Lübnan'da yeni hükümetin kurulması için sokağın baskısı artıyor

Elinde siyasi tabakaya olan güvensizliği ifade eden pankartı taşıyan bir protestocu. (EPA)
Elinde siyasi tabakaya olan güvensizliği ifade eden pankartı taşıyan bir protestocu. (EPA)
TT

Lübnan'da yeni hükümetin kurulması için sokağın baskısı artıyor

Elinde siyasi tabakaya olan güvensizliği ifade eden pankartı taşıyan bir protestocu. (EPA)
Elinde siyasi tabakaya olan güvensizliği ifade eden pankartı taşıyan bir protestocu. (EPA)

Lübnan sokaklarındaki gerginlik, yeni hükümetin kurulmasının hızlandırılması için baskı oluşturmaya devam ediyor. Yeni başbakanla ilgili anlaşmaya dair belirsizlikler, siyasi bloklar arasında başbakan adaylığı konusunda anlaşma sağlamak üzere önümüzdeki hafta yapılması beklenen meclis istişareleri öncesinde de sürüyor.
Şarku'l Avsat”a konuşan kaynaklar "halkın taleplerini dinleyen" bir "kurtarma hükümeti" kurma çağrıları ve baskının ortasında bir sonraki hükümetin şeklini belirlemek için temaslar yürütülmesini beklediklerini aktardı.
Gelişmelerle başa çıkmada "diğer hükümetlerden farklı olması gereken" bir sonraki hükümetin ana hatlarını belirlemek için temasların hareketelendirilmesine rağmen sokak, siyasi güçlere oluşum prosedürlerini hızlandırmaları için (Sayda'da orduyla çatışmaya ve yaralanmalara da neden olan) yolları keserek ek bir baskı uyguladı. Lübnan'ın resmi Ulusal Haber Ajansı'nın aktardığına göre olay Elia kavşağındaki göstericilerle yolu kapatmalarını engelleyen ordu mensupları arasında meydana geldi.
Sayda'daki protestocular, "eyleme devam" çağrısında bulunan sloganlar eşliğinde şehrin sokaklarında yürüdükten sonra Lübnan Bankası önündeki yolu trafiğe kapattı.
Beyrut'ta birçok protestocu etrafa dağıldı ve Helou Kışlası'nın önündeki Mar Elias yolunu her iki yönde de kestil. Söz konusu eylem, bir dizi göstericinin Baabda'daki başkanlık sarayı çevresinde "Hepiniz derken hepinizi kastediyoruz, bitmedi" sloganıyla ve ellerinde “görüşmeler şimdi” yazılı pankartlarla harekete geçmelerinden saatler sonra düzenlendi. Protestocular bir süre yolu kesti ve meclis görüşmelerinin hızlandırılması ve gerekli niteliklere sahip bir hükümet başkanı görevlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Sürecin önümüzdeki pazartesi günü bitmeden tamamlanmasını istediler. Görevlendirilen başbakanın en fazla iki hafta içinde kadınların da katılım gösterdiği bir kurtarma hükümeti kurması gerektiğini de taleplerine eklediler.
Sokağın baskısına paralel olarak siyasi partiler de bir sonraki hükümet için vizyonlarını duyurmaya başladı. Lübnan Kuvvetleri Partisi Başkanı Samir Caca, bir kurtarma planının gerekli olduğunu ve tüm partilerin ellerinden  geleni yapmalarının ardından öncekilerden farklı bir hükümetin kurulmasını istedi. Caca, “Bu hükümetin bağımsız olmasını istiyoruz. Yani tamamen bağımsız ve yetkin kişiliklerden oluşmalıdır" dedi.
Partisinin olağan toplantısında konuşan Caca,uzmanlar hükümetinin sınırların çizilmesi ile savaş kararı veya yerlerinden edilen Suriyelilerin sorunuyla başa çıkamayacağı söylentilerini "yeni bir hükümete gidilmemesi için bahaneler" olarak değerlendirdi. Teknokratlardan oluşan