapıyordu. Bölge İslam hâkimiyetine girdikten sonra yapı camiye dönüştürüldü.

Sonraki yüzyıllar boyunca yapı; Memlükler, Haçlılar ve Osmanlılar tarafından pek çok kez yeniden şekillendirildi ve Orta Çağ’da bölgenin mimari harikalarından biri olarak ün kazandı.

Caminin minaresi, Gazze siluetinin en belirgin unsurlarından biriydi. Cemaat, kubbeli tavanlar altında ve cilalı taşlarla döşeli avlularda ibadet eder; namazın ardından caminin görkemli cephesinin önünden geçerek kapılarından dışarı çıkar ve eski kentin çevresindeki çarşı sokaklarına doğru akardı.

frgt
Gazze şehrinde savaş sırasında hasar gören tarihi Paşa Sarayı'nda restorasyon çalışmaları yürüten işçiler, 11 Kasım 2025 (Reuters)

Yakındaki Kayseriyye Çarşısı, dükkânlarıyla ünlüydü; esnafı ve komşuları, âşıkların düğün takılarından kıskanç kayınvalidelerin hikâyelerine uzanan unutulmaz öyküler anlatırdı. Bugün bunlardan geriye neredeyse hiçbir iz kalmadı.

Ağır hasar gören bir diğer yapı da 13. yüzyıla uzanan tarihi Paşa Sarayı oldu. Bir müzeye ev sahipliği yapan yapının sergilediği eserler artık kayıp.

Dehdar, kültür ve miras söz konusu olduğunda bunun yalnızca eski bir bina ya da tarihi taşlardan ibaret olmadığını vurgulayarak, “Her taş bir hikâye anlatır” dedi.

Filistin’in Batı Şeria merkezli Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı Müsteşarı Cihad Yasin ise Filistinli yetkililer ve Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) tarihi alanların restorasyonu için üç aşamalı bir plan hazırladığını, ilk maliyetin 133 milyon dolar olarak öngörüldüğünü belirtti.

Yasin, önceliğin çökme riski taşıyan yapıların hızlı müdahaleyle desteklenmesi olduğunu söyledi. Ancak beyaz çimento ve alçı sıkıntısı yaşandığını, Gazze’deki kaynakların sınırlı olduğunu ve restorasyon malzemelerinin fiyatlarının ciddi şekilde arttığını ifade etti.

sdfgt
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrail hava saldırıları sırasında hasar gören, kısmen yıkılmış Berkuk Kalesi, 16 Kasım 2025 (Reuters)

Gazze Şeridi’nde kültürel mirasın yıkımı, evlerini ve geçim kaynaklarını kaybetmiş yaslı aileler arasında bile ayrı bir acı yaratmaya devam ediyor.

Münzir Ebu Asi, küçük kızı Kenzi’nin Büyük Ömer Camii’nin vurulduğunu duyunca hissettiği derin üzüntü nedeniyle onu teselli etmek zorunda kaldığını söyledi.

Ebu Asi, “Küçük kızım Kenzi çok üzüldü. Camiye saldırı haberini duyduğumuzda biz de şaşırdık; neden böyle bir şey yapıldı?” dedi.

Sözlerini sürdüren Ebu Asi, Paşa Sarayı’nın da bombalanmasının ardından artık kesin bir kanaate vardıklarını belirterek, “Bu işgalin, Filistin kimliğini yok etmek, her türlü Filistin eserini silmek istediği artık bizim için kesinleşti” ifadesini kullandı.


Etiyopya, Mısır'ı Afrika Boynuzu'nda ‘istikrarsızlaştırma kampanyası’ yürütmekle suçluyor

Rönesans Barajı (Reuters)
Rönesans Barajı (Reuters)
TT

Etiyopya, Mısır'ı Afrika Boynuzu'nda ‘istikrarsızlaştırma kampanyası’ yürütmekle suçluyor

Rönesans Barajı (Reuters)
Rönesans Barajı (Reuters)

Etiyopya Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır’ı Afrika Boynuzu bölgesinde ‘Etiyopya’yı hedef alan bir istikrarsızlaştırma kampanyası yürütmekle’ ve ‘gerilimi artırmaya zemin hazırlamakla’ suçladı.

İki ülke arasında Mavi Nil üzerindeki Rönesans Barajı konusunda süren anlaşmazlığa atıfta bulunan bakanlık, açıklamasında Mısır’ın ‘Afrika Boynuzu’nda Etiyopya’yı merkeze alan, ancak onunla sınırlı olmayan bir istikrarsızlaştırma kampanyası yürüttüğünü’ savundu.

Bakanlık, Mısır’ın ‘diyaloğu reddettiğini ve gerilimi artırma niyetini açıkça ortaya koyan düşmanca söylemini yoğunlaştırdığını’ iddia etti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise dün yaptığı açıklamada, ülkesinin Etiyopya’nın Rönesans Barajı’na ilişkin tek taraflı adımlarını reddettiğini yineleyerek, “Etiyopya’nın uygulamaları tüm Afrika kıtasının istikrarını tehdit eden ciddi bir tehlike oluşturuyor” dedi.

Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı da geçen ay yaptığı açıklamada, Etiyopya’nın baraj yönetiminde ‘tek taraflı ve kontrolsüz uygulamalarını’ sürdürdüğünü, bunun ‘havza ülkelerinin hak ve çıkarlarını tehdit eden ciddi riskler barındırdığını’ vurguladı.

Etiyopya, milyarlarca dolara mâl olan dev Rönesans Barajı’nın inşasına Nil Nehri üzerinde 2011 yılında başladı. Mısır ise projeyi, Afrika’nın en uzun nehrindeki tarihi su haklarını tehdit eden bir girişim olarak görüyor.

Afrika Birliği (AfB) arabuluculuğunda Mısır ile Etiyopya arasında yürütülen müzakereler Nisan 2021’de sonuçsuz kalmış; bunun üzerine Kahire, Addis Ababa’ya baskı uygulanması için konuyu Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne taşımıştı.


İsrail, Gazze’nin güneyine düzenlediği hava saldırılarında 2’si çocuk 6 Filistinli hayatını kaybetti

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

İsrail, Gazze’nin güneyine düzenlediği hava saldırılarında 2’si çocuk 6 Filistinli hayatını kaybetti

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

Filistin merkezli Ma'an haber ajansının bildirdiğine göre, dün akşam (Çarşamba) Gazze Şeridi’nin güneyine düzenlenen İsrail hava saldırılarında 6 Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı.

Ajans, İsrail ordusunun Han Yunus kentinin batı bölgelerini en az dört füzeyle vurduğunu aktardı.

Filistinli sağlık kaynakları, “aralarında iki çocuğun da bulunduğu 6 kişinin İsrail bombardımanında yaşamını yitirdiğini” bildirdi.

Saldırının, Han Yunus’un batısındaki Mevasi bölgesinde bulunan bir çadırı hedef aldığı belirtilirken, gelişmenin İsrail ordusunun gün içinde Refah’ın güneyinde yaşanan çatışmalarda 5 askerinin yaralandığını duyurmasının ardından geldiği ifade edildi.