Televizyon izleme süresi her geçen yıl azalıyor

Televizyon izleme süresi her geçen yıl azalıyor
TT

Televizyon izleme süresi her geçen yıl azalıyor

Televizyon izleme süresi her geçen yıl azalıyor

Kitle iletişim araçları içerisinde 1930’lu yıllardan itibaren popülerliğini koruyan ancak son yıllarda tahtı sosyal medya tarafından sallanan televizyonların, izlenme süreleri her geçen yıl azalıyor. Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından yapılan 'Televizyon İzleme Eğilimleri' araştırmasında, 2006 yılından 2018 yılına kadar uzanan zaman diliminde, günlük ortalama televizyon izleme oranlarının her geçen yıl düştüğü gözlendi.
Medya takip kurumu Ajans Press, RTÜK tarafından yapılan araştırmayı inceledi. 2006 yılında ortalama günlük televizyon izleme süresi 308 dakika olan Türkiye'de, 2009 yılında 263 dakika, 2012 yılında 234 dakika, geçen yıl ise 214 dakika günlük ortalama televizyon izlendi. En çok izlenen program türünün haberler ve yerli diziler olduğu gözlenirken, kadınların haber ve dizi, erkeklerin ise spor ve açık oturum programlarını daha fazla izlediği belirlendi. Akıllı telefonların yaşantımızın bir parçası olmasıyla beraber, televizyonlar da bu cihazların içine taşındı. Özellikle 15-24 yaş arası gençlerin büyük bir çoğunluğu televizyonu akıllı cihazlarından izliyor. Ayrıca yaş ortalamasıyla televizyon izleme süresinin doğru orantılı olduğu belirlenirken, eğitim düzeyi arttıkça da televizyon izlenen gün sayısının azaldığı görüldü.
Televizyon mu sosyal medya mı?
ITS Medya ve Ajans Press tarafından yapılan medya incelemesine göre ise sosyal medya ve televizyon mecralarının medya karnesi de belli oldu. 2015 yılından itibaren yazılı basın mecralarının taranarak incelemeye dâhil edildiği araştırmada, gazete ve dergilerde en çok sosyal medya anahtar kelimesi kullanıldı. 2015 yılından günümüze kadar 554 bin 43 adet sosyal medya geçen haber tespit edilirken, televizyon geçen haber sayısı ise 365 bin 505 olarak kayıtlara geçti.



Korku ustası Stephen King, bu kez bir western'e hayran kaldı

Avustralyalı aktör Guy Pearce, Brady Corbet'in yönettiği The Brutalist'teki performansıyla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ına aday göstrilmişti (Shout! Studios)
Avustralyalı aktör Guy Pearce, Brady Corbet'in yönettiği The Brutalist'teki performansıyla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ına aday göstrilmişti (Shout! Studios)
TT

Korku ustası Stephen King, bu kez bir western'e hayran kaldı

Avustralyalı aktör Guy Pearce, Brady Corbet'in yönettiği The Brutalist'teki performansıyla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ına aday göstrilmişti (Shout! Studios)
Avustralyalı aktör Guy Pearce, Brady Corbet'in yönettiği The Brutalist'teki performansıyla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ına aday göstrilmişti (Shout! Studios)

Ünlü yazar Stephen King, sosyal medyada sık sık film, dizi ve kitap önerileri paylaşıyor.

X'te yaklaşık 7 milyon takipçisi olan King, bu kez korku ve western türlerini harmanlayan bir film için övgü dolu sözler sarf etti.

O (It), Göz (Carrie) ve Medyum (The Shining) gibi meşhur romanların 78 yaşındaki yazarı, sosyal medya paylaşımında Killing Faith'in açılış sahnesini öne çıkardı.

Filmde Akıl Defteri (Memento), Los Angeles Sırları (L.A. Confidential) ve Ölümcül Tuzak'tan (The Hurt Locker) tanıdığımız Guy Pearce, Jurassic World: Hakimiyet (Jurassic World Dominion) oyuncusu DeWanda Wise ve Kurtuluş Günü (Independence Day) yıldızı Bill Pullman rol alıyor. 

Son olarak Oscar ödüllü The Brutalist'te izlediğimiz 58 yaşındaki Pearce, inanç, korku ve "lanetli" olduğuna inanılan bir çocuğu korumak için göze alınan fedakarlıkları konu alan bu karanlık hikayede Wise ve Pullman'la bir araya geliyor.

Film, 1849'da salgın hastalıkla harap olmuş Arizona çöllerinde geçiyor. Hastalıkların, şiddetin ve uğursuz söylentilerin sardığı bu topraklarda karakterler, kurtuluşun peşinde tehlikeli bir yolculuğa çıkıyor.

