Anton Çehov: Hemen kavrayamadığın şeyin senin için anlamı yoktur

Anton Çehov: Hemen kavrayamadığın şeyin senin için anlamı yoktur
TT

Anton Çehov: Hemen kavrayamadığın şeyin senin için anlamı yoktur

Anton Çehov: Hemen kavrayamadığın şeyin senin için anlamı yoktur


Ahmed Al-Moslemany*

Moskova ziyaretim sırasında, Anton Çehov’un heykelinin yanında birkaç gencin anı kalması için fotoğraf çekmeye çalıştığını fark ettim. Dünyaca ünlü Rus yazar hala nesiller ve kıtalararasında köprü olmaya devam ediyordu.
1860 yılında doğan Çehov, 1904 yılında bu dünyadan ayrıldı. Hayat yolculuğu kısa sürse de uzun bir zihin yolculuğu yapmıştı. Sayıları 600’ü aşan başyapıtlara imza attı.
İnsan, hasta bir çocuğun, baba ve erkek kardeşin kaçtığı, ailenin aile olmaktan çıktığı bir evde, ekonomik krizin tam ortasında nasıl büyüdüğünü merak ediyor... Böyle bir ortamda büyüyen insan nasıl olurda kimseden nefret etmez ve yaşadıklarının yükünü başkasına yüklemez? Dikenlerin arasında büyüyen bir insan nasıl olur da bu kadar çok çiçek yetiştirebilir?
Anton Çehov'un edebi coğrafyasındaki gezisinde bunu nasıl yaptığını gösteren bir takım işaretler var.
İlk işaret, Çehov’un tıp eğitimi alabilmesiydi. Çehov, kenar mahalleden şehir merkezine gelen görgüsüz bir doktor değildi. Tıbbı, ahlaki bir mesaja dönüştüren Çehov kırsal kesimlerde doktorluk yaptı. Fakirlerden ücret almayan bir adamdı. Muhtaç ve yoksul insanlarla tanışan ve herkese ücretsiz özel doktorluk yapan biriydi. Eleştirmen Reca en-Nakkaş'a göre Çehov, insancıl ve ahlaklı biriydi. Asla başkalarını incitmemeye çalışırdı.
İkinci işaret, Çehov’un imkânsızı başarmasıydı. Çehov, ailesinin içinde bulunduğu ekonomik krizden sıyrılıp büyük bir refah ortamına kaçabildi. Moskova eteklerinde harika bir malikânenin sahibi oldu. Bahçesine ağaçlar ve çiçekler dikti. Yaratıcılığını konuşturmak için kendine özel bir köşe inşa etti. Burada aralarında ‘Martı’ ve ‘Vanya Dayı’ gibi romanların yanı sıra ‘Kara Keşiş’ gibi kısa öykülerin yer aldığı kitaplarının da bulunduğu 40 eser kaleme aldı.
Çehov’un 7 yılını geçirdiği bu büyülü malikânedeki hayatı; insanların, kuşların, ağaçların ve hayallerin yanı sıra acı ve umudun olduğu gerçekçi bir roman gibiydi.
Ancak Çehov’un tüberküloz nedeniyle sağlığının bozulmaya başlaması onu Kırım'a gitmek zorunda bıraktı. Yalta sahilinde lüks bir villa inşa ettiren Çehov, ağaç dikme ve meyve yetiştirme gibi bahçıvanlık becerilerini burada da sürdürdü.
Villayı, elit ve avam sınıflardan gelen karma misafirler ziyaret ederdi. Ziyaretçilerden biri Rusya'nın ve dünyanın en ünlü yazarlarından biri olan Lev Tolstoy efsanesiydi. Aynı şekilde ziyaretçiler arasında başka bir efsane daha vardı, o da Maksim Gorki’ydi.
Yalta’da 5 yıl kalan Çehov, burada Moskova’daki hayatından aldığı tadı alamadığını söylerdi. Yalta’yı boş ve duygusuz bulan Çehov, burada hayatın değil, sadece iklimin sıcak olduğunu söyleyerek buraya ‘sıcak Sibirya’ adını verdi.
Çehov Yalta'da 60’tan fazla eser kaleme aldı. Bunlardan en önemlileri, ‘Vişne Bahçesi’ ve ‘Üç Kız Kardeş’ kitaplarıydı. Yalta, Çehov’un yaratıcılık yolculuğundaki son durağıydı.
Moskova’daki malikânesi ve Yalta’daki yazlığı müzeye dönüştürüldü. Çehov’un kaleme aldığı tiyatro eserleri bugün o malikânenin bahçesinde sahneleniyor. Villaya gelen ziyaretçiler ise Çehov ve Tolstoy'un uzun süre oturduğu yeşil kanepeyi ‘bulut divanı’ olarak niteliyorlar.
