Ürdün'den İsrail'e vatandaşlarımızı serbest bırakın çağrısı

Kral II. Abdullah (Arşiv)
Kral II. Abdullah (Arşiv)
TT

Ürdün'den İsrail'e vatandaşlarımızı serbest bırakın çağrısı

Kral II. Abdullah (Arşiv)
Kral II. Abdullah (Arşiv)

Ürdün, İsrail’de alıkonan Heba Abdulbaki ve Abdurrahman Meri isimli iki Ürdün vatandaşının derhal serbest bırakılması ve mümkün olan en kısa sürede ülkeye dönüşlerin sağlanması yönündeki çağrısını yeniledi.
Ürdün Dışişleri Bakanlığı Pazar günü yaptığı açıklamada, bakanlığın Ürdün vatandaşlarını serbest bırakma çabalarını sürdürdüğünü açıkladı.  Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Sufyan el-Kudat “Tel Aviv'deki büyükelçimiz, bakanlığın rehberliğinde, diplomatik kanallar aracılığıyla, İsrail tarafına vatandaşlarımızın en kısa sürede serbest bırakılması çağrısını yineliyor.  Mümkün olan en kısa sürede dönüşlerinin sağlanması çağrısında bulunuyor. Büyükelçimiz Ürdün'ün İsrail makamlarının idari gözaltı kararını da reddediyor” dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Heba ve Meri’nin tutuklanmasının ardından, bakanlığın Tel Aviv’deki büyükelçiye iki vatandaşı günlük olarak ziyaret etmeleri talimatının verildiğini söyledi. Vatandaşların pazar günü konsolos tarafından ziyaret edildiklerini de sözlerine ekledi.
Sözcü el-Kudat, Konsolosun gözaltı koşullarını kontrol etme ve uygun koşulların sağlanması amacıyla Heba Abdulbaki’yi dördüncü kez ziyaret ettiğini belirttiler. Abdulbaki, Konsolos'a, gözaltı koşullarının iyileştirildiğini ve Bakanlık tarafından talep edilen bazı ihtiyaçlarının karşılandığını doğruladı. Bakanlık, İsrail makamlarını da, tutukluluk sebebiyle Heba’nın güvenliğinden sorumlu tuttu. Yargıçlar Heba'nın hala açlık grevinde olduğunu ve bu durumun serbest bırakılmasını daha da acil hale getirdiğini ifade etti.
Konsolosun tutuklu bulunan diğer Ürdün vatandaşı Abdurrahman Mer’i’yi de ikinci kez, sağlık durumunu kontrol etmek, aleyhindeki yasal prosedürleri takip etmek ve gözaltı koşullarını görmek için ziyaret ettiğini ifade eden Sözcü el-Kudat, “İsrail makamları Abdurrahman Meri’nin sağlığı konusundaki uyarılarımıza cevap verdi ve sağlığını dikkate alarak kendisine özel tıbbi koşullar sağladılar. Abdurrahmanın sağlığı elhamdülillah iyi görünüyor” açıklamasında bulundu.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü el Kudat, bakanlığın Abdulbaki ve Meri’nin serbest bırakılmaları için çabalarını sürdüreceklerini söyledi. Ayrıca Tel Aviv'deki büyükelçinin tutukluların yasal haklarını korumak ve tahliye edilmelerine kadar tutukluluk koşullarını izlemek üzere soruşturmaları takip etmeye devam edeceğini vurguladı. Tel Aviv'deki Bakanlık ve Elçilik de Ürdünlülerin İsrail hapishanelerinde durumlarını izlemeye devam edecek.



İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.


BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
TT

BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)

Birleşmiş Milletler’in Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin aldığı önemli kararlar ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin güçlendirilmiş varlığına rağmen ülkenin güneyindeki belirsizlik ortamının devam ettiğini belirtti. Hennis-Plasschaert, bu iki unsurun “normalleşme yolunda temel bir zemin oluşturduğunu” söyledi.

Hennis-Plasschaert, “Birçok Lübnanlı için çatışma düşük yoğunlukla da olsa sürüyor. Mevcut durum devam ettiği sürece, düşmanlıkların yeniden tırmanma ihtimali ortadan kalkmış değil” ifadelerini kullandı.

BM yetkilisi, mevcut fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Diyalog ve müzakereler tüm sorunları çözemeyebilir; ancak taraflar arasında karşılıklı anlayışın oluşmasına katkı sağlar ve en önemlisi, istenen güvenlik ve istikrara giden yolu açar” dedi.

İsrail ile Hizbullah arasında geçen yıl Kasım ayında, Gazze’deki savaşın yol açtığı bir yılı aşkın karşılıklı bombardımanın ardından ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan’daki bazı noktalarda varlığını sürdürürken, ülkenin güneyi ve doğusuna yönelik saldırılarına devam ediyor.


Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi güçleri, başbakanlık için dokuz aday arasından hem yurtiçi hem de yurtdışından kabul gören kişiyi seçeceklerini açıkladı

Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)
Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi güçleri, başbakanlık için dokuz aday arasından hem yurtiçi hem de yurtdışından kabul gören kişiyi seçeceklerini açıkladı

Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)
Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)

Irak parlamentosunda şu anda ‘en büyük blok’ konumundaki (Şii) Koordinasyon Çerçevesi güçleri, dokuz aday arasından yeni bir başbakan seçmeye hazırlanıyor.

Şii ittifakının genel sekreteri Abbas Radi dün yaptığı açıklamada, adayın Irak’ta kabul görmesi, uluslararası gerekliliklerle başa çıkma becerisine sahip olması ve devlet kaynaklarını partizan amaçlarla kullanmayacağına dair taahhütte bulunması gerektiğini vurguladı. Radi, güvenlik ve ekonomi alanlarında başbakanın görevlerine ilişkin ayrıntılı bir programın, gelecek hükümetin bir parçası olabilecek bir ekip tarafından hazırlanmasının ardından, en olası adayın özelliklerini belirleyecek bir toplantının yapılacağını da sözlerine ekledi.

Koordinasyon Çerçevesi, siyasi normlara uygun olarak cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve meclis başkanlığı makamlarına getirilecek isimlere karar vermek için Kürt ve Sünni güçlerle müzakereler yürütürken, adayları değerlendiren önde gelen siyasi şahsiyetlerden oluşan bir komisyon aracılığıyla faaliyet gösteriyor.

Radi, rekabetin tanınmış önde gelen isimler arasında yaşandığını söyledi.

Radi, Şarku’l Avsat’ın Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin yeni gündeminin bir parçası olarak milis grupların silahları sorununu ele almayı düşünüp düşünmediğine ilişkin sorusuna verdiği yanıtta, “Hükümet programı, yeni başbakan tarafından uygulanacak güvenlik reformlarını içerecek” ifadelerini kullandı.