Lübnan'da 'Halk Devrimi' örgütlenme aşamasına giriyor

22 Ekim’de Beyrut’un kuzeyindeki gösteriler (EPA)
22 Ekim’de Beyrut’un kuzeyindeki gösteriler (EPA)
TT

Lübnan'da 'Halk Devrimi' örgütlenme aşamasına giriyor

22 Ekim’de Beyrut’un kuzeyindeki gösteriler (EPA)
22 Ekim’de Beyrut’un kuzeyindeki gösteriler (EPA)

Lübnan'ın başkenti Beyrut’taki eylemcilerin coşkusu, üst üste bir haftadır herhangi bir değişikliğe uğramadan devam ediyor.
Emekli askerleri, öğretmenleri, avukatları, mühendisleri, kahve satıcılarını, akademisyenleri ve diğer vatandaşları bir araya getiren bir atmosfer mevcut meydanlarda.
Farklı koşul ve yaşantılara sahip bireyler, günlük hayatlarını yaşanılmaz kılan, geleceklerini belirsizleştiren ekonomik çöküş karşısında birleşti.
Eylemciler, herhangi bir siyasi ve mezhebi simge, bayrak ya da flama kullanmaksızın bugüne kadar elde edilen kazanımların, tüm şehirlerde Lübnanlılar açısından kaydedilmiş birer başarı olduğu hususunda hemfikirler.
Hükümetin vaatlerini içeren basın açıklamasını değersiz bir kağıt parçası olarak niteleyen göstericiler ortak bir söylemde birleşerek, bu ayaklanmanın geleceğini tasarlamaya başladılar. Zira "Halk Devrimi"nin karakterini bozmadan ve önceki ayaklanmaların sonlanmasına yol açan aynı hatalardan kaçınarak koordinasyon sağlanması gerekiyor.
Meydanlara kurulan çadırlar arasında dolaşmak, bu atmosferi solumaya da yetiyor. Eylemciler arasında, tartışma halkaları düzenleniyor ve her biri kendi fikirlerini ortaya koyuyor. Birçoğu, çoğu konu üzerinde mutabık. Ancak süreç ve uygulanacak plan hususunda bazı farklılıkları bulunuyor.
Göstericiler Hükümetin istifasının yeterli olmayacağı konusunda ise  hemfikir
Lübnan Halk Devrimi'nin başarısı, ancak “çekirdek bir hükümet kurarak, adil seçim yasası çıkartarak ve erken seçimleri yaparak” ülkeyi elinde tutan siyasi elitlerin tasfiyesi ve kota sisteminin değiştirilmesiyle mümkün.
Bazı kesimler de yolsuzluklar ile yağmalanan paranın sorumlulardan geri tahsil edilmesi hususunda bir yasanın çıkarılmasını talep ediyor.
Bazı vatandaşlar, bunları başarmanın zor bir rüya olduğunu belirtirken, ülkenin aynı pozisyonda kalması halinde yaşanacaklara dikkat çekiyor. Bir başka kesim de en büyük talepleri yerine getirmek için bu tarihi fırsattan yararlanılması gerektiğini savunuyor.
Beyrut’un merkezinde çadır kuran tüm gruplar, kendi aralarında bir iletişim olduğunu belirtirken, ilerleyen birkaç saat ve gün içerisinde uzlaşı sağladıkları ortak bir bildiri ya da yol haritası yayınlanacağını söylüyor. Bu çerçevede konuya dair ilk destek belirtileri de 22 Ekim’de halk hareketi için “bir takip komitesi” oluşturulması gerektiğini açıklayan Trablusşam Barosu'ndan geldi.
Sorun siyasi sistemde bireylerde değil
Bu çerçevede aktivist Faruk Yakub, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Lübnan halkının taleplerinin farkında olduğumuz gerçeğiyle birlikte, siyasal söylemin düzeltilmesi için çaba sarf edilmeye başlandı” ifadelerini kullandı. Halkın reform paketini kabul etmemesi sonrasında hükümet tarafından ilan edilecek bir “B planı” çağrısında bulunan Yakub, “Sahip olduklarını halka sunmak ve sözlerini söylemek zorundalar. Sorun, siyasi sistemdedir, bireylerde değil” dedi.
Aynı şekilde sivil toplum aktivisti İbrahim Mneimneh de Şarku’l Avsat’a “Organizasyon sürecinin biraz zamana ihtiyacı var. Ancak Beyrut’taki gruplar ve diğer bölgelerdeki topluluklar arasında, safları ve talepleri birleştirmek için toplantılar başladı” açıklamasında bulundu. Son ve en popüler önerinin, yurt çapında bölge bölge koordinayon heyetleri kurarak halk hareketinin siyasi partilerin manipülasyonlarına uğramasını engellemek olduğu belirtiliyor. Kurulacak bölgesel koordinasyon heyetleri ile "Halk Devrimi"nin temsiliyeti sağlanmış olacak.