Üçüncü işaret, Çehov’un devrimci değil, reformcu olmasıydı. Lenin, Çehov'un hayranlarından biriydi. Lenin’e göre Çehov, ‘Altıncı Koğuş’ adlı kitabında dönemin Rus toplumunun öyküsünü tam anlamıyla aktarmıştı.
Kitap, akıl hastanesindeki bir hasta koğuşunu anlatıyor. Fakat koğuşta kalanlar sıradan insanlar. Bir doktor bu insanlarla konuşmaya başlıyor ve ardından doktor ile hastalar arasındaki diyalog karşılıklı bir konuşmaya dönüşüyor. Doktor, hastaların gerçekten hasta olmadıklarını anlıyor. Sonrasında hükümet doktora yardım etmesi için genç bir doktoru hastaneye gönderiyor. Genç doktor, yaşlı doktorun onları kötü ve zalim bir toplumun kurbanları olarak gördüğünü fark eder. Zalimler, yolsuzluk yaparak elde ettikleriyle refah içinde yaşarken, bu onurlu insanlar hastane koğuşunda acı çekmektedirler. Hükümetle işbirliği içinde olan genç doktor, yaşlı doktora karşı çalışır ve doktoru delirmekle suçlar. Sonunda yaşlı doktor da doktor olarak girdiği Altıncı Koğuş’un hastası olur.
Entelektüel açıdan Altıncı Koğuş kitabına eş değer olan harika bir Çehov hikâyesi daha var. O da ‘Kime anlatsam kederimi’ adlı kitabıdır. Kitapta ciddi aile meselelerinden muzdarip fakir bir at arabası şoförünün hikâyesi anlatılıyor. Şoför biraz olsun rahatlamak amacıyla sıkıntılarını biriyle paylaşmak istemektedir. İçki salonunun önünde müşteri bekleyen şoförün sarhoş müşterilerinden hiçbiri onu dinlemek istemez.İhmal edilmiş ve üstüne bir de azarlanmıştır. Diğer müşterileri gelene kadar biraz uyur. Tam da kimsenin onu dinlemediğinden şikâyet ederken atı onun kalbine huzur verir ve atıyla konuşmaya başlar: “Güzel atım. Yanımda sana verebileceğim yiyecek hiçbir şey yok” der. At durumu kabullenircesine başını sallar. Şoför atını kendisini dinleyecek bir sırdaş olarak görür ve “Canım atım..” diyerek tüm dertlerini ona anlatmaya başlar.
Dördüncü işaret, Anton Çehov’un disiplinli, net ve kendine özgü bir yazar olmasıydı. Çehov, ‘özetlemenin dâhiliğin kardeşi’ olduğunu düşünüyordu. Soğuk bölgeleri ziyaret ettiğinde ya da karlı havalarda tutuklu ve sürgünlerin hallerini gördüğünde ‘Sahalin Adası’ adlı kitabı yazmaya karar verdi. Çehov, kitapta fikirlerini açık bir şekilde ortaya koymuştu. Maxim Gorki'ye yazdığı bir mektupta yer alan “Hemen kavrayamadığın şeyin senin için anlamı yoktur” ifadesi onun felsefesini temsil eder nitelikteydi.
Beşinci işaret, Çehov’un Shakespeare'den sonra başyapıtlar üretme konusunda dünyanın en iyisi olmasıydı. Shakespeare’in kaleme aldığı sanat eseri sayısı 800’ü geçerken, Çehov 300’ü aşkın eserle Charles Dickens, Alexandre Dumas ve Edgar Allan Poe’yu geçiyor. Bununla birlikte Rusya'da yapılan Çehov Tiyatro Festivali, İngiltere'deki Shakespeare Tiyatro Festivali'nin rakibi olmaya devam ediyor.
Çehov, dünyanın dört bir yanından birçok insanı etkilerken Arap dünyasından Yusuf Sibai, Edward el-Harrat, Sunullah İbrahim ve Muhammed Mahzenci gibi isimler üzerinde etkili oldu. Ebu Bekir Yusuf ve diğer çevirmenler de Çehov'un eserlerini dikkat çekici bir üslup ve çarpıcı bir anlatıyla tercüme ederek Çehov’un eserlerini Arapça’ya kazandırdılar.
1904 yılında Moskova Tiyatrosu’nda sahnelenen Çehov'un Vişne Bahçesi adlı eseri, tam yüzyıl sonra 2004 yılında aynı tiyatroda yeniden sahnelendi. Çehov, onlarca yıldan sonra hala ilham kaynağı olamaya devam ediyordu. Hayattaki asıl zafer, ahlaki üstünlüğün ve insanlığın kazandığı zaferdir. Ego ve kendini büyük görme yarışında kazanılan ise, Çehov’un eserlerinde kullandığı başlıklardan biri olan ‘Gereksiz Zafer’dir.
*El-Ahram Gazetesi’nde yayınlanan makale



