Cem Yılmaz'dan 'Karakomik Filmler' eleştirilerine yanıt

Cem Yılmaz'dan 'Karakomik Filmler' eleştirilerine yanıt
TT

Cem Yılmaz'dan 'Karakomik Filmler' eleştirilerine yanıt

Cem Yılmaz'dan 'Karakomik Filmler' eleştirilerine yanıt

Ünlü komedyen Cem Yılmaz, Karakomik Filmler’in Eskişehir’deki gösteriminde sevenleriyle bir araya gelirken sosyal medyadan yapılan eleştirilere yanıt verdi.
‘2 Arada' ve ‘Kaçamak' filmleriyle tek seansta arka arkaya iki filmle seyirci karşısına çıkan Cem Yılmaz, sevenleriyle bir araya gelmeye devam ediyor. Son olarak ECE Türkiye bünyesindeki Espark'ta Eskişehirli hayranları ile birlikte filmi takip eden Yılmaz, salondaki sinemaseverlere esprileri ile eğlenceli dakikalar geçirtti. Ünlü komedyene film ekibinden Cem Davran, Can Yılmaz, Alişan Uğur ve Umut Kurt da eşlik etti.
“Çıta yüksek, bizim yakalamamız kolay bir şey değil”
Film öncesi salonda bir konuşma yapan Cem Yılmaz, burada film hakkında yapılan eleştirilere değindi. “Türkiye'de mizah çıtası çok yüksek, yakalamamız kolay bir şey değil” diyen Yılmaz, “Eskişehir bizim mesleğimize çok insan yetiştirmiş, kültür ve sanata çok katkısı olan, hem ilgi gösterip hem de tüketebilen çok önemli bir kent burası. Filmimiz Cuma günü vizyona girdi. Sosyal medyadan takip etmişsiniz sağ olun, ‘Gitmeyin' etiketiyle. Bunlar bizler için çok kıymetli şeyler. Ben aşağı yukarı ömrümün yarısından fazlasını mesleğimle geçirdim. Elbette ki, Türkiye'deki mizah çıtasında söz sahibi olan sizlersiniz. Bunu sosyal medyadaki çeşitli uygulamalardan takip ediyorum. Elbette çıta yüksek, bizim yakalamamız kolay bir şey değil” ifadelerini kullandı.
“Ne zaman bir filmimiz çıksa bizi çok üzüyorlar”
Hayatı boyunca sokakta kimseden kötü bir yorum almadığını fakat sanal ortamda yapılan eleştirilere üzüldüğünü belirten ünlü komedyen, “1995 yılında sahneye çıkmaya başladım, 1996 yılında bir köşe yazısında ‘Cem Yılmaz bitmiş' diye bir şey okudum. Büyük bir ihtimal biletleri kastetmiş. Güzel şeyler üretenlerin macerası, sokakta rastladığım kadarıyla söyleyeyim samimi söylüyorum bu kadar sevilmek çok az insana nasip olur. Hayatım boyunca hiç sokakta birinin beni görüp de ‘Senden nefret ediyorum' dediğini duymadım. Ama sanal bir şekilde, ne zaman bir filmimiz çıksa bizi çok üzüyorlar. Evet, bunu size şikayet ediyorum, sine-i millete dönmek istiyorum” şeklinde konuştu.
“Zaten ben filmi komik yazmamışım”
Yılmaz, son olarak filmin komik olmadığına dair yapılan eleştirilere de şu şekilde cevap verdi:
“Bazı filmlerim komiktir, bazıları değildir. Seyircinin bana üzerine bu kadar çalıştıktan sonra hatırlatması benim zoruma gidiyor. ‘Ağabey film komik değil' diyor, zaten ben filmi komik yazmamışım.”

 


Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe