Call of Duty Mobile tüm zamanların indirme rekorunu kırdı

Fotoğraf: callofduty.com
Fotoğraf: callofduty.com
TT

Call of Duty Mobile tüm zamanların indirme rekorunu kırdı

Fotoğraf: callofduty.com
Fotoğraf: callofduty.com

Call of Duty Mobile, çıkışının ilk haftasında yüz milyondan fazla indirmeye ulaşarak tüm zamanların en popüler mobil oyunu oldu.
Pazar araştırması firması Sensor Tower'ın paylaştığı verilere göre oyun, ilk haftasında 90 milyon indirmeye ulaşan Mario Kart Tour'un rekorunu kırdı.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, PUBG Mobile ve Fortnite gibi diğer popüler mobil oyunlar, ilk 7 gününde sırasıyla 28 milyon ve 22.5 milyon gibi mütevazı indirme rakamlarına ulaşmıştı.
Oyuna büyük ölçüde iOS'tan erişim sağlandı: iPhone kullanıcıları Activision'un ücretsiz oynanabilen aksiyon oyununu 57 milyon kez indirdi.
Çıktığı 1 Ekim'i takip eden üç günde oyun, yüzden fazla ülkenin favori iOS uygulamaları listesinde en üst sıraya yükseldi.
Activision Başkanı Rob Kostich, oyunun popülaritesini "inanılmaz" diye niteledi ve "Daha yeni başladık" diye konuştu.
Sensor Tower'ın verileri Call of Duty Mobile'ın elde ettiği geliri de ortaya çıkardı: Her indirme, oyun içi satın alımlar aracılığıyla kişi başı yaklaşık 0,17 dolar (yaklaşık 1 lira) kazandırdı.
Sensor Tower'ın blog yazısında şu ifadeler kullanıldı:
Apple'ın uygulama mağazası, 9,1 milyon dolarla (yaklaşık 53 milyon TL) toplam gelirin yüzde 53'ünü sağladı; Android kullanıcıları da 8,3 milyon dolar (yaklaşık 49 milyon TL) harcadı. Bu da gelirin yüzde 47'sine denk geliyor. ABD açık arayla oyunun en büyük gelir kapısı oldu. Amerikalı oyuncular 7,6 milyon dolar (yaklaşık 45 milyon TL) harcadı. Bu rakam toplam gelirin yüzde 43'üne tekabül ediyor.
Öte yandan, oyunun muazzam popülaritesi, bazı kullanıcılar için sorun yarattı. Bu kişiler, uzun indirme süreleri ve oyunun yüklenememesi gibi durumlardan oyuncu sayısının fazla olmasını sorumlu tuttu.
Bir kullanıcı, “Sanırım başlangıç ekranında dondu. Oyun yüklenmiyor. Yükleme ekranında takıldı kaldı" diye yazdı.



Cilalı Taş Devri toplulukları sanıldığı kadar cinsiyetçi değilmiş

Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
TT

Cilalı Taş Devri toplulukları sanıldığı kadar cinsiyetçi değilmiş

Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)

Cilalı Taş Devri topluluklarının düşünüldüğü kadar cinsiyetçi olmadığı ortaya çıktı. Genetik analizler, bu toplumdaki bireylerin geniş alanlara yayıldığını da gösterdi.

MÖ 10 bin civarında başlayıp MÖ 2 bin 200'lerde biten Cilalı Taş Devri'nden kalma erkek mezarlarının, ok gibi aletler içermesi ve erkeklerin avlandığını gösteren mağara çizimleri, cinsiyetler arasında bir eşitsizlik olduğu düşüncesine yol açıyordu. 

Bilim insanları, ilk tarım toplumlarının ortaya çıkmasıyla kadın ve erkekler arasında hiyerarşik bir düzen oluşmaya başladığını tahmin ediyordu. 

Ancak Viyana, York ve Harvard üniversitelerinden araştırmacıların yeni çalışması, bu kanıyla çelişen güçlü kanıtlar buldu. 

