Erdoğan: İran'dan gelen açıklamalar bende üzüntüye sebep oldu

Erdoğan: İran'dan gelen açıklamalar bende üzüntüye sebep oldu
TT

Erdoğan: İran'dan gelen açıklamalar bende üzüntüye sebep oldu

Erdoğan: İran'dan gelen açıklamalar bende üzüntüye sebep oldu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu gece saat 22.00 itibariyle süre bitiyor. İlgili birimlerimiz süreci sahada takip ediyor. Amerika’nın ülkemize verdiği sözler tutulmazsa harekatımızı kaldığı yerden bu sefer çok daha büyük kararlılıkla devam ettireceğiz” dedi.
Soçi ziyareti öncesinde Ankara Esenboğa Havaalanı’nda kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretin ana gündemini Suriye’deki gelişmelerin oluşturduğunu söyledi.
“Sözler tutulmazsa harekatımızı kaldığı yerden devam ettireceğiz”
9 Ekim’den bu yana 775 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “9 Ekim’de başlattığımız Barış Pınarı Harekatı ile Suriye sınırımız boyunca bir terör koridoruna izin vermeyeceğimizi çok açık ve net ortaya koymuş bulunuyoruz. Daha önce ifade ettiğimiz gibi harekatın iki temel hedefi bulunuyor. Bunlardan ilki 32 kilometre derinliğinde, 444 kilometre Irak sınırından Cerablus’a olan bu bölgede tamamıyla terör örgütlerinden temizlenmesidir. Şimdiye kadar 2 bin 200 kilometrekarelik alan teröristlerden arındırılmış, toplam 160 yerleşim biriminde kontrol sağlanmıştır. 9 Ekimden bu yana 775 terörist etkisiz hale getirilmiştir. 7 kahraman askerimiz, 79 Suriye Milli Ordusu mensubu kardeşimiz ve 20 sivil vatandaşımız terör örgütünün saldırısında şehit olmuştur” diye konuştu.
Amerika ile varılan mutabakata göre bölgeden tüm teröristlerin çıkartılması için bugün son gün olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Bu gece saat 22.00 itibariyle süre bitiyor. İlgili birimlerimiz süreci sahada takip ediyor. Amerika’nın ülkemize verdiği sözler tutulmazsa harekatımızı kaldığı yerden bu sefer çok daha büyük kararlılıkla devam ettireceğiz. Harekatın ikinci hedefi ise 8 yıldır ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizin kendi topraklarına gönüllü geri dönüşlerini sağlamaktır” şeklinde konuştu.
Barış Pınarı Harekatı ile güvenli hale getirilecek bölgeye 2 milyona yakın insanın gönüllülük esasına dayalı olarak yerleştirilebileceğini söyleyen Erdoğan, “Bütün bunlarla ilgili maliyetleri çıkarttık, projeleri yaptık. Harekatın bitmesini müteakip gerekli adımları atacağız. Vicdan ve vizyon sahibi tüm ülkelerin milyonlarca Suriyelinin vatan hasretini bitirecek bu projeye destek olmalarını bekliyoruz. Diğer türlü Türkiye 8 yıldır tek başına taşıdığı yükü daha fazla taşıyamaz. Komşuda yangın varken ‘dumanı bize gelmesin’ demek gerçekçi bir yaklaşım değildir” ifadelerini kullandı.
