Mossad’ın suikast sırları… Öldür, takip et ve asıl hedefi imha et: Saddam Hüseyin, Muğniye ve Musavi

İran’ın Devrim Muhafızları’nın yabancı operasyonlardan sorumlu birimi Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani (Reuters)
İran’ın Devrim Muhafızları’nın yabancı operasyonlardan sorumlu birimi Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani (Reuters)
TT

Mossad’ın suikast sırları… Öldür, takip et ve asıl hedefi imha et: Saddam Hüseyin, Muğniye ve Musavi

İran’ın Devrim Muhafızları’nın yabancı operasyonlardan sorumlu birimi Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani (Reuters)
İran’ın Devrim Muhafızları’nın yabancı operasyonlardan sorumlu birimi Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani (Reuters)

Emel Şehade
İran’ın Devrim Muhafızları’nın yabancı operasyonlardan sorumlu birimi Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin, düzenli olarak her yıl İran’ın Kirman bölgesindeki babasının mezarını ziyaret ettiği sırada İsrail gizli servisi Mossad’ın suikast düzenleyeceğine dair bir takım iddialar ortaya atıldı. İsrail’de yayın yapan Yediot Aharonot gazetesi, Mossad’ın özellikle Lübnan’daki hedef isimlerin yakınlarına veya ait oldukları kuruluşun görevlilerine yönelik cenaze töreni sırasında yaşanan bazı gizli sırları ortaya çıkardı. Bunlar arasında Şeyh Ragıb Harb, eski Hizbullah Genel Sekreteri Abbas Musavi ve Irak Başbakanı Saddam Hüseyin gibi isimler de bulunuyor.
Mossad politikasının bir parçası olarak hedeflenen bir kişinin suikasta uğradıktan sonra cenaze törenine katılan asıl öncelikli kişi aynı zamanda hedefteki isimdir.
Gazetenin haberine göre Tel Aviv, Lübnan merkezli Hizbullah'ın güvenlik ve askeri teşkilatının lideri İmad Muğniye’nin Mossad’ın bu politikasını anladığını ve bu sebeple erkek kardeşinin cenaze törenine katılmadığını öne sürdü.
İki Lübnanlı ajan
Eski bir Mossad görevlisi, İsrail’in son yıllarda “cenaze ve anma töreni modelini” kullandığını belirterek, Şeyh Ragıb Harb’a yapılacak suikast kararının 80’lerin başında alındığını belirtti. Gazeteye göre Hizbullah’ın kurucuları arasında yer alan Şeyh Ragıb Harb, Lübnan’da önemli isimlerden biriydi.
Mossad görevlisi, çeşitli kesimler tarafından İsrail ve Yahudilere karşı yürütülen operasyonları desteklemenin Güney Lübnan halkı için sıkıntılar yarattığını belirterek, böylece bölgenin Mossad’ın hedefi haline geldiğini aktardı.
Özel bir ekip oluşturan Mossad, Harb’a yakın kişilerin cenaze törenlerini izleyerek 16 Şubat 1984'te elde ettikleri bilgiler ışığında Harb’a suikast düzenledi. Şeyh Ragıp Harb’ın suikast olayı, hava saldırısı mı yoksa ajanlar aracılığı ile mi gerçekleştirildiği konusu ise netlik kazanmış değil.
Plana göre Şeyh Harb bir cenaze törenine katıldığı sırada Mossad unsurları tarafından takip edilirken, bu esnada iki Lübnanlı ajan Şeyh Ragıb’ın yanında idi. Törenden ayrıldığı sırada ajanlar, Şeyh Harb’ın içinde bulunduğu arabanın hızının azalması ile araca ateş açtı. Ajanlar Ragıb’ın ölümünü onaylamadan olay yerinden ayrılmadı.
Sıradaki hedef Abbas Musavi
Mossad bu kez de 1992 yılında Şeyh Ragıp Harb’ın anma töreni sırasında Abbas Musavi’ye bir suikast düzenledi. Askeri istihbarat o yıl, 16 Şubat’ta düzenlenen Hizbullah’ın önde gelen isimlerinden Harb’ın anma törenine, Musavi’nin yanı sıra İran Devrim Muhafızları komutanlarının da katılacağı bilgisini aldı.
Bu suikast, boyutu itibari ile en karmaşık olay olarak kabul edildi. Yediot Aharonot’a göre Mossad, Abbas Musavi’ye bir hava saldırısı ile suikast düzenlenmesine karar verdi. Bu kapsamda eski İsrail Başbakanı Ehud Barak ve eski Savunma Bakanı Moshe Arens, suikastın hava saldırısı ile başarılı olacağına ikna edildi.
