Nahda, Tunus'u yönetmek için siyasi müttefikler arıyor

Nahda Hareketi destekçileri, başkent Tunus sokaklarında parlamento zaferlerini kutluyor (AFP)
Nahda Hareketi destekçileri, başkent Tunus sokaklarında parlamento zaferlerini kutluyor (AFP)
TT

Nahda, Tunus'u yönetmek için siyasi müttefikler arıyor

Nahda Hareketi destekçileri, başkent Tunus sokaklarında parlamento zaferlerini kutluyor (AFP)
Nahda Hareketi destekçileri, başkent Tunus sokaklarında parlamento zaferlerini kutluyor (AFP)

Tunus'ta 217 sandalyeli parlamentoda hiçbir parti hükümeti kuracak çoğunluğa ulaşamazken, birinci parti Nahda Hareketi çok parçalı yapıda koalisyon ortakları bulmaya çalışacak. Nahda liderliğindeki hükümette yer almayı kabul etmeyen önemli partiler Nahda Hareketi karşısında düğüm oluşturdu. Partinin, en az 3 yıldır Yusuf Şahid tarafından yürütülen hükümetten sonra uyumlu bir hükümet oluşturması gerekiyor.
Geçtiğimiz Pazar günü yapılan parlamento seçimlerinde farklı oranlarda başarılar elde eden siyasi partilerin çoğu, gelecek aşamada Nahda Hareketi ile koalisyon kurmayı açıkça reddediyor. Tunus seçimlerini takip eden birçok siyasi analist ve gözlemciye göre nihai sonuçların ilanından bir hafta sonra yeni hükümetin kurulması için “karmaşık bir hesaplama sürecine” girilecek.
Muhalefet saflarında Muhammed Abbu önderliğinde parlamentoda 14 sandalye kazanan Demokratik Akım, 33 sandalye kazanan Tunus’un Kalbi, 14 sandalye kazanan Özgür Anayasa Partisi ve 15 sandalye kazanan Halk Hareketi gibi Nahda liderliğindeki hükümette yer almayı kabul etmeyen önemli partiler Nahda Hareketi karşısında düğüm oluşturdu.
Bu çerçevede Hatim el-Meliki, partisi Tunus’un Kalbi’nin Nahda ile koalisyona gitmeyeceğini ve onun kurduğu hükümette yer almayacağını açıkladı. Meliki, yaptığı açıklamada, başta Nahda Hareketi olmak üzere mevcut yönetim sisteminin, Tunus’un yıllardır dahil olduğu ekonomik ve toplumsal politikanın başarısızlığının başlıca sorumlusu olduğunu belirtti.
Siyasi sahneyi gözlemleyenler, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuna kalan Nebil el-Karvi’nin önderlik ettiği Tunus’un Kalbi partisinin, daha sonra tavrını değiştirebileceğini söylerken, mevcut tavrının yalnızca “Nahda Hareketi ile müzakere koşullarını iyileştirme girişimi” olduğunu vurguladı.
Parlamentoda 15 sandalye kazanan Halk Hareketi lideri Zuheyr el-Mağzavi de Nahda’nın kurduğu bir hükümette yer almayı kabul etmediklerini duyurdu. Yusuf Şahid liderliğinde Nahda ile kurulan koalisyonun sonuçlarını eleştiren Mağzavi, koalisyonu Tunus’ta şu an yaşanan toplumsal ve ekonomik krizlerin sorumlusu olmakla suçladı.
Öte yandan Özgür Anayasa Partisi başkanı Abir Musi, partisinin parlamento seçimlerinde elde ettiği sonuçların, tahmin edilen sonuçlara göre son derece onur verici olduğunu söyledi. Eski rejim yandaşlarının parlamentoya geri döndüğünü belirten Musi, Nahda Hareketi’ne atıf yaparak partisinin İhvan (Müsüman Kardeşler) dışındaki siyasi yönetime ve koalisyona hazır olduğuna dikkati çekti.
Ülkede hükümeti kuracak parti, 109 milletvekilinin güvenoyunu alması gerekiyor.
Nahda Hareketi’nin 100 milletvekilinden güvenoyu alması tahmin ediliyor. Bu çerçevede 57 sandalye alması beklenen Nahda, Seyfeddin Mahluf önderliğindeki Onur Koalisyonu 23 sandalye, Yusuf Şahid önderliğindeki Yaşasın Tunus’un 19 sandalye alması bekleniyor.  Bir bağımsız adayın parlamentoda yer alacak.
Yeni hükümeti kurma sürecinde, güven sağlamak için 109 sandalyenin elde edilmesi gerekiyor. Bu durum ise hükümeti kurma başarısızlığı ve erken parlamento seçimlerine gitme olasılığını önlemek için zorunlu siyasi ittifaklar arayışına girmeyi gerektiriyor.
Nahda lideri Raşid el-Gannuşi, kamuoyu anketlerine göre partisinin pazar günkü seçimleri kazandığının açıklanmasından sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, yeni hükümeti kurmak için siyasi ortaklara ihtiyaç duyduğunu belirtti.  Bir siyasi partinin tek başına Tunus’un karşılaştığı zorluklarla yüzleşemeyeceğini söyleyen Gannuşi, “Yolsuzlukla ve yoksullukla mücadele” için ortak bir program temelinde diğer siyasi partilerle “ortaklık politikasını” sürdürmek zorunda olduklarına dikkati çekti.
Öte yandan siyaset işleri hususunda uzman Riyad es-Saydavi, Tunus yasama seçimlerine olan seçmen katılımının düşük (yüzde 41,7) olduğunu, ancak felaket derecesinde olmadığını belirtti. Saydavi, söz konusu oranın siyasi çatışmalar, bölünmeler ve ekonomik krizi yok etme başarısızlığı dolayısıyla seçmenlerin yaşadığı hayal kırıklığının bir yansıması olduğunu vurguladı.
Parlamento seçimlerinin sonuçlarının cezalandırıcı olduğunu belirten uzman, Nahda Hareketi’nin de muhaliflerinin dağınıklığından faydalandığını ifade etti.
Riyad es-Saydavi, yeni parlamentodaki koalisyonlar hususuna da değinirken, 2014 yılındaki parlamento seçimlerinin ardından “baş iki düşman” olan Nahda ve Nida’yı bir araya getiren imkansız koalisyonu hatırlattı. Saydavi, rakipler arasındaki fırsatçılığın, nihayetinde Nahda ve Tunus’un Kalbi partileri arasında bir koalisyonla sonuçlandığına dikkati çekti.



Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
TT

Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)

Tunus ana muhalefet partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi (NSFT) üyesi ve siyasi aktivist Şeyma İsa, tutukluluk koşullarını protesto etmek için başladığı açlık grevinde dokuzuncu gününe girdi.

1 Aralık'ta muhalefet tarafından düzenlenen yürüyüşe katılan İsa, devlet güvenliğine karşı komplo kurmak suçundan Temyiz Mahkemesi tarafından verilen bir kararla sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Muhalif aktivist, hapishaneye girer girmez açlık grevine başladı.

Şeyma İsa (45), 2023 yılının şubat ayında yakalanmış, gözaltında tutulmuştu ve aynı yılın temmuz ayında serbest bırakılmıştı. Birinci Derece Mahkemesi tarafından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan İsa’nın cezası temyiz sonucunda 20 yıla çıkarılmıştı.

İsa'nın yanı sıra aynı davayla bağlantılı olarak NSFT lideri, tanınmış siyasetçi Ahmed Necib eş-Şabi (82) de tutuklandı ve 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Muhalif Avukat Ayaşi Hammami (66) de terör suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölümü Müdür Yardımcısı Bessam Havaci, “Tunus muhalefetinin önemli simalarının tutuklanması, Cumhurbaşkanı Kays Said'in tek başına iktidarına alternatif olan her şeyi ortadan kaldırma planının son adımıdır. Bu tutuklamalarla Tunuslu yetkililer, siyasi muhalefetin çoğunu etkili bir şekilde hapse atmayı başardı” değerlendirmesinde bulundu.

Tunus muhalefeti ve NSFT, 25 Temmuz 2021'de olağanüstü hal (OHAL) ilan edip ardından yeni bir siyasi sistem kurarak geniş yetkilerle iktidarını sürdüren Cumhurbaşkanı Kays Said'in yönetimine karşı çıkıyor ve demokrasinin yeniden tesis edilmesini talep ediyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre buna karşın yetkililer tutuklananları hükümeti devirmeye ve devlet kurumlarını yıkmaya teşebbüs etmekle suçluyor. Muhalefet ise mevcut rejimi tutuklulara karşı siyasi suçlamalar uydurmak ve yargıyı emirlerine boyun eğdirmekle suçluyor.


Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.