Suriye’nin içinden geçtiği kritik dönemde Rusya ile Türkiye arasında tesis edilen yakın işbirliğinin daha da artırılmasını arzu ettiklerini söyleyen Erdoğan, Türkiye, Rusya ve İran’ın Suriye’de sükûnetin tekrar sağlanması için yaptığı çalışmaları hatırlattı. Erdoğan, “Türkiye ve Rusya terörün her türlüsü ile mücadele noktasında hemfikirdir. Barış Pınarı Harekatı Türkiye'nin güvenliği yanında Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi bütünlüğünü de garanti altına alacaktır. Harekatla Suriye’nin kuzeyinde bir terör koridoru kurma planları boşa çıkartılmıştır. Suriye’nin geleceğinde PKK-YPG gibi terör örgütlerine yer yoktur, olmamalıdır. Rusya Federasyonu ile işbirliği içinde bölgemizi ayrılıkçı terör belasından kurtarmayı ümit ediyoruz. Sayın Putin ile başta Fırat’ın doğusu olmak üzere Suriye’nin kuzeyindeki güncel durumu istişare edeceğiz. Rejim unsurlarının bulunduğu alanlardaki PKK-YPG-PYD varlığının sonlandırılması için atılacak adımları da görüşme fırsatını bulacağız. Ayrıca Anayasa Komitesinin sağlıklı şekilde faaliyet göstermesi ve somut çalışmalar ortaya koyması için neler yapabileceğimizi de görüşeceğiz. Görüşmelerimizde İdlib Muhtırasına riayetin sağlanmasına ve İdlib’te sükûnetin sağlanmasına verdiğimiz önemi de gündeme getireceğim. Soçi’de gerçekleştireceğimiz temasların bizleri Suriye ihtilafının kalıcı bir çözümüne bir adım daha yaklaştıracağına inanıyorum” dedi.
“Macron zaten bu tür şeyleri daha çok teröristlerle görüşüyor”
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un PKK-YPG’nin çekilme sürecinin daha da uzatılması yönündeki teklifinin sorulması üzerine Erdoğan, “Macron’dan şahsıma gelmiş böyle bir teklif yok. Macron zaten bu tür şeyleri daha çok teröristlerle görüşüyor. Herhalde teröristlerin ona yaptığı teklifi dolaylı yoldan bize aktarma yolunu seçmiştir. Bu süreçte bizim muhatabımız Fransa olmamıştır, biz görüşmelerimizi Amerika ile yürüttük. O da kendine göre bir şeyler çıkartmanın gayreti içinde” diye konuştu.
“Tamamı çıkacak, çıkmadan bu süreç bitmez”
Sahadaki son duruma ilişkin soruya cevap veren Erdoğan, “Samimiyetiniz varsa, dürüstseniz, yapacağınız bir şey var, biz 8 yıldır Suriye’den kaçmak zorunda kalan bu mültecileri ülkemizde ağırlıyoruz. 40 milyar doların üzerinde harcama yaptık. AB verdiği sözü tutmadı. 2015 ve şuana kadar verilen, o da bizim milli bütçemize değil, uluslararası STK’lar vasıtasıyla Kızılay’a, AFAD’a gelen rakam 3 milyar Euro gibi. Şimdi atılacak adımda biz bir plan proje çalışması yaptık. Eğer dürüstseniz, dünyanın hiçbir ülkesinde aynı anda 4 milyon mülteciyi koruyan başka bir ülke yok. Bunu sadece Türkiye yapıyor. Hani sizin insanlığınız? Bu iş lafla olmuyor. Eğer dürüstseniz, samimiyseniz buraya 30 bini aşkın tır ile araç gereç, silah getirdiniz. Biz bu silahların depolandığı yerleri de tespit ettik. Bu silahlar son görüşmeyi yaptığımız Amerika tarafından gönderildi. Daha kim bilir nerelerden neler çıkacak. Binlerce kargo uçağı ile silah mühimmat var. Daha şurada iki hafta önce 400 tır ile gönderilmiş silah, mühimmat var. Burada bir terör devleti kurulacak. Böyle bir terör devletinin kurulmasına biz müsaade mi edelim? Bu atılan adımların tamamı Suriye’nin bölünmesine yönelik, biz buna müsaade mi edelim? Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz ama diğerlerinin böyle bir durumu yok. Şu anda çekilme devam ediyor, az önce Savunma Bakanımdan aldığım son bilgilere göre, şuan itibariyle 700-800 kadar çekilme söz konusu. Kalan bin 200-bin 300 kadar olanı sür'atle çıkmaya devam ettiği, çıkacakları söyleniyor. Biz bunların izini sürüyoruz. Tamamı çıkacak, çıkmadan bu süreç bitmez” şeklinde konuştu.
“Biz Sayın Putin ile bunu ayrıca masaya yatıracağız”
Şuana kadar Rusya’nın, Amerika ile Türkiye arasında varılan mutabakata ilişkin yaptığı açıklamaların olumlu olduğunu belirten Erdoğan, “Biz Sayın Putin ile bunu ayrıca masaya yatıracağız. Bu süreçte en batıdan en doğuya doğru, Mümbiç, Ayn Al Arab, Kamışlı’ya kadar bu bölgede Rusya ve rejimin ortaklaşa attığı adımlar var. Bunları da masaya yatırarak çalışmaları sürdüreceğiz. Temennim odur ki, bu görüşmemizde İnşallah arzu ettiğimiz mutabakatı da sağlarız” ifadelerini kullandı.
“Bunları başta Sayın Ruhani olmak üzere susturmaları gerekirdi”
Güvenli bölge ile ilgili İran’dan gelen olumsuz açıklamaların hatırlatılması üzerine Erdoğan, “İran’dan gelen bazı açıklamalar gerçekten ben de ciddi manada üzüntüye sebep olmuştur. 15-20 yıl öncesine varıncaya kadar bir geçmişine varırsa, nükleer başlıklı silahlar konusunda Erdoğan’ın İran ile ilgili takındığı tavırları tüm dünya bilir. Biz bütün bu tavrı her şeye rağmen yaptık ama İran’dan maalesef bazı çatlak sesler çıkıyor. Sayın Ruhani’den değil, yanındaki mesai arkadaşlarından bazı çatlak sesler çıkıyor. Bunları başta Sayın Ruhani olmak üzere susturmaları gerekirdi. Başta şahsım olmak üzere tüm mesai arkadaşlarımı ciddi manada rahatsız etmektedir. Biz şuanda Soçi Mutabakatının üç taraf ülkesiyiz. Biz bu süreci o zaman nasıl yürüteceğiz? Buna ortaklık mı dersiniz, dayanışma mı dersiniz ne derseniz deyin, birbirine bu şekilde ihanet eder mi? Maalesef bu yapılanlar yanlıştır, bu süreçli ilgile olarak ben kendilerine ciddi manada kınıyorum” açıklamasında bulundu.
“Buraya getirmek kolay da buradan çıkartmak o kadar kolay değil”
Teröristlerin çekilme sürecinde silahları götürüp götürmediklerine ilişkin soruya cevap veren Erdoğan, “Nasıl götürsünler, taşıyabildiklerini taşıyorlar, taşıyamadıkları depolarda kalıyor. Bunlarla ilgili her türlü hazırlığımızı yaptık, yapıyoruz. Buraya getirmek kolay da buradan çıkartmak o kadar kolay değil. Silahlı Kuvvetlerimizin mensuplarıyla yapılan görüşmeler var, burada ağır silahlar var, hafifler var. Ankara’da yaptığımız görüşmelerde bütün bunlar görüşüldü. Kararlılığımız devam ediyor. Götürebildiklerini götürecekler o ayrı bir konu, kalanlarla da bizler bu yaptığımız taramada bunları toparlayacağız” dedi.
“Görüşme İstanbul’da olabilir veya Şanlıurfa veya Gaziantep’te olabilir dedim”
Macron, Merkel ve Johnson’un bir görüşme taleplerinin olup olmadığı sorusuna cevap veren Erdoğan, “Böyle bir planlama yok. Evvelsi gün Sayın Boris Johnson ile bir görüşmemiz oldu, bu teklifi bana iletti, ben de kendilerine böyle bir görüşme yapılabilir, bunun için benim bir şartım var, bu görüşme İstanbul’da olabilir veya Şanlıurfa veya Gaziantep’te olabilir dedim. ‘O zaman ben kendileri ile görüşeyim, sonra tekrar döneyim’ dedi. Alternatif bir şey istiyorsan 3-4 Aralık tarihlerinde Londra’da NATO liderler zirvesinde böyle bir toplantıyı yapabiliriz dedik. Bu şekilde virgülü koyduk” dedi.



Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud: Ortadoğu’daki çatışmanın topraklarımıza sıçramasına izin vermeyeceğiz

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (SONNA)
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (SONNA)
TT

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud: Ortadoğu’daki çatışmanın topraklarımıza sıçramasına izin vermeyeceğiz

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (SONNA)
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (SONNA)

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, bugün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Somaliland’ı bağımsız bir devlet olarak tanıma kararının ‘kabul edilemez bir adım, uluslararası normların ihlali ve ülkenin bağımsızlığına açık bir saldırı’ olduğunu söyledi.

İsrail, cuma günü tek taraflı olarak ilan edilen Somaliland’ı ‘bağımsız egemen devlet’ olarak resmen tanıyan ilk ülke oldu.

Bu karar, bölgesel dinamikleri yeniden şekillendirecek, Somali'nin uzun süredir devam eden ayrılıkçılığa karşı muhalefetini sınayacak ve Tel Aviv'e Afrika kıtasının en uzun deniz sınırına sahip ülkede, hassas Afrika Boynuzu bölgesinde bir dayanak noktası oluşturacak.

Somali Cumhurbaşkanı Şeyh Mahmud, parlamentoda yaptığı konuşmada, ‘Ortadoğu’daki çatışmanın ülkemize taşınmasını’ reddettiğini belirterek “Birliği sağlamak için Somaliland ile diyalog konusunda kararlıyız” dedi. Şeyh Mahmud, ülkesinin, saldırıların başlatılabileceği askeri üslerin kurulmasını kabul etmeyeceğini vurguladı.

Arap Birliği'nin olağanüstü toplantısı

Öte yandan Somali'nin Kahire Büyükelçisi ve Arap Birliği (AL) Daimi Temsilcisi Ali Abdi Avari bugün, Tel Aviv’in Somaliland’ı tanımasına atıfla, İsrail'in Filistin halkını topraklarından zorla çıkarmak amacıyla Somali'deki ayrılıkçı bir oluşumu desteklediğini söyledi.

j6y
Hargeisa Savaş Anıtı önünde Somaliland bayrağı taşıyan bir genç (AFP)

Avari, Arap Birliği’nin acil toplantısında “Somali, Filistinlileri topraklarından çıkarmaya yönelik hiçbir girişime taraf olmayacak” dedi.

Bu planları engellemek ve İsrail'in aleni emellerine karşı durmak için çalışacaklarını belirten Avari, İsrail'in Somaliland'ı tanıma kararının ‘tüm Arap ulusal güvenliğini ve Kızıldeniz'deki seyrüseferi etkileyen doğrudan bir saldırı’ olduğunu vurguladı.

Birleşmiş Millerler Güvenlik Konseyi (BMGK), İsrail'in Somaliland'ı bağımsız bir devlet olarak tanımasıyla ilgili olarak pazartesi günü acil bir toplantı düzenleyecek.

Avari, toplantı öncesinde, çoğu Müslüman olan 21 ülke dün geç saatlerde ortak bir bildiri yayınlayarak İsrail'in kararının ‘Afrika Boynuzu'ndaki barış ve güvenlik’ ile daha geniş kapsamda Kızıldeniz bölgesi üzerinde ‘ciddi yansımaları’ olacağı konusunda uyarıda bulundu.

Somali'nin kuzeyinde bulunan ve çoğunluğu Müslümanlardan oluşan nüfusu birkaç milyonu bulan Somaliland, otuz yılı aşkın bir süredir fiilen bağımsız bir bölge.


Lavrov: Ukrayna'daki Avrupa güçleri Rusya için meşru hedefler olacak

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (Reuters)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (Reuters)
TT

Lavrov: Ukrayna'daki Avrupa güçleri Rusya için meşru hedefler olacak

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (Reuters)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (Reuters)

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov bugün yaptığı açıklamada, Rusya'nın Tayvan'ın bağımsızlığına her şekilde karşı olduğunu ve adayı Çin'in ayrılmaz bir parçası olarak gördüğünü söyledi.

Rusya merkezli haber ajansı TASS’a konuşan Lavrov, Japonya’nın artan askeri eğilimlerine atıfla, Japonya'yı ‘askerileşme’ olarak nitelendirdiği eğilimini ‘dikkatlice düşünmeye’ çağırdı.

Öte yandan Lavrov, Ukrayna'da konuşlandırılan herhangi bir Avrupa askeri birliğinin Rusya ordusu için meşru hedef haline geleceğini vurguladı.

