Game of Thrones yaratıcıları David Benioff ve DB Weiss, yeni Star Wars üçlemesinden vazgeçti

İkilinin projeden çekilmesi, seriye dair soru işaretleri yaratabilir (AFP)
İkilinin projeden çekilmesi, seriye dair soru işaretleri yaratabilir (AFP)
TT

Game of Thrones yaratıcıları David Benioff ve DB Weiss, yeni Star Wars üçlemesinden vazgeçti

İkilinin projeden çekilmesi, seriye dair soru işaretleri yaratabilir (AFP)
İkilinin projeden çekilmesi, seriye dair soru işaretleri yaratabilir (AFP)

Game of Thrones yaratıcıları David Benioff ve DB Weiss, planlanan Star Wars üçlemesinden Netflix'le anlaşmalarından dolayı çekildi.
Şubat'ta ikilinin 2022'de başlayacak yeni bir Star Wars üçlemesini yazıp yönetecekleri duyurulmuştu. Filmler, The Rise of Skywalker'la birlikte aralıkta sona erecek mevcut Star Wars üçlemesini takip edecekti.
Ancak ikili Netflix'le mutabakatını duyurdu; bu da artık seri üzerine çalışamayacakları anlamına geliyor.
Deadline'a yapılan açıklamada ikili: "Star Wars'u seviyoruz. George Lucas onu inşa ettiğinde bizi de inşa etti. Onunla ve mevcut Star Wars ekibiyle seri hakkında konuşmak yaşadığımız en büyük heyecandı ve her şeyi değiştiren bu efsaneye her zaman borçlu olacağız" diye konuştu:
Bir günde sadece 24 saat var ve biz de hem Star Wars hem de Netflix projelerinin hakkını veremeyeceğimizi hissettik. Bu yüzden üzülerek çekiliyoruz.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, başka bir açıklamada da Lucasfilm başkanı Katleen Kennedy: "David Benioff ve Dan Weiss muhteşem öykücüler. Yoğun planlarından uzaklaşıp Star Wars'a odaklanabilecekleri zaman, yolculuğa onları da dahil etmeyi ümit ediyoruz" dedi.
Benioff ve Weiss, Netflix için yeni içerik planlamanın ön safhalarında. İkilinin ağustosta platform için yeni filmler yazmak ve yönetmek amacıyla 200 milyon dolarlık anlaşma imzaladığı duyurulmuştu.
Star Wars üçlemesinden çekilmeleri, serinin sinematik geleceğine dair daha fazla soruya neden olacak.
Marvel patronu Kevin Feige tarafından yapılacak bilinmeyen bir Star Wars projesinin yanı sıra The Last Jedi yönetmeni Rian Johnson'ın yazacağı yeni bir üçleme de hazırlanıyor.



Bütün canlıların ölünce sönen tuhaf bir parıltı yaydığı tespit edildi

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels
TT

Bütün canlıların ölünce sönen tuhaf bir parıltı yaydığı tespit edildi

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels

Tıbbi teşhiste güçlü bir yeni aracın önünü açabilecek yeni bir araştırmaya göre, tüm canlı varlıkların canlılıkla bağlantılı olarak yaydığı tuhaf parıltı, öldüklerinde kayboluyor.

Yaşam formları, esasen metabolizmanın yaşamı sürdüren süreçleri beslediği karmaşık biyokimyasal laboratuarlardır.

Bu metabolizmanın yan ürünlerinden biri, reaktif oksijen türleri yani ROS adı verilen, yüksek oranda reaktif oksijen içeren bir grup molekül.

Kanada'daki Calgary Üniversitesi'nden araştırmacılar aşırı ROS üretiminin, oksidatif stres diye bilinen sürece yol açabileceğini ve bunun da vücuttaki kimyasallar arasında, parıltıyla bağlantılı elektron transfer süreçlerini tetiklediğini söylüyor.

The Journal of Physical Chemistry Letters'ta yayımlanan çalışma, farelerde ultra zayıf foton emisyonu (UPE) veya biyofoton emisyonu diye adlandırılan tuhaf parıltıyı belgeliyor.

Araştırmacılar canlı farelerin, yakın zamanda ölen farelere kıyasla kayda değer derecede daha yüksek yoğunlukta UPE yaydığını saptadı.

Buna karşılık bitkilerdeki UPE, sıcaklık değişiklikleri, yaralanma ve kimyasal işlemler gibi stres faktörlerine maruz kalma durumuna göre değişiklik gösteriyor.

Önceki çalışmalar, insan gözüyle görülemeyen son derece düşük yoğunluklu ışığın kendiliğinden salınmasıyla tanımlanan bu parıltının kaynağının ROS olabileceğini öne sürüyor.

200 ila 1000 nanometre aralığındaki spektrumda yer alan bu soluk ışık, tek hücreli organizmalar ve bakterilerden bitkilere, hayvanlara ve hatta insanlara kadar tüm yaşam formlarında gözlemleniyor.

Ancak ölüm ve stresin UPE üzerindeki etkisi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Son çalışma, canlı ve ölü hayvanlardaki bu parıltıyı karşılaştırırken, bitkilerde sıcaklık, yaralanma ve kimyasal işlemlerin UPE üzerindeki etkilerini görselleştirdi.

Bilim insanları, çevredeki ışığın etkisini ortadan kaldırmak için karanlık bölmeler geliştirerek bitki ve hayvanları özel kamera sistemleriyle görüntüledi.

Her iki grup da 37 derece vücut sıcaklığına sahip olmasına rağmen canlı farelerin güçlü bir ışık yaydığını, ötenazi uygulanan farelerden gelen soluk parıltınınsa neredeyse söndüğünü tespit ettiler.

Bilim insanları çalışmada, "Araştırmamız, canlı ve ölü farelerin UPE'si arasında önemli bir fark olduğunu ortaya koydu" diye belirtiyor.

Bitkilerde sıcaklık ve yaralanmalardaki artışın, UPE yoğunluğunda yükselmeye neden olduğunu gözlemledik.

Kimyasal işlemler de bitkilerin ışık yayma özelliklerini değiştirdi.

Araştırmacılar, bitkilerin yaralı bölgelerine lokal anestezik benzokain uygulandığında, test edilen bileşikler arasında en yüksek emisyonun görüldüğünü söylüyor.

Bulgular, UPE'nin hayvanlarda canlılığın ve bitkilerde stres tepkisinin hassas bir göstergesi olabileceğini ortaya koyuyor.

Bilim insanları bu çalışmanın gelecekteki araştırmalar ve klinik teşhisler için UPE görüntülemenin geliştirilmesine katkı sağlamasını umuyor. Araştırmacılar, "UPE görüntüleme, hayvanlarda canlılığın ve bitkilerin strese verdiği tepkilerin invazif olmayan, etiket gerektirmeyen bir şekilde görüntülenmesine olanak sağlıyor" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe