80 yıl önce neslinin tükendiği söylenen efsanevi Tazmanya kaplanı geri döndü

19. yüzyılda Avrupalı sömürgeciler, binlerce Tazmanya kaplanını koyunlara saldırdıkları için öldürmüştü. (Andrey Atuchin, Rochelle Lawrence, Scott Hocknull/Capricorn Caves)
19. yüzyılda Avrupalı sömürgeciler, binlerce Tazmanya kaplanını koyunlara saldırdıkları için öldürmüştü. (Andrey Atuchin, Rochelle Lawrence, Scott Hocknull/Capricorn Caves)
TT

80 yıl önce neslinin tükendiği söylenen efsanevi Tazmanya kaplanı geri döndü

19. yüzyılda Avrupalı sömürgeciler, binlerce Tazmanya kaplanını koyunlara saldırdıkları için öldürmüştü. (Andrey Atuchin, Rochelle Lawrence, Scott Hocknull/Capricorn Caves)
19. yüzyılda Avrupalı sömürgeciler, binlerce Tazmanya kaplanını koyunlara saldırdıkları için öldürmüştü. (Andrey Atuchin, Rochelle Lawrence, Scott Hocknull/Capricorn Caves)

Neslinin tükendiğine inanılan bir hayvanın tekrar görüldüğünü söyleyen 8 ayrı ihbar, uzmanları hayvanın hayatta olup olmadığını düşünmeye itti.
Avustralya'da neredeyse Loch Ness Canavarı statüsüne ulaşmış çizgili, keseli ve büyük bir etobur olan Tazmanya kaplanının son örneği 1936'da, esaret altındayken öldüğünde türün neslinin tükendiği düşünülmüştü.
Fakat Avustralya hükümetinin yeni yayımladığı belgelere göre daha iki ay kadar önce hayvanın tekrar görüldüğü bildirildi.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, Thylacine (keseli kurt) adı verilen tür, büyük bir kedi, tilki ve kurt melezine benziyordu. Sarımsı kahverengi kürkleri, güçlü çeneleri ve (tıpkı kangurular gibi) yavruları için keseleri vardı.
Son üç yılda kaydedilen sekiz ihbardan biri şubat ayında Tazmanya adasını ziyaret eden ve yaratıklardan birini yolun karşısına geçerken gördüklerini söyleyen Batı Avustralyalı bir çiftten geldi.
İhbara göre hayvan “birkaç defa dönüp araca baktı” ve “12-15 saniye boyunca açık görüş alanındaydı."
Arabadaki iki kişi de “gördükleri hayvanın bir Thylacine olduğundan yüzde 100 emindi."
Ayrıca hayvanın sırtından aşağı doğru uzanan çizgileri olduğu kaydedildi.
CNN'nin haberine göre aynı ay yapılan başka bir ihbarda da uzaktaki sisin içinde ilerleyen çizgili, “kedi benzeri bir yaratıktan" bahsedildi.
Görgü tanığı “Kırsal alanda çiftliklerde çalıştığım için birçok hayvanla karşılaşmaya alışkınım ... ama o gün Tazmanya'da gördüğüme benzer bir şeye hiç rastlamadım” diye konuştu.
Başka bir sürücü de 2017'de, Kuzeybatı Tazmanya'da, Thylacine olabilecek bir yaratık gördüğünü bildirmişti. Sürücünün kendinden emin bir şekilde "Eğer o şey bir kediyse harbiden de büyük bir kediydi" dediği kaydedilmişti.
En yakın tarihli vakaysa temmuzda yaşandı. Tazmanya'nın güneyinde, eyaletin başkenti Hobart yakınlarında bir adam, Tazmanya kaplanına ait gibi duran bir ayak izi gördüğünü bildirdi.
Avustralya Müzesi'ne göre, hem Tazmanya'ya hem de Avustralya anakarasına özgü Tazmanya kaplanı, Thylacinidae ailesinin modern zamanlara kadar varlığını sürdüren tek üyesiydi.
19. yüzyılda Avrupalı koloniciler, binlerce Tazmanya kaplanını koyunlara saldırdıkları için öldürmüştü.
Türünün son örneği sanılan bir Tazmanya kaplanı, 1936'da Hobart Hayvanat Bahçesi'nde öldü. Ne var ki hayvanın tekrar görüldüğüne dair kanıtlanmamış birçok iddia, Tazmanya kültüründe ona efsanevi bir nitelik kazandırdı.
Tazmanya'nın Temel Sanayi, Park, Su ve Çevre İdaresi, bildirilen 8 vakayı detaylandıran bir belge yayımladı.
2002'de Avustralya Müzesi'nden bilim insanları Tazmanya kaplanının DNA'sını kopyalamış ve türün klonlama teknolojisiyle bir gün yeniden canlanması olasılığının önünü açmıştı.



Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
TT

Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

500 milyon yıllık bir fosilin analizine dayanan yeni araştırma, örümcekler ve diğer araknidlerin denizden gelmiş olabileceğini öne sürüyor.

Bilim dergisi Current Biology'de salı günü yayımlanan araştırmaya göre, "mükemmel şekilde korunmuş" örnek, bu canlıların kara hayatına uyum sağlamadan önce yüzdüğü fikrini destekliyor.

Arizona Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, bir zamanlar at nalı yengeçlerinin atası olduğu düşünülen ve nesli tükenmiş bir Kambriyen dönemi türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini analiz etti. Bununla birlikte çalışma, bu canlının sinir yapısının modern örümcekler ve akrabalarına daha çok benzediğini ortaya koydu ki bu da araknidlerle daha önce düşünülenden daha yakın bir evrimsel bağa sahip olduğunu işaret ediyor.

Mollisonia'nın vücudunun prosoma adı verilen ön kısmı, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri örüntüsüne sahip. İlaveten örümceklerde ve diğer araknidlerde bulunan dişlere benzeyen bir çift kıskaç benzeri "pençelere", bölünmemiş beyninden kısa sinirler uzanır.

Araştırmacılar, fosilin bir ilk araknid olarak tanımlanmasını sağlayan en önemli özelliğin, beyninin benzersiz organizasyonu olduğunu söyledi: Modern kabuklular, böcekler, çıyanlar ve at nalı yengeçlerinde görülen önden arkaya düzenlemenin tersi, bu fosilin beyninde var.  

Arizona Üniversitesi'nde ders veren Nick Strausfeld başyazarı olduğu araştırma hakkında yaptığı açıklamada, fosilin beyninin modern örümceklere benzer şekilde "geriye doğru çevrilmiş" gibi göründüğünü söyledi.

Bu arkadan öne beyin düzenlemesi, hareket kontrolünü artıran sinir kısayolları sağlayan, çok önemli bir evrimsel adaptasyon olabilir.

Araştırmaya göre bu keşif, çeşitlenmenin yalnızca ortak bir atanın karaya geçişinden sonra gerçekleştiğine dair yaygın inancı sorgulanmasına neden oluyor. Daha önceki fosil kanıtları, araknidlerin yalnızca karada yaşayıp evrimleştiğini öne sürüyordu.

dfvgthy
Mollisonia'nın vücudunun ön kısmı ya da prosoma, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri düzenine sahip (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

Strausfeld, "Araknidlerin ilk ne zaman ve nerede ortaya çıktığı, atalarının ne tür keliserliler olduğu ve bunların at nalı yengeçleri gibi deniz türü veya yarı sucul olup olmadığı hala şiddetle tartışılıyor" dedi.

Mollisonia benzeri araknidler karadaki yaşama adapte olurken, muhtemelen ilk böcekler ve kırkayaklarla beslendi. Bu ilk araknidler, önemli bir savunma mekanizması olan böcek kanatlarının evrimini de etkilemiş olabilir.

Araştırmacılar, Mollisonia'nın soyunun muhtemelen örümceklere, akreplere, böğlere, kırbaç akreplerine ve kamçılı akreplere yol açtığını söylüyor.

Independent Türkçe