Dünya’nın yüzde 10,8’i yetersiz besleniyor

Dünya’nın yüzde 10,8’i yetersiz besleniyor
TT

Dünya’nın yüzde 10,8’i yetersiz besleniyor

Dünya’nın yüzde 10,8’i yetersiz besleniyor

Dünyada yetersiz beslenen kişilerin oranı 2018 yılı verilere göre yüzde 10,8 olurken, bunun rakam olarak 821 milyon kişiye tekabül ettiği görüldü. Yetersiz beslenme oranının en yüksek olduğu kıta ise yüzde 19,9 ile Afrika olarak kaydedildi. Türkiye’de geçen yıl beslenme ile alakalı yapılan basın haber adedi ise 100 bin 90 olarak saptandı.
Medya takibinin önemli kurumu Ajans Press, beslenme ile alakalı basına yansıyan haber adetlerini inceledi. Ajans Press ve PRNet’in dijital basın arşivinden derlediği bilgilere göre geçen yıl beslenme ile alakalı basına 100 bin 90 haber yansıdığı tespit edildi. Haber içerikleri incelendiğinde ise obezitenin ön planda olduğu görülürken, bazı besinlerin kanser, şeker gibi insanlarda görülen çeşitli hastalıklara sebep olduğu tartışıldı.
Ajans Press’in Gıda ve Tarım Örgütü 2019 verilerinden elde ettiği bilgilere göre, dünyada yetersiz beslenen kişilerin oranı yüzde 10,8 olarak kayıtlara geçti. Böylelikle dünyada 821 milyon kişinin yetersiz beslendiği görüldü. Yetersiz beslenme oranının en yüksek olduğu kıta ise yüzde 19,9 ile Afrika olarak kaydedildi. Yıllara göre yetersiz beslenme oranları incelendiğinde de 2017 yılında da yüzde 10,8 gibi bir oran görülürken, 2016 yılında yüzde 10,7, 2015 yılında yüzde 10,6 olduğu saptandı. Türkiye’ye bakıldığında ise orta düzey veya şiddetli beslenme yetersizliği olmadığı gözlendi.

 


Büyük keşfin ardından bilim insanlarından "yoga hapı" adımı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Büyük keşfin ardından bilim insanlarından "yoga hapı" adımı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Çığır açan bir beyin devresi keşfi, anksiyete ve stres bozuklukları için yeni tedavilere ve potansiyel olarak yoganın faydalarını sağlayan bir hapa önayak olabilir.

ABD'deki Salk Enstitüsü'nden araştırmacılar, farelerin beyinlerinde istemli nefes alma ve duygusal düzenlemenin arkasındaki yolu keşfetti.

Nature Neuroscience adlı akademik dergide kısa süre önce yayımlanan çalışmalarında, beynin daha karmaşık bölgeleriyle nefes almanın duygusal durumla koordinasyonunu sağlayan ilkel beyin sapının nefes alma merkezi arasındaki bağlantıları ortaya çıkardılar.

Nefes almak çoğunlukla otomatik olsa da insanlar ve bazı hayvanlar soluk almayı yavaşlatarak kendi kendilerini sakinleştirebiliyor. Bu yaklaşım farkındalık ve yoga gibi uygulamaların ana parçalarından biri.

Beynin nefes almayı tam olarak nasıl düzenlediği ve bunun anksiyeteyi ve kişinin duygusal durumunu nasıl etkilediği çok az anlaşılmış durumda. Bilim insanları şimdiye kadar sadece beyin sapındaki bilinçaltı nefes alma mekanizmalarının tam olarak anlaşıldığını söylüyor.
 

cyju
Fare beyninde nefes almayı düzenleyen nöronlar (Salk Enstitüsü)

Yeni çalışmada araştırmacılar, duygusal düzenleme ve nefes almayı birbirine bağlayan, bilinçli yukarıdan aşağıya mekanizmaları bulmak için yola çıktı.

İlk olarak farklı beyin bölgeleri arasındaki bağlantıları araştırmak için bir beyin bağlantı veri tabanını değerlendirdiler. Analiz, anterior singulat korteks adı verilen frontal bir bölgeyi, daha sonra hemen altındaki medullaya bağlanan bir ara beyin sapı bölgesine bağlayan potansiyel bir solunum devresini ortaya çıkardı.

Önceki çalışmalar, medullanın aktif olduğunda nefes almayı başlattığını ancak beyin sapı bölgesinden gelen sinyallerin bu aktiviteyi engellediği ve nefes almayı yavaşlattığını ortaya koymuştu.

Araştırmacılar, belirli duyguların veya davranışların beyin sapı bölgesinin aktivasyonuna yol açabileceğini, bunun da medulladaki aktiviteyi azaltabileceğini ve nefesi yavaşlatabileceğini varsaydı.

Teoriyi test etmek için, farelerde koklama, yüzme ve içme gibi aktivitelerin yanı sıra korku ve endişe uyandıran koşullar sırasında nefes alış verişleri değiştiğinde beyin aktivitesini kaydettiler.

Araştırmacılar, korteks ve beyin sapı bölgesi arasındaki bağlantı aktive edildiğinde, farelerin daha sakin olduğunu ve daha yavaş nefes aldığını buldu.

Kaygı uyandıran durumlardaysa bu iletişim azaldı ve nefes alma hızları arttı.

Araştırmacılar bu yolu takip ederek, farelerin beyninin ön korteksinde beyin sapına bağlanan ve nefes alma gibi temel işlevleri yöneten bir grup nöron keşfetti.

Araştırmacılar, bu bağlantının farelerin nefes alış verişlerini mevcut davranışları ve duygusal durumlarıyla koordine etmelerini sağladığını söylüyor.

Bağlantının daha ileri analizleri, bilim insanlarının ilaçlarla hedeflenebileceğine inandığı yeni bir dizi beyin hücresi ve molekülü ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bulguların anksiyete, stres ve panik bozukluğu olan insanlar için uzun vadeli çözümlere yol açabileceğini söylüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Jinho Jhang, "Bulgularımız beni düşündürdü: Bu nöronları aktive edecek ve panik bozukluğunda nefesimizi kendi kendimize yavaşlatacak veya hızlı solumayı önleyecek ilaçlar geliştirebilir miyiz?" dedi.

Çalışmanın başka bir yazarı Sung Han, "Bu bulguları bir yoga hapı tasarlamak için kullanmak istiyorum. Kulağa aptalca gelebilir ve çalışmamızın pazarlanabilir bir ilaca dönüştürülmesi yıllar alacak ancak artık nefes almayı anında yavaşlatabilecek ve huzurlu, meditatif bir durumu başlatabilecek ilaçlar üretmek için potansiyel olarak hedeflenebilir bir beyin devresine sahibiz" dedi.

Independent Türkçe