Fas'ta iki İskandinav turistin katillerine verilen idam cezası onaylandı

Sanıkların bir önceki duruşmada mahkemeye getirilme görüntüsü (Arşiv - AFP)
Sanıkların bir önceki duruşmada mahkemeye getirilme görüntüsü (Arşiv - AFP)
TT

Fas'ta iki İskandinav turistin katillerine verilen idam cezası onaylandı

Sanıkların bir önceki duruşmada mahkemeye getirilme görüntüsü (Arşiv - AFP)
Sanıkların bir önceki duruşmada mahkemeye getirilme görüntüsü (Arşiv - AFP)

Fas yargısı çarşamba gecesi, DEAŞ adına geçen yılın sonlarında iki İskandinav turisti öldürdüğünü itiraf eden üç sanığın idam cezasını onayladı. Bir önceki duruşmada müebbet hapis verilen sanığın cezası da idama çevrildi.
Rabat yakınlarında, Sale'deki terör suçlarına bakan mahkemede diğer 20 sanık hakkında 5 ila 30 yıl arasında hapis hükmü verdi. Sanıklardan birinin cezası 15 yıldan 20 yıla çıkarıldı.
İki kadın, 24 yaşındaki Danimarkalı Louisa Vesterager Jespersen ile 28 yaşındaki Norveçli Maren Ueland 2018 sonlarında tatile girrikleri Marakeş'in eteklerindeki dağlık bir alanda öldürüldü.
İki turisti öldürmekle suçlanan üç sanık, temyizdeki duruşmalarının tamamlanmasından kısa bir süre önce yaptıkları açıklamada mahkemeyi tekfir ettiler. Davanın baş sanığı kendisi hakkında idam cezasısın uygulanmasını talep etti.
AFP'ye göre, 25 yaşındaki Abdussamed el-Cud, 27 yaşındaki Yunus Uziyad ve 33 yaşındaki Reşid Afati'nin "cinayet ve terör çetesi kurmak"dahil birçok suçtan, temmuz ayında idam cezasına çarptırılmalarına hükmedilmişti.
El-Cud, çarşamba günü polis kordonunda hakim karşısına çıktı. “Eğer beni idama mahkum edecekseniz bunu uygulamanızı bekleyeceğim. Sizi ve sizin kanunlarınızı tekfir ediyoruz" dedi.
Suç ortağı Yunus Uziyad ise daha sakin bir ses tonuyla yaptığı açıklamada “Sizlerden biriyiz. Ancak sizin ve bizim aramızda düşmanlık ve nefret var” ifadesini kullandı.
Mahkemeyi izleyenler söz kousu açıklamalara tepki gösterdi. Ancak hakim, sanığın kendi görüşünü ifade etme hakkına sahip olduğunu belirterek salonda bulunanlara sessiz kalmaları gereğini hatırlattı. Reşid Afati ise açıklamasında “Ey kafirler; sizin dininiz size benimki de bana” dedi.
Üç sanık, ülkenin güneyindeki Marakeş'in eteklerindeki dağlık bir alanda tatilde olan iki kurbanın kafasını kestiklerini ve Fas'ta şok etkisine neden olan suçu sosyal medyada yayınlamak için korkunç bir video kaydı çektikleri itiraflarını yinelediler.
Ayrıca suç sonrası yayınlanan bir videoda da DEAŞ'ın eski lideri Ebu Bekir el Bağdadi'ye bağlılıklarını duyurdular.
Sanıkların suçun işlenmesinden önce olay yerinden ayrılan dördüncü bir ortakları daha vardı. 33 yaşındaki Abdurrahim Hayali, önceki duruşmada ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Hayali açıklamasında "masum" olduğunu söyledi. Ancak savcı daha önceki oturumda verilen müebbet cezasının idama çevrilmesini talep etti. Ayrıca diğer katillerin idam hükmünün de uygulanmasını istedi.
Her ne kadar mahkeme kararını vermiş olsa da idam uygulaması 1993 yılından bu yana Fas'ta askıya alınmış durumda.
Yaşları 20 ile 50 arasında değişen diğer 20 sanık “terör örgütü kurmak”, “terörü övmek” ve “suçu bildirmemek” suçlarından 5 ila 30 yıl hapis cezalarına çarptırıldı.
Sanıklardan bazılarının gözyaşları içinde yaptıkları son savunmalarda masum olduklarını belirterek aşırılık yanlısı fikirlere sahip olduklarını kabul etmedi.
Bazı sanıklar daha önceki halka açık oturumlarda DEAŞ'ı desteklediklerini belirtmişti.



Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
TT

Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)

Hamas, dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesiminde büyük bir aşiretin üyelerini, diğer suçlamaların yanı sıra anarşi ve yardım tırlarının yağmalanması olaylarına karıştıkları iddiasıyla öldürdü. Olay, İsrail'in, Hamas ile El Fetih'e bağlı bazı aktivistler ya da bazı Filistinli aileler arasındaki farklılıkları istismar etmeye ve onları Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak için ordusuyla koordineli çalışan silahlı milisler haline gelmiş gibi göstererek kendi çıkarlarına hizmet etmek için kullanmaya çalıştığı bir dönemde meydana geldi.