Lavrov ayrıca, kanıt sunmadan, Avrupalı politikacıları Kiev ile ilişkilerinde ‘açgözlü’ şekilde hareket etmekle ve Ukrayna halkının ve kendi ülkelerinin halklarının çıkarlarını göz ardı etmekle suçladı.


Trump neden Nijerya'daki askeri operasyonunun hedefi olarak Sokoto şehrini seçti?

ABD saldırısının ardından Oufa köyünde bölge sakinleri hasarı incelerken 27 Aralık 2025 (AFP)
ABD saldırısının ardından Oufa köyünde bölge sakinleri hasarı incelerken 27 Aralık 2025 (AFP)
TT

Trump neden Nijerya'daki askeri operasyonunun hedefi olarak Sokoto şehrini seçti?

ABD saldırısının ardından Oufa köyünde bölge sakinleri hasarı incelerken 27 Aralık 2025 (AFP)
ABD saldırısının ardından Oufa köyünde bölge sakinleri hasarı incelerken 27 Aralık 2025 (AFP)

ABD'nin perşembe günü Nijerya'da DEAŞ’a karşı düzenlediği füze saldırılarının ayrıntıları ve terör örgütlerinin kalelerinin kuzeydoğuda yoğunlaşmasına rağmen ülkenin kuzeybatısında bulunan Sokoto şehrinin seçilme nedenleri hala belirsizliğini koruyor.

Bu gizem, ABD ve Nijerya'nın de hedefin DEAŞ olduğu konusunda anlaşmaya varmış olmalarına rağmen açıklamaları arasındaki tutarsızlığın yanında saldırılar sırasında kimlerin veya nelerin vurulduğu konusunda ayrıntıları açıklamamış olmaları nedeniyle daha da artıyor.

Bu gerçekleri açıklığa kavuşturmak amacıyla, Nijerya Cumhurbaşkanı Bola Tinubu'nun Sözcüsü Daniel Bwala, dün Fransız Haber Ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada, ABD’nin perşembe günü Nijerya'da gerçekleştirdiği hava saldırılarının, ‘Lakurawa’ adlı yerel bir terör örgütü ve ‘otoyol soyguncusu’ çetelerle iş birliği yapmak üzere Sahel bölgesinden gelen DEAŞ üyelerini hedef aldığını söyledi.

Bwala, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“DEAŞ, Lakowara ve çetelere ekipman ve eğitim sağlayarak onlara yardım etmek için Sahel bölgesinden geçmenin bir yolunu buldu.”

Nijerya Enformasyon ve Kültür Bakanı Muhammed İdris, cuma akşamı yaptığı açıklamada saldırıların Sahel koridoru üzerinden Nijerya'ya sızmaya çalışan DEAŞ üyelerini hedef aldığını söyledi.

Lakowara Grubu

Nijerya gazetesi Premium Times tarafından yayınlanan bir haberde, Sokoto’nun terör örgütlerinden çok çete faaliyetleri ve haydutluktan şikayetçi olduğu belirtildi. Haberde, ABD tarafından düzenlenen hava saldırılarının, yerel liderlerin 2017 yılında haydutlukla mücadele çerçevesinde kurdukları Lakowara Grubu'nu hedef aldığına dikkat çekildi.

adre
ABD Savunma Bakanlığı tarafından yayınlanan ve 25 Aralık'ta belirsiz bir konumda bir askeri gemiden füze fırlatıldığını gösteren videodan alınan bir görüntü (Reuters)

Gazete, haberini New York'taki West Point Askeri Akademisi'ne bağlı bir araştırma ve akademik merkez olan West Point Terörle Mücadele Merkezi (CTC) tarafından 2022 yılında yayınlanan bir araştırmaya dayandırdı. Araştırma, Lakowara üyelerinin Mali'den geldiğini doğruladı. Çalışmada, yerel liderlerin gruba mali destek, sığır ve silah şeklinde lojistik destek sağlayarak grubun büyümesine katkıda bulundukları açıklandı. Aynı kaynak, o dönemde Nijerya polisinin silahlı grubu önemsiz göstererek, üyelerini hayvanları için su aramak üzere göç etmiş ‘şiddet kullanmayan çobanlar’ olarak tanımladığını belirtti. Ancak grup, kısa sürede bölgede kendi kanunlarını uygulamaya başladı ve borçlarını ödemeyi reddeden yerel bir lideri öldürdü.

