Fas’ta DEAŞ operasyonu: Kimyasal maddeler ele geçirildi

Fas polisinin ele geçirdiği ateşli silahlar, çeşitli mühimmatlar ve DEAŞ bayrakları (Arşiv)
Fas polisinin ele geçirdiği ateşli silahlar, çeşitli mühimmatlar ve DEAŞ bayrakları (Arşiv)
TT

Fas’ta DEAŞ operasyonu: Kimyasal maddeler ele geçirildi

Fas polisinin ele geçirdiği ateşli silahlar, çeşitli mühimmatlar ve DEAŞ bayrakları (Arşiv)
Fas polisinin ele geçirdiği ateşli silahlar, çeşitli mühimmatlar ve DEAŞ bayrakları (Arşiv)

Fas İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, geçtiğimiz hafta, DEAŞ’ın terör hücrelerine yönelik yürütülen operasyonda kimyasal maddeler ele geçirildiğini duyurdu.
Bu maddelerin patlayıcı cihazların üretiminde kullanılan kimyasal maddeler olduğu ortaya çıktı. Aynı şekilde bu maddelerin insan ve çevre üzerinde ciddi etkileri olan ölümcül toksinlerin hazırlanmasında kullanıldığı tespit edildi.
Bakanlıktan dün yapılan açıklamada, DEAŞ’a bağlı terör hücresinde ele geçirilen ateşli silahların iyi durumda ve kullanışlı olduğu belirtildi. Elektrik maddelerinin ise enerji üretmek ve patlamanın gücünü iki katına çıkarmak için kaynak olarak kullanılan bileşenler olduğu ifade edildi.
İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, Kazablanka-Şafşavan yolunda, Tamaris'de (Dar Bouazzave banliyosu) faaliyet gösteren yedi DEAŞ yanlısından oluşan bir terör hücresinin istihbarat bilgileri ışığında çökertilerek, olası bir saldırının engellendiği duyuruldu. Söz konusu teröristlerin altyapıyı ve hayati noktaları hedef almayı planladığı aktarıldı. Açıklamada, bu davadaki şüphelilerle ilgili yetkili savcılık gözetiminde soruşturmanın devam ettiği belirtildi.
Fas Krallığı Yargı Soruşturma Merkez Ofisi Müdürü Abdulhak el-Hayyam, DEAŞ’a bağlı terör hücresinin 25 Ekim Cuma günü çökertildiğini açıkladı ve söz konusu teröristlerin ülke içerisinde korku iklimi oluşturmak için büyük operasyonlar yapmayı hedeflediğini belirtti. Hayyam, “Teröristler ülkenin ekonomik güvenliği için hassas bölgelere saldırmayı planlıyordu, özellikle de Dar Bouazzave banliyosüne. Terör saldırısının hedefi Fas’ı kan gölüne çevirmekti” açıklamasında bulundu.
Terör hücresinin, Fas’ın kuzeyinde bir dağ üssü kurmanın hazırlıklarını yaptığı ve burayı DEAŞ’e bağlı bir il olarak ilan etmeye hazırlandığı belirtildi. Bu terör hücresi liderinin terör yanlısı bir ideolojik söylemi benimsediği ifade edildi. 2016 yılında Sahel bölgesinde DEAŞ’a katılmak için bir girişimde bulunduğu, ayrıca daha önce sosyal medya aracılığıyla örgüt içindeki liderlerle de temas kurduğu belirtildi..
Fas güvenlik yetkilisi, hücre liderinin ayrıca Suriye uyruklu olması muhtemel olan DEAŞ’lı bir yetkili ile temas halinde olduğunu ortaya çıkardı. DEAŞ’lı yetkili ona örgütün Fas'ta, özellikle de Kazablanka'da terör operasyonları yürütmek için gerekli olan lojistik ekipmanı sağlamaya hazır olduğunu belirtti.



Ürdün güvenlik güçleri ülkenin kuzeyinde bir terör hücresi ile mücadele ediyor

Ürdün güvenlik güçleri, (Arşiv- Reuters)
Ürdün güvenlik güçleri, (Arşiv- Reuters)
TT

Ürdün güvenlik güçleri ülkenin kuzeyinde bir terör hücresi ile mücadele ediyor

Ürdün güvenlik güçleri, (Arşiv- Reuters)
Ürdün güvenlik güçleri, (Arşiv- Reuters)

Ürdün Enformasyon Bakanı Muhammed el- Mumeni, dün yaptığı açıklamada, "Güvenlik güçlerinin Ramtha bölgesinde kanun kaçaklarına yönelik bir güvenlik operasyonu düzenlediğini" duyurdu. Mumeni "X" platformunda yaptığı paylaşımda, "Operasyonun tamamlanmasının ardından yetkili güvenlik makamları tarafından ayrıntıların açıklanacağını" belirtti.

