Cezayir'de tutuklular açlık grevine başladı

Eylemciler geçen cuma günü başkentte Cezayir bayrakları taşıdı (Reuters)
Eylemciler geçen cuma günü başkentte Cezayir bayrakları taşıdı (Reuters)
TT

Cezayir'de tutuklular açlık grevine başladı

Eylemciler geçen cuma günü başkentte Cezayir bayrakları taşıdı (Reuters)
Eylemciler geçen cuma günü başkentte Cezayir bayrakları taşıdı (Reuters)

Avukatların yaptığı açıklamaya göre Cezayir’de yaklaşık 100 vicdan mahkumu, keyfi tutuklanmalarını protesto etmek amacıyla 7 Ekim’de açlık grevine başladı. Eylemciler arasında, Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih’e sert saldırılarının ardından geçen haziran ayında hapis cezasına çarptırılan 87 yaşındaki devrimci Lahdar Burkia da yer alıyor.
Avukatlar, 7 Ekim’de başkent Cezayir’de düzenledikleri bir basın toplantısında açlık grevi yapan mahkumların eylemlerini serbest bırakılama kadar sürdürmeye kararlı olduklarını belirtti. Söz konusu mahkumlar arasında gazeteci Fadil Bumala, siyasi aktivistler Semir Belarbi, Kerim Tabu ve yaşından dolayı hastalıklara maruz kalan, ‘siyasi mahkumların simgesi’ Burkia da var. Ailesi ve yakınları grevin, Burkia’nın sağlık sorunlarını tetiklemesinden endişeli. Avukat olan Mustafa Buşaşi, Burkia’nın konuya ilişkin aldığı bir haberin ardından derhal greve başlama kararı verdiğini vurguladı.
Medya organları ve siyasi çevreler, yargının mahkum ettiği diğer bazı tutukları ise siyasi mahkumlar olarak sınıflandırıyor. Bu çerçevede İşçi Partisi Genel Sekreteri Louisa Hanun, emekli General Ali Gadiri (18 Nisan’da iptal edilen cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olmuştu) ve emekli General Hüseyin ben Hadid (76 yaşında) söz konusu siyasi mahkumlar arasında bulunuyor. Üç isim, eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın geçen nisan ayı başlarında istifasından bu yana ülkenin en güçlü adamı sayılan Genelkurmay Başkanı'na yönelik suçlamaları dolayısıyla ordu kuruluşları tarafından takip edilmişti. Geçen ay Buleyde Mahkemesi, Hanun hakkında 15 yıl hapis cezası verdi.
Halk hareketi mahkumlarının çoğu, başkent Cezayir’in doğusundaki Harraş Cezaevi'nde bulunuyor. Buteflika yönetiminin (1999- 2019) önde gelen isimlerinden eski başbakanlar Ahmed Uyahya, Abdulmelik Sellal, çok sayıda bakan ve iş adamı da söz konusu cezaevinde tutuklu.
Ülkenin batısındaki Vahran Mahkemesi soruşturma hakimi, 7 Ekim’de siyasi pozisyonu nedeniyle cezaevinde bulunan Cezayir İnsan Haklarını Savunma Birliği üyesi Said Boudour’u sorguladı. Soruşturma akşam saatlerine kadar devam ederken mahkemenin çevresi de Boudour’un serbest bırakılması için sloganlar atan eylemcilerin gösterilerine tanık oldu.
Vicdan mahkumlarının savunma avukatlarından -Abdulgani Badi, sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla yayınladığı bir videoda bazı mahkumların “ulusal birliği baltalama”, bazılarının da “kamu düzenine zarar verici broşürler dağıtma” suçlamalarından yargılandığını söyledi. Suçlamalar, 22 Şubat’tan bu yana devam eden cuma gösterilerine katılan yüzlerce eylemciye de yöneltilmiş durumda.
Badi, halk hareketinin başlamasından bu yana hapse atılan herkesin, “yetkililer tarafından cezalandırıldığını çünkü krizi çözmek için hazırlanan plana aykırı görüş ifade ettiklerini” belirtti. Ülkenin tanık olduğu dönemin gerginlik yerine sakinliğe ihtiyaç duyduğunu vurgulayan avukat “Muhaliflerin ve aktivistlerin hapsedilmesi krizi karmaşıklaştırıyor. Rejim, gerçek çözümler aramak yerine kendisine muhalif olarak gördüğü herkese karşı tutuklama kampanyası başlattı” ifadelerini kullandı.
7 Ekim’de açlık grevi yapanların akıbetlerinin, gazeteci Muhammed Tamalt ve aktivist Kemaleddin Fehar’ın gibi olabileceğine dair uyarı yapıldı. Buteflika ve orduya karşı sert söylemleri dolayısıyla hapse atılan Tamalt, 2016 yılında iki ay süren açlık grevinin sonunda ölmüştü. Ailesi, Tamalt'ın Harraş Cezaevi'nde darp edilmesinden dolayı öldüğünü savunuyor. Kemaleddin Fehar da geçen mayıs ayının sonunda aynı şartlarda öldü.  Amazig aktivistlerinin önde gelen isimlerinden olan Fehar, Gardaya şehri hakimini eleştirmesi nedeniyle hapsedilmişti. Ailesi, cezaevi idaresinin Fehar’a tıbbi bakım hakkını vermediğini belirtiyor.