Lakowara, Müslümanların nüfusun çoğunluğunu oluşturduğu bu ülkede, alkol tüketimini ve müzik dinlemeyi yasakladı, yerel çobanlara vergi uyguladı ve ardından Nijer sınırındaki ordu mevzilerine silahlı saldırılar düzenleyerek Nijer ve Nijerya’nın 2018 yılında silahlı gruba karşı ortak devriye gezileri başlatmasına neden oldu.

Nijer'de 2023 yılında gerçekleşen askeri darbe sonucu Nijerya sınırındaki ortak devriyelerin sona ermesinin ardından Lakorawa, daha cesur hale geldi, faaliyetlerini Kibi şehrine doğru genişletti. Burada polis karakollarına ve yerel kurumlara saldırılar düzenledi.

DAEŞ ve El Kaide ile bağlantıları

Bu silahlı grubun oluşturduğu tehlikeye rağmen, dış bağlantıları konusunda hala büyük bir belirsizlik var. Birçok uzman bu grubu bir grup paralı asker ve hayduttan ibaret olarak görse de DAEŞ ve El Kaide ile olan ilişkisi konusunda fikir ayrılıkları hakim.

West Point Merkezi’nden Mortala Rufai, James Barnett ve Abdulaziz Abdulaziz tarafından yürütülen bir araştırma, Lakowara'nın El Kaide ile, özellikle de Mali merkezli İslam ve Müslümanları Destekleme Grubu (Cemaat Nusret el-İslam vel Müslimin/JNIM) ile bağlantılı olduğunu doğruladı.

Ancak Barnett, son araştırmasında Lakowara’nın artık DEAŞ’ın Sahel eyaletiyle bağlantılı olduğu sonucuna varmıştır.

Sahel bölgesindeki terörist ittifakların çakışması nedeniyle, Lakowara’nın bazı orijinal üyelerinin Ensar’ul-İslam ve Müslümanlarla bağlantılı olabileceğini, ancak bugün DEAŞ’ın Sahel eyaletiyle daha yakından bağlantılı olduklarını açıkladı.

Öte yandan Afrika’da İyi Yönetişim Vakfı'nda araştırmacı olan Malik Samuel, sosyal medya platformu X'te Lakorawa’nın El Kaide’ye daha yakın olduğunu iddia ederek JNIM’e atıfla “DEAŞ ile bağlantısı olduğuna dair herhangi bir kanıt görmedim” ifadelerini kullandı.

Çelişkiler ve şüpheler

Amerikalılar ve Nijeryalılar DEAŞ’ı hedef aldıklarından bahsetmelerine rağmen, ABD saldırılarının hedef aldığı bölgedeki bazı yerel sakinler şaşkınlıklarını dile getirdi. AFP'ye konuşan bölge sakinlerinden Haruna Kalh, “Şaşırdık çünkü bu bölge hiçbir zaman silahlı grupların kalesi olmamıştı” dedi.

d8
ABD’nin Oufa köyüne düzenlediği hava saldırısının ardından meydana gelen hasar, 27 Aralık 2025 (AFP)

Diğerler bölge sakinleri ise ABD’nin hava saldırılarında fırlattığı füzelerin boş tarlalara düştüğünü, can kaybına yol açmadığını ve füze enkazının zarar verdiği Jabo köyünün saldırılarından kısmen etkilendiği söyledi. Militanların son saldırısının iki yıl önce gerçekleştiğini belirttiler.

Nijerya televizyonunda yayınlanan görüntülerde, tarım arazisi gibi görünen bir alanda yanmış metal parçaları görüldü.

d
Jabo köyünde ABD'nin saldırı düzenlediği bölgeye toplanan köylüler 26 Aralık 2025 (Reuters)

Öte yandan Nijerya, hava saldırılarının ‘terör yuvalarını’ hedef aldığını açıkladı.