Hükümet sözcüsü daha fazla ayrıntı vermezken, Ürdün kaynakları dün gece "özel bir güvenlik gücünün, krallığın kuzeyinde, Suriye sınırına yakın Ramtha kentinin merkezinde konuşlanmış bir terörist (Tekfiri) gruba yönelik güvenlik operasyonu düzenlediğini" doğruladı.

Doğrulanamayan ön bilgilere göre, güvenlik güçleri DEAŞ bağlantılı olduğu düşünülen bir hücrenin üç üyesini tutukladı, bir kişiyi de öldürdü. Bazı haberlere göre güvenlik görevlileri arasında da yaralanmalar var.


Birleşmiş Milletler, Guterres'in yerine geçecek yeni Genel Sekreteri seçmek için süreci başlattı

New York'taki genel merkez binasının önündeki Birleşmiş Milletler logosu (Reuters)
New York'taki genel merkez binasının önündeki Birleşmiş Milletler logosu (Reuters)
TT

Birleşmiş Milletler, Guterres'in yerine geçecek yeni Genel Sekreteri seçmek için süreci başlattı

New York'taki genel merkez binasının önündeki Birleşmiş Milletler logosu (Reuters)
New York'taki genel merkez binasının önündeki Birleşmiş Milletler logosu (Reuters)

BM Genel Sekreteri'nin seçilme süreci, üye devletlerden 1 Ocak 2027'de göreve başlayacak görev için aday göstermelerinin istenmesinin ardından dün resmen başladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre 15 üyeli Güvenlik Konseyi ve 193 üyeli Genel Kurul Başkanı ortak bir mektupta aday gösterilmesi çağrısında bulunarak, uluslararası örgütün başkanı olarak António Guterres'in yerini alma yarışının başladığını duyurdu.

Mektupta şu ifadelere yer verildi: "Daha önce hiçbir kadının Genel Sekreterlik görevini üstlenmemiş olmasından duyduğumuz üzüntüyü dile getirirken, kadınlar ve erkekler için üst düzey karar alma pozisyonlarına erişimde eşit fırsatların sağlanmasının gerekliliğine inanıyoruz. Üye Devletleri kadınları aday göstermeyi ciddi şekilde değerlendirmeye teşvik ediyoruz... ve Genel Sekreter seçiminde bölgesel çeşitliliğin önemini vurguluyoruz."

Güvenlik Konseyi, gelecek yılın ilerleyen dönemlerinde Birleşmiş Milletler'in onuncu Genel Sekreteri olarak seçilmek üzere Genel Kurul'a resmen bir aday önerecek.

Sonuç olarak, veto yetkisine sahip olan Konsey'in beş daimi üyesi (ABD, Rusya, İngiltere, Çin ve Fransa) bir aday üzerinde anlaşmak zorunda.


Şam, kıyı şeridindeki "yerinden yönetim" gösterilerinin ardından isyan uyarısında bulundu

Batı Suriye'nin Lazkiye kentindeki bir gösteriden (AFP)
Batı Suriye'nin Lazkiye kentindeki bir gösteriden (AFP)
TT

Şam, kıyı şeridindeki "yerinden yönetim" gösterilerinin ardından isyan uyarısında bulundu

Batı Suriye'nin Lazkiye kentindeki bir gösteriden (AFP)
Batı Suriye'nin Lazkiye kentindeki bir gösteriden (AFP)

Suriye yetkilileri dün, bazı kıyı kentlerinde "yerinden yönetim" ve tutukluların serbest bırakılması talebiyle düzenlenen gösterilerin ardından, "toplumsal yapıyı bozmayı ve fitne çıkarmayı amaçlayan dış çağrılara kapılmamak" konusunda uyarıda bulundu.

Hükümete yakın kaynaklar, Şarku'l Avsat'a, "Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'nın Washington ziyaretinin olumlu sonuçlarının ardından ülke içindeki bazı grupların şüpheli faaliyetlerinin yoğunlaştığını" söyledi. "Bu gruplar, azınlıklar sorununu kendi gündemlerini ilerletmek için kullanarak Suriye'yi kaosa sürüklemekle ilgilenen tanınmış yabancı oluşumlarla bağlantılı. Ülkenin önümüzdeki günlerde DEAŞ hücrelerinin faaliyetlerine ve organize isyanlara tanık olması bekleniyor."

Alevi mezhebine mensup yüzlerce genç, başta "Yüksek Alevi İslam Konseyi" Başkanı Muvaffak Gazal olmak üzere din adamlarının çağrıları üzerine sokaklara döküldü.