İsrail: Bütçe, Batı Şeria’daki yerleşimleri destekleyecek şekilde onaylandı

Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
TT

İsrail: Bütçe, Batı Şeria’daki yerleşimleri destekleyecek şekilde onaylandı

Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)

İsrail’de Maliye ve Savunma bakanları, 2026 genel bütçesi hazırlıkları kapsamında Savunma Bakanlığı’nın talep ettiği ödeneğin 144 milyar şekelden 112 milyar şekele düşürülmesi konusunda anlaşmaya vardı. Buna rağmen yeni bütçe, 2025 yılına kıyasla yaklaşık 20 milyar şekellik bir artış gösterdi. Artışın büyük bölümünün, Batı Şeria’daki yerleşim projelerini desteklemeye yönlendirileceği belirtildi.

Perşembeyi cumaya bağlayan gece, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile Savunma Bakanı Yisrael Katz arasında uzun bir toplantı gerçekleştirildi. Katz’ın, bütçeyi İsrail ordusu komutanlığıyla koordineli şekilde hazırladığı ve ordunun 7 Ekim 2023’ten bu yana karşı karşıya kaldığı güvenlik tehditleri nedeniyle acil bir bütçe artışına ihtiyaç duyulduğunu vurguladığı bildirildi.

ty
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, zorluklarla başa çıkmak için bakanlığının bütçesinde artış talep etti. (DPA)

Bugün öğle saatlerinde İsrail hükümeti, 2026 yılına ilişkin 662 milyar şekellik yeni bütçeyi ezici çoğunlukla onayladı. Buna göre bütçe açığı, gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 3,9’u olarak belirlendi. Bütçe, nihai onay için ilerleyen dönemde Knesset Genel Kurulu’na sunulacak.

Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth’tan aktardığına göre, Savunma Bakanlığı’nın talep ettiği ödeneğin düşürülmesi, kamu hazinesi açısından bir kazanım olarak değerlendiriliyor. Ancak bütçenin yine de yaklaşık 20 milyar şekel artırılması, hazırlanan bütçedeki açığın ek yüzde 1 artmasına yol açarak toplamda yaklaşık yüzde 4’e ulaşmasına neden olacak.

Savunma Bakanı Yisrael Katz, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile yapılan anlaşmanın ardından yaptığı açıklamada, üzerinde uzlaşılan bütçenin gelecek yıl ortalamasında yaklaşık 40 bin yedek askerin göreve çağrılmasını temel aldığını söyledi. Katz, bu adımın, çok cepheli savaş koşullarında yedek askerlerin üzerindeki yükü hafifletmeyi amaçladığını belirtti.

İsrail ordusu ise bütçe hazırlıkları sırasında 60 bin yedek askerin göreve çağrılması yönünde talepte bulunmuştu.

