Irak'ta protestolar yaygınlaşıyor, Bağdat'ta sokağa çıkma yasağı

Dün Bağdat'taki Tahrir Meydanı'nda protestocular ile güvenlik güçleri arasında yaşanan çatışmalardan bir kare (Reuters)
Dün Bağdat'taki Tahrir Meydanı'nda protestocular ile güvenlik güçleri arasında yaşanan çatışmalardan bir kare (Reuters)
TT

Irak'ta protestolar yaygınlaşıyor, Bağdat'ta sokağa çıkma yasağı

Dün Bağdat'taki Tahrir Meydanı'nda protestocular ile güvenlik güçleri arasında yaşanan çatışmalardan bir kare (Reuters)
Dün Bağdat'taki Tahrir Meydanı'nda protestocular ile güvenlik güçleri arasında yaşanan çatışmalardan bir kare (Reuters)

Irak’ta rejimin devrilmesi çağrısında bulunulan protestoların kapsamı genişlerken Bağdat Operasyonları Komutanlığı dün başkent Bağdat’ta sokağa çıkma yasağı ilan etti.
Bağdat Operasyonları Komutanlığı, pazartesi saat 21.00'den itibaren gece saat 03:00’a kadar 6 saatlik bir sokağa çıkma yasağı ilan etti. Komutanlığın açıklamasında sokağa çıkma yasağının; insanları, motosikletleri, bisikletleri ve her türlü aracı kapsadığını belirtti ve ikinci bir açıklamaya kadar devam edeceğine işaret etti.
Hükümetin istifasının talep edildiği protesto gösterilerine katılan parti ve sendikalar, zaman içinde genişliyor. Protesto gösterilerinde yolsuzluk, hizipçilik ve yanlış yönetim ile suçlanan mevcut siyasi rejimin reforme edilmesi talep ediliyor. Protestolara katılan farklı sosyal gruplardan insanların sayısı dikkate değer bir hızla artıyor. Özellikle Bağdat’ın merkezindeki Tahrir Meydanı'nda gün boyunca gösterilere katılanların sayısı ses bombalarına ve göz yaşartıcı gazlara rağmen yüzbinleri buluyor. Cumhuriyet Köprüsü’ne yerleştirilen güvenlik güçleri göstericilere karşı sık sık ses bombası ve göz yaşartıcı gaz kullanıyor. İnsan Hakları Komitesi polisin bu uygulamasını barışçıl bir şekilde haklarını isteyen göstericilere karşı orantısız güç kullanmasının kabul edilemez olduğunu belirtti.
Binlerce üniversite ve lise öğrencisi, dün, art arda iki gün boyunca Bağdat'ın çeşitli bölgelerinde ve diğer illerde protesto gösterilerine katıldı. Dünden farklı olarak, özellikle El-Karh yakınlarındaki Nisur Meydanı'nda protesto gösterilerinde bulunan pek çok sayıdaki öğrenciye güvenlik güçleri sert müdahalede bulundu. AFP’ye göre öğrenciler “Rejim devrilene kadar ne okul ne de ders var” şeklinde slogan attılar. Yine gösterilerde “İran dışarı, İran dışarı, Bağdat özgür kalacak” şeklinde sloganlar da atıldı.
Irak İnsan Hakları Komitesi üyesi Ali el-Bayati, “Öğrencilerimizin bugün Irak sokaklarında maruz kaldıkları şiddet; dini, ahlaki, uluslararası ve yerel tüm gelenek ve değerlerin çiğnenmesi anlamına geliyor” dedi. Bayati Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Güvenlik güçleri Tahrir, Nisur ve yakın bölgelerdeki meydanlarda protesto gösterilerinde bulunan eylemcileri jop ve göz yaşartıcı gaz kullanarak dağıttı. Göz yaşartıcı gazdan etkilenen çok sayıda öğrenci hastanelere kaldırıldı. Savcılık sosyal medyada ortaya çıkan belgeleri kullanarak olaya müdahale etmeli ve göstericilere karşı orantısız güç kullananları yargıya ve mahkemelere sevk etmeye devam etmeli” dedi.
Irak Sendikalar Genel Federasyonu, dün, sendika kadrolarını Tahrir Meydanı'ndaki gösterilere katılmaya çağırdı. Irak Öğretmenler Sendikası göstericilere destek vermek ve güvenlik güçlerinin orantısız şiddete başvurmasına tepki göstermek için dört gün süresince genel grev ilan etti.
Sendikadan yapılan açıklamada, “Irak Öğretmenler Sendikası Merkez Konseyi, Irak Öğretmenler Sendikası Başkanı Abbas Kazım es-Sudani başkanlığında Irak’taki mevcut durumu masaya yatırmak üzere acil koduyla bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıya öğretmenler, şube başkanları ve merkezi idare komitesi üyeleri katıldı. Komite birtakım kararlar aldı. Irak Öğretmenler Sendikası, Kürdistan Bölgesi hariç tüm Irak şehirlerinde dört günlük bir genel grev ilan etti. Öte yandan Baro da 5 günlük bir grev ilan etti.
Bağdat Valiliği, dünden önceki gün, öğrencilerin okuldan çıkıp gösterilere katılmalarına izin vermeleri nedeniyle birçok okul yönetiminin görevden alındığı iddiasını yalanladı.
