​Ummanlılar Şura Meclisi seçimleri için bugün sandığa gidiyor

Bir önceki seçimde oy kullanan Ummanlı bir kadın (ONA)
Bir önceki seçimde oy kullanan Ummanlı bir kadın (ONA)
TT

​Ummanlılar Şura Meclisi seçimleri için bugün sandığa gidiyor

Bir önceki seçimde oy kullanan Ummanlı bir kadın (ONA)
Bir önceki seçimde oy kullanan Ummanlı bir kadın (ONA)

Umman Şura Meclisi’nin 9.dönem seçimleri bugün yapılıyor. Ummanlılar, Şura Meclisi seçimlerinde oy kullanmak için Umman Krallığı’ndaki seçim merkezlerine akın ediyor. Sakin bir atmosferde gerçekleşen seçimlerde yarışan 637 adaydan 40’ı kadın. Toplam seçmen sayısı 713 bin 335 olarak kaydedilirken bunlardan 375 bin 801'inin erkek ve 337 bin 534'ünün kadın olduğu açıklandı. Yeni dönem için Umman’ın bütün şehirlerden toplam 86 üye seçilecek.
Umman İçişleri Bakanlığı, il seçim komitelerinin seçmenlerin oy kullanabilmesi için tüm hazırlıklarını tamamladıklarını aktardı. Umman Krallığı genelindeki 110 oy kullanma merkezi seçmenlerin oy kullanması için hazır halde bulunuyor. Oy kullanma merkezlerinin 19 tanesi erkeklerin oy kullanması için 19 tanesi ise kadınların oy kullanması için ayrılırken 72 merkez ortak kullanım için ayrıldı.
Bakanlık, seçim sürecinde seçmenlerin daha rahat oy kullanabilmesi için en son teknolojinin kullanılacağını ifade etti. Umman Krallığı’nda toplam 61 il bulunurken seçmen sayısına göre bazı illerde dört seçim merkezi yer alıyor. Ummanlılar seçim merkezlerinin içerisindeki 994 elektronik oy kullanma cihazı ile oylarını kullanacaklar. Mevcut seçimlerde, seçmen listesine kayıtlı seçmen sayısında bir önceki tura göre yüzde 20 artış kaydedildi.
Oylama bugün sabah saat 7'de başladı. Oy kullanma cihazları akşam saat 7'de kapanacak. Sonuçlar otomatik olarak ana komiteye aktarılmak üzere sayım komitesine gönderilecek. Son incelemeler yapıldıktan sonra sonuçlar Yüksek Seçim Kurulu’na gönderilecek.
Yurtdışında yaşayan Ummanlı seçmenler, 18 Ekim’de, Şura Meclisi 9. dönem seçimlerinde oy kullandı. Oy kullanma işlemi elektronik oylama yoluyla gerçekleşti. Daha önce elektronik oylama işleminin tüm seçim merkezlerinde gerçekleştirilmesine karar verilmişti.  Bu adım akıllı telefonlardaki uygulama sayesinde hayata geçirildi. Cihaz, Umman Krallığı’nda aktif olan telefon operatörleri içerisindeki mobil çip ile çalışıyor ve elektronik onay sistemi ile destekleniyor. Elektronik uygulama 10 işlemin gerçekleşmesinin ardından seçmenlerin uzaktan oy kullanmasını sağlıyor. Umman vatandaşlığına sahip olunması ve seçmen listesinde kaydının yer alıp almadığının sorgulanması bu işlemeler arasında yer alıyor.
Umman Şura Meclisi her dört yılda bir seçilen 86 üyeden oluşur. Şura Meclisi, Umman Krallığının halkın karar alma süreçlerine katılımını sağlamak için gerçekleştirdiği en son reformlardan biri olarak kabul ediliyor.