Gazetenin aktardığına göre taraflar ayrıca, Batı Şeria’daki güvenliği artırmayı hedefleyen toplam 725 milyon şekellik bir bütçe paketinde uzlaştı. Üç yıla yayılan bu paketin; ulaşım yollarının korunması, yeni yolların yapımı, bölgede askeri üslerin inşası ve Ürdün sınır hattındaki projeleri kapsadığı bildirildi. Bu durum, özellikle doğu sınırı boyunca Batı Şeria’daki asker sayısının azaltılmasına yönelik örtülü bir mutabakat olduğu yorumlarına yol açıyor. Aynı zamanda, yeni yerleşim birimlerinin inşası, mevcutların güçlendirilmesi ve bu yerleşimlere hizmet edecek yolların açılması için çok daha fazla kaynağın ayrıldığı belirtiliyor.

xsdfrg
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Savunma Bakanlığı'na bütçenin azaltılması sürecindeki iş birliğinden dolayı teşekkür etti. (Reuters)

İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, Knesset’te yakında oylamaya sunulması beklenen askerlik yasasının, 2026 yılına kadar bütçeye milyarlarca şekellik ek yük getireceğini yazdı. Gazeteye göre, Haredi gençlerin askerlikten muaf tutulması, yedek askerler üzerindeki yükü ve Savunma Bakanlığı bütçesini daha da artıracak.

Haberde, düzenli birliklerin faaliyet maliyetlerinin yedek birliklerin maliyetinin yarısından fazla olduğu vurgulandı. Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın bu açığı kapatma yöntemi olarak zorunlu askerlik süresini üç yıla uzatmayı planladığı, Knesset’in ise Haredi gençleri zorunlu askerlikten muaf tutacak yasa tasarısını onaylayacağı belirtildi.

Gazete, düzenli birlikler ile yedek birlikler arasındaki maliyet farkının çok büyük olduğunu, bazı hesaplamalara göre farkın yaklaşık yüzde 50 civarında bulunduğunu aktardı. Hesaplamalara göre bir yedek asker İsrail’e aylık 48 bin şekel maliyet getirirken, zorunlu hizmetteki bir düzenli askerin maliyeti bunun ortalama yarısı kadar. Ayrıca Maliye Bakanlığı’nın hesaplamalarına göre, herhangi bir zamanda 60 bin yedek askerin maliyeti, savaş dönemi dışındaki yıllara göre çok daha yüksek olacak; 2026 yılı için yaklaşık 13-14 milyar şekel civarında öngörülüyor.

fth
Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Smotrich, büyümeyi yeniden canlandıracağını, İsraillilere ekonomik faydalar sağlayacağını ve genel bütçe içinde vergi indirimi yapılmasına olanak tanıyacağını düşünerek, bütçesini azaltma konusunda iş birliği yaptığı için İsrail Savunma Bakanlığı'na teşekkür etti.

İsrail hükümeti dün sabah, 2026 yılında İsrail ekonomisinin gidişatını belirleyecek olan bütçenin onaylanmasını görüşmek üzere bir toplantı düzenledi; Smotrich, geçirmeyi hedeflediği birçok reformu sundu.

Smotrich, yıllık bütçe açığının yüzde 3,2 ile 3,6 arasında olacağını, Savunma Bakanlığı ile yapılan anlaşma sonrasında ise yüzde 4'e ulaşacağını bildirerek İsrail hükümeti bakanlarını şaşırttı.

Gazze çevresindeki bazı yerleşim yerleri ve kasabaların belediye başkanları, 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından yeniden inşa için ayrılan bütçenin azaltılmasına karar verilmesi üzerine İsrail hükümeti binası önünde protesto düzenledi.


Rapor: Netanyahu'nun Roman Goffman'ı kurumun başına getirmesi Mossad'da ‘hayal kırıklığı’ yarattı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
TT

Rapor: Netanyahu'nun Roman Goffman'ı kurumun başına getirmesi Mossad'da ‘hayal kırıklığı’ yarattı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun askeri sekreteri Roman Goffman’ı yeni Mossad başkanı olarak atama kararı, kurum içinde hayal kırıklığıyla karşılandı. Şarku’l Avsat’ın İsrail gazetesi Yediot Aharonot’tan aktardığına göre, mevcut ve eski yetkililer bu değerlendirmeyi yaparken, birçok isim seçimin ‘sürpriz olmadığını’ belirtti.