Bağdat valisi Muhammed Cabir el-Ata birçok okul gezildiğini ancak okul yönetimlerinin görevden alınmasına ilişkin herhangi bir işlem yapılmadığını veya buna yönelik liste hazırlanmadığını söyledi. Ata, bu konunun Bağdat'ın eğitim direktörleri tarafından ele alındığını söyledi.
Valilikten yapılan açıklamada, “Herhangi bir aksaklık eğitim sürecinin ve öğrencilerin olumsuz yönde etkilenmesine neden olabilir. Çünkü dersler, sözlü veya yazılı sınavlar belli bir zaman çizelgesi takip edilerek yapılıyor” ifadeleri kullanıldı.
Sadr hareketinin lideri Mukteda es-Sadr, dünden önceki gün, hükümetin göstericilerin taleplerine cevap vermesini sağlamak için özel ve kamuya açık grevler gerçekleştirilebileceğinin sinyallerini verdi. Hükümeti, göstericileri bastırmak için Haşdi Şabi’yi kullanmakla suçlayan Sadr, Haşdi Şabi’ye yolsuzluk yapanları desteklememeleri ve göstericileri bastırmamaları çağrısında bulundu.
Irak İnsan Hakları Komitesi’nden yapılan açıklamada, “Barışçıl bir şekilde haklarını talep eden göstericilere karşı orantısız güç kullanılıyor. Hükümet, siyasi sürecin ciddiyetini ortaya koyacak gerçek reformları yapmak için bugüne kadar harekete geçmedi” ifadeleri kullanıldı. Irak İnsan Hakları Komitesi Başkanı Erşat Salihi parlamento binasında komite üyeleriyle birlikte ortak bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Salihi, “Göstericiler yıllardır ihlal edilen haklarını ve reformları talep ediyorlar. İnsan haklarının sadece cezaevlerinde ve çatışma bölgelerinde meydana gelen ihlallere cevap vermekle sınırlı olmadığını söylüyorlar. Tüm Iraklılar altyapıya yönelik reformların gerçekleştirilmesini talep ediyorlar. Bu sebeple tüm illerde toplu gösteriler düzenliyorlar. Komite gelişmeleri takip ediyor. Elimizde sivil toplum kuruluşlarının, Irak Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin, il meclislerinin ve uluslararası temsilciliklerinin raporları bulunuyor. Henüz hükümetin ortaya koymuş olduğu bir vizyon yok, şimdiye kadar göremedik. Hükümetten herhangi bir işbirliği çağrısının yapıldığını da duymadık” açıklamalarında bulundu.
Salihi: “İnsan Hakları Komitesi söz konusu ihlalleri belgeliyor ve barışçıl bir şekilde haklarını talep eden göstericilere karşı orantısız güç kullananların ve göstericileri kasten hedef alan keskin nişancıların hesap vermesi gerektiğini vurguluyor. Komite, protesto gösterilerinin yansımalarını görevlerinin gerektirdiği şekilde sorumluluk mantığı ile ele almayan Cumhurbaşkanlığı, Meclis Başkanlığı ve Başbakanlığı olaylardan sorumlu tuttu. Komite aynı şekilde siyasi parti bloklarının ve komitelerin başkanlarının beklenilen düzeyde açıklama yapmadıklarını ve harekete geçmediklerini belirtti.”
Yüksek Yargı Konseyi dün Hilla'daki Soruşturma Mahkemesi'nin Babil İl Meclisi başkanı için tutuklama emri çıkardığını açıkladı. Konsey, İl Meclis başkanının göstericilerden birine saldırılmasına sebep olduğu gerekçesiyle kanuna uygun bir şekilde hakkında yasal şikayyette bulunduğunu duyurdu.
Arap İnsan Hakları örgütü ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) uluslararası topluma yaptığı çağrıda Irak'ın uluslararası koruma ve vesayet altına alınmasını talep etti. Örgüt, dün yaptığı açıklamada, "Irak şehirlerinde meydana gelen kanlı olayların ardından uluslararası topluma, BM Güvenlik Konseyi’ndeki karar vericilere ve İnsan Hakları Konseyi'ne bir uyarı mesajı gönderdiğini söyledi. Örgüt, Irak'ın uluslararası koruma ve vesayet altına alınmasını talep etti. Bunun nedeni İran rejimine yakınlığı ile bilinen Basra Emniyet Müdürü Korgeneral Reşid Felih’in kendi ağzıyla yaptığı açıklama sebebiyle göstericilere karşı orantısız güç kullanıldığının kesin bir şekilde ispat edilmesi. Reşid Felih güvenlik güçlerini ve İran’a bağlı milisleri göstericilere canlı mermi sıkmaya yönlendirdi ve göstericileri hain olmakla ve bölgedeki ülkelerin ajanlığını yapmakla suçladı. Örgütün açıklamasına göre, Güvenlik güçleri ve İran’a bağlı milisler bu emirleri uyguladılar ve Iraklı göstericileri Divaniye, Vasit, Basra, Dikar, Babil ve diğer Irak şehirlerinin sokaklarında kasten öldürdüler.