Mneimneh de “hükümetin ortaya koyduğu reformların, mevcut siyasi yapı çerçevesinde yeterli olmadığı” hususunda Yakub ile hemfikir. İbrahim Mneimneh, tüm meydanlarda mutabık kalınan en belirgin talebin, “hükümetin istifası, çekirdek geçici bir hükümetin kurulması, erken seçimlerin yapılması için adil bir seçim yasasının kabul edilmesi” olduğunu vurguladı.
Aktivist, “Hükümet reformları, halk ayaklanmasından önce yeniden düzenlenmiş olabilirdi. Bugün ciddi ve hızlı reformlar gerekiyor” dedi.
Göstericiler arasında koordinasyonlar kurma teklifine destek artarken ilk olarak Trablusşam Barosu desteğini ilan etti. Trablusşam Barosu ve Kuzey Lübnan Barolar Birliği, “halk hareketine yönelik bir takip komitesi oluşturulması, Yasama Konseyi ve Baro Konseyi’ne sunulacak öneri taslağı hazırlamak için bir komitenin oluşturulması” hususlarında uzlaşı sağladıklarını duyurdu.
Baro Başkanı Muhammed Murad, “Oldukça büyük sorumluluklarla karşı karşıyayız. Lübnan sahnesinde neler olup bittiğini, bu toplumun bir parçası olarak ve tamamen sendikal bir şekilde ele almalıyız” dedi.
Murad, “Halk hareketine, bilimsel bir yolla ve ekonomik reform  dahil olmaya çalışmak zorundayız. Ekonomik ve toplumsal yaşam koşulları meselesine bilimsel, gerçekçi ve yasal bir boyutta yaklaşmaya hazır olmalıyız. Öncelikle görevimiz, herhangi bir mesele hakkında bir çalışma kağıdı ve alternatif bir plan hazırlayıp bunu değerlendirmektir” ifadelerini kulandı.
Erken seçim ve sivil hükumet talebi
Kendisine “Devrim Koordinasyon Komitesi” adını veren bir grup, “hükümetin derhal istifa etmesini, 1990 yılından bu yana iktidarı üstlenen tüm siyasetçilerin yolsuzluk soruşturmasından geçirilerek yolsuzluğu tespit edilenlerden geriye tahsilat yapılmasının ve 6 ay içinde yeni bir seçim sistemi uyarınca erken seçimleri yaparak sivil aktivistlerden ve teknokratlardan oluşturulacak sivil bir hükümet” talep ediyor.
Bu talepler, hükümetin ekonomik reform belgesine yanıt vermek amacıyla Beyrut şehir merkezindeki Şehitler Meydanı’nda 15’ten fazla grubu ve bazı siyasi güçleri bir araya getiren basın toplantısı sırasında ortaya koyuldu. Grup ayrıca, talepleri yerine getirilinceye kadar gösterilerin devam edeceğini ve “kapıların herkese açık tutulup, tüm taraflarla temasa geçileceğini” açıkladı.
Emekli Tuğgeneral George Nader tarafından okunan bildiride, “Lübnanlılar, yönetimin karanlık uygulamaları, pis yiyecekler, kirli sular, yüksek primler, işsizlik ve yoksulluk faaliyetleri altında boğulduktan sonra silkeleniyor” ifadelerine yer verildi.
Devrim Koordinasyon Komitesi ilan edildi 
Bildiride ayrıca, “Sokaklar, kota sisteminin ve onun doğurduğu yönetimin meşruiyetini ortadan kaldırdı. Onurlu ayaklanmaya cevaben, Devrim Koordinasyon Komitesi’ni ilan ediyoruz. Muhalif bir güç havuzu oluşturmak için tüm taraflarla iletişim kuracağız ve kapımızı herkese açık tutacağız” denildi.
Bildiride, “hükümetin derhal istifa etmesi, 1990 yılından bu yana iktidarı üstlenen herkesin yağmaladığı malları geri alarak ve altı ay içinde yeni bir seçim sistemi uyarınca erken parlamento seçimleri yaparak,  sistem dışından bir ulusal kurtuluş hükümetinin kurulması” taleplerine de yer verildi.
Aynı şekilde Lübnanlı vatandaşlar, “talepleri yerine getirilinceye kadar başkent ve diğer bölgelerde protesto gösterilerini sürdüreceklerini” duyurdu.
Lübnan ordusuna ise “her alandaki eylemcileri ve bulundukları bölgeler tehdit altında olan vatandaşları koruma” çağrısı yapıldı.



