Nahda'yı yeni hükümet kurma yolunda zorlu bir süreç bekliyor

Fotoğraf Altı: Gannuşi, Nahda Hareketi’nin parlamento seçimlerini kazanması sonrasında destekçileriyle bir araya geldi (Reuters)
Fotoğraf Altı: Gannuşi, Nahda Hareketi’nin parlamento seçimlerini kazanması sonrasında destekçileriyle bir araya geldi (Reuters)
TT

Nahda'yı yeni hükümet kurma yolunda zorlu bir süreç bekliyor

Fotoğraf Altı: Gannuşi, Nahda Hareketi’nin parlamento seçimlerini kazanması sonrasında destekçileriyle bir araya geldi (Reuters)
Fotoğraf Altı: Gannuşi, Nahda Hareketi’nin parlamento seçimlerini kazanması sonrasında destekçileriyle bir araya geldi (Reuters)

Tunus’ta son parlamento seçimlerinin galibi olan İslami eğilimli Nahda Hareketi, 2016 yılından bu yana Yusuf Şahid başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’nin ardından yeni hükümeti kurma yolunda “zor istişarelere” öncülük ediyor. Bazı analistlere göre siyasi sahneyi yönetme hususundaki yetersizlik ve 4 siyasi partiden oluşan hükümet ittifakı konusunda yapılan bahisler arasındaki kızgın rekabet ortasında Nahda Hareketi’nin önünde “bulanık” bir sahne var.
Nahda lideri Raşid Gannuşi, siyasi ortaklarını bir sonraki hükümeti kurmak için gerekli 109 oy çoğunluğuna ulaşmaya ikna edememesi halinde Nebil el-Karvi başkanlığındaki Tunus’un Kalbi partisi ile yolsuzluk şüphesi nedeniyle bir araya gelmeyeceğini belirtti. Aynı şekilde Gannuşi, Abir Musi önderliğindeki Özgür Anayasa Partisi ile de “partinin benimsediği faşizm nedeniyle” koalisyon kurmayacağını ifade etti.
Gannuşi, partisinin parlamento seçimlerinde zafer ilan etmesinin ardından “yeni Tunus hükümetini kurmak için politikacılara ihtiyaç duyduğunu” açıkladı. Gannuşi ayrıca Tunus’un karşılaştığı zorluklarla tek bir siyasi partinin mücadele edemeyeceğini, “yolsuzluk ve yoksulluk ile mücadele için ortak bir program temelinde diğer siyasi taraflarla ortaklık politikası benimsemek zorunda olduklarını” vurguladı.
Nahda (parlamentoda 52 sandalyeye sahip), Muhammed Abbu liderliğindeki Demokratik Akım (22 sandalye), Yusuf Şahid liderliğindeki Yaşasın Tunus (14 sandalye) ve Seyfeddin Mahluf liderliğindeki Onur Koalisyonu’nu (21 sandalye) kendine çekmeye çalışıyor. Böylece parlamentoda güven sağlayabilmek için gerekli olan 109 oy çoğunluğuna ulaşmayı amaçlıyor. Bununla birlikte yerel siyasi faaliyetlerle ilgilenen bazı gözlemciler, hükümetin istikrarını sağlamak ve başta 2020 finans yasası olmak üzere önemli yasaları yürürlüğe geçirmek için parlamentoda 120’den fazla oya ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekiyor.
Nahda ile hükümet koalisyonu oluşturabilecek 4 siyasi parti arasında yalnızca Onur Koalisyonu, Nahda Hareketi’nden bir davet aldığını ve ilerleyen dönemde yönetim şeklini görüşmek üzere bir araya gelmeyi planladıklarını açıkladı. Bu çerçevede koalisyonun liderlerinden Abdullatif el-Alavi, “Hükümeti kurma yolundayız” açıklamasında bulundu.
Parlamentoda 16 sandalye kazanan milliyetçi Halk Hareketi Başkanı Zuheyr el-Mağzavi daha önce yaptığı açıklamada Nahda tarafından kurulan hükümette yer almayacaklarını belirtmişti. Mağzavi, Yusuf Şahid liderliğindeki koalisyon hükümetini de eleştirerek Tunus’un yaşadığı mevcut toplumsal ve ekonomik krizlerden bu koalisyonu sorumlu tutmuştu.
Özgür Anayasa Partisi Başkanı Abir Musi, parlamento seçimlerinde partisinin elde ettiği sonucun, “onur verici” olduğunu belirtmiş, eski rejimin yandaşlarının parlamentoya geri döndüğüne dikkati çekmişti. Musi ayrıca, Nahda Hareketi’ne atıfla “Müslüman Kardeşler hariç siyasi ittifaklara hazır olduğunu” vurgulamıştı.
Milliyetçi Halk Hareketi de Nahda Hareketi’nin önderlik ettiği bir hükümette yer almayı kabul etmedi. Bu çerçevede hareketin lideri Zuheyr el-Mağzavi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada partisinin hükümetin kurulmasına dair diyalog talebi aldığını ama Nahda tarafından kurulan bir hükümete katılmayı kabul etmediğini belirtti. Ancak Mağzavi, bağımsız uzmanlıklara sahip ulusal bir hükümete katılmaya hazır olduklarını sözlerine ekledi.
Muhammed Abbu önderliğindeki Demokratik Akım partisi ise Nahda önderliğindeki hükümete “Adalet, İçişleri ve İdari Reform bakanlıklarına sahip olma” şartıyla katılabileceğini duyurdu.
Gözlemciler, Nahda’nın Tunus anayasası uyarınca bir hükümet kurmasının imkansız olduğu görüşünde. Gözlemcilere göre süreç, diğer siyasi blok ve partiler açısından ise daha da zor. Bu durumda Nahda’nın meclis başkanlığı adayının başarısızlığa uğraması ve bu görevi seçme inisiyatifinin cumhurbaşkanına geçmesi ihtimali var.