Yetkililer, Netanyahu’nun Mossad içinden desteklediği adayları geri planda bırakarak Goffman’ı tercih etmesinin, onun istihbarat deneyiminin yetersizliği ve görevi erken bırakma ihtimali konusunda endişe yarattığını bildirdi. Buna karşılık Netanyahu’ya yakın çevreler, Goffman’ın ‘sadakati, sağduyusu ve agresif düşünme tarzının’ göreve uygun olduğunu savunuyor.

Netanyahu’nun bu yılın başlarında Şin-Bet’in (Şabak) başına kurum dışından David Zini’yi getirmesinin ardından, üst düzey Mossad yetkilileri benzer bir yaklaşımın tekrarlanmasını bekliyordu. Yetkililere göre Netanyahu, kendisine agresif, sadık ve ideolojik olarak uyumlu gördüğü isimleri kurum dışından seçmeyi tercih ediyor.

Eleştirmenler, bu adımın Netanyahu’nun ‘elitler’ ve ‘derin devlet’ olarak nitelendirdiği kesimlere karşı yürüttüğü daha geniş mücadelenin bir yansıması olduğunu savunuyor. Destekçileri ise Goffman’ın ‘güvenilir, ketum ve sadık’ bir isim olduğunu belirtiyor.

Bazı kaynaklar, atama sürecine ilişkin olarak Goffman’ın karar alınmadan önce Netanyahu’nun eşi Sara Netanyahu ile gayriresmi bir ‘görüşmeye’ çıktığını iddia etti. Başbakanlık Ofisi ise bu iddiayı “tamamen asılsız” diyerek reddetti.

frgt
Soldan sağa: Savunma Bakanı Yisrael Katz, Netanyahu’nun askeri sekreteri Roman Goffman, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Netanyahu’nun Özel Kalem Müdürü Tzachi Braverman, Katar'daki saldırılar sırasında bir komuta merkezinde istişare ediyor. (Şin-Bet)

Bazı yetkililer, Goffman’ın akıcı Rusça konuşmasına karşın İngilizcesinin sınırlı olmasının, özellikle diplomatik temaslarda zorluk yaratabileceğini belirtiyor. Buna karşılık destekçileri, İngilizce hâkimiyetinin Mossad’ın temel görevleri açısından kritik bir gereklilik olmadığını savunuyor. Öte yandan, birçok üst düzey savunma yetkilisinin atamanın ardından kurum içinde bir istifa dalgası beklediği bildirildi.

Netanyahu’nun, görev süresi sona eren Mossad Başkanı David Barnea’nın önerdiği adayları göz ardı ederek, istihbarat çevrelerinde yükselmemiş olan Goffman’ı tercih ettiği belirtildi. Başbakan’ın kararını yakından takip eden kaynaklar, tercihin ‘sadakat’ ve ‘temkinli muhakeme’ ile şekillendiğini aktarırken, eski bir üst düzey savunma yetkilisi Goffman’ı ‘Netanyahu’ya son derece bağlı bir isim’ olarak tanımladı ve atamayı ‘şaşırtıcı’ olarak nitelendirdi.

Goffman’ın meslektaşları, onu ‘disiplinli bir subay’ olarak tanımlıyor; ayrıca tarih ve askeri strateji üzerine çokça okuduğu ifade ediliyor.

dfrgt
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Mossad Başkanı David Barnea Kudüs'te (DPA)

Askeri istihbaratta görev yapmış üst düzey bir yetkili, Goffman’ın ‘kurnaz ve cesur bir isim’ olduğunu söylemekle birlikte, bir Mossad başkanından beklenen operasyonel istihbarat geçmişine sahip olmadığını ifade etti.

Yetkili, “Sadece Rusça ve İbranice konuşuyor; İngilizce tek kelime bilmiyor. General rütbesini sadece bir yıl taşıdı ve bu büyüklükte bir kurumu hiç yönetmedi” dedi.

Buna karşılık, Netanyahu’ya yakın kaynaklar eleştirileri kesin bir dille reddederek Goffman’ın atanmasını ‘mükemmel bir tercih’ olarak nitelendirdi. Aynı kaynaklar, Goffman’ın Rusça bilgisi ve bölgesel hâkimiyetinin, Moskova’daki hassas görevlerde onu ‘eşsiz kıldığını’ savundu. Ayrıca askeri sekreter olarak Netanyahu’nun en yakın güvenlik danışmanı hâline geldiğini ve Hizbullah’ın üst düzey isimlerine yönelik suikastlar ile bu yıl İran’a karşı yürütülen operasyonlar da dahil olmak üzere önemli gizli faaliyetlerde rol aldığını belirttiler.