Yeni konsey 1991 yılında 84 üye ile kuruldu (şimdiki üye sayısı 86), her dört yılda bir yapılan seçimlerle göreve gelen üyeler Umman Krallığı’ndaki tüm şehirleri temsil ediyor. Umman Krallığı’nda nüfusu 30 binden az olan bir kenti bir aday temsil ederken nüfusu 30 binden fazla olan kentlerde ise iki aday tarafından temsil ediliyor.
1991 yılında kurulan Umman Şura Meclisi, 1981 yılında kurulan danışma konseyinin yerini aldı. Umman Şura Meclisi, tüzüğüne göre, yetkileri; görüş belirtmek, tartışmak ve önerilerde bulunmak olan bir danışma meclisidir. Umman Şura Meclisi’nin başkanı Krallık kararnamesi ile belirlenir.
Umman Şura Meclisi kanun projelerini kabul edilmeden önce inceleme hakkına sahiptir. Kamu çıkarlarının doğrudan başkana sunulmasını gerektirdiği yasalar bundan hariç tutulmuştur.
Şura Meclisi, kendisine sunulan yasa tasarısı hakkındaki önerilerini Bakanlar Kuruluna iletir. Şura Meclisi incelediği yasa tasarılarını ve yürürlükteki ekonomik ve sosyal yasalardaki değişiklikleri Bakanlar Kuruluna önerileri ile birlikte gönderir.
Şura Meclisi, gerek Şura Meclisi başkanının, kalkınma planları için genel çizgiler çizen Yüksek Komiteye katılımı ile gerekse plan tasarısı kabul edilmeden mecliste görüşmek suretiyle beş yıllık kalkınma planlarının hazırlanmasında rol oynuyor. Hükümet, Bütçe kanun tasarısını Şura Meclisine sunar. Şura Meclisi, ekonomi komitesinin verdiği rapor doğrultusunda tasarıyı inceler ve tartışır. Ulusal Ekonomi Bakanı, genellikle üyelerin sorularına cevap vermek veya tartışmanın herhangi bir yönünü netleştirmek için tartışma oturumuna katılır.
Umman Krallığı’ndaki seçim yasası hem erkeklere hem de kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyor. Bu seçimlerde, kadınlar aktif katılım gösterdi ve Şura Meclisi üyeliğine adaylıklarını açıkladılar. Mevcut seçimlerde kırk kadın aday yarışacak.
Umman Şura Meclisi’nin 9.dönem seçimlerinde kadınlar önemli bir varlık gösteriyor. Sistem, kadınlara siyasi haklarını kullanma hakkını sağlıyor ve onlara seçme ve seçilme hakkı tanıyor. Ummanlı kadınlar çeşitli siyasi kurumlarda yer alıyor. Devlet Konseyi'nin 6.döneminde kadınlar yüzde 17 oranında varlık gösterirken, Şura Meclisinin 8.döneminde ise bu oran yüzde 1 olarak kaydedildi.
Belediye meclislerinin ilk döneminde 4 kadın üye yer aldı. Ardından bu sayı 2016-2020 seneleri için geçerli olan ikinci dönemde artış göstererek yediye yükseldi. Belediye meclislerinde ilk turda yüzde 28. 6 olan kadın seçmenlerin oranı ikinci turda yüzde 46'ya yükseldi.
Şura Meclisinin 2019-2023 dönemlerini kapsayacak mevcut seçimlerinde önceki dönemlere göre kadın aday sayısı artış gösterdi. 86 sandalye için yarışacak 637 adaydan 40'ı kadın aday olarak kaydedildi.  Seçmen listesinin yüzde yüzde 47.3'ünü oluşturan 337 bin 534 kadın seçimlerde oy kullanma hakkını elde etti.