Sisi ile Hafter arasındaki görüşmelerde Sudan, deniz sınırları ve paralı askerler başlıkları ele alındı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Sisi ile Hafter arasındaki görüşmelerde Sudan, deniz sınırları ve paralı askerler başlıkları ele alındı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’in dün gerçekleştirdiği görüşmede, ertelenen genel seçimler, paralı askerler, yabancı savaşçılar, ortak deniz sınırları ve Sudan’daki durum başlıca gündem maddeleri oldu.

gt
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti, 8 Aralık 2025. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Sisi, Hafter’i Kahire’de kabul etti. Libya Ulusal Eylem Grubu Başkanı ve siyasi analist Halid et-Tercuman, ziyaretin ülkenin son derece kritik bir dönemden geçtiği bir zamanda gerçekleşmesi nedeniyle özel önem taşıdığını belirtti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Muhammed eş-Şenavi, Cumhurbaşkanı Sisi’nin görüşmede ‘Mısır’ın Libya’nın egemenliğine, istikrarına, birliğine ve toprak bütünlüğüne tam destek verdiğini’ vurguladığını aktardı. Şenavi, Sisi’nin ‘LUO Genel Komutanlığı’nın bu süreçteki temel rolünü takdir ettiğini’ belirterek, ‘her türlü dış müdahaleye karşı durulması ve tüm yabancı güçler ile paralı askerlerin Libya’dan çıkarılması gerektiğini’ ifade ettiğini söyledi. Açıklamaya göre Sisi, Mısır’ın ‘özellikle eş zamanlı başkanlık ve parlamento seçimlerini hedefleyen girişimler başta olmak üzere, Libya krizinin çözümüne yönelik tüm inisiyatiflere desteğini’ yineledi.

Sisi ayrıca, iki ülke arasındaki köklü ve özel ilişkileri hatırlatarak, ‘Mısır’ın Libya ordusuna ve ulusal kurumlarına her türlü desteği sağlamaya devam edeceğini’ vurguladı.

sdfrgt
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter, her iki ülkenin çıkarları doğrultusunda ortak deniz sınırı konusunda anlaşmaya vardı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Görüşmelere, Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı Tümgeneral Hasan Reşad, LUO Genel Komutan Yardımcısı Orgeneral Saddam Hafter ve Genelkurmay Başkanı Halid Hafter de katıldı. Toplantıda iki ülke arasındaki deniz yetki sınırlarının belirlenmesine ilişkin son gelişmeler ele alındı.

