93 kadını boğarak öldüren seri katil öldürdüğü kadınların resimlerini çizdi

Bazı kurbanların fotoğrafları (AFP)
Bazı kurbanların fotoğrafları (AFP)
TT

93 kadını boğarak öldüren seri katil öldürdüğü kadınların resimlerini çizdi

Bazı kurbanların fotoğrafları (AFP)
Bazı kurbanların fotoğrafları (AFP)

Seri katil olaylarının zaman zaman yaşandığı ABD'yi bile dehşete düşüren yeni bir seri katil vakası 79 yaşındaki Samuel Little’nın itiraflarıyla ortaya çıktı.
AP'nin haberine göre, 1987’de işlediği bir cinayet suçundan dolayı aranan ve 2012'den beri Kaliforniya'da hapiste olan Little, geçen yıl 1970-2005 yılları arasında farklı eyaletlerde 93 kadını öldürdüğünü iddia etmişti.
Amerikan Federal Soruşturma Bürosu’ndan (FBI) yapılan son açıklama Little’ın iddiasını doğruladı. FBI’dan geçen Pazar günü yapılan açıklamada Little’nın tüm itiraflarının doğru olduğu ve ve şimdiye kadar ve en az 50 cinayetin Little tarafından işlendiğinin teyit edildiği belirtildi.
Little'ın öldürdüğü kadınların çoğunun aşırı dozda uyuşturucu, kaza ya da belirlenemeyen nedenlerden öldüğü açıklanmış, bazı cesetler bulunamamıştı.
Öldürdüğü kadınların resmini çizdi
FBI, öldürülen 30 kişinin Little tarafından hapishanede çizilen renkli resimlerini de yayımladı. Bu kişilerin çoğu siyah kadınlardan oluşuyor. FBI'ın videoya kaydettiği sorguda, Little 1993'te boğarak öldürdüğü bir kadının cesedini tenha bir yolda nasıl yokuş aşağı yuvarlayarak attığını şöyle anlattı:
Nasıl öldürdüğünü gülümseyerek anlattı
Little, bir başka videoda da New Orleans'ta öldürdüğü bir başka kadın için de gülümseyerek şunları söyledi:
Güzel bir kadındı, açık tenliydi. Uzun boyluydu. Güzel hatları vardı.
Şimdi Little'ın itirafları temel alınarak ABD genelinde şimdiye kadar çözülemeyen onlarca cinayetle ilgili ipuçları karşılaştırılıyor.
Tam bir suç makinesi
Toplam 19 eyalette cinayet işlediği belirtilen Little, ilk kez 1961'de bir mobilya mağazasını soymak suçundan hapse girmiş ve üç yıl sonra salıverilmişti. Little 1964-75 yılları arasında 11 eyalette hırsızlık, tecavüz girişimi, dolandırıcılık ve kamu görevlilerine saldırı gibi suçlardan 26 kez gözaltına alındı.
1982 ve 1984'te iki farklı cinayet suçlamasından aklanan Little, daha sonra arabasında bir kadını boğmaya çalışmaktan iki-buçuk hapis yatmış, sonrasında serbest kalmıştı.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP