Filistin ve Ürdün'den Harem-i Şerif tepkisi

Kubbet-üs Sahra çevresindeki Filistinliler (AFP)
Kubbet-üs Sahra çevresindeki Filistinliler (AFP)
TT

Filistin ve Ürdün'den Harem-i Şerif tepkisi

Kubbet-üs Sahra çevresindeki Filistinliler (AFP)
Kubbet-üs Sahra çevresindeki Filistinliler (AFP)

Filistin ve Ürdün, Yahudilere Mescid-i Aksa’da özgürce ibadet etmelerinin sağlanması çağrısında bulunan İsrail İç Güvenlik Bakanı Gilad Erdan’ın açıklamalarına yönelik kınama yayınladı. Filistin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, anlaşmazlığın karakterini siyasetten dine dönüştürmeyi amaçlayan radikal Yahudi örgütler ve İsrailli yerleşimciler tarafından Mescid-i Aksa’nın hedef alınması çağrılarının devam etmesine karşı uyarıda bulunuldu. ABD Başkanı Donald Trump ve ekibinin tutumlarının, açıklamalarının ve kararlarının İsrail'deki sağcı hükümetle tamamen aynı doğrultuda olduğuna inanıldığı belirtildi.
Açıklamada ayrıca şu ifadeler kullanıldı:
“Bu durum, sömürge çağrıları için bir çatı oluşturuyor. Erdan ve onun gibiler Mescid-i Aksa’yı Yahudileştirmeyi amaçlayan planların uygulanmaya devam etmesini teşvik ediyor. Bu da anlaşmazlığın karakterini sadece siyasetten dini bir yapıya dönüştürmekle kalmaz. Bir dinin kutsal alanlar üzerindeki egemenliğini, uluslararası barış ilkelerine alternatif olarak gören bir çatışmanın dini çözüm referanslarını dayatır.”
Mescid-i Aksa, Ürdün Vakıflar ve İslami İşler Bakanlığı'na bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi tarafından gönderilen Ürdünlü görevliler tarafından yönetiliyor. Ancak İsrail, Vakıflar Dairesi’nin yetkisi dışında güç kullanarak Yahudilerin ziyaretlerini yapmalarını sağlıyor. Ürdün Vakıflar ve İslami İşler Bakanı Abdunnasır Ebu el-Basal konuya ilişkin yaptığı açıklamada ülkesinin, İsrail İç Güvenlik Bakanı ve bazı hükümet yetkililerinin Mescid-i Aksa ile ilgili açıklamalarını kınadığını söyledi.
Bakan Ebu Basal açıklamayı sorumsuzca ve dünyadaki tüm Müslümanların duygularını kışkırtıcı olarak niteleyerek bölgenin sonu gelmeyen dini çatışmalara sürüklenebileceği uyarısında bulundu. Bakan, “Biz bunun olmasını ve bölgenin bu duruma düşmesini istemiyoruz” ifadesini kullandı.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresi’nin işgalci İsrail güçlerinin saldırganlığını izlediğini belirten Bakan Ebu Basal, Mescid-i Aksa’nın adeta askeri kışlaya döndüğünü söyledi. Ebu Basal, İsrailli yetkililerin mevcut tarihi durumu değiştirme ve Harem-i Şerif’te zaman ve mekân değişiklikleri yapmaya zorlama girişimlerinin sadece Müslümanları hedef alan bir saldırı olduğunu vurguladı.
İşgal güçlerinin Mescid-i Aksa’nın statüsünü değiştiremeyeceğinin altını çizen Ürdünlü Bakan, “Müslümanlar, Mescid-i Aksa’nın kendilerine kutsal kılındığı anı unutmamalılar” dedi.
Filistin Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada da açıkça Mescid-i Aksa’ya karşı saldırganlığın artması çağrısında bulunan Tapınak Dağı İman Hareketi, radikal hahamlar ve dini akımlar başta olmak üzere İsrailli aşırı sağcılar, radikal cemaatler ve fanatik yerleşimci örgütler tarafından başlatılan büyük ölçekli provokatif kampanyaların ciddiyetine dikkat çekildi. Tüm bunlar göz önüne alındığında bu durumun oldukça tehlikeli olduğuna dikkat çekildi. İster sosyal medyada ister sokakta olsun aşırılık yanlılarının her yerde kışkırtıcı mesajlarla bu tehlikeyi körüklediği belirtilen açıklamada aynı zamanda İsrailli yetkililerin de açıklamalarında aynı tutumu sergilediklerine dikkat çekildi. İsrail İç Güvenlik Bakanı Erdan tarafından bu yönde provokatif bir açıklama yapıldığına işaret edildi.
Bakanlık açıklamasında ayrıca söz konusu provokatif kampanyaların Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın 1967 yılındaki işgali öncesine dayanan tarihi ve yasal statüsünün değiştirilmesine yönelik çabaların büyük bir kısmı için resmi bir çatı oluşturduğuna dikkat çekildi.
Bakanlık açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
“Geçen yıl Mescid-i Aksa’ya baskın yapan ve sayıları 35 bini aşan fanatik Yahudilerin bu faaliyetleri  Mescid-i Aksa’da zaman ve mekan bölünmeleri olana kadar devam edecek. Bu da sadece Mescid-i Aksa’da ibadet etmek isteyenleri engellemekle kalmıyor, aynı zamanda İslami vakıfların, çalışanlarının ve Mescid-i Aksa muhafızlarının daha önce benzeri görülmemiş bir şekilde yetkilerinde kısıtlamalara, cezalandırılmalara, haklarında soruşturmaların başlatılmasına ve çalışmalarını bastırmak amacıyla tutuklamalara maruz kalmalarına neden oluyor. Tıpkı Kurban Bayramı'nın ilk gününde Mescid-i Aksa'nın doğu kesimindeki Er-Rahme Kapısı Namazgâhı'na Bayram Namazı için giden Müslümanların boşaltılarak kapıların kontrol altına alınmaya çalışıldığı olayda olduğu gibi. Siyonist yetkililerin tutumları ve Erdan'ın uğursuz açıklamaları, Yahudi yerleşimcilere Mescid-i Aksa’da talmudik ayinler gerçekleştirme özgürlüğü sağlama sözü veriyor.  Bunlar, İsrail'in işgal makamları tarafından Mescid-i Aksa için günlük olarak yürütülen planların yansımalarıdır. Bu açıklamalar, İsrailli yetkililerin, hedef kitlenin bu saldırılara katılmasına yönelik resmi onayıdır.”
Erdan’ın daha da ileriye giderek, Ürdün'le yapılan Barış Anlaşması’nın değiştirilmesini meşrulaştırmaya çalıştığı vurgulanan açıklamada amacın Mescid-i Aksa kapılarının Yahudi yerleşimcilere ‘dini törenler düzenlemeleri’ için açılmasını sağlamak olduğuna dikkat çekildi. Açıklamada son olarak bunun ilkelerin zaman içinde değişmesi esasına dayanarak yapılan tarihi bir hataya dönüşmesine izin verilmeyeceği vurgulandı.



