Sudan Hükümeti ile Devrimci Cephe arasındaki müzakerelere ara verildi

Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri'nin (ÖDBG) saha komitesi üyesi Muhammed Osman Şerif, dün, Hartum’da basın toplantısı düzenledi (EPA)
Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri'nin (ÖDBG) saha komitesi üyesi Muhammed Osman Şerif, dün, Hartum’da basın toplantısı düzenledi (EPA)
TT

Sudan Hükümeti ile Devrimci Cephe arasındaki müzakerelere ara verildi

Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri'nin (ÖDBG) saha komitesi üyesi Muhammed Osman Şerif, dün, Hartum’da basın toplantısı düzenledi (EPA)
Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri'nin (ÖDBG) saha komitesi üyesi Muhammed Osman Şerif, dün, Hartum’da basın toplantısı düzenledi (EPA)

Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) ve Sudan hükümeti ile Devrimci Cephe arasındaki düşmanlıkların sona erdirilmesine ilişkin anlaşmanın imzalanması pazartesi sabahına ertelendi.
ÖDBG, geçiş hükümetini desteklenmesi, devrik lider Ömer el-Beşir’in partisinin feshedilmesi ve eski rejimin simgelerinin devlet kurumlarından kaldırılmasının talep edilmesi için, bugün Hartum’da toplanılacağını duyurdu.
Geçiş hükümeti heyeti ve Devrimci Cephe’nin silahlı hareketleri arasında doğrudan müzakereler, geçtiğimiz perşembe günü Cuba' da başladı. Taraflar, müzakere gündemini belirlemek için ortak bir komite kurma kararı aldılar.
Geçiş hükümeti heyeti ve Sudan Halk Kurtuluş Hareketi- Kuzey Örgütü’nün (SPLM-N) tekrar müzakere masasına dönmesi bekleniyor. Daha önce taraflar, müzakere sürecinin seyrine ilişkin görüşlerini ortaya koydu. Müzakerelerde siyasi, insani ve güvenlik düzenlemeleri ile ilgili konular da masaya yatırılacak.
Bu arada, Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, 23-24 Ekim tarihlerinde Soçi'de gerçekleştirilecek olan Rus-Afrika Zirvesi'ne daveti edildi.
Eski rejim yanlısı öğrenciler 27 üniversite öğrencisini yaraladı. Hartum, Bahri semtindeki Ez-Zaim El-Ezheri Üniversitesi’nde silahsız öğrencilere karşı yapılan saldırıda yakın dövüş silahları kullanıldı.
ÖDBG resmi sözcüsü Vecdi Salih, geçiş hükümetinin desteklenmesi ve İslamcıların iktidardan indirilmesinin ardından devrimin hedefinin gerçekleşmesi adına önemlidir. Bu taleplerin başında Ulusal Kongre Partisi’nin feshi ve tasfiyesi geliyor.
Vecdi Salih Hartum’daki parti binasında düzenlediği basın toplantısında, “Sudan halkını öldüren, işkence eden ve yerinden eden eski rejimin mensuplarından intikam almak istemiyoruz, ancak Sudanlılara karşı suç işleyenlerin hak ettikleri adil cezayı almalarını istiyoruz.” dedi.
Salih, “Devrim karşıtı güçler, ordunun genel komutanlık karargahında kitleler halinde toplanılması için çağrıda bulundu. Bu devrimin hedefleriyle ters düşüyor. Mevcut durumda sivil hükümet bulunurken bu çağrıyı gerektirecek bir durum yok” açıklamalarında bulundu.
Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri'nin (ÖDBG) saha komitesi üyesi Şerif Osman, “Mahallelerdeki Direniş Komiteleri, Hartum’un Omdurman ve Bahri kentlerinde kalabalıkların toplanacağı bazı meydanlar belirlendi. Toplantıda, 1964 Ekim Devrimi'nin 55'inci yıldönümünü kutlanacak ve birtakım talepler dile getirilecek” dedi.
Toplantılarda devrim yürüyüşünün tamamlanması için geçiş hükümeti desteklenmeli, siyasi arenada eski rejime bağlı herhangi bir partinin veya grubun varlığı reddedilmesi mesajı verilecek. Meydanlarda hükümete ülkedeki barış sürecini tamamlama çağrısında bulunulması bekleniyor.
Saha Çalışma Komitesi, protesto yürüyüşleri sırasında herhangi saldırısının yapılmasını önlemek için gerekli güvenlik önlemlerinin alınması için ilgili makamların (asker, polis) bilgilendirildiğini açıkladı.
İlgili bağlamda, Sudan Komünist Partisi, devrim karşıtı güçlerin önlerini kesmek ve eski rejimin kalıntılarını ortadan kaldırmak hedefiyle “milyonluk yürüyüşe” geniş çapta katılım gösterilmesi çağrısında bulundu. Sudan Komünist Partisi aynı zamanda Ulusal Kongre Partisi'nin tüm mal varlıklarına el konulmasını ve suçluların devrimci mahkemelerde yargılanmasını talep ediyor.
Öte yandan Şerif, Saha Çalışma Komitesi’nin, Ez-Zaim El-Ezheri Üniversitesi’ndeki öğrencilere karşı eski rejimin milisleri tarafından bir saldırı yapılacağına dair bir gün önceden polise detaylı bilgi verdiğini ancak polisin olayı önlemek için gerekli önlemleri almadığını açıkladı.
Şarku’l Avsat’a konuşan görgü tanıkları, eski rejime mensup birtakım İslamcı öğrenci grubunun yakın dövüş silahları kullanarak, silahsız öğrencilere saldırdığını ve bu olayın öğrenciler arasında yaralanmalara neden olduğunu söylediler.
Politik Öğrenci İttifakı, kanlı olaya ilişkin yaptığı açıklamada, “Ulusal Kongre Partisi’nin öğrenci kanadının siyasi faaliyetleri üniversitede yasaklansın” ifadeleri kullanıldı.
Egemenlik Konseyi geçtiğimiz ay güvenlik makamlarına, cihatçı grupların ve eski rejimin güvenlik birimlerinin üniversitelerden uzaklaştırılması ve ellerinde bulunan tüm belgelere ve mal varlıklarına el konulması talimatını verdi.



Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA
TT

Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA

Aliya Mansur

Yeni Suriye ulusal logosunun (görsel kimlik) lansman töreni, Suriye'deki her etkinlik gibi Suriyeliler arasında geniş çaplı bir tartışmanın eşlik ettiği, etkileyici ve güzel bir etkinlikti. Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın katıldığı Halk Sarayı'ndaki görkemli törene, “Suriye Demokratik Güçleri”nin kontrolü altındaki Rakka ve Haseke hariç olmak üzere Suriye'nin çeşitli bölgelerinde aynı anda düzenlenen kutlamalar eşlik etti. Gösteriler ve sloganlar Suriye devriminden sahneleri çağrıştırdı.

Şara'nın tören sırasında yaptığı etkileyici konuşma Suriye'nin birliğinin ve çeşitliliğinin altını çizdi ama daha tören bitmeden önce Suriyeliler arasında şu tartışma başlamıştı; bu ulusal logo gerçekten Suriyeli mi yoksa başka ülkelerden “ilham mı” alındı? Bazıları bunun bir alkollü içecek şirketnin ticari logosu olduğunu söyleyecek kadar şüphelerinde ileri gittiler.

Suriye şahininin “çalıntı” olduğu suçlamaları - ki bu kesinlikle doğru değil - ve bunlara verilen karşılıklar arasında meselenin özü neredeyse kayboldu. Oysa meselenin özü şu: Nasıl bir Suriye istiyoruz? Hukuk devleti olan bir Suriye mi yoksa halkın ruh hallerinin dalgalanmalarına tabi bir Suriye mi?