Operasyona hazırlanan İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) Lübnan hava sahasını ihlal ederek, Harb için düzenlenen anma törenine katılmaya hazırlanan Musavi’nin konvoyunu izledi. İsraillilere göre, Musavi bir yetkili ile toplantı yapmasının ardından aracı ile Beyrut’a döndü. Haberde, İHA’larla yapılan takibin ardından İsrail’e ait iki helikopterin roket atması sonucu Abbas Musavi, eşi, oğlu ve beş arkadaşı hayatını kaybetti.
İmad Muğniye
Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan çevirdiği habere göre, İsrail, suikast tarzının başarısı hakkında övünürken, İmad Muğniye’nin suikast planı en temkinli olanıydı. İsrail’e göre, cenaze ve anma töreninde yapılan suikastlar tarihi olarak ele alınıyordu. Muğniye’ye yapılan bir kaç suikast girişiminde ise başarılı olunamadı.
İsrailli raporlara göre, Muğniye’ye yapılan suikast girişimlerden birisi başarısız olurken, Mossad, İmad Muğniye’nin suikast sonucu hayatını kaybeden erkek kardeşinin cenaze törenine katılacağını düşündü.
Mossad, İmad Muğniye’nin kardeşi Fuad’ın suikastı için Lübnanlıları görevlendirdi. Görevlendirilen ajan, suikasta kadar Fuad Muğniye’nin çok yakınlarına sızdı ve hatta onun en yakın arkadaşı oldu. 21 Aralık 1994’te gerçekleştirilen suikast gününe kadar İsrail’e çalışan ajan, Fuad’ın evinin yakınlarına 50 kg’lık bomba yüklü araçla gelerek Muğniye’nin bulunduğu yere gitti. İkili gerçekleştirdikleri kısa konuşmanın ardından, Fuad’ın arkadaşı olarak gördüğü ajan alandan 100 metre uzaklaşarak, arabayı havaya uçurdu. Olayda Fuad ve diğer 3 kişi hayatını kaybetti.
İmad Muğniye’nin suikast planının ilk aşaması sona ererken, İsrail planın devamı için Fuad Muğniye’nin cenaze törenini bekledi ve İmad’a yönelik bir suikast planı hazırlamaya başladı. Ancak İsrail’in bu planı başarısız oldu çünkü İmad Muğniye kardeşinin cenaze törenine katılmadı.
Saddam Hüseyin
İsrail’in kanlı planlarında İkinci Körfez Savaşı’ndan sonra Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’de yer aldı. Mossad bu planı, özel bir ekip ile Saddam Hüseyin’i takip edecek birden fazla ajan ile koordine etti. Bu ekip, Saddam Hüseyin’in Bağdat dışı seyahatlerini her geçen gün azalttığını belirtirken, Bağdat’ta ise şehrin merkezindeki “Meçhul Asker Anıtı” ve arkadaşı Abdulvehhab el-Gariri’yi sıklıkla ziyaret ettiğini belirtti. İsrail’e göre, Saddam Hüseyin’in anıta ziyaretinden birkaç gün önce alana yakın bir noktaya bubi tuzağı yerleştirilerek devrik liderin havaya uçurulmasının planlandığı aktarıldı.
Bu plan, Bağdat sokaklarında serbestçe dolaşmanın zorluğu da dahil olmak üzere başarısızlığa yol açma endişesinin giderek artması nedeniyle uygulamaya konulmadı. Oluşturulan özel ekip, Saddam Hüseyin’e ulaşma garantisi veren Bağdat’ın dışındaki tek yerin ailesinin Tikrit’teki mezarlığı olduğu sonucuna vardı. Ancak böyle bir operasyon, Saddam’a yakın bir ismin hedef alınması ve devrik liderin cenazeye katılması ile sağlanmalıydı. Mossad bunun gerçekleşmesi için hedefe Saddam’ın üvey kardeşi olan Barzan İbrahim el Tikriti’yi koydu.
Mossad, Saddam Hüseyin’i Barzan’ın cenaze törenine katılması için bir plan yaptı ve Saddam’ın üvey kardeşine Temmuz ayında suikast düzenlemeye karar verdi, ancak plan başarısız oldu. 5 Kasım 1992'de Tzeelim askeri üssünde başlayan tatbikatta yaşanan teknik bir arıza sebebi plan başarısız olurken, olayda ise 5 İsrail askeri hayatını kaybetti. Böylece Mossad’ın Saddam Hüseyin’e suikast planı da başarısız olmuş oldu.



