Dünyanın en fazla gıda israfı yapan ülkesi; İsviçrehttps://turkish.aawsat.com/home/article/1964801/d%C3%BCnyan%C4%B1n-en-fazla-g%C4%B1da-israf%C4%B1-yapan-%C3%BClkesi-isvi%C3%A7re
Dünyanın en fazla gıda israfı yapan ülkesi; İsviçre
İstanbul/İHA
TT
TT
Dünyanın en fazla gıda israfı yapan ülkesi; İsviçre
2018 yılında gıda israfı bin 391 habere konu olurken, en çok gıda israfını önlemeye yönelik yapılan çalışmaların ön planda olduğu görüldü. 2018 yılında dünyada en çok gıda israfı yapan ülke ise İsviçre olarak kayıtlara geçti.
Medya takibinin önde gelen kurumu Ajans Press, gıda israfı ile alakalı basına yansıyan haber adetlerini inceledi. Ajans Press ve ITS Medya’nın dijital basın arşivinden derlediği bilgilere göre geçen yıl gıda israfı ile alakalı basına bin 391 haber yansıdığı tespit edildi. Bu rakam 2019 yılının başından bugüne kadar ise bin 225 olarak kayıtlara geçti. Haber başlıkları incelendiğinde ise gıda israfını önlemeye yönelik yapılan çalışmaların ön planda olduğu görüldü. Aynı zamanda israfı önlemeye yönelik yapılan konferanslar da gündemde yer aldı.
Türkiye listede yer almadı
Ajans Press’in, Statista verilerinden elde ettiği bilgilere göre, geçen yıl en fazla gıda israfı yapan ülke İsviçre olarak görüldü. İsviçre’den sonra ilk 10’de yer alan diğer ülkeler sırasıyla Kanada, İngiltere, ABD, Fransa, Meksika, Almanya, Finlandiya, İtalya ve Belçika olarak kayıtlara geçti. En fazla gıda israfı yapan ilk 20 ülke arasında ise Türkiye yer almadı.
Büyük keşfin ardından bilim insanlarından "yoga hapı" adımıhttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/5087517-b%C3%BCy%C3%BCk-ke%C5%9Ffin-ard%C4%B1ndan-bilim-insanlar%C4%B1ndan-yoga-hap%C4%B1-ad%C4%B1m%C4%B1
Büyük keşfin ardından bilim insanlarından "yoga hapı" adımı
Fotoğraf: Unsplash
Çığır açan bir beyin devresi keşfi, anksiyete ve stres bozuklukları için yeni tedavilere ve potansiyel olarak yoganın faydalarını sağlayan bir hapa önayak olabilir.
ABD'deki Salk Enstitüsü'nden araştırmacılar, farelerin beyinlerinde istemli nefes alma ve duygusal düzenlemenin arkasındaki yolu keşfetti.
Nature Neuroscience adlı akademik dergide kısa süre önce yayımlanan çalışmalarında, beynin daha karmaşık bölgeleriyle nefes almanın duygusal durumla koordinasyonunu sağlayan ilkel beyin sapının nefes alma merkezi arasındaki bağlantıları ortaya çıkardılar.
Nefes almak çoğunlukla otomatik olsa da insanlar ve bazı hayvanlar soluk almayı yavaşlatarak kendi kendilerini sakinleştirebiliyor. Bu yaklaşım farkındalık ve yoga gibi uygulamaların ana parçalarından biri.
Beynin nefes almayı tam olarak nasıl düzenlediği ve bunun anksiyeteyi ve kişinin duygusal durumunu nasıl etkilediği çok az anlaşılmış durumda. Bilim insanları şimdiye kadar sadece beyin sapındaki bilinçaltı nefes alma mekanizmalarının tam olarak anlaşıldığını söylüyor.
Yeni çalışmada araştırmacılar, duygusal düzenleme ve nefes almayı birbirine bağlayan, bilinçli yukarıdan aşağıya mekanizmaları bulmak için yola çıktı.
İlk olarak farklı beyin bölgeleri arasındaki bağlantıları araştırmak için bir beyin bağlantı veri tabanını değerlendirdiler. Analiz, anterior singulat korteks adı verilen frontal bir bölgeyi, daha sonra hemen altındaki medullaya bağlanan bir ara beyin sapı bölgesine bağlayan potansiyel bir solunum devresini ortaya çıkardı.
Önceki çalışmalar, medullanın aktif olduğunda nefes almayı başlattığını ancak beyin sapı bölgesinden gelen sinyallerin bu aktiviteyi engellediği ve nefes almayı yavaşlattığını ortaya koymuştu.
Araştırmacılar, belirli duyguların veya davranışların beyin sapı bölgesinin aktivasyonuna yol açabileceğini, bunun da medulladaki aktiviteyi azaltabileceğini ve nefesi yavaşlatabileceğini varsaydı.
Teoriyi test etmek için, farelerde koklama, yüzme ve içme gibi aktivitelerin yanı sıra korku ve endişe uyandıran koşullar sırasında nefes alış verişleri değiştiğinde beyin aktivitesini kaydettiler.
Araştırmacılar, korteks ve beyin sapı bölgesi arasındaki bağlantı aktive edildiğinde, farelerin daha sakin olduğunu ve daha yavaş nefes aldığını buldu.
Kaygı uyandıran durumlardaysa bu iletişim azaldı ve nefes alma hızları arttı.
Araştırmacılar bu yolu takip ederek, farelerin beyninin ön korteksinde beyin sapına bağlanan ve nefes alma gibi temel işlevleri yöneten bir grup nöron keşfetti.
Araştırmacılar, bu bağlantının farelerin nefes alış verişlerini mevcut davranışları ve duygusal durumlarıyla koordine etmelerini sağladığını söylüyor.
Bağlantının daha ileri analizleri, bilim insanlarının ilaçlarla hedeflenebileceğine inandığı yeni bir dizi beyin hücresi ve molekülü ortaya çıkardı.
Araştırmacılar bulguların anksiyete, stres ve panik bozukluğu olan insanlar için uzun vadeli çözümlere yol açabileceğini söylüyor.
Çalışmanın ortak yazarı Jinho Jhang, "Bulgularımız beni düşündürdü: Bu nöronları aktive edecek ve panik bozukluğunda nefesimizi kendi kendimize yavaşlatacak veya hızlı solumayı önleyecek ilaçlar geliştirebilir miyiz?" dedi.
Çalışmanın başka bir yazarı Sung Han, "Bu bulguları bir yoga hapı tasarlamak için kullanmak istiyorum. Kulağa aptalca gelebilir ve çalışmamızın pazarlanabilir bir ilaca dönüştürülmesi yıllar alacak ancak artık nefes almayı anında yavaşlatabilecek ve huzurlu, meditatif bir durumu başlatabilecek ilaçlar üretmek için potansiyel olarak hedeflenebilir bir beyin devresine sahibiz" dedi.