Konuya ilişkin yorumunda Anayasa Bildirgesi Taslağı Komitesi üyesi Dr. Ahmed el-Karbi, resmi logoların kabulü tartışılırken yasal temellere dayanmanın gerekliliğini vurguladı. Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesinde açıkça “devletin logosu kanunla belirlenir” ifadesinin yer aldığına ve hukuka dayalı bir devletin anayasal çerçevelere uygun olarak onaylanmamış bir logoya indirgenemeyeceğine işaret etti.

Suriye'deki tartışma ve çekişmenin özü bu olmak yerine, bazı Suriyeliler binlerce yıllık Suriye anıtlarına kazınmış olan Suriye şahininin kökeni ve sembolizmiyle ilgili suçlamalarda bulunmakla meşgul oldular.

Esed rejiminin devrilmesinden ve Şara'nın yönetime gelmesinden bu yana, Suriye halkı hükümetin, özellikle de Başkan Şara'nın her eylemini mutlak biçimde destekleyenler ile hükümetin yaptığı her eylemi veya açıklamayı mutlak biçimde reddedenler arasında bölündü. İki grup arasında, bir şeyleri düzeltmek amacıyla eleştirenlerin ve teşvik etmek amacıyla destekleyenlerin sesleri kayboldu.

Esed rejiminin devrilmesinden bu yana 7 ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak

Şarku'l Avsat'ın Al Majalla'dan aktardığı analize göre Esed rejiminin devrilmesinden bu yana yedi ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak. Bu da yorumlara kapıyı açıyor ve Suriye halkının doğasını ve doğruluğunu bilinmediği söylentilerin yayılmasına katkıda bulunuyor.

17 Mayıs'ta Suriye Cumhurbaşkanlığı, eski rejim tarafından işlenen ihlallerle ilgili gerçekleri ortaya çıkarmak, sorumlularından hesap sormak, mağdurlara tazminat ödemek ile görevli bir geçiş adaleti komisyonu kurulacağına dair bir kararname yayınladı. Kararname, Abdulbasıt Abdullatif'in komisyon başkanı olarak atanmasını ve duyuru tarihinden itibaren 30 günü geçmeyecek bir süre içinde bir çalışma grubu oluşturma ve iç yönetmelikler hazırlama görevini üstlenmesini öngörüyordu.

Bu kararnamenin yayınlanmasının üzerinden yaklaşık bir buçuk ay geçti, yani komisyonun kurulması için öngörülen 30 günlük süre geçti. Peki bu komisyon hangi aşamada? Cevap yok. Bu sadece şeffaflığın eksik olduğunu değil, aynı zamanda hükümetin kendi yayınladığı kararnamelere ve mevzuata, örneğin Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesine bağlı olmadığının da bir örneği.

İşte meselenin özü de budur: Nasıl bir Suriye istiyoruz?

Hukuk ve kurumlar devleti Suriye'nin sesi, iki grubun kopardığı gürültü arasında neredeyse duyulmuyor. Bir tarafta destekçiler var ve bunların çoğu Suriyelilerin “Aralık 2024 devrimcileri” olarak adlandırdığı, devrimin 14 yılı boyunca önemli bir rol veya sese sahip olmayan, şimdiyse hükümetin sağ tarafında yer alan kişiler. Diğer taraftaki hükümetin muhalifleri arasındaysa, hükümetin her türlü eylemini çarpıtmakla meşgul olan, çoğunluğu eski rejim kalıntısı ve solcu olan sesler bulunuyor. İkisi arasında aklın sesi kayboluyor.

Suriye'nin istikrarı sadece Suriye için değil, bölge için de bir öncelik. İstikrarlı bir Suriye, komşu ülkelerin istikrarının başlangıcıdır ve bir vatandaşlık devleti ve hukukun üstünlüğünün inşası, Suriyelilerin onlarca yıllık geleceğinin temel taşıdır. Sağlam olmayan temeller üzerine inşa edilen her yapı, özellikle Suriye'nin düşmanları hâlâ pusuda beklediğinden, çökme riski altındadır. Hukukun üstünlüğü, adalet, özgürlük, vatandaşlık ve şeffaflık, istediğimiz devleti inşa etmek için önceliklerdir.