Şenavi, deniz sınırı dosyasında ‘iki taraf arasında uzlaşı sağlandığını ve iş birliğinin uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde, her iki ülkenin çıkarlarını koruyacak şekilde sürdürülmesinin öneminin vurgulandığını’ aktardı.

Sisi, Aralık 2022’de yayımladığı kararla ülkenin Akdeniz’deki batı deniz sınırlarını belirlemişti. Kararın metni ve sınır koordinatları Resmî Gazete’de yayımlanmış, ayrıca Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’ne de bildirilmişti.

Libya, Mısır ve Yunanistan ile Türkiye arasında deniz yetki alanlarına ilişkin anlaşmazlık ise devam ediyor.

cdfgt
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi dün Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter'e eşlik etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır, bir bildiride, Libya’nın ‘bir dizi deniz yetki anlaşması ve uygulamasına’ kesin olarak karşı çıktığını duyurmuştu. Benzer şekilde Libya da BM’ye bir protesto notası göndererek, Yunanistan ile Mısır arasında 2020’de imzalanan deniz yetki sınırlandırma anlaşmasını ‘uluslararası hukuk ve deniz hukuku ile çeliştiği için hükümsüz ve geçersiz’ ilan etti.

Mısır, Ağustos 2020’de Yunanistan ile deniz yetki sınırlarının belirlenmesine ilişkin bir anlaşma imzalamış, tarafların yıllar süren görüşmeleri sonunda iki ülke arasındaki münhasır ekonomik bölgeyi belirleyen metin açıklanmıştı. Türkiye ise söz konusu anlaşmaya o dönemde itiraz etmişti.

Mareşal Halife Hafter, Libya’da güvenlik ve istikrarın yeniden tesis edilmesinde Mısır’ın ve siyasi liderliğinin oynadığı ‘kilit rolü’ takdir ettiğini belirterek, krizin başlangıcından bu yana Libya halkına verilen sürekli desteğe dikkat çekti. Hafter, Mısır Cumhurbaşkanı ile Libya ve bölgesel gelişmeler konusunda koordinasyon ve görüş alışverişini sürdürme kararlılığını vurguladı.

Siyasi analist Halid et-Tercuman, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, Hafter’in ziyaretinin ‘Libya krizine ilişkin tutumların ve bölgesel durumlara dair görüşlerin paylaşılması, özellikle de Sudan’daki gelişmeler ve Libya’ya doğru artan göç hareketi bağlamında önem taşıdığını’ söyledi. Et-Tercuman, Mısır’ın Libya’nın terörle mücadelesinde ‘gerçek bir destek’ sunduğunu, bugün ise Libya şehirlerinde yeniden imar çalışmalarını yürüten şirketleriyle ülkenin yeniden inşasına katkı verdiğini kaydetti. Mısır’ın bölgesel güvenliği önemsediğini belirten et-Tercuman, “Libya, Mısır’ın ulusal güvenliğinin doğal bir uzantısıdır; aynı şekilde Mısır da bizim güvenliğimizin doğal bir uzantısıdır” dedi.

Mısır ve Libya’yı çevreleyen bölgesel gelişmeler de Sisi ile Hafter arasındaki görüşmelerde gündeme geldi. Şenavi, toplantıda ortak ilgi alanındaki bölgesel dosyaların ve iki ülkenin karşı karşıya olduğu zorlukların, özellikle de Sudan’daki son gelişmelerin ele alındığını açıkladı.

Şenavi, iki tarafın ‘Sudan’ın istikrarını, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruyacak barışçıl bir çözüme ulaşılması için uluslararası ve bölgesel çabaların artırılmasının öneminde mutabık kaldığını’ aktararak, Sudan’daki istikrarın ‘Mısır ve Libya’nın ulusal güvenliğiyle doğrudan bağlantılı olduğuna’ vurgu yapıldığını belirtti.