Bilim insanları, Avrupa'daki Lineer Çömlek Kültürü'nün görüldüğü bölgelerden en az 250 kişinin DNA'sını analiz etti. Spiral şeklinde düzenlenmiş paralel çizgilerle süslenen çömlekleriyle bilinen Lineer Çömlek Kültürü, MÖ 5500-5000 civarında Avrupa'da geniş bir alana yayılmıştı. 

Araştırmacılar bu topluluklara ait farklı kişilerin mezarlarını ve beslenme biçimlerini inceledi.

Bulgularını hakemli dergi Nature Human Behaviour'da dün (29 Kasım) yayımlayan ekip, kadın ve erkek mezarları arasında kayda değer bir fark saptayamadı.

Ayrıca genetik veriler, toplulukların sadece birkaç nesil içinde kilometrelerce uzağa gittiğini gösterdi. Çalışmada, doğduğu yerden uzak yere gömülen kadın sayısının da erkeklerden fazla olduğu kaydedildi. 

Makalenin yazarlarından Dr. Ron Pinhasi "Slovakya'daki Nitra ve Macaristan'daki Polgár-Ferenci-hát kazı alanlarındaki ailelerin tükettikleri gıdalar, birlikte gömüldükleri mezar eşyaları veya kökenleri açısından farklılık göstermediğini ilk kez bildiriyoruz" diyor:

Bu da sözkonusu Cilalı Taş Devri bölgelerinde yaşayanların aile ya da biyolojik cinsiyet temelinde tabakalaşmadığını ve kaynaklara veya alanlara farklı seviyede erişim diye bilinen eşitsizlik belirtilerine rastlamadığımızı gösteriyor. 

Ekip bazı kişilerin aile üyelerinden çok uzakta yaşamasının Cilalı Taş Devri'nde "özgür" bir toplumun varlığına işaret ettiğini düşünüyor. 

Diğer yandan genetik bulgular, geniş ailenin de önemini ortaya koyuyor. Üç kişiyi içeren bir mezarda daha önce anne ve iki çocuğunun yattığı sanılırken, yeni çalışma kadının çocukların halası olduğunu saptadı. 

Makalenin bir diğer yazarı Dr. Penny Bickle "Üçü birbirine yakın gömülmüş ve kadının çocukları kucaklaması, bariz bir şefkat eylemini gösteriyor" diye açıklıyor. 

Arkeolog "Ayrıca mezarlara bırakılan taş aletler ve çanak çömlek gibi eşyalardan, kadınların tarım işlerinde daha önce düşünülenden çok daha aktif bir rol oynadığını ve bazı kadınların erkeklerden daha fazla seyahat ederken, diğer bölgelerdeki kadınların evden pek uzaklaşmadığını biliyoruz" ifadelerini kullanıyor: 

Bu da belki de düşündüğümüzden çok daha dinamik bir topluluk olduğunu gösteriyor.

"Gizem devam ediyor"

Yeni çalışma, nasıl sona erdiği bilinmeyen Lineer Çömlek Kültürü'ne dair soru işaretlerine yenilerini ekliyor.  

Daha önce Avusturya'da bu kültürden en az 100 kişiyi içeren bir mezar bulunması topluluğun katliamla silindiği düşüncesine yol açmıştı.

Fakat son çalışmada mezardaki çoğu kişi arasında genetik bağ olmadığının tespiti, şiddetin tek bir gruba yöneldiği fikrine meydan okuyor. 

Mezarda çocuklar da bulunurken, genç kadın sayısı azdı. Dr. Bickle "Daha büyük bir topluluktan seçilip taşınmış olabilirler mi? Genç kadınlar vardı ama öldürülmediler mi ya da başka bir yerde esir mi tutuldular? Neden yetişkinlerin yanı sıra çocuklar da vardı?" diye sorarak ekliyor:

Gizem devam ediyor.

Arkeolog daha fazla çalışmayla bu soruların yanıtlanacağını umuyor.

Independent Türkçe, Telegraph, New York Post, York Üniversitesi, Nature Human Behaviour