Lübnan siyasi suikast soruşturmalarını yeniden canlandırıyor

1989'da René Moawad'ın ölümüne yol açan patlamanın ardından yaşananlar (Getty)
1989'da René Moawad'ın ölümüne yol açan patlamanın ardından yaşananlar (Getty)
TT

Lübnan siyasi suikast soruşturmalarını yeniden canlandırıyor

1989'da René Moawad'ın ölümüne yol açan patlamanın ardından yaşananlar (Getty)
1989'da René Moawad'ın ölümüne yol açan patlamanın ardından yaşananlar (Getty)

Lübnan, son on yıllarda ülkede siyasetçileri, gazetecileri ve din adamlarını hedef alan siyasi suikastlarla ilgili soruşturmalarını yeniden başlattı. Soruşturmalar, bu vakaları soruşturmak ve faillerini tespit etmek için adli soruşturmacılar tarafından yürütüldü. Tüm bu suçlar Yargıya sevk ediliyor ve zamanla ortadan kalkmıyor.

Suçların bir kısmı 1980'ler, 1990'lar ve içinde bulunduğumuz yüzyılın ilk on yılına dayanıyor. Suriye'nin Lübnan üzerindeki mandası sırasında uygulanan siyasi ve güvenlik kısıtlamaları nedeniyle bu suçlar kovuşturulmadılar.

Bir yargı kaynağı, kararın "Lübnan Adalet Bakanı ile Yüksek Yargı Konseyi arasında önerilen isimler konusunda yapılan önceki istişareler sonucunda" alındığını belirtti. Kaynak, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, yeni atamaların "bazı suçları soruşturan hâkimlerin ölümünün ve bazılarının emekliye sevk edilmesinin ardından" gerçekleştiğini ifade etti.