Trump'ın desteklediği "Serçe" lakaplı aday, haftalarca süren gecikmeli sonuçların ardından Honduras başkanlık seçimini kazandı

Ekranda Nasri Asfura destekçileriyle birlikte (AFP)
Ekranda Nasri Asfura destekçileriyle birlikte (AFP)
TT

Trump'ın desteklediği "Serçe" lakaplı aday, haftalarca süren gecikmeli sonuçların ardından Honduras başkanlık seçimini kazandı

Ekranda Nasri Asfura destekçileriyle birlikte (AFP)
Ekranda Nasri Asfura destekçileriyle birlikte (AFP)

Honduras seçim komisyonu dün, ABD Başkanı Donald Trump tarafından desteklenen muhafazakar Ulusal Parti adayı Nasri Asfura'nın başkanlık seçimini kazandığını açıkladı. Böylece haftalarca süren gecikmeler, teknik sorunlar ve yolsuzluk iddialarının ardından 30 Kasım seçiminin galibi nihayet ilan edilmiş oldu.

Merkez sağ Liberal Parti adayı Salvador Nasralla yüzde 39,5 oy aldı.

Sonuçlar son derece yakındı ve oy sayım sistemi o kadar kaotikti ki, kazananı belirlemek için yüz binlerce oy pusulasının yaklaşık yüzde 15'inin elle sayılması gerekti.


Rusya’nın Ukrayna cephesindeki kayıpları artıyor

Ukrayna savaşında çatışmalar sürerken, taraflar arasındaki müzakerelerde henüz somut ilerleme kaydedilemedi (AP)
Ukrayna savaşında çatışmalar sürerken, taraflar arasındaki müzakerelerde henüz somut ilerleme kaydedilemedi (AP)
TT

Rusya’nın Ukrayna cephesindeki kayıpları artıyor

Ukrayna savaşında çatışmalar sürerken, taraflar arasındaki müzakerelerde henüz somut ilerleme kaydedilemedi (AP)
Ukrayna savaşında çatışmalar sürerken, taraflar arasındaki müzakerelerde henüz somut ilerleme kaydedilemedi (AP)

Birleşik Krallık istihbaratına göre Ukrayna cephesinde bu yıl 400 binden fazla Rus asker öldürüldü ya da yaralandı.

Londra yönetiminin ekimde yayımladığı son savunma istihbarat raporuna göre, Şubat 2022'de başlayan savaştan bu yana Rus ordusunda toplamda 1 milyon 118 bin asker yaralandı ya da öldü.

Telegraph'ın aktardığına göre bu rakam, savaş öncesi Rus ordusunun toplam büyüklüğünden daha fazla.

Analizde, Rus ordusunun cephede “kıyma makinesi” diye de adlandırılan yoğun saldırı taktiklerini kullandığına, bunun da kayıpları artırdığına dikkat çekiliyor.

Economist'in bu ay yayımladığı çalışmada da Rusya'nın kayıplarının 1,35 milyona vardığı savunulmuştu. Ayrıca son üç yılda Rusya'nın Ukrayna topraklarının sadece yüzde 1,45'ini ele geçirebildiği belirtilmişti.

Rusya olası barış anlaşması çerçevesinde, Ukrayna'ya ait Herson, Zaporijya, Donetsk ve Luhansk'tan Kiev güçlerinin çekilmesini istiyor. Bu bölgelerin bir kısmı halihazırda Moskova'nın kontrolünde.

Economist'in haberinde, Rusya'nın sözkonusu bölgeleri askeri harekatla ele geçirmesinin Mayıs 2028'i bulacağı, bu süreçte ciddi kayıplar verilebileceği savunulmuştu.

Diğer yandan Ukrayna ordusu, Donetsk'teki Siversk kentinden çekildiğini dün duyurdu.

Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklamasında, askerlerin can güvenliği ve kaynakların korunması için geri çekilme kararı alındığı bildirildi.