Açıklamada, hedef alınan bölgelerin ‘Nijerya'ya sızan yabancı DEAŞ üyelerinin toplanma ve hareket noktası olarak kullanıldığı’ belirtildi.

Ancak Nijeryalı analistlerden bazıları, hava saldırılarının Sokoto şehrini hedef almasını şaşırtıcı bulduklarını ifade ettiler. Boko Haram'ın aktif olduğu kuzeybatıda Nijer ve Kano, kuzeydoğuda Borno gibi diğer eyaletlerin çok daha yüksek düzeyde şiddet olaylarına tanık olduğunun altını çizerek Nijerya hükümeti tarafından yapılan dikkate açıklamayı sorguladılar.

Sokoto'nun önemi

Güvenlik analisti Mustafa Gimbo, hava saldırılarının hedefi olarak Sokoto'nun seçilmesinin ‘oldukça tartışmalı’ olduğunu söyledi.

Gimbo, nüfusun çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu bu şehirde neredeyse hiç bulunmayan Hıristiyanları hedef alan terör saldırılarından ziyade haydutluk vakalarının yaşandığını vurguladı.

Bu eyaletin ülkedeki terör yuvası olmadığını belirten Gimbo, daha çok ‘Müslümanların çoğunlukta olduğu bir bölge, ‘Sokoto Halifeliği'nin tarihi merkezi ve Nijerya'daki İslam'ın manevi merkezi’ olduğunu düşündüğünü belirtti.

Sokoto Halifeliği, 1804 yılında kurulan, Batı Afrika'da oldukça etkili bir siyasi ve dini oluşumdu. 19’uncu yüzyıl boyunca, yüzölçümü ve etkisi bakımından Afrika'nın en büyük imparatorluklarından biri haline geldi. Halifeliğin gücü, 20’nci yüzyılın başlarına kadar devam etti, ancak 1903 yılında İngilizlerin Nijerya'nın kuzeyini kolonileştirmesinin ardından fiilen yıkıldı. Sokoto Halifeliğinin dini ve siyasi mirası, kuzey Nijerya ve Batı Afrika'daki Müslümanlar arasında hala varlığını sürdürürken büyük bir sembolik önem taşıyor.

yu7
ABD’nin hava saldırısının Oufa köyünde neden olduğu yıkım, 27 Aralık 2025 (AFP)

Nijerya gazeteleri, ABD Ordusundan emekli subay Pesh Johnson'ın, özellikle Sokoto eyaletinin son zamanlarda Amerikalıların zihninde Hıristiyanlara yönelik saldırıların yuvası olarak anılmaya başladığını söylediği açıklamalarına yer verdi.

Johnson, söz konusu açıklamalarda şunları söyledi:

“Sorun aslında daha karmaşık. Nijerya'nın kuzeyinde şeriat hukuku sorunu da var. Ne yazık ki, Sokoto’da 2022 yılında Deborah Samuel adlı genç bir kadının sınıf arkadaşları tarafından güpegündüz taşlanarak öldürüldüğünü gördük.”

Deborah Samuel, WhatsApp'ta dolaşan ses kayıtlarında İslam dinine hakaret etmekle suçlanmıştı.

Johnson, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugüne kadar, bu masum genç kadının öldürülmesinden sorumlu olanların hiçbiri adalete teslim edilmedi. Bunlar, Amerikalıların takip ettiği konulardan bazıları ve bu yüzden olanları dini zulüm olarak nitelendiriyorlar.”

Öte yandan Nijeryalılar bu olayı özellikle ABD Başkanı Donald Trump saldırıyı kasıtlı olarak Hıristiyanların Noel kutlamalarıyla aynı zamana denk gelecek şekilde planlamasından ötürü ABD'nin saldırılarıyla ilişkilendirdi.

Nijerya Dışişleri Bakanı Yusuf Tuggar, ABD Başkanı Trump’ın saldırıyı duyururken ‘öncelikle masum Hıristiyanları hedef alan ve acımasızca öldüren DEAŞ’lı terörist pislikleri’ hedef aldığını söylemesine rağmen, ABD’nin düzenlediği hava saldırılarını ‘dini bir anlam taşıdığı’ tezini şiddetle reddetti.