​ABD basını: Hizbullah birçok eyalette konuşlanıyor

Hizbullah ağının 1997 yılındaki lideri ve diğer tutuklular (Charlotte Observer)
Hizbullah ağının 1997 yılındaki lideri ve diğer tutuklular (Charlotte Observer)
TT

​ABD basını: Hizbullah birçok eyalette konuşlanıyor

Hizbullah ağının 1997 yılındaki lideri ve diğer tutuklular (Charlotte Observer)
Hizbullah ağının 1997 yılındaki lideri ve diğer tutuklular (Charlotte Observer)

CNN televizyonu, ABD’nin Kuzey Karolina eyaletinin Charlotte kentindeki Hizbullah ağının 1997 yılında çökertilmesinin yıl dönümünde Hizbullah’ın halen birçok ABD eyaletinde konuşlanmaya devam ettiğini bildirdi. CNN’in haberine göre söz konusu dönemde Federal Soruşturma Bürosu’ndaki (FBI) üst düzey yetkililerden olan kaynaklar, Hizbullah’ın o tarihlerde gerek Lübnan, gerek Ortadoğu gerekse de dünya genelinde daha önce hiç olmadığı kadar güçlendiğini söyledi.
Charlotte Observer gazetesinin dünkü sayısında CNN’nin haberinin 11 Eylül 2001 saldırılarından birkaç yıl önce Charlotte’deki Hizbullah hücresi üzerindeki sır perdesini araladığı belirtildi. Fantastik bir film gibi görünen haber, FBI ajanlarının Charlotte’un banliyölerinde bir terör hücresi olduğundan şüphelenilmesiyle başlıyor ve söz konusu suç ağını çok sayıda terör eylemini gerçekleştirmeden önce durdurmak için saatler süren bir zaman yarışının çarpıcı ayrıntıları ile sona eriyor.
Gazetenin haberinde şu ifadelere yer verildi:
“Kurgudan daha tuhaf bir şeye benziyor. Teröristlerin dünyanın en büyük terör örgütlerinden biri olan Hizbullah adına kötü komplolar gerçekleştirmek üzere bir ABD üssü oluşturmak için sessiz bir güney şehri seçeceğine kim inanır?”
CNN’ne konuşan FBI kaynakları arasında o zamanlar Hizbullah'ın faaliyetlerinden sorumlu Robert Clifford da vardı.
Soruşturma ve yargılamaların sonunda söz konusu hücrenin lideri Muhammed Yusuf Hammud, 155 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Hammud’un abisi ve sağ kolu olan Basim kod adlı Şevki Yusuf’a da 70 yıl hapis cezası verildi.
CNN’in haberine göre FBI’dan emekli olan Clifford, Hizbullah’ın terör faaliyetlerinin El Kaide ve DEAŞ örgütlerinin eylemlerinden daha az olmadığına dikkat çekti, dünya çapında ağlar kurarak öne geçtiğiniz söyledi. Hizbullah’a bağlı bazı Lübnan vatandaşlarının da göç etmesi sonucunda bu faaliyetlerin Güney Amerika’ya kadar uzandığını belirtti.



İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
TT

İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)

İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı dün İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yurtdışı operasyonlarını yürüten Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral İsmail Kaani'nin hayatta olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Mehr’den aktardığı habere göre, 12 gün önce İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıların başında diğer üst düzey askeri komutanlarla birlikte öldürüldüğü bildirilen Kaani, dün öğleden sonra İran Silahlı Kuvvetleri’ne destek amacıyla başkent Tahran’ın merkezindeki İnkılap Meydanı’nda düzenlenen halk mitingine katıldı.

İsrail ordusu, 13 Haziran Cuma günü şafak vakti İran'a düzenlediği saldırılarda 20'den fazla üst düzey askeri komutanı öldürdüğünü açıklamıştı.

Ardından ABD Başkanı Donald Trump, dün sabah İsrail ile İran arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girdiğini duyurdu.

İsrail, askeri operasyonların hedef aldığı İranlı yetkililerin listesini yayınladı. DMO'nun dış operasyonlardan sorumlu Kudüs Gücü Komutanı Kaani'nin akıbeti merak konusu oldu.

New York Times gazetesinin İran muhabiri, geçtiğimiz cuma günü İranlı kaynaklardan, Kaani'nin İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıda öldürüldüğünü aktarmıştı.

New York Times gazetesinin İsrail muhabiri Ronen Bergman pazar günü yayınlanan makalesinde şöyle yazdı:

“İsrail'in İran'a saldırısından bir ay önce, istihbarat ve savunma kurumlarının en üst düzeylerinde, Mossad'ın “Tebş'in listesinde kimler yer alacak?” şeklindeki sorusuna ilişkin yoğun tartışmalar yaşandı.”

Mossad'ın pasif ooperasyonlar için kullandığı bir terim olan ‘tebş’ ifadesi, Bergman'ın X platformunda yayınladığı yazıya göre suikast, tasfiye veya hedefli engelleme için kullanılan kod ad.

‘Mutluluk’ olarak nitelendirilen listeye dikkati çeken Bergman, bu toplantılara katılanlardan biri tarafından da bu şekilde adlandırılan listeye İranlı liderlerin dahil edilmesinin ‘rütbeleri ve uygun bir fırsatın ortaya çıkması’ şeklindeki iki faktöre bağlı olduğunu belirtti.

Bergman, yazısını şöyle sürdürdü:

“Tartışma tek bir isim üzerine yapılmıyordu. Aksine, listeyi okuduğu takdirde en çok rahatsız olacak kişinin o olduğu kesindi, çünkü listeye alınmaması konusunda tam bir fikir birliği vardı, o kadar zahmete değmeyeceği düşünülüyordu.”

Bergman, Kaani’nin bilinmeyen akıbeti ve hava saldırılarında öldürülmüş olabileceği ihtimaliyle ilgili olarak “İsrail, onun yüksek konumuna rağmen etkisinin hissedilmediğini ve bu nedenle ölümünün önemli bir etkisi olmayacağını değerlendirdi” ifadelerini kullandı.