New York Times'ın analizinde, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden önce yaklaşık 10 bin nüfusa sahip olan kentin, Donetsk bölgesinin savunmasında büyük rol oynadığına dikkat çekiliyor.

Şehrin kaybıyla Donetsk üzerindeki kontrolü zayıflayan Kiev'in müzakerelerde dezavantajlı konuma düşebileceği belirtiliyor.

Rusya ve Ukrayna arasındaki müzakerelerde Kiev yönetimi, Moskova'nın toprak tavizi taleplerini reddetmişti. ABD arabuluculuğunda yürütülen görüşmelerde Ukrayna, herhangi bir anlaşmayı kabul etmeden önce Batılı müttefiklerden güvenlik garantileri istiyor.

Independent Türkçe, Telegraph, New York Times


İsrailli teknoloji şirketleri, Gazze savaşına rağmen Avrupa’da gücünü artırıyor

Gazze savaşının patlak vermesiyle Fransa'da İsrail karşıtı protestolar düzenlemişti (AP)
Gazze savaşının patlak vermesiyle Fransa'da İsrail karşıtı protestolar düzenlemişti (AP)
TT

İsrailli teknoloji şirketleri, Gazze savaşına rağmen Avrupa’da gücünü artırıyor

Gazze savaşının patlak vermesiyle Fransa'da İsrail karşıtı protestolar düzenlemişti (AP)
Gazze savaşının patlak vermesiyle Fransa'da İsrail karşıtı protestolar düzenlemişti (AP)

İsrailli teknoloji şirketleri, Gazze savaşı sırasında Avrupa'daki işgücünü artırdı.

İsviçreli risk sermayesi fonu Planven ve Britanya merkezli danışmanlık şirketi KPMG'nin araştırmasında, İsrailli teknoloji firmalarının Avrupa'daki faaliyetlerini genişlettiği ve daha fazla çalışan istihdam ettiği belirtiliyor.

Avrupa Birliği'ne (AB) bağlı Avrupa İnovasyon ve Teknoloji Enstitüsü'nün İsrail'deki inovasyon merkezi IT Hub Israel de salı günü yayımlanan çalışmaya katkı sağladı.

Araştırmaya göre, Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı saldırısıyla  patlak veren Gazze savaşından bu yana İsrail teknoloji şirketlerinin Avrupa'daki istihdamı ortalama yüzde 5 arttı.

Ocak 2025 itibarıyla Avrupa'da faaliyet gösteren toplam 1686 İsrailli teknoloji şirketi, çalışan sayısını 32 bin 617'ye çıkardı. Bu sayı 2024'te 30 bin 936, 2023'teyse 29 bin 317'ydi.

Avrupa'da en fazla sayıda İsrailli teknoloji şirketine ev sahipliği yapan ülke Birleşik Krallık. Ülkede 704 İsrail teknoloji şirketi, 6 bin 724 çalışanıyla faaliyet gösteriyor.

415 şirket ve 2 bin 131 çalışanla Almanya ikinci, 312 şirket ve 2 bin 598 çalışanla da Ukrayna üçüncü sırada geliyor.

Fransa'da 279 teknoloji şirketinde 1750 kişi çalışırken, Polonya'da 257 firmada 1734 kişilik istihdam var. İspanya'da 356 şirket faaliyet gösterirken, bu firmalarda 1415 kişi çalışıyor.

Avrupa'da Gazze savaşı nedeniyle İsrail karşıtı görüşlerin artmasına rağmen firmaların istihdam kapasitesini geliştirdiği görülüyor.

Planven'den Elle Taitou Spruch, araştırma bulgularına ilişkin Times of Israel'e şunları söylüyor:

Veriler savaş gibi zor zamanlarda bile, Avrupa'dan çok fazla eleştiri aldığımız halde, uzun vadeli varlıklarını geliştiren İsrailli girişimlerin sürekli büyüdüğünü ortaya koyuyor. İnsanlar hâlâ yatırımlarını artırmayı tercih ediyor.

Avrupa Komisyonu, AB ve İsrail arasında 5,8 milyar euroluk ihracatı etkileyecek karşılıklı ticaret anlaşmasının askıya alınabileceğini eylülde duyurmuştu. Brüksel henüz bu yönde bir adım atmadı.

Birleşmiş Milletler de İsrail ordusunun Gazze'de soykırım yaptığını bildiren çalışmasını eylülde kamuoyuyla paylaşmıştı.

Independent Türkçe, Times of Israel, Guardian