Gazze'deki Hamas lideri: Arabuluculardan garanti aldık, ABD de savaşın bittiğini teyit etti

TT

Gazze'deki Hamas lideri: Arabuluculardan garanti aldık, ABD de savaşın bittiğini teyit etti

Gazze'deki Hamas lideri: Arabuluculardan garanti aldık, ABD de savaşın bittiğini teyit etti

Gazze Şeridi'ndeki Filistin Hamas hareketinin lideri Halil el-Hayye, dün yaptığı açıklamada, hareketin "arabulucu kardeşlerden ve ABD yönetiminden, savaşın tamamen sona erdiğini teyit eden garantiler" aldığını söyledi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Hayye, "Kalan adımları tamamlamak için ulusal ve İslami güçlerle çalışmaya devam edeceğiz. Halkımızın çıkarlarını korumak ve bağımsız devletleri kurulana kadar kendi kaderlerini tayin etmelerini sağlamak için çalışacağız" ifadelerini kullandı.

Hamas lideri Usame Hamdan, dün sabah el-Arabiya televizyonuna verdiği röportajda, hareketin Donald Trump'ın, Gazze Şeridi'nin yönetimini geçici olarak denetlemek üzere ABD Başkanı'nın başkanlığında bir "Barış Konseyi" kurma önerisini reddettiğini duyurdu.

Hamdan, "Hiçbir Filistinli silah teslimini kabul etmeyecek ve halkımızın silaha ve direnişe acil ihtiyacı var" ifadesini kullandı.

İsrail ve Hamas, Mısır'daki dolaylı görüşmelerin ve Trump'ın planı kapsamında rehine ve tutuklu takasının ardından dün Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasına vardı. Bu anlaşma, on binlerce kişinin ölümüne ve insani bir felakete yol açan, Filistin topraklarında iki yıldır süren savaşı sona erdirme yolunda önemli bir adım teşkil ediyor.

Trump'ın ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılmasının yanı sıra 20 maddelik planı, Gazze'nin işlerinin Trump'ın başkanlığında ve eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in de yer aldığı bir "Barış Konseyi" gözetiminde, Filistinli teknokratlardan oluşan bir komite tarafından yönetilmesini öngörüyordu. Plana göre Hamas'ın Gazze Şeridi'nin yönetiminde hiçbir rolü olmayacaktı.

Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve hükümetinin böyle bir hamleyi engelleme sözü vermesine rağmen, Gazze anlaşmasının bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına yol açacağı umudunu dile getirdi.

Hamdan, "Kimse manda ve sömürgecilik dönemine geri dönmeyi kabul etmeyecektir" diyerek, "Bize yardım etmek istiyorlarsa, Filistin halkının tüm haklarına kavuşmasına yardımcı olmalılar, onlara vesayet uygulamaya çalışmamalılar" ifadelerini kullandı.

Konseyin ayrıca, Filistin Yönetimi'nin reform programını tamamlaması ve Trump planında belirtildiği gibi Şeridin kontrolünü yeniden ele geçirmesi beklenirken, Gazze'nin yeniden inşası için finansmanı yönetmesi de bekleniyor.


Filistin Yönetimi savaştan sonra Gazze'de nasıl bir rol oynayacak?

İsrail ve Hamas'ın Gazze'de ateşkes planının ilk aşaması konusunda anlaşmaya varmasının ardından kutlama yapan Filistinliler (AP)
İsrail ve Hamas'ın Gazze'de ateşkes planının ilk aşaması konusunda anlaşmaya varmasının ardından kutlama yapan Filistinliler (AP)
TT

Filistin Yönetimi savaştan sonra Gazze'de nasıl bir rol oynayacak?