İsrail, Gazze Şeridi'nde 20 aydır sürdürdüğü savaşın başından bu yana, El Fetih aktivistlerinin ya da Gazze Şeridi'ndeki bazı aşiret üyelerinin Hamas'a yönelik düşmanlıklarını istismar ederek, Hamas'a karşı silahlı gruplar oluşturmaya çalıştı. Ekim 2023'ten bu yana savaşta yaşadığı gerilemelere rağmen Gazze Şeridi'ni yönetmeye devam eden Hamas ise bu yaklaşıma, İsrail'le bağlantısı olduğundan şüphelenilen bir dizi kişiyi infaz ederek karşılık verdi.

Hamas'ın son operasyonunda dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta büyük bir aşirete mensup yaklaşık 12 Filistinli öldürüldü. Söz konusu aşiretin üyeleri, Deyr el-Balah'ın doğusunda İsrail güçlerinin konuşlandığı bölgelerde ya da yakınlarında bulunuyordu.

Şarku’l Avsat'a konuşan saha kaynakları, öldürülenlerin bir kısmının son zamanlarda yaşanan anarşinin ve yardım tırlarını yağmalama girişimlerinin arkasında olduklarından şüphelenildiğini bildirdi. Bazılarının ise İsrail için casusluk faaliyeti yürüttüklerini iddia eden kaynaklar, bunun da Hamas kaynakları tarafından doğrulandığını söyledi.

İsrail'in Hamas'la mücadele etmek için desteklemeye çalıştığı, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın bazı bölgelerinde, İsrail'in tamamen işgal ettiği ve sakinlerini yerinden ettiği bölgelerde bulunan Yaser Ebu Şebab silahlı grubu gibi pek çok benzer vaka olduğu açık. Filistin Yönetimi, Ebu Şebab'ın kendisiyle olan ilişkisini reddetmiş olsa da Ebu Şebab, Filistin Yönetimi'ne atıfta bulunarak defalarca ‘Filistin meşruiyeti’ altında faaliyet gösterdiğini iddia etti.

Yedioth Ahronoth gazetesinde yayınlanan bir habere göre İsrail ordusu, Gazze ve Han Yunus'ta faaliyet gösteren ve üyeleri El Fetih üyesi ya da Filistin Yönetimi güvenlik servisleri mensubu olan iki silahlı grupla koordinasyon kurmaya başladı. Bu gruplar Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak amacıyla mali destek alıyor.

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)

Haberde Rami Halas adlı bir kişinin liderliğindeki silahlı grubun, Gazze şehrinin Şucaiye mahallesinde faaliyet gösterdiği ve mahalle içindeki Hamas mensuplarına karşı operasyonlar düzenlediği, ikinci grubun ise Yaser Hanidek tarafından yönetildiği ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta faaliyet gösterdiği belirtildi.

Haberde bu iki grubun İsrail'den silah ve insani yardım desteği aldığı, üyelerinin ise Filistin Yönetimi'nden maaş aldığı iddia edildi.

Söz konusu haber üzerine Yaser Hanidek bir video yayınlayarak, İsrail'in iddialarını yalanladı ve kendisine yöneltilen suçlamaları reddettiğini vurgulayarak halen Han Yunus'ta olduğunu, normal bir şekilde çalıştığını, anarşiyi reddettiğini, direnişin yanında yer aldığını ve direnişin sırtında bir hançer olmayacağını söyledi. Bununla birlikte, iki kardeşinin ölümüne neden olan ailevi anlaşmazlıkların kendisini silahlanmaya ittiğini belirterek, İsrail, El Fetih ya da Filistin Yönetimi'nin herhangi bir kurumuyla hiçbir bağı olmadığını açıkladı.

Öte yandan, tanınmış Halas ailesi vatanseverlik dışı her türlü eylemi reddeden bir açıklama yayınlayarak, Filistinlilerin genel tutumunun dışındaki her türlü davranışı reddettiklerini vurguladı.

Bu ailenin mensuplarınn çoğu El Fetih'e mensup, ancak aralarında Hamas ve İslami Cihad Hareketi üyeleri de var.

Gazze Şeridi’ndeki İçişleri ve Ulusal Güvenlik Bakanlığı Ebu Şebab'a teslim olması için 10 gün süre vermiş, ‘vatana ihanet’, ‘casusluk’, ‘silahlı hücre kurmak’ ve ‘silahlı isyan’ ile suçlamış, teslim olmaması halinde gıyabında yargılamakla tehdit etmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bir aydan uzun bir süre önce İsrail'in Hamas'a muhalif silahlı grupları desteklediğini itiraf etmişti.

Hamas sık sık kamuoyu önünde İsrail'i Gazze Şeridi'ndeki kaosun arkasında olmakla suçluyor ve daha önceki açıklamalarına göre ‘vatandaşların güvenliğine müdahale etmeye cesaret eden herkese karşı demir yumrukla saldıracağını’ vurguluyor.

Hamas, Gazze Şeridi'ndeki büyük kaos ortamında güvenlik durumunun kontrolünü yeniden ele geçirmek için ateşkesten faydalanıyor ki bunu, iki aydan fazla süren bir önceki ateşkes sırasında da yapmıştı. Hareket son zamanlarda silahlı adamlara, tüccarlara, çetelere, hırsızlara ve İsrail'le iş birliği yapanlara karşı daha kapsamlı güvenlik operasyonları düzenlemeye ve bu kişileri infaz etmeye ya da yaralamaya başladı.