ABD'li uzmanlar: DEAŞ bitmiş değil

ABD'li uzmanlar: DEAŞ bitmiş değil
TT

ABD'li uzmanlar: DEAŞ bitmiş değil

ABD'li uzmanlar: DEAŞ bitmiş değil

ABD’li üst düzey yetkililerin, DEAŞ lideri Ebubekir el-Bağdadi’nin öldürülmesinin, örgütün faaliyetlerinin bitmesinde önemli bir adım olduğunu açıklamalarına rağmen ABD’li uzmanlar, DEAŞ tehdidin devam ettiğini düşünüyor.
Operasyon sürecine övgüde bulunan üst düzey yetkililer arasında bulunan ABD Savunma Bakanı Mark Esper, önceki gün bir televizyon kanalına verdiği röportajda, “Önemli olan şey, DEAŞ kurucusunun öldüğü gerçekliğini kutlamak. Bu adım, DEAŞ’ın yenilgisine olan bağlılığımızı gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Bağdadi’nin öldürüldüğü haberi, ABD’li uzmanların bölgedeki ABD askeri varlığının azaltılması ile ortaya çıkan endişelerin ifade edildiği bir zamana denk geldi.
Washington’daki Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi (CSIS) uzmanı ve Afganistan'daki ABD Özel Harekat Kuvvetleri Komutanlığı’nın eski danışmanı Seth G. Jones, dün yaptığı açıklamada, ABD’nin DEAŞ’tan kalan toprakları geri kazanması adına ya Suriye hükümetine doğrudan ve ya dolaylı yoldan destek vermesi gerektiğini, ya da yerel Kürt müttefiklerini destekleme arasında seçim yapması gerektiğini söyledi.
Jones, açıklamasında, ABD’nin şu an için hiçbir şey yapmamaya karar vermesinin, sorunu çözmeyeceğini dile getirdi.
ABD eski Başkanı Barack Obama döneminde Savunma Bakanlığı’nın özel sekreteri olan ve şu an için Atlantik Araştırma Konseyi'nde uzman olarak görev yapan William Fisher, konu ile ilgili yaptığı açılamada, Trump’ın DEAŞ meselesini ortadan kaldırma konusunda istekli ve yetenekli olacak başka bir kurumun olmasını umduğunu söyleyerek, ancak bölgedeki başka hiçbir varlığın bunu yapamayacağını ifade etti. Fisher, açıklamasında, bunun nedenini, “Bölgede başka bir kuruluş olsaydı, DEAŞ olmazdı” sözleriyle ifade etti.
Uzman Fisher, açıklamasında, ABD’nin bölgedeki varlığına rağmen Rusya’nın müdahalesine kapı açan olaya da atıfta bulundu.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert C. O'Brien ise önceki gün yaptığı açıklamada, “Rusya gerçek bir müttefik değil. Başkan öyle düşünmüyor. Bende öyle düşünmüyorum. Rusya ile çıkarlarımız çakışırsa, onlar ile çalışmamak için hiçbir sebep yok” ifadelerini kullandı.
Terörle mücadele alanında eski bir CIA uzmanı olan Mark Polymer tarafından yapılan açıklmada, “Bölgedeki etkimizi artırabilmek adına yıllar değilse de aylara ihtiyacımız var. Örneğin, Bağdadi’nin öldürüldüğü yerin sırlarını bilmek gibi. Elbette müttefiklerimizden, istihbarat yetkililerinden ve teknolojiden yararlanarak raporlar alabiliriz.  Ama bu uzun bir zaman alıyor, sabra ihtiyaç var” dedi.
Bağdadi’nin öldürülmesine ilişkin açıklamalarda da bulunan eski CIA uzmanı, “Bugün büyük bir gün, ancak DEAŞ tehdit olmaya devam ettikçe, Suriye’de az sayıda bile olsa kalmamız gerektiği açıkça hatırlatılmalı” dedi.
Terörle mücadele alanında eski bir CIA uzmanı olan Daniel Hoffman ise istihbarat toplamanın zorluğuna dikkat çekerek, Kürtler gibi işbirlikçilerin bulunması gerektiğine dikkati çekti.



Çin yapay zekayla “yumuşak gücünü” artırıyor

Çin ve ABD arasındaki yapay zeka yarışı kızışıyor (Reuters)
Çin ve ABD arasındaki yapay zeka yarışı kızışıyor (Reuters)
TT

Çin yapay zekayla “yumuşak gücünü” artırıyor

Çin ve ABD arasındaki yapay zeka yarışı kızışıyor (Reuters)
Çin ve ABD arasındaki yapay zeka yarışı kızışıyor (Reuters)

Çin yapay zeka yarışında öne geçmek için milyarlarca dolarlık yatırım yapıyor.

Çinli firmalar, 10 yılı aşkın süredir yapay zeka, elektrikli araç ve güneş panelleri gibi stratejik sektörlerde yerli üretimi artırmaya çalışıyor.

New York Times, Çinli şirketlerin Pekin yönetiminin sağladığı fonlarla özellikle yapay zeka alanında ABD’li firmaları geçmek için yatırımları artırdığını yazıyor. 

ABD’de yapay zeka altyapısının büyük ölçüde özel sektör yatırımlarıyla geliştiğine, Çin’deyse veri merkezleri, sunucular ve yarı iletkenler gibi kritik altyapıların devlet tarafından finanse edildiğine dikkat çekiliyor.

Pekin yönetimi, 2014’ten bu yana sadece yarı iletken sanayisine 100 milyar dolar yatırım yaptı. 

Bu yıl nisanda alınan kararla, yeni yapay zeka girişimlerine destek için 8,5 milyar dolarlık fon ayrıldı. 

Bunlara ek olarak ABD merkezli OpenAI ve Google ücretli, kapalı sistemler sunarken, Çinli firmalar açık kaynak sistemlerle dünya genelindeki mühendislerin ilgisini çekmeyi hedefliyor.

Alibaba, ByteDance, Huawei ve Baidu gibi büyük Çinli şirketler, son bir yılda üst düzey açık kaynak modeller yayımladı. Bu stratejiyle sadece teknik ilerleme değil, küresel nüfuz artışı da hedefliyor.

Yapay zeka teknolojilerine yatırım yapan ABD merkezli serbest yatırım fonu Interconnected Capital'in kurucusu Kevin Xu, şunları söylüyor: 

Açık kaynak, teknolojik anlamda yumuşak güçtür. Teknolojinin Hollywood’u veya Big Mac'i gibidir.

Diğer yandan analizde, devlet yönlendirmesinin baskın olması nedeniyle yapay zeka sektörünün bazı teknolojik değişimlere adaptasyonunun geciktiğine dikkat çekiliyor. Çinli şirketlerin uzun süre yüz tanıma gibi geleneksel yapay zeka sistemlerine odaklandığı, üretken yapay zeka modellerindeki sıçramalara ilk etapta yetişemediği aktarılıyor. 

Analizde, iki ülke arasındaki rekabetin ideolojik bir boyutu olduğu değerlendirmesi de paylaşılıyor. Popüler yapay zeka destekli sohbet botlarından ChatGPT’yi tasarlayan OpenAI’ın kurucusu Sam Altman, Amerikan ve Çinli şirketler arasındaki rekabeti “demokratik ve otoriter yapay zeka” mücadelesi gibi gördüğünü söylemişti. 

Independent Türkçe, New York Times, Washington Post