New York’taki konferans “iki devletli çözümü” yeniden canlandırmak için siyasi bir hareket başlattı

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)
TT

New York’taki konferans “iki devletli çözümü” yeniden canlandırmak için siyasi bir hareket başlattı

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)

Suudi Arabistan'ın himayesinde ve Fransa'nın katılımıyla Birleşmiş Milletler’in (BM) New York’taki genel merkezinde düzenlenen konferans, ‘iki devletli çözüm’ yönünde bir siyasi hareket başlattı. Paris'in Filistin’i tanıma kararını açıklamasının ardından, başka ülkeler de art arda Filistin devletini tanıyacaklarını açıkladılar.

İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un izinden giderek yaz tatilinde olan kabinesini Gazze'deki durumu ele almak üzere bu hafta acil toplantıya çağıracağı açıklandı. Starmer, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki durumu iyileştirmek ve barışı sağlamak için adımlar atmaması halinde, İngiltere’nin Eylül ayında Filistin Devleti'ni tanıyacağını açıkladı. İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy de New York'taki konferansta aynı açıklamayı tekrarladı.

Başbakan Starmer, çç baskıların artmasıyla İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını durdurmaması, insani yardımların engelsiz bir şekilde ulaşması için sınır kapılarını açmaması ve Filistin-İsrail çatışmasına son vermek için ciddi barış görüşmelerine başlamaması halinde bu adımı atacağını açıkladı.

ddefrv
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, salı günü Londra'da yaptığı açıklamada, Gazze'deki durumu görüşmek üzere acil kabine toplantısı çağrısında bulundu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve hükümetindeki bakanların tutumları göz önüne alındığında İsrail'in bu şartlara uyum sağlaması imkansız görünüyor. Bu da 1917 yılında ilan edilen Balfour Deklarasyonu’ndan bu yana İsrail'in kurulmasında tarihi bir sorumluluk taşıyan Londra'nın bu adımı atacağı anlamına geliyor.

Bu adımın özel bir önemi var, çünkü İngiltere, Fransa'dan sonra G7 üyeleri içinde Filistin devletini tanıyan ikinci ülke ve BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) beş daimi üyesi arasında dördüncü ülke olacak. Ayrıca, Batı'nın bu hamlesini ‘toplu bir hareket’ haline getirmesi açısından da özel bir öneme sahip. Ki Paris de bunu bekliyor.

Aralarında Avustralya, Kanada, Finlandiya, Fransa, Norveç, İspanya, Portekiz, İrlanda, Slovenya, Lüksemburg, Malta, Yeni Zelanda, İzlanda, San Marino ve Andorra’nın bulunduğu 15 batılı ülke tarafından yayınlanan ve Filistin devletinin tanınmasını talep eden ‘New York Konferansı Çağrısı’, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot'un ifadesiyle ‘deprem’ etkisi yarattı. Zira Batılı ülkeler ilk kez ‘toplu olarak’ böyle bir adım attılar.

Söz konusu ülkelerden biri olan Malta, Filistin’i tanıyacağını resmi olarak açıklarken Kanada ve Finlandiya, bu yönde hazırlıklarını sürdürüyor. Fransız kaynaklar, Portekiz'in de Filitin’i tanıma kararını açıklamaya hazır olduğunu belirttiler.

‘Çağrı’nın bir paragrafında şöyle deniyor:

“Bizler Filistin Devleti'ni tanımaya hazır olduğumuzu veya olumlu baktığımızı kabul ettik, ifade ettik veya ifade ediyoruz. Bu, iki devletli çözüme doğru atılmış temel bir adımdır. Henüz bunu yapmamış olan tüm ülkeleri bu çağrıya katılmaya davet ediyoruz.”

Ayrıca şu ifadeler de yer alıyor:

“Gazze’de yeniden yapılanma, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Filistin yönetiminden çıkarılmasını sağlayacak bir yapı oluşturmak için çalışmaya kararlıyız.”

Diplomatik bulaşma

Söz konusu paragrafın ifadeleri, harekete geçme ve başkalarını da harekete geçmeye teşvik etme yönündeki toplu bir arzuyu yansıtmaktadır. Bugüne kadar 149 ülke Filistin’i tanıdı.

Fransız kaynaklar, Cumhurbaşkanı Macron'un birkaç gün önce Filistin’i tanıma kararını açıklamasının, birincisi tereddüt eden Avrupa ülkelerine baskı yapmak, ikincisi 21 Eylül'e kadar onlara yeterli zaman tanımak olmak üzere iki amacı olduğunu söylediler. 21 Eylül, New York'ta BM Genel Kurulu toplantılarının başlayacağı tarih ve zirvede kararın kesinleşmesi bekleniyor.

dfgthyuı
BM Genel Sekreteri, New York'ta düzenlenen İki Devletli Çözüm Konferansı sırasında Fransa Dışişleri Bakanı ile tokalaşırken (AFP)

Yol haritasının son paragrafı, konferansın en önemli hedefini özetliyor:

“Bu tarihi bir fırsat. Savaşı sona erdirmek, Filistin devletini kurmak ve her iki halk için barış ve onuru sağlamak için kararlı ve toplu bir şekilde harekete geçme zamanı geldi.”

