'Dünyanın ilk romanının' kayıp bölümü Tokyo'da bir evde bulundu

Şair Teika'nın orijinal versiyondan çıkardığı kopyalar günümüze kadar ulaşabilmeyi başardı (Britanya Kütüphanesi)
Şair Teika'nın orijinal versiyondan çıkardığı kopyalar günümüze kadar ulaşabilmeyi başardı (Britanya Kütüphanesi)
TT

'Dünyanın ilk romanının' kayıp bölümü Tokyo'da bir evde bulundu

Şair Teika'nın orijinal versiyondan çıkardığı kopyalar günümüze kadar ulaşabilmeyi başardı (Britanya Kütüphanesi)
Şair Teika'nın orijinal versiyondan çıkardığı kopyalar günümüze kadar ulaşabilmeyi başardı (Britanya Kütüphanesi)

Dünyanın ilk romanı olarak kabul edilen kitabın kayıp bir bölümü bulundu.
Japonya'da ulusal bir gazete olan Asahi Shimbun'un haberine göre el yazması kitap, eski bir derebeyin soyundan gelen bir kişinin Tokyo'daki evinde bulundu.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, Genji'nin Hikayesi'ni (The Tale of Genji) 11. yüzyılda kaleme alan yazar Murasaki Shikibu, romanı yazdığı dönemde Japon sarayında nedimeydi.
Kitap, Genji adında bir prensin hikayesini anlatıyor. Genji, yazarla aynı isme sahip Murasaki adlı bir kadınla tanışıyor ve sonunda evleniyor.
Japon medyasına göre uzmanlar yeni bulunan el yazmasının gerçekliğini onayladı.
El yazmasının 21,9 cm uzunluğunda ve 14,3 cm genişliğinde olduğu belirtiliyor.
Genji'nin Hikayesi'nin orijinal versiyonunun yok olduğu düşünülüyor ama başka yazarlar hikayenin kopyasını çıkarmış.
Uzmanlara göre ortaya çıkan yeni el yazmasının kopyasını Japon şair Fujiwara no Teika çıkarmış. Teika'nın kopyalarının, romanın mevcut en eski versiyonları olduğuna inanılıyor.
Bundan önce yine Teika tarafından kopyalanmış 4 bölüm daha bulunmuştu.
Kyoto İleri Bilimler Üniversitesi'nden profesör Junko Yamamoto, Asahi Shimbun'a yaptığı açıklamada, yeni keşfedilen bölüm üzerinde yürütülen mevcut çalışmanın daha önce Teika döneminden 250 yıl sonra tamamlanmış el yazmaları kullanılarak yapıldığını söyledi.
Yamamoto “Teika'nın düzenlediği bu el yazması keşfinin araştırmacılara açık olacak olması çok önemli” diye konuştu.

 


"Kılıçlı büyükanne" 82 yaşında Kalaripayat dersi veriyor

Ona "Kılıçlı Büyükanne" diyenler de var (Meenakshi Raghavan)
Ona "Kılıçlı Büyükanne" diyenler de var (Meenakshi Raghavan)
TT

"Kılıçlı büyükanne" 82 yaşında Kalaripayat dersi veriyor

Ona "Kılıçlı Büyükanne" diyenler de var (Meenakshi Raghavan)
Ona "Kılıçlı Büyükanne" diyenler de var (Meenakshi Raghavan)

Meenakshi Raghavan, geçmişi milattan önceye dayanan Kalaripayat'ı öğretmekten vazgeçmeyeceğini söylüyor.

Dünyada bu dövüş sporunu öğreten en yaşlı kadın olduğu tahmin edilen Hintli, "Muhtemelen ölene kadar Kalari yapacağım" diyor. 

Meenakshi Anne olarak da bilinen 82 yaşındaki Raghavan, Kerala'nın Vadakara bölgesinde yaşasa da başka kentlerde de gösteri yapıyor.

Eşinin 1950'de kurduğu dövüş okulunda sabah 5'ten öğlene kadar Kalaripayat dersleri vermeyi sürdürüyor:

Günde 50 civarında öğrenciyi eğitiyorum. 4 çocuğum da ben ve eşim tarafından yetiştirildi. 6 yaşından itibaren öğrenmeye başladılar.

Meenakshi Raghavan, 7 yaşındayken çok iyi dans ettiğini ve babasıyla konuşan VP Raghavan'ın onu Kalaripayat'a başlattığını söylüyor:

Tıpkı dans gibi, bu sanat formu da esnek olmanızı gerektiriyor.

Sonrasında okul kurup evlenen ikili, yüzlerce öğrenciyi para almadan yetiştirmiş.

2007'de eşini kaybettikten sonra resmen okulun başına geçen Raghavan, bir gün işleri 62 yaşına gelen en büyük oğlu Sanjeev'e bırakacağını söylüyor. 

dcfgthy
Eski öğrencileri, onu büyük bir ilham kaynağı olarak görüyor (Meenakshi Raghavan)

Kökleri en az 3 bin yıl önceye dayanan bu teknik, Hindistan'ın güneyindeki Kerala eyaletinde bulundu. Ülkenin en eski dövüş sanatı olarak kabul ediliyor. 

Dövüş ve savaş teknikleri öğretmekle kalmıyor, öz disiplini sağlamada ve fiziksel kuvvet kazanmada da etkili. 

Sabır gerektiren Kalaripayat, 4 aşamalı bir yöntemle öğretiliyor.

Meypattu adı verilen ilk safhada yağlı masajın ardından egzersiz yapılıyor. 

İki yılın ardından kolthari'ye (sopa dövüşü), angathari'ye (silahlı dövüş) ve verumkai'ye (silahsız dövüş) geçiliyor. Kalaripayat'ta uzmanlaşmak için ortalama 5 yıl gerekiyor. 

Kung fu'nun nefes alma ve vücuttaki enerji akışını sağlama yöntemlerini 6. yüzyılda Kalaripayat'tan aldığı tahmin ediliyor. 

Independent Türkçe, BBC, Guardian