Stephen King, Ned Crowley'nin yazıp yönettiği filmi şu sözlerle övdü:

Killing Faith: Kısmen doğaüstü bir Western; Cormac McCarthy'nin izlerini taşıyor. Bir çocuk ve bir atın yer aldığı açılış sahnesi gerçekten şok edici.

King, yakın zamanda Mike Flanagan'ın Netflix dizisi Usher Evi'nin Çöküşü'nü (The Fall of the House of Usher) de övmüştü:

Kalça ameliyatım nedeniyle yayına girdiğinde izleyememiştim ama bu gecikmiş bir tatmin oldu. Korkutucu, sürükleyici, zekice yazılmış ve olay örgüsünü kusursuz şekilde ilerleten bir yapım. Mike Flanagan için korku sinemasının Quentin Tarantino'su denebilir.

Independent Türkçe, GamesRadar, ScreenRant, Bloody Disgusting


Patron karaoke anısını anlattı: Gerçek bir hayal kırıklığıydı

Bruce Springsteen barda karaoke yaptığında kalabalığın "çıldırmasını" beklediğini söyledi (AP)
Bruce Springsteen barda karaoke yaptığında kalabalığın "çıldırmasını" beklediğini söyledi (AP)
TT

Patron karaoke anısını anlattı: Gerçek bir hayal kırıklığıydı

Bruce Springsteen barda karaoke yaptığında kalabalığın "çıldırmasını" beklediğini söyledi (AP)
Bruce Springsteen barda karaoke yaptığında kalabalığın "çıldırmasını" beklediğini söyledi (AP)

Patron (The Boss) lakaplı müzisyen, karaokeye düşkün değilmiş.

76 yaşındaki şarkıcıya, karaoke yapıp yapmadığı, yani önceden kaydedilmiş enstrümantal müziklerle birlikte şarkı söyleyip söylemediği Jimmy Kimmel Live'ın cuma yayımlanan bölümünde soruldu. Londra'daki bir bardayken hayatının ilk ve tek karaoke deneyimini yaşadığını açıkladı.

Bruce Springsteen, "Karaoke yapıyorlardı ve ben de 'Kalkıp kahrolası bir karaoke yapacağım' dedim, anlarsın ya" dedi:

Ve [The] Temptations'dan Ain't Too Proud To Beg'i söylemeye karar verdim. Yani oraya çıkacağımı ve okuyacağım birkaç notayla birlikte mekanın çıldıracağını varsaydım.

Ancak şarkı söylemek için barın sahnesine çıktığında beklediği tepkiyi alamamış.

Dancing in the Dark'la bilinen şarkıcı, "Şarkı söylemeye başladım ve beni sahneye çıkıp karaoke yapmaya çalışan bir başka dallama gibi gördüler" dedi:

Yani gerçek bir hayal kırıklığıydı. Bir daha hiç yapmadım.

Bruce Springsteen cuma günü gece şovuna çıkarken yanında yeni Springsteen: Hiçlikten Kurtar Beni (Springsteen: Deliver Me From Nowhere) filminde şarkıcıyı canlandıran Jeremy Allen White vardı. Film, Springsteen'in 1982 tarihli Nebraska albümünün yaratım sürecini konu alıyor.

Springsteen filmin olay örgüsünü geçen ay övmüştü zira Hiçlikten Kurtar Beni aslında sıradan bir biyografi filmi değil.

Şarkıcı bir soru-cevap oturumunda, "Sanırım ne yapmaya çalışacağımıza dair çok net bir fikrimiz vardı ve daha iyi bir kelime bulamasak da, bu bir anti-biyografi filmi olacaktı" demişti:

Hayatımın sadece birkaç yılını ele alıyor.

Springsteen, filmin 30'lu yaşlarının başındayken "bazı zor yerlerden" geçtiği bir zamanı işlediğini söylemişti.

Filmin yönetmeni Scott Cooper da Springsteen'in kariyerini bir bütün olarak ele almaktansa albümü etkili kılan belli anları taklit etmeye odaklandığını belirtmişti.

"Çözülmemiş travma ve akıl hastalığına göğüs geren, yatak odasında 4 kanallı bir kayıt cihazıyla tek başına oturan, yolumuzu kaybedip gerçekten kimsenin anlayamayacağı türde sorunlarla karşı karşıya kalınca hepimizin sıkça sorduğu soruları soran bir adamla ilgileniyordum" demişti:

O noktada bunun yapmam gereken bir film olduğunu biliyordum.

Variety'nin haberine göre Springsteen, filmde müzisyeni Stephen Graham'ın oynadığı babasıyla birlikte gösteren sahnelerden dolayı Cooper'ı övdü.

Springsteen: Hiçlikten Kurtar Beni, 24 Ekim'de vizyona girecek.