Mısır’ın resmi tutumu, Libya’da güvenlik ve istikrarın yeniden tesisi için ‘her türlü dış müdahale ve dayatmadan uzak, Libyalı taraflar arasında siyasi bir çözümün’ tek yol olduğu yönünde. Bu yaklaşım, Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin Kahire’de BM temsilcisi Hanna Tetteh ile yaptığı son görüşmede de dile getirildi.

Mısır, BM tarafından belirlenen ‘yol haritasının’ uygulanmasında ilerleme sağlanmasının önemine sürekli vurgu yapıyor. Bu çerçevenin başında, eş zamanlı başkanlık ve parlamento seçimlerini hazırlamakla görevli ‘yeni ve birleşik bir hükümetin’ kurulması yer alıyor. Kahire, siyasi sürecin güvenilirliği açısından ilan edilen takvime bağlı kalınmasının zorunlu olduğunu da hatırlatıyor.

Hafter’in iki oğlunun da son dönemde Mısır’a ziyaretler gerçekleştirdiği biliniyor. Genelkurmay Başkanı Halid Hafter, geçen hafta Kahire’de düzenlenen EDEX 2025 Savunma Sanayi Fuarı’na katıldı.


Kanal 12: Trump, Noel'den önce Sisi ve Netanyahu'yu bir araya getirerek Gazze planının ikinci aşamasına geçişi duyurmak istiyor

ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Beyaz Saray'da karşılarken (Arşiv - Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Beyaz Saray'da karşılarken (Arşiv - Reuters)
TT

Kanal 12: Trump, Noel'den önce Sisi ve Netanyahu'yu bir araya getirerek Gazze planının ikinci aşamasına geçişi duyurmak istiyor

ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Beyaz Saray'da karşılarken (Arşiv - Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Beyaz Saray'da karşılarken (Arşiv - Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yaklaşan ABD ziyareti kapsamında bazı ek görüşmeler yapılması bekleniyor. Netanyahu'nun 29 Aralık'ta ABD Başkanı Donald Trump ile Florida'daki tatil beldesinde bir araya gelmesi ve bazı üst düzey toplantılara katılması planlanıyor. İsrail televizyonu Kanal 12’nin haberine göre bu ziyaret, ABD yönetiminin Gazze Şeridi için bir barış planında ilerleme kaydetme çabalarının bir parçası.

Pazartesi günü yayınlanan habere göre Beyaz Saray, İsrail'in Gazze ile ilgili Kahire ile stratejik bir anlaşmayı onaylamasını sağlamak için Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Florida'daki toplantıya davet etmeye çalışıyor.

Netanyahu'nun Florida'da sekiz gün kalması ve Trump ile iki görüşme gerçekleştirmesi planlanıyor. Ayrıca ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Savunma Bakanı Pete Hegseth ile de görüşmeler yapacak.

Kanal 12, ABD'li yetkililerin Tel Aviv'e, Trump'ın Noel'den önce Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta sivil yönetim prototipini de içeren Gazze'deki barış planının ikinci aşamasına geçişi duyurmayı hedeflediğini bildirdiklerini aktardı.

Axios haber sitesi pazar günü, ABD’li ve İsrailli kaynaklara dayandırdığı haberinde, Beyaz Saray'ın iki yıldan fazla bir süre önce Gazze'de savaşın patlak vermesinden bu yana hiçbir temas kurmayan Sisi ve Netanyahu arasında bir zirveye aracılık etmeye çalıştığını bildirdi.

Ancak ABD'li yetkililer, Netanyahu'nun önce İsrail ile Mısır arasında stratejik bir doğalgaz anlaşmasını kabul etmesi ve Sisi'yi bir görüşmeye ikna edecek diğer adımları atması gerektiğini belirtiyor.

Axios, ABD'nin Lübnan ve Suriye dahil olmak üzere Arap ülkelerine teknoloji ve enerji gibi alanlarda ekonomik teşvikler sunarak İsrail ile ilişkiler kurmalarını sağlamayı amaçlayan benzer girişimleri değerlendirdiğini doğruladı.

ABD'li yetkililer, Gazze'deki ateşkesi istikrara kavuşturma ve barış sürecini ilerletme çabalarıyla paralel olarak bunu başarmayı umuyor.

