Lübnan ordusu göstericilerin kapattığı yoları yeniden açtı

Lübnan ordu kuvvetleri, 23 Ekim’de eylemcilerin Cil ed-Dib’deki karayoluna girmesini önledi (Reuters)
Lübnan ordu kuvvetleri, 23 Ekim’de eylemcilerin Cil ed-Dib’deki karayoluna girmesini önledi (Reuters)
TT

Lübnan ordusu göstericilerin kapattığı yoları yeniden açtı

Lübnan ordu kuvvetleri, 23 Ekim’de eylemcilerin Cil ed-Dib’deki karayoluna girmesini önledi (Reuters)
Lübnan ordu kuvvetleri, 23 Ekim’de eylemcilerin Cil ed-Dib’deki karayoluna girmesini önledi (Reuters)

Lübnan ordusu, 23 Ekim’de tırmanan gösterilerden 1 hafta sonra ülkede trafiğe kapatılmış yolları açma ve hayatı normale döndürme kararı aldı. Ordu açıklamasında yolları kapatmamaları kaydıyla insanların haklı taleplerini, ifade özgürlüğünü ve barışçıl gösteri düzenleme haklarını desteklediğini belirtti.
Protesto gösterilerinin başlamasından bu yana ilk defa yaşanan gerginlik, hükümetin ekonomi politikası karşısında da devam ediyor. Lübnan’da yollar, 23 Ekim’de düzenlenen geniş çaplı oturma eylemleriyle paralel olarak trafiğe kapatılmıştı. Gösterilere karşı hükümetin bir reform paketi onaylamasına rağmen de ortaya herhangi bir çözüm koyulamadı.
Krize hızlı bir çözüm arayışı içinde uluslararası istişareler de yoğunlaştı.
Bu çerçevede Lübnan’daki siyasi kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada şunları söyledi:
“Hükümet, reform paketi aracılığıyla halkın taleplerine cevap verdi. Geçen pazartesi günü Başbakan Saad Hariri tarafından ilan edilen reform paketini ve genel mali bütçeyi onaylamaya yöneldi. Ancak bunun karşılığında, belirsiz talepler ortasında protestocular içerisinden konuşacak ve pazarlık edecek kimse bulamadı.”
Kaynaklar şu an yapılması gerekenler konusunda yaptıkları değerlendirmede sahnenin henüz tamamlanmamış olduğunu dikkat çekti. Yaşananların “bir çığlık” olduğunu belirten kaynaklar, taleplerin belirsiz ve eylemcilerin kiminle konuşmak istediğinin belli olmadığını vurgulayarak yapılanların hükümeti devirme girişimleri olduğunu kaydetti.
Yalnızca ekonomik taleplerin ele alındığı sisli Lübnan sahnesinde insanları gösteri düzenlemek için sokaklara iten birçok kriz mevcut. Aynı şekilde ülke genelinde 23 Ekim’de protesto gösterileri tırmanış gösterirken eylemciler, gösterilerin patlak vermesinden 4 gün sonra yolları trafiğe kapatmaya başladı ve meydanlarda oturma eylemleri düzenlendi.
Bu çerçevede birçok televizyon kanalında, yolların kapatılmasını engellemeye çalışan ordu mensupları ve vatandaşlar arasında yaşanan gerginlikler yayınlandı. Lübnan ordusu, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Ordu, haklı yaşamsal taleplerinizin, yolları kapatmadan ve vatandaşları kısıtlamadan, ifade özgürlüğünüzün ve barışçıl gösteri düzenleme hakkınızın yanında yer alıyor” ifadelerine yer verdi. Ordu, Twitter üzerinden yayınladığı bir diğer mesajında da “Yolları, sizin için açıyoruz. Vatandaşların tıbbi malzeme, gıda, yakıt ve diğer temel gereksinimlerine erişimini kolaylaştırmak için açıyoruz” dedi.
Ordu ayrıca, “Barışçıl hareketliliğinize ayak uydurmak ve bu hassas dönemde sizi korumak için askerlerimiz günün her saatinde tüm Lübnan topraklarında konuşlandı” ifadesini kullandı.
Askeri kaynaklar Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada yolları açma kararının siyasi olmadığını, aksine bizzat ordu komutanı General Joseph Avn tarafından verildiğini belirtti.