Abdulati, Gazze Şeridi'nin altyapısının yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
TT

Abdulati, Gazze Şeridi'nin altyapısının yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin altyapısının yeniden inşa edilmesinin ve insani yardımların bölgeye güvenli, hızlı ve engelsiz şekilde ulaşmasının önemini vurguladı.

Açıklama, Abdulati’nin Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Temim Hallaf tarafından duyuruldu.

Hallaf’ın açıklamasına göre Abdulati, mart ayında yayımlanan ortak bildiriyle Mısır-AB ilişkilerinin kapsamlı ve stratejik bir ortaklığa yükseltilmesinden bu yana yaşanan olumlu gelişmeleri memnuniyetle karşıladı. Bakan, ortaklığın altı ana ekseninin uygulanması çerçevesinde karşılıklı çıkar alanlarında iş birliğini güçlendirmeye kararlı olduklarını belirtti. Ayrıca uluslararası toplumun bölgedeki jeopolitik krizler ile mülteci ve göçmen sorunlarının yükünü paylaşma sorumluluğunu hatırlatarak, komşu ülkelerdeki krizler nedeniyle milyonlarca yabancıya ev sahipliği yapan Mısır’ın ağır bir yük taşıdığını ifade etti.

Abdulati, Lahbib’i Gazze Şeridi’ndeki son duruma ve ateşkesin Şarm eş-Şeyh Barış Anlaşması doğrultusunda kalıcı hâle getirilmesine yönelik yürütülen çabalara dair bilgilendirdi. Ayrıca Mısır’ın, erken toparlanma, yeniden inşa ve Gazze’nin kalkınmasını ele alacak uluslararası konferansa yönelik hazırlıklarını sürdürdüğünü aktardı.

Mısır Dışişleri Bakanı, 20 Kasım’da Brüksel’de yapılan Filistin Bağışçılar Grubu’nun ilk toplantısını da memnuniyetle karşıladı. AB ve üye ülkelerden yeniden imar sürecinin finansmanına etkin katılım beklediklerini belirten Abdulati, Filistin halkına ve Filistin Yönetimi’ne destek sağlayan Avrupa mekanizmalarının etkinleştirilmesi ve bütçelerinin güçlendirilmesinin önemini vurguladı.

Suriye dosyasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Abdulati, Mısır’ın Suriye’nin birliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini savunan kararlı tutumunu yineledi. Abdulati, ülkenin istikrarını zayıflatabilecek her türlü girişim ve müdahaleye karşı olduklarını belirterek, Suriye halkının beklentilerini karşılayacak kapsamlı bir siyasi sürecin hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.

Açıklamaya göre Lahbib, Mısır’ın bölge barışı ve istikrarı için yürüttüğü çabaları ve Gazze Şeridi’nde ateşkesin sağlanması ile insani yardımların ulaştırılmasındaki kritik rolünü takdir etti. AB’nin Mısır’ın bu yöndeki çalışmalarını desteklediğini ve stratejik ortaklığı güçlendirmeye önem verdiğini ifade etti.