Axios, ABD Başkanı Trump’ın danışmanı ve damadı Jared Kushner'in Netanyahu’ya İsrail’in ‘barış sürecinde ekonomik diplomasiye ve özel sektörün katılımına’ ihtiyacı olduğunu söylediğini aktardı.

Netanyahu, daha önce ekim ayında Mısır'ın Şarm eş-Şeyh kentinde düzenlenen ve Trump’ın desteğiyle koordine edilen Gazze’de Barış Zirvesi’ne katılmamıştı.


Şara, güçlü Suriye vaadini yineledi

Cumhurbaşkanı Şara, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün yıldönümünü kutlamak için dün Şam'daki Emevi Meydanı'nda toplanan Suriyelileri selamlıyor (AP)
Cumhurbaşkanı Şara, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün yıldönümünü kutlamak için dün Şam'daki Emevi Meydanı'nda toplanan Suriyelileri selamlıyor (AP)
TT

Şara, güçlü Suriye vaadini yineledi

Cumhurbaşkanı Şara, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün yıldönümünü kutlamak için dün Şam'daki Emevi Meydanı'nda toplanan Suriyelileri selamlıyor (AP)
Cumhurbaşkanı Şara, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün yıldönümünü kutlamak için dün Şam'daki Emevi Meydanı'nda toplanan Suriyelileri selamlıyor (AP)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, dün yaptığı açıklamada, ülkesinin herhangi bir mezhebe karşı ihlallerin tekrarlanmaması için çalışacağını belirtirken geçiş dönemi adaletinin sağlanması konusundaki kararlılığını bir kez daha vurguladı.

Şam'daki Konferans Sarayı'nda Esed rejiminin düşüşünün birinci yıldönümü kutlamaları sırasında yaptığı konuşmada Şara, bir yıl önce Şam'a geldiğinde giydiği yeşil askeri üniformasıyla kalabalığın karşısına çıktı.

Despotizm ve zulüm dönemiyle tarihi bir kopuşu ve adalet, iyilik, vatandaşlık ve bir arada yaşama temelli yeni bir şafağı ilan eden Şara, halkın bilgi ve hesap verme hakkı ile ardından hesaplaşma veya uzlaşma hakkının devletin istikrarının temeli olduğunu ve ihlallerin tekrarlanmayacağının garantisi olduğunu vurguladı.

Çok sayıda destekçisinin önünde yaptığı konuşmada Şara, ‘güçlü bir Suriye’ inşa etmek ve ‘halkının fedakarlıklarına layık’ bir gelecek için Suriyelilerin ortak çabasının önemini vurguladı. Şara, Suriye halkına karşı suç işleyen ve yasaları ihlal edenlerin hesap vermesi, mağdurların haklarının korunması, adaletin sağlanması ve halkın bilgi, hesap verebilirlik ve şeffaflık haklarının korunması için geçiş dönemi adaleti ilkesine bağlı kalmaya devam ettiğinin altını bir kez daha çizdi.

Öte yandan ABD Kongresi uzun süren tartışmaların ardından Suriye’ye uygulanan Caesar (Sezar) Yasası yaptırımlarını kalıcı olarak kaldırma kararı aldı. Böylece, beş yılı aşkın bir süredir Esed rejimine uygulanan ağır yaptırımların yükü altında ezilen ülke için geçmişin sayfaları kapatıldı ve umut dolu yeni bir sayfa açıldı.

ABD Temsilciler Meclisi İçtüzük Komisyonu, gelecek yıl için nihai savunma bütçe tasarısının metnini yayınladı. Tasarıda, yaptırımları bağlayıcı koşullar olmadan veya yeniden uygulanması için koşullar eklemeden kaldıran bir hüküm yer alıyordu.

Bazı muhalif temsilcilerin yaptırımları koşulsuz olarak kaldırmaya ikna etmek için aylarca süren yoğun siyasi çabaların ardından yaptırımlar kaldırıldı.