Filistin Dışişleri Bakanlığı: Yerleşimcilerin idari gözetimine son verme kararı onları suç işlemeye teşvik ediyor

El Halil kentindeki Eski Şehir'de yerleşimcilerin yürüyüşü esnasında güvenlik önlemleri alan İsrail askerleri (WAFA)
El Halil kentindeki Eski Şehir'de yerleşimcilerin yürüyüşü esnasında güvenlik önlemleri alan İsrail askerleri (WAFA)
TT

Filistin Dışişleri Bakanlığı: Yerleşimcilerin idari gözetimine son verme kararı onları suç işlemeye teşvik ediyor

El Halil kentindeki Eski Şehir'de yerleşimcilerin yürüyüşü esnasında güvenlik önlemleri alan İsrail askerleri (WAFA)
El Halil kentindeki Eski Şehir'de yerleşimcilerin yürüyüşü esnasında güvenlik önlemleri alan İsrail askerleri (WAFA)

Filistin Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, İsrail'in yerleşimcilerin idari gözetimini iptal etme kararının onları daha fazla suç işlemeye teşvik ettiği ifade edildi.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre Dışişleri Bakanlığı, İsrail Savunma Bakanı'nın ‘Filistinli vatandaşlara karşı suç ve ihlal işleyen yerleşimcilerin idari tutukluluk hallerinin kaldırılmasına yönelik kararını, tutuklananların sayısı çok az olmasına rağmen, ciddi bir endişeyle karşıladıklarını’ bildirdi.

Bakanlık, bu kararın aşırılık yanlısı yerleşimcileri ‘Filistinlilere, topraklarına ve mülklerine karşı terör uygulamaya teşvik ettiğini ve onlara ek bir dokunulmazlık ve koruma hissi verdiğini’ belirtti.

Filistin Dışişleri Bakanlığı, ‘yerleşimci milislerin terörizmini engellemek, devam eden cezasızlıklarına son vermek ve Filistin halkını işgalcilerin tecavüzünden korumak için etkili uluslararası eylem’ çağrısında bulundu.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz dün yaptığı açıklamada, işgal altındaki Batı Şeria'da Yahudi yerleşimcilere karşı idari gözaltı uygulamasına son verme kararı aldığını duyurdu.

Katz yaptığı açıklamada, ‘Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerin ciddi Filistinli terör tehditlerine maruz kaldığı ve yerleşimcilere karşı haksız uluslararası yaptırımların uygulandığı bir gerçeklikte, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilere karşı idari gözaltı kararlarının kullanımını durdurmaya karar verdiğini’ belirtti.

AFP'nin aktardığına göre Katz, “İsrail devletinin yerleşim sakinlerine karşı bu tür tehlikeli bir adım atması uygun değildir” dedi.