Kudüs'te Müslümanlara karşı Yahudi şiddeti giderek artıyor

İsraillilerin Mescid-i Aksa baskınları, geçtiğimiz Haziran ayından bu yana Filistinlilerle çatışmalara neden oldu (AP)
İsraillilerin Mescid-i Aksa baskınları, geçtiğimiz Haziran ayından bu yana Filistinlilerle çatışmalara neden oldu (AP)
TT

Kudüs'te Müslümanlara karşı Yahudi şiddeti giderek artıyor

İsraillilerin Mescid-i Aksa baskınları, geçtiğimiz Haziran ayından bu yana Filistinlilerle çatışmalara neden oldu (AP)
İsraillilerin Mescid-i Aksa baskınları, geçtiğimiz Haziran ayından bu yana Filistinlilerle çatışmalara neden oldu (AP)

Geçtiğimiz Pazar günü başlayan Çadır Bayramı diğer adıyla Sukot’un son günü, Yahudi yerleşimciler tarafından Kudüs’ün Eski Şehir bölgesine ve Mescid-i Aksa’ya düzenlenen baskın ve saldırılarla farklı bir boyut kazandı.
Yerleşimciler dün, Mescid-i Aksa ve Eski Şehir caddelerinde Talmudik ve ritüellerini gerçekleştirerek Filistinlileri kışkırtan yürüyüş gerçekleştirdi. Filistinliler ise, Yahudi yerleşimcileri koruma bahanesiyle Kudüs’e gönderilen çok sayıda polisle çatıştı.
Kudüs’ün farklı noktalarına barikatlar kuran polis, Eski Şehir’deki yerleşimciler için belirli yollar açarak, sözde Yahudilerin güvenliğini sağladı. Yahudi yerleşimciler, Mescid’i Aksa’nın El-Mağaribe kapısından içeri girerken, Mescid-i Aksa yetkilileri, İsrail işgal güçlerinin Mescid-i Aksa’da namaz kılan kadınlar dâhil 6 kişiye saldırarak, gözaltına aldıklarını söyledi.
Yerleşimcilerin günlük olarak Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemeleri, Filistin ve Ürdün tarafından “bölgenin dini savaşa sürüklendiği” uyarısına sebep oldu. Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, yerleşimcilerin Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemeye devam etmesinin “dini çatışmaya” dönüşebileceğini söyledi.
Son dönemlerde düzenlenen bayramlarda Mescid-i Aksa’da baskın düzenleyen Yahudi sayısında önemli bir artış gözlemleniyor. Kudüs ve kutsal bölgelerde faaliyet yürüten bir örgüt tarafından yapılan açıklamada, işgal güçleri ve radikal dini gruplar tarafından Mescid-i Aksa ve bölgedeki camilerde namaz kılanlara karşı yapılan saldırıların, İsrail’in ihlal ve Kudüs’ün statükosunu değiştirmeyi amaçlayan açık belirtiler olduğuna dikkat çekildi.
Açıklamada, bugünlerde Kudüs'te özellikle Mescid-i Aksa avlusunda yaşanan Yahudi baskınlarının, İsrail'in ihlallerini durdurmak için yapılan “sözlü caydırma çağrısı” ile yeterli olmadığını kanıtladığı, Kudüs’te Filistin vatandaşı üzerindeki devam eden saldırganlığını sürdürmesini engellemek için uluslararası yaptırımlar getirilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, İsrail’in Kudüs’te uyguladığı tüm planların geçersiz olduğu, Filistin halkının toprak egemenliğine yapılan bariz saldırının, uluslararası meşruiyet ve hukukun somut bir ihlalini teşkil ettiği aktarıldı.
Öte yandan Demokrat Cephe, Yahudi yerleşimcilerin, Mescid-i Aksa ve İbrahim Camii gibi Filistinlilerin ibadet alanlarının işgali hakkında açıklamalarda bulundu.
Yapılan açıklamada, bu baskınların kötü niyetli planları ön plana çıkardığı, bu yerlerin ele geçirilmesi için gizli hedeflerin önünü açtığı aktarıldı. Yahudilerin, İsrail toprağı olarak gördüğü Filistin topraklarının İsrail’den korunması gerektiği vurgulanan açıklamada, 1948’de başlayan Siyonist savaşın devam ederek sömürge politikasını haklılaştırmak, insanları yerlerinden ederek siyasi varlıklarını yok etmek ve ulusal karakteri silmek olduğuna işaret edildi.
Açıklamada, bu durumun Filistin otoritesi tarafından uluslararası topluma aktarılması gerektiği, işgal makamlarının eylemlerine gerekli cevabın sözlü olarak değil de sahada verilmesi gerektiği aktarıldı. Ayrıca, bunun Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Komitesi’nin 23. 27. ve 28. oturumunda alınan kararlar ile Filistin halkının siyasi iradesine ve meşru ulusal haklarına saldırı olduğu vurgulandı.
Açıklamada ayrıca, 4 Haziran 1967 sınırlarıyla Kudüs'ün başkent olduğu bağımsız bir Filistin devletinin kurulması, mültecilerin ve göçmenlerin Filistin topraklarına geri dönmesi ve yerleşimlerin durdurulması çağrısı yapıldı.



Filistin Devlet Başkanlığı, Gazze Şeridi'ni de kapsayan bir ateşkes çağrısında bulundu

Yaralı bir çocuk, ailesiyle birlikte, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanı sırasında hayatını kaybeden babasının cenazesini bekliyor. (AP)
Yaralı bir çocuk, ailesiyle birlikte, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanı sırasında hayatını kaybeden babasının cenazesini bekliyor. (AP)
TT

Filistin Devlet Başkanlığı, Gazze Şeridi'ni de kapsayan bir ateşkes çağrısında bulundu

Yaralı bir çocuk, ailesiyle birlikte, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanı sırasında hayatını kaybeden babasının cenazesini bekliyor. (AP)
Yaralı bir çocuk, ailesiyle birlikte, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanı sırasında hayatını kaybeden babasının cenazesini bekliyor. (AP)

Filistin Devlet Başkanlığı bugün, 12 gün süren gerginliğin ardından İsrail ile İran arasında ateşkes ilan edilmesini memnuniyetle karşıladı ve Gazze Şeridi’ni de kapsayan bir ateşkes çağrısında bulundu.

Filistin Devlet Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, “Ateşkese ulaşılması bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanması yönünde önemli bir adım... Gazze Şeridi'ni de kapsayan bir ateşkes sağlanarak bu adımın tamamlanması çağrısında bulunuyoruz” denildi.

Diğer yandan Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı bugün yaptığı basın açıklamasında, 7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden İsrail saldırıları sonucu hayatını kaybedenlerin sayısının 56 bin 77'ye, yaralananların sayısının ise 131 bin 848'e yükseldiğini duyurdu.

Açıklamada, “Geçtiğimiz 18 Mart'tan bu yana 5 bin 759 Filistinli şehit oldu, 19 bin 807 kişi de yaralandı” denildi.

Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: “Son 24 saat içinde Gazze Şeridi'ndeki hastanelere 79 şehit ve 289 yaralı getirildi; bunlardan 49 şehit ve 197 yaralı, yardım beklerken hedef alındı. Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın faaliyetlerine başlamasından bu yana yardım almak için beklerken şehit olanların sayısı 516’ya, yaralananların sayısıysa 3 bin 799’a ulaştı. Çok sayıda kurban halen enkaz altında; ambulans ve sivil savunma ekipleri onlara ulaşamıyor.”