Kaynaklar, ordunun eylemcileri koruduğunu belirttiği açıklamasında şunları söyledi:
“Çok sayıda vatandaş bazı alanlarda geçim kaynaklarına erişim sağlayamıyor. Yolların kapatılması yakıt, gıda ve tıbbi malzemelere erişimini engelliyor. Ayrıca vatandaşlar, hastanelere ulaşamıyor. Bu durum, orduyu yolları açmaya ve eylemcileri genel meydanlarda toplanmaya çağırmaya itti.”
Nahr el-Kalb karayolu, ordunun yolları araçlara açmaya çalışmasının ardından eylemciler ve ordu unsurları arasında gerginliğin yaşanmasına sahne oldu. Trafik Kontrol Odası, Nahr el-Kalb karayolunun ve deniz yolunun trafiğe yeniden açıldığını duyurdu.
Ordunun “aşırı güç kullanmak istemediğini” belirten kaynaklar, ordu unsurlarının göz yaşartıcı gaz ve toma araçlarını kullanmadığına ve kimseyi darp etmediğine dikkati çekti. Kaynaklar ayrıca ordunun gösterileri engellemediğini ve sadece hayatın normal akışını sağlamaya çalıştığını kaydetti.
Askeri kaynaklar, krizin siyasi olduğunu ve yalnızca siyasetle çözülebileceğini söylerken, ordu komutanının yetkililerle temasa geçtiğini ve kendilerine durumun ciddiyeti hakkında bilgi verdiğini aktardı. Kaynaklara göre ordu komutanı, yetkililere ordunun vatandaşlarla çatışmak istemediğini belirterek siyasi müdahalelerin ortaya koyulması gerektiğini söyledi.
Ordu komutanlığı, son birkaç gündür vatandaşlar arasında çatışma yaşanmasını önlemek için ilgili taraflarla herhangi bir temasın kurulamadığını duyurdu. Vatandaşlara, “hareketliliği ve yaşam döngüsünü kolaylaştırmak için yolların ulaşılabilir olmasını sağlayarak, kendileriyle iş birliği yapma” çağrısında bulunan ordu, “Ordu, vatanın ve vatandaşlarının haklarını savunmaya kararlıdır. Hepimiz Lübnanlıyız ve biz bir aileyiz” ifadelerini kullandı.
Lübnan Başbakanı Hariri de ülkedeki güvenlik gelişmelerini takip etmeyi sürdürüyor. Güvenlik güçleri ve askeri yetkililerle bir dizi temasta bulunan Hariri, birçok bölgedeki güvenlik durumu hakkında da yetkililerden bilgi aldı. Basın bürosu tarafından yapılan bilgilendirmeye göre Başbakan, “güvenliğin ve istikrarın korunması, yolların trafiğe açılması ve vatandaşların tüm bölgeler arasındaki geçişlerinin güvence altına alınması” gerektiğini vurguladı.
Aynı şekilde İçişleri Bakanı Raya el-Hasan da açıklamasında; “Başbakan’ın iç güvelik güçleri aracılığıyla net talimatlarına uyarak vatandaşların güvenliğini koruyor, kamu ve özel mülklere saldırıları önlüyoruz” dedi. Hasan, yolları trafiğe açmak ve halka hizmet sağlamak için eylemcilerle temasa geçtikleri bilgisini de verdi.
Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan Bakan konuya dair şunları söyledi:
“Çözüm, güvenlikle sağlanamaz. Başbakan Hariri’nin dediği ve benim de üzerinde durduğum şey politikadır. Sorun siyasidir. Vatandaşların güvenini yeniden kazanmak ve yaşadığımız krizlere çözümler sunmak için hızla iş birliği yapmalıyız.”
Göstericilerin protestoları ve yolları kapatma eylemleri ise devam ediyor. Vatandaşlar, başkent Beyrut’un merkezindeki Riyad Sulh ve Şehitler meydanlarına akın etti. Cil ed-Dib, Antelias, Trablusşam, Sayda, Sur ve Nebatiye gibi birçok bölgede gösteriler sürerken, binlerce vatandaşın Beyrut’a ulaşmasıyla şehir merkezindeki kalabalık daha da arttı.



Batı Şeria'da onlarca yerleşimci İsrail askerlerine karşı ayaklandı: 5 yerleşimci gözaltına alındı

İşgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentinde bir İsrail askeri (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentinde bir İsrail askeri (AFP)
TT

Batı Şeria'da onlarca yerleşimci İsrail askerlerine karşı ayaklandı: 5 yerleşimci gözaltına alındı

İşgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentinde bir İsrail askeri (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentinde bir İsrail askeri (AFP)

İsrail ordusu tarafından dün yapılan açıklamada, Batı Şeria’daki Itamar yerleşim biriminde onlarca yerleşimcinin İsrail askeri personeline karşı ayaklandığını duyurdu.

Açıklamada kalabalığın dağıtıldığı ve 5 yerleşimcinin gözaltına alındığı belirtilirken, askeri personele yönelik her türlü şiddet eyleminin kınandığı ifade edildi.

İsrail gazetesi Haaretz'in haberine göre İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, cuma günü Batı Şeria'nın El Halil kentinde yaklaşık 30 İsrailli gencin Merkez Komutanı Binbaşı Avi Bluth ve diğer subaylara yönelik saldırısını kınadı.

Gazete, gençlerin Binbaşı Bluth'a ‘hain’ ve ‘İsrail Devleti düşmanı’ diyerek hakaretler yağdırdığını da ekledi.

Katz, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada “Kolluk kuvvetlerinin El Halil’deki ayaklanmalara karışanları hızla yargı önüne çıkarmasını bekliyorum” ifadelerini kullandı.

Haaretz gazetesi, cumartesi günü bir güvenlik kaynağına dayandırdığı haberinde yüzlerce İsraillinin El Halil'deki bir askeri kontrol noktasına saldırmaya ve yasak bölgeye girmeye çalıştığını bildirdi.

Gazete, İsraillilerin geçmeye çalıştığı askeri kontrol noktasının, Yahudi yerleşimlerinin yoğun olduğu bir bölgeyi El Halil'in Eski Şehir bölgesinden ayırdığını kaydetti.

Katz, cuma günü işgal altındaki Batı Şeria'da Filistinlilere saldırmakla suçlanan Yahudi yerleşimcilere yönelik idari gözaltı emirlerinin çıkarılmasını askıya aldıklarını duyurdu.

Katz, açıklamasında şunları söyledi:

"Yahudiye ve Samiriye'deki (Batı Şeria) Yahudi yerleşimcilerin ciddi Filistin terör tehditlerine ve haksız uluslararası yaptırımlara maruz kaldığı bir gerçeklikte, İsrail'in onlara karşı bu kadar sert bir adım atması uygunsuzdur.”

Öte yandan Filistin Yönetimi, İsrail'i ‘fanatik yerleşimcileri Filistinlilere karşı terör eylemlerinde bulunmaya’ teşvik etmekle suçladı.

Filistin Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Bakanlık, bu kararın fanatik yerleşimcileri Filistinlilere, onların topraklarına ve mülklerine karşı terör eylemleri gerçekleştirmeye teşvik ettiğine ve onlara ek bir dokunulmazlık ve koruma hissi verdiğine inanıyor” ifadeleri yer aldı.