Goffman’la yakın çalışan bazı yetkililer ise onu ‘agresif ve alışılmışın dışında düşünen biri’ olarak tanımlıyor. Goffman’ın söz konusu özelliklerinin Mossad için kritik değer taşıdığı düşünülüyor. Bir yetkili, “Başbakan’ın en güvendiği güvenlik yardımcısı oydu; ne Genelkurmay Başkanı ne de Savunma Bakanı, her şeyde Goffman vardı” dedi.

Goffman’ın İngilizce eksikliğini sorun görenler olsa da, destekçileri Mossad’ın ana ilgi sahalarının (İran, Suriye ve Lübnan) İngilizce gerektirmediğini, buna karşın Rusça bilgisinin Moskova’nın İran ve diğer düşman aktörlerle olan ilişkileri nedeniyle önemli bir avantaj sağladığını vurguluyor.

Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in bu hafta Goffman’la görüşerek kendisini tebrik ettiği ve ordu olarak görev değişiminde destek vereceklerini söylediği açıklandı. Mossad’ın görevden ayrılan başkanı David Barnea’nın da Goffman’la konuşup başarı dilediği belirtildi. Netanyahu ise birçok adayla görüştüğünü, Goffman’ı ‘olağanüstü mesleki yetenekleri’ nedeniyle seçtiğini söyledi. Başbakan ayrıca Goffman’ın, 7 Ekim 2023’te Hamas saldırısı sırasında evinden çıkarak çatışmaya katıldığını ve ağır yaralandığını hatırlatarak rolünü övdü.


İran, Hürmüz Boğazı yakınlarında düzenlediği deniz tatbikatında füze fırlattı

İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
TT

İran, Hürmüz Boğazı yakınlarında düzenlediği deniz tatbikatında füze fırlattı

İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)

İran devlet televizyonu, İran'ın deniz tatbikatının ikinci gününde Umman Denizi'ne ve stratejik Hürmüz Boğazı yakınlarına büyük füzeler fırlattığını bildirdi.

AP’nin haberine göre İran anakarasının derinliklerinden füze fırlatan paramiliter "Devrim Muhafızları"nın, dün başlayan tatbikatlarda Umman Denizi ve Hürmüz Boğazı yakınlarında bulunan komşu bölgedeki hedefleri vurduğu belirtildi.

Devrim Muhafızları'nın 5 Aralık 2025'te yayınladığı fotoğrafta, Güney İran kıyılarında askeri tatbikata katılan bir bot (EPA)Devrim Muhafızları'nın 5 Aralık 2025'te yayınladığı fotoğrafta, Güney İran kıyılarında askeri tatbikata katılan bir bot (EPA)

Füzelerin, menzili 2 bin kilometreye kadar ulaşan Qadr-110, Qadr-380 ve Kadir seyir füzeleri olduğunu belirten yetkili, Devrim Muhafızları'nın ayrıca 303 adlı bir balistik füze fırlattığını da belirtti, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Televizyon görüntülerinde, füzelerin fırlatıldığı ve hedeflerini vurduğu görülüyor.

İran Devrim Muhafızları tarafından 5 Aralık 2025'te paylaşılan bir fotoğrafta, İran'ın güney kıyılarındaki sularda yapılan askeri tatbikat sırasında bir füzenin fırlatıldığı görülüyor.İran Devrim Muhafızları tarafından 5 Aralık 2025'te paylaşılan bir fotoğrafta, İran'ın güney kıyılarındaki sularda yapılan askeri tatbikat sırasında bir füzenin fırlatıldığı görülüyor.

Tatbikat, haziran ayında İsrail ile İran arasında yaşanan ve aralarında askeri liderler ve nükleer bilimcilerin de bulunduğu yaklaşık bin 100 kişinin ölümüne yol açan savaştan bu yana düzenlenen ikinci tatbikat. İran'ın füze saldırıları ise İsrail'de 28 kişinin ölümüne neden oldu.