Dünyanın en güzel şehirleri açıklandı: Paris zirvede, listede İstanbul da var

İlk 5'te Paris, New York, Londra, Venedik ve Vancouver yer aldı (Reuters)
İlk 5'te Paris, New York, Londra, Venedik ve Vancouver yer aldı (Reuters)
TT

Dünyanın en güzel şehirleri açıklandı: Paris zirvede, listede İstanbul da var

İlk 5'te Paris, New York, Londra, Venedik ve Vancouver yer aldı (Reuters)
İlk 5'te Paris, New York, Londra, Venedik ve Vancouver yer aldı (Reuters)

Paris, yeni bir sıralamada dünyanın en güzel şehri seçildi.
Binden fazla seyahat yazarı ve acentasıyla anket yapan seyahat sitesi Flight Network, 50 şehirlik listeyi derledi.
Independent Türkçe'nin haberine göre, Fransa başkenti listede başı çekerken ikinci sırada New York onu takip etti, üçüncülüğü de Londra aldı.
Bir seyahat muhabiri, “The Big Apple (Büyük Elma), asla uyumayan şehir, ‘hayallerin inşa edildiği beton orman’ New York, mühendislik ve insan gayretinin bir zaferi. Yüzlerce kez ziyaret edebilir ve her seferinde yeni şeyler keşfedebilirsiniz. Her şeye sahip” dedi.
İlk 5’i tamamlayan şehirler Venedik ve Vancouver oldu.
Bir seyahat yazarı Batı Kanada kıyısındaki şehri şöyle tanımladı:
Bir klişe ama yükselen karla kaplı dağ zirvelerinden kayalık Pasifik kıyılarına dek Vancouver nefes kesici, evim diyebildiğim için çok heyecanlı olduğum bir şehir.
İlk 10’da yer alan öteki şehirler Barselona, Cape Town, San Francisco, Sidney ve Roma.
Lizbon, Amsterdam, Budapeşte, İstanbul ve Viyana’nın listede yer almasıyla Avrupa şehirleri ilk 20’ye de hükmediyor.
İlk 20’de ayrıca Singapur, Rio de Janeiro, Tokyo ve Buenos Aires de yer alıyor.
1. Paris, Fransa
2. New York, ABD
3. Londra, İngiltere
4. Venedik, İtalya
5. Vancouver, Kanada
6. Barselona, ​​İspanya
7. Cape Town, Güney Afrika Cumhuriyeti
8. San Francisco, ABD
9. Sidney, Avustralya
10. Roma, İtalya
11. Singapur, Singapur
12. Lizbon, Portekiz
13. Amsterdam, Hollanda
14. Prag, Çek Cumhuriyeti
15. Rio de Janeiro, Brezilya
16. Budapeşte, Macaristan
17. İstanbul, Türkiye
18. Tokyo, Japonya
19. Viyana, İtalya
20. Buenos Aires, Arjantin
21. Toronto, Canada
22. San Diego, ABD
23. Quebec City, Kanada
24. Hong Kong, Çin
25. Şikago, ABD
26. Bruges, Belçika
27. Madrid, İspanya
28. Havana, Küba
29. Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri
30. Kudüs, İsrail
31. Edinburg, İskoçya
32. Quito, Ekvador
33. Zürih, İsviçre
34. Cusco, Peru
35. St. Petersburg, Rusya
36. Berlin, Almanya
37. Hanoi, Vietnam
38. Queenstown, Yeni Zelanda
39. San Miguel de Allende, Meksika
40. Seul, Güney Kore
41. Dubrovnik, Hırvatistan
42. San Sebastian, İspanya
43. Bangkok, Tayland
44. Cartagena, Kolombiya
45. Dublin, İrlanda
46. Marakeş, Fas
47. Bergen, Norveç
48. Jaipur, Hindistan
49. Pekin, Çin
50. Atina, Yunanistan



Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?
TT

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorların asteroit çarpmasından önce çöküşe geçtiği teorisinin doğru olmadığı öne sürüldü.

Milyonlarca yıl boyunca yeryüzüne hükmeden dinozorların soyu, 66 milyon yıl önce Dünya'ya çarpan bir göktaşının etkisiyle tükenmişti. 

Bugüne kadar bulunan bazı fosiller, dinozorların bu olaydan önce sayı ve çeşitlilik açısından gerilediğine işaret ediyordu. Özellikle göktaşından önceki yıllarda fosil sayısının azalması bu teoriyi destekliyordu. Bazı bilim insanları, asteroit gezegene çarpmasa bile bu sürüngelerin yok olma sürecine girdiğine inanıyordu. 

University College London'dan paleontolog Chris Dean "Dinozorların asteroit çarpmadan önce de yok olmaya mahkum olup olmadığı 30 yılı aşkın süredir tartışılan bir konu" diyor.

Dean ve ekip arkadaşları bu soruya yanıt bulmak için 66 milyon ila 84 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da yaşamış 4 dinozor türüne ait 8 binden fazla fosili inceledi. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de dün (8 Nisan) yayımlanan çalışmada dinozor çeşitliliğinin yaklaşık 76 milyon yıl önce zirveye ulaştığı ve ardından kitlesel yok oluşa kadar azaldığı bulundu. Bu eğilim, dinozorların soyu tükenmeden önceki 6 milyon yılda daha belirgindi. 

Ancak araştırmacılar, paleontologların asteroit çarpmasından önceki yıllarda ne kadar araziye erişebildiğini ve bu bölgelerde kaç kazı çalışması yapıldığını hesaplayınca, bilim insanlarının elinde pek örnek olmadığını tespit etti. Ekip, bu döneme ait jeolojik kayıtların açığa çıkmadığını veya üstünün bitki örtüsüyle kaplı olduğunu buldu.

Ayrıca çevresel koşullar veya diğer faktörlerin bu düşüşü açıklayamadığını söylüyorlar. Geliştirdikleri modellere göre dinozorların sayısı, göktaşı çarpmasına kadar stabildi. 

Bilim insanlarına göre dinozorlar kitlesel yok oluştan önce muhtemelen çökmeye başlamamıştı. Bu izlenimin, döneme ait fosillerin iyi korunmamış ya da bulunmasının zor olmasından kaynaklandığını düşünüyorlar. 

Makalenin bir diğer yazarı Alfio Alessandro Chiarenza, "Dinozorlar muhtemelen kaçınılmaz bir yok oluşa mahkum değildi" diyerek ekliyor: 

Eğer o asteroit olmasaydı, hâlâ bu gezegeni memeliler, kertenkeleler ve hayatta kalan torunları olan kuşlarla paylaşıyor olabilirlerdi.

Diğer yandan bazı bilim insanları yeni çalışmanın, dinozorların türlerinin azalmaya başladığı teorisini çürütmediğini savunuyor.

Reading Üniversitesi'nden Manabu Sakamoto'nun araştırmasına göre dinozorların yaşadığı 175 milyon yıl boyunca, yeni dinozor türlerinin ortaya çıkma hızı genel olarak yavaşlamıştı ve yeni türlerinin gelişmesinden çok daha fazla sayıda türün nesli tükeniyordu. 

Sakamoto, yeni araştırma mevcut fosillerde sapma olduğunu öne sürmesine karşın dinozor çeşitliliğindeki bu uzun vadeli düşüşün geçerliliğini koruduğunu söylüyor: 

Bu iki durum aynı anda geçerli olabilir.

Independent Türkçe, Live Science, New Scientist, Current Biology