İsrail ve Hamas'ın Gazze'de ateşkes planının ilk aşaması konusunda anlaşmaya varmasının ardından kutlama yapan Filistinliler (AP)
İsrail ve Hamas'ın Gazze'de ateşkes planının ilk aşaması konusunda anlaşmaya varmasının ardından kutlama yapan Filistinliler (AP)

Filistinli yetkililer, Filistin Yönetimi'nin, ABD Başkanı Donald Trump'ın planında şimdilik kenara itilmiş olmasına rağmen, savaş sonrası dönemde Gazze Şeridi'nde önemli bir rol oynamayı beklediğini ve İsrail'in itirazlarına rağmen konumunu güvence altına almak için Arap desteğine güvendiğini söylüyor.

Gazze Şeridi yönetiminin geleceğine odaklanma, Trump'ın iki yıllık savaşı sona erdirme girişiminin ilk adımı olan ve bugün yürürlüğe girmesi beklenen ateşkesle başladı. Anlaşmanın bir sonraki aşaması, Hamas’ın silahsızlandırılması ve Gazze Şeridi’ndeki yönetiminin sona erdirilmesi talepleri gibi çetrefilli konuları ele alacak.

Hamas, 2007 yılında Gazze Şeridi'nin kontrolünü ele geçirdi. Trump'ın önerisi, savaştan sonra Gazze'nin uluslararası denetim altında Filistinli teknokratlardan oluşan bir komite tarafından yönetileceğini ve Filistin Yönetimi'nin yönetimi devralmadan önce reformlar yapmasını şart koşuyor.

Filistin Yönetimi, Trump'ın çabalarını memnuniyetle karşılarken, yetkilileri özel olarak hayal kırıklıklarını dile getirdi. Suudi Arabistan ve Fransa'nın geliştirdiği alternatif planda ise Filistin Yönetimi'nin Gazze'deki liderlik rolü vurgulanıyordu.

Abbas, yolsuzlukla mücadele, seçimler düzenleme ve Batı ülkeleri tarafından talep edilen diğer reformları uygulama sözü verdi. Bu adım, son haftalarda bazı Batı ülkelerinin Filistin'i tanımaya ikna edilmesine yardımcı oldu.

Hedefe ulaşıldı

Üç üst düzey Filistinli yetkili, Filistin Yönetimi'nin Gazze'ye daha fazla müdahil olmasını beklediklerini söyledi. Hamas'ın kontrolü ele geçirmesinden bu yana bölgede oynadığı rolü işaret ederek, on binlerce devlet memurunun maaşlarını ödediğini ve eğitim ve elektrik tedariki gibi temel hizmetleri denetlediğini belirttiler.

Başbakan Muhammed Mustafa, Reuters'a, “Biz zaten oradayız” dedi. Abbas, geçen yıl, dönemin ABD Başkanı Joe Biden'ın savaştan sonra reformdan geçmiş bir Filistin Yönetimi'nin Gazze'de sorumluluk almasını istediğini açıkça belirtmesinin ardından, Filistin Yönetimi’nin yeniden yapılandırılması kapsamında 71 yaşındaki Mustafa'yı Başbakan olarak atadı.

Mustafa, “Yardım ve denetim için geçici uluslararası düzenlemeler yapmak bir şey, ama yönetmek ve işleri halletmek başka bir şey” dedi.

Üç yetkili, Filistin Yönetimi'nin Filistinlilerin temsilci organı olarak uluslararası konumunu ve Filistin devleti kurma umudunu canlı tutmak amacıyla Gazze Şeridi ile Batı Şeria'yı yeniden birleştirmek isteyen Arap devletlerinin desteğini vurguladı.

Mustafa, Arap devletleri de dahil olmak üzere birçok ülkenin Filistin Yönetimi'nin Gazze'den ‘sorumlu’ olması gerektiğine inandığını, bunun temel nedeninin ise ‘işleri halletmenin tek pratik yolunun bu olduğunu bilmeleri’ olduğunu söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun sözcüsü yorum talebine yanıt vermedi. ABD Dışişleri Bakanlığı ise Reuters'ın sorularını cevaplamadı.