Independent Türkçe


Netflix'in yeni dizisi izleyicileri sarstı: Tüm gece kabus gördüm

Sons of Anarchy yıldızı Charlie Hunnam'ın seri katil Ed Gein rolündeki performansı, yılın en iyileri arasında gösteriliyor (Netflix)
Sons of Anarchy yıldızı Charlie Hunnam'ın seri katil Ed Gein rolündeki performansı, yılın en iyileri arasında gösteriliyor (Netflix)
TT

Netflix'in yeni dizisi izleyicileri sarstı: Tüm gece kabus gördüm

Sons of Anarchy yıldızı Charlie Hunnam'ın seri katil Ed Gein rolündeki performansı, yılın en iyileri arasında gösteriliyor (Netflix)
Sons of Anarchy yıldızı Charlie Hunnam'ın seri katil Ed Gein rolündeki performansı, yılın en iyileri arasında gösteriliyor (Netflix)

Ryan Murphy'nin Canavar (Monster) serisinin son halkası, izleyicileri mide bulandıracak kadar rahatsız etse de seyirciler, gözlerini ekrandan ayıramadı. Bu etki diziyi hızla izlenme listelerinin zirvesine taşıdı.

Netflix dizisinin yeni bölümleri, ABD'nin en kötü şöhretli katillerinden birinin hayatı ve suçlarını ele alıyor. 

Başrolünde Charlie Hunnam'ın yer aldığı Canavar: Ed Gein'in Hikayesi (Monster: The Ed Gein Story), 3 Ekim'de tüm dünyada izleyiciyle buluştu.

Canavar'ın üçüncü sezonu yayına girer girmez, sosyal medyada izleyiciler hem duydukları dehşeti hem de hayranlıklarını paylaştı. Bazı sahneler "delice" ve "iğrenç" diye nitelendirilirken, 45 yaşındaki Hunnam'ın seri katil rolündeki performansı övgü yağmuruna tutuldu.

Netflix, Murphy ve Ian Brennan imzalı suç antolojisinin konusunu şöyle özetliyor:

Hollywood'un ekrandaki ikonik katillerinin çoğuna esin kaynağı olan meşhur seri katil ve mezar soyguncusu Ed Gein'in şoke edici gerçek hayat hikayesi.

"Plainfield Kasabı" ya da "Plainfield Gulyabanisi" diye bilinen Gein, 1950'lerde iki kadını öldürdüğünü itiraf etmiş, ayrıca mezarlardan çıkardığı cesetlerin parçalarından korkunç "hatıra nesneleri" yaptığı belirlenmişti. Kardeşi Henry'nin ölümü de dahil olmak üzere başka vakalarda da şüpheli görülse de polis bunları kanıtlayamamıştı.

"Kesinlikle Emmy'yi hak ediyor"

Sosyal medya platformu X'te bir kullanıcı şunları yazdı:

Yeni Ed Gein dizisini yatmadan önce izlemek çok kötü bir karardı. Bütün gece kabus gördüm.

Bir diğeri ise Hunnam'ı övdü:

Charlie Hunnam, Ed Gein rolünde usta işi bir performans sergiliyor. Çılgınlığın ardındaki kırılganlığı yansıtıyor. Masumiyetle deliliği rahatsız edici bir zarafetle birleştiriyor. Cesur, dönüştürücü bir iş; kesinlikle Emmy'yi hak ediyor.

Başka bir kullanıcı ise şöyle yazdı:

Canavar: Ed Gein'in Hikayesi'nin ilk iki bölümünü bitirdim. Ne izlediğim hakkında hiçbir fikrim yok. Aşırı rahatsız edici ama Charlie Hunnam harika bir iş çıkarıyor.

Dizi, yayına girer girmez tartışmaları da beraberinde getirdi. Bazı Reddit kullanıcıları, dizinin kurbanlara "saygısızlık ettiğini" savundu.

"Gazetecilik ya da gerçekçilik aramıyordum"

Öte yandan, Murphy'yi savunan izleyiciler de vardı:

Onun dizilerini bu yüzden izliyorum. Gazetecilik ya da gerçekçilik aramıyordum. Seri katillerin ve insan doğasının yorumu çok hoşuma gitti.

Charlie Hunnam, rol için kendi araştırmasını yaptığını söylemişti. Oyuncu, Gein'in yakalandığı gece kaydedilmiş ama yasal olarak delil kabul edilmeyen bir ses kaydına ulaşmış.

Dizinin yönetmeni Max Winkler, Variety'ye şunları söyledi:

En iyi araştırmacılarımız bile o kayda ulaşamadı. Ama Charlie ulaştı çünkü o Charlie; delice şeyler yapıyor.

Independent Türkçe, Metro, Variety