Sudan hükümeti "2026 acil durum bütçesini" onayladı ve bunu "mucize" olarak nitelendirdi

Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
TT

Sudan hükümeti "2026 acil durum bütçesini" onayladı ve bunu "mucize" olarak nitelendirdi

Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)

Sudan Başbakanı Dr. Kamil Idris, dün Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan 2026 mali yılı için acil durum bütçesini "mucize" olarak nitelendirdi.

Maliye Bakanlığı'nı, olağanüstü koşullar altında harcamaları kontrol altına aldığı, devlet kaynaklarını etkin bir şekilde yönettiği ve gelirleri artırdığı için övdü.

Sudan Başbakanı, ilk "mucizenin" bütçenin yaklaşık yüzde 9'luk bir GSYİH büyüme oranı beklentisi olduğunu, ikincisinin ise 2026 yılı boyunca ortalama enflasyon oranının yüzde 65'e düşürülmesi olduğunu belirtti.

Maliye Bakanı Dr. Cibril İbrahim, bütçenin ücretlerin iyileştirilmesini ve hizmet sektörünün giriş seviyesinde iş imkanlarının sağlanmasını içerdiğini belirterek, gelir tabanının genişletilmesinin yatay genişlemeye bağlı olduğunu ve vatandaşlara yeni vergi yükleri getirmeyi gerektirmediğini açıkladı. Bütçe ayrıca, 2025 yılındaki %101,9'luk orana kıyasla, 2026 yılı için ortalama enflasyon oranını %65'e düşürmeyi hedefliyor.

İbrahim, bütçenin kamu maliyesini reforme etmeye, belirli harcamalara ve kamu giderlerine öncelik vermeye, silahlı kuvvetlerin ve güvenlik hizmetlerinin ihtiyaçlarını karşılamaya, bakanlıkların ve hükümet birimlerinin temel ihtiyaçlarını karşılamaya, ayrıca komşu ülkelerdeki yerinden edilmiş ve mülteci Sudanlıların koşullarını iyileştirmeye ve onlara insani yardım sağlama maliyetlerini karşılamaya odaklandığını belirtti.

Maliye Bakanı, savaşın devam eden zorluklarına rağmen 2025 bütçesinin performansının beklentileri aştığını, kamu gelirlerinin %147'lik bir performans oranına ulaştığını ve harcamaların temel ihtiyaçlara yönelik olarak sürdürüldüğünü açıkladı. Bakan, bütçenin Hartum'a dönüş için uygun bir ortam yaratmaya ve Hartum Havalimanı'nı rehabilite etmeye yönelik olduğunu ifade etti.


Tunus'ta olağanüstü hal bir ay daha uzatıldı

Tunus bayrağı (Reuters)
Tunus bayrağı (Reuters)
TT

Tunus'ta olağanüstü hal bir ay daha uzatıldı

Tunus bayrağı (Reuters)
Tunus bayrağı (Reuters)

Tunus, ülkedeki olağanüstü hal uygulamasını yarından 30 Ocak'a kadar geçerli olarak bir ay daha uzattı.

Uzatma kararı, Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından Resmi Gazete'de yayımlandı. Önceki uzatma, 2025 yılının tamamını kapsıyordu.

Ülkede olağanüstü hal, 24 Kasım 2015 tarihinde başkent merkezinde başkanlık güvenlik otobüsünü hedef alan ve 12 güvenlik görevlisi ile saldırının failinin de öldüğü ve DEAŞ’ın üstlendiği terörist bombalı saldırıdan bu yana on yıldan fazla bir süredir yürürlükte.


Şarku’l Avsat’a konuşan Yemenli yetkililer: El-Alimi’nin kararları devlet egemenliğini korumayı hedefliyor

Yemen Ulusal Savunma Konseyi'nin El-Alimi başkanlığında yapılan toplantısı (Saba)
Yemen Ulusal Savunma Konseyi'nin El-Alimi başkanlığında yapılan toplantısı (Saba)
TT

Şarku’l Avsat’a konuşan Yemenli yetkililer: El-Alimi’nin kararları devlet egemenliğini korumayı hedefliyor

Yemen Ulusal Savunma Konseyi'nin El-Alimi başkanlığında yapılan toplantısı (Saba)
Yemen Ulusal Savunma Konseyi'nin El-Alimi başkanlığında yapılan toplantısı (Saba)

İki Yemenli yetkili, Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi'nin yakın zamanda aldığı kararların, son derece hassas bir bölgesel ve güvenlik döneminde devletin yasal statüsünü korumayı ve parçalanmasını önlemeyi amaçlayan önemli bir siyasi dönüşümü temsil ettiğini vurguladı.

Konsey başkanının danışmanı Bedr Basalma, Yemen'de devletin inisiyatifini bölgesel destekle, özellikle de Suudi Arabistan'ın tutumuyla yeniden tesis etmeyi amaçlayan ciddi bir "tersine mühendislik" girişiminin yaşandığını söyledi.

Yemen Başbakanlık Ofisi Başkan Yardımcısı Mutab Baziyad ise kararların ülkenin birliğini tehdit eden yakın tehlikelerle mücadele etmek için anayasal yetkilere dayandığını vurgulayarak, devlet çerçevesi dışında silah kullanımının tekrarlanmaması konusunda uyarıda bulundu.

Baziyad, Suudi Arabistan'ın desteğinin, Ulusal Diyalog ve barış sürecinin sonuçlarına uygun olarak, Yemen ve bölgede istikrarı koruma, gerilimleri azaltma ve güvenliği sağlama bağlamında geldiğini teyit etti.