Hallaf, görüşmede Sudan’daki gelişmelerin de ele alındığını aktardı. Abdulati’nin, özellikle el-Faşir bölgesinde işlenen ağır ihlalleri kınadığı ve Sudan’daki çatışmaların durdurulması ile devletin birliği ve bütünlüğünün korunması için Mısır’ın dörtlü mekanizma kapsamında yürüttüğü çabaları anlattığı belirtildi.

Abdulati, insani yardımların Sudan’a ulaştırılmasının önemine dikkat çekerek, ülkenin egemenliğine saygı duyulması ve uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde yardım akışının kolaylaştırılması yönündeki kararlılıklarını vurguladı.

Görüşmede ayrıca Lübnan’daki gelişmeler ele alındı. Abdulati, Mısır’ın Lübnan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarına verdiği desteğin değişmez olduğunu ifade etti.


Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
TT

Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)

İsveç Göç Bakanı Johan Forssell, bugün yaptığı açıklamada, Stockholm ve Şam'ın, İsveç'te işlenen suçlardan hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacağını duyurdu. Bu, Stockholm'ün Suriye'ye yaptığı yardımların bir kısmını dağıtmaya devam edebilmesi için koyduğu bir koşuldu.

Forssell, İsveç kamu yayın kuruluşu SR'de yaptığı açıklamada, söz konusu kişilerin "İsveç'te bulunan ve orada suç işlemiş Suriye vatandaşı kişiler olduğunu ve sınır dışı edilmeleri gerektiğini, ancak bunun çeşitli nedenlerle bazen çok zor olduğunu" belirtti.

Forssell ve Uluslararası Kalkınma Bakanı Benjamin Dossa, bu hafta Suriye'yi ziyaret ederek Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile görüştü. Bu, İsveçli bakanların 2011'den bu yana Şam'a yaptığı ilk ziyaretti.

2015 yılında savaştan kaçan birçok Suriyeliye İsveç'te sığınma hakkı tanıyan büyük göçmen akınının ardından, ardışık sol ve sağ hükümetler sığınma kurallarını sıkılaştırdı.

Forssell, "İsveç'in en önemli önceliklerinden biri konusunda iş birliği yapmayı kabul ettik," diyerek, "İsveç'e gelenlerin büyük çoğunluğu dürüst ve yasalara saygılı, ancak suç işleyenler de var" ifadeleriini kullandı.

Forssell, "Bu insanları sınır dışı edebilmeliyiz; İsveç'te onlara yer yok" dedi.

İsveç kalkınma yardımlarını düzenleyen ve artık göçü azaltmayı ve sınır dışı işlemlerini hızlandırmayı da içeren yeni ilkeye işaret etti; bu iki hükümet önceliği var.

"İsveç çıkarlarımız tehlikede... Kalkınma yardımı sağladığımızda, bu ülkelerin bizimle iş birliği yapmalarını ve vatandaşlarını, özellikle de İsveç'te suç işleyenleri geri almalarını bekliyoruz. Benzer adımlar atılmazsa, kalkınma yardımı sağlamayacağız" dedi.

İki bakan, Suriyelilerin geri dönüşü konusunu eş-Şara ile genel olarak görüştü. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ülkelerine dönmek isteyen Suriyelilere, seyahat masrafları ve diğer lojistik giderlerini karşılamak üzere mali yardım alma hakkı tanınıyor.


Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
TT

Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) toplantısında Rus silahlarının etkinliği hakkında konuştu.

Rus haber ajansı Interfax'ın aktardığına göre Putin, bugün Kırgızistan'da düzenlenen askeri ittifak toplantısında, "Gerçek muharebe operasyonlarında etkili olduğu kanıtlanmış modern Rus silahları ve teknolojisiyle birleşik silahlı kuvvetleri donatmak için geniş çaplı bir program başlatmayı öneriyoruz" dedi.

Rusya, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta düzenli olarak yeni silah sistemleri test ediyor.

Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te konuşan Putin, hava ve savunma kabiliyetlerine odaklanan ortak askeri tatbikatların planlandığını söyledi.

 KGAÖ, Rusya'nın hakim olduğu bir askeri ittifaktır.

Şu anda eski Sovyet cumhuriyetleri olan Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Belarus'u kapsamaktadır.

Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesindeki anlaşmazlıkta Azerbaycan'a yenilmesinin ardından Rusya ile gerginliğin artması üzerine Şubat 2024'te ittifak üyeliğini dondurdu.