Baskılara ve uyarılara rağmen

Konferansa 125 ülke, Avrupa Birliği (AB) ve Arap Birliği (AL) gibi birçok uluslararası ve bölgesel kuruluş ve en az 40 dışişleri bakanı katıldı. İsrail ve ABD'nin baskılarına rağmen konferansa geniş bir katılım vardı.

Tüm bu baskıların yanında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un BM Genel Kurulu’nda düzenlenen ‘Başkanlar ve Liderler Haftası’nda Eylül ayında Filistin devletini resmen tanımayacağını açıklamasının ardından, Macron'u hedef alan bir iç kampanya başlarken bu girişimin Ortadoğu'daki olayların gidişatına ‘hiçbir etkisi olmayacağı’ empoze ediliyor. Ayrıca, hiçbir Avrupa veya Batı ülkesinin ona katılmayacağı için ‘diplomatik olarak dışlanacağı’ uyarısı yapılıyor.

dert
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)

‘Şüpheciler’, iki devletli çözümü destekleyen ‘diplomatik-siyasi dinamizmin’ yeniden canlanmasını imkansız gördüler. Onlara göre bu çözüm, sadece siyasi ve sahadaki değişiklikler nedeniyle değil, aynı zamanda İsrail'in Filistin devletinin kurulmasını kökten reddetmesi nedeniyle de ‘geçmişte kalmış’ bir seçenek haline gelmişti.

İsrail parlamentosu Knesset geçtiğimiz yıl Filistin devletinin kurulmasını reddeden bir kararı oyladı. Geçtiğimiz hafta da 71 oyla hükümeti Batı Şeria'yı ilhak etmeye çağıran bir kararı kabul etti. Kısacası, şüpheciler iki devletli çözümü ‘bir hayal’ olarak gördüler.

İsrail, Filistin devletinin tanınmasını kınamaya devam etti. Bunu ‘Hamas ve terörizme ödül’ olarak değerlendiren İsrail, bunun Gazze'deki ‘barışçıl çözüm çabalarını’ ve ‘savaşı sona erdirme çabalarını’ baltalayacağını iddia etti.

Ancak bunların hiçbiri gerçekleşmediği gibi bir de tam tersi oldu.

Riyad ve Paris, uzun süredir ortada olmayan ‘iki devletli çözümü’ yeniden canlandırma çabalarında başarılı oldular.

Sadece iki gün içinde, dünya ülkelerinin üçte ikisi, sekiz adet Arap ve uluslararası çift başkanlı çalışma grubunun haftalarca süren çabalarıyla hazırlanan ‘yol haritasına’ odaklandı. Bu gruplar, çatışmaya son verilmesi ve güvenlik, ekonomi ve insani açıdan entegre bir Ortadoğu'ya doğru ilerlenmesi konusunda genel, kapsamlı ve pratik öneriler hazırlamak için yoğun bir şekilde çalıştı.

Bu durum, konferansın sona ermesiyle birlikte salı günü yayınlanan 7 sayfalık sonuç bildirgesinde de öne çıktı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, belgenin siyasi, güvenlik, ekonomik, insani, hukuki ve stratejik anlatı eksenlerini kapsayan kapsamlı öneriler içerdiğini ve iki devletli çözümü uygulamak ve herkes için barış ve güvenliği sağlamak için entegre ve uygulanabilir bir çerçeve oluşturduğunu söyledi.

Bakan Prens Ferhan, BM 79. Genel Kurulu oturumu sona ermeden önce sonuç bildirgesinin desteklenmesi ve bunun New York'taki Suudi Arabistan ve Fransa misyonlarına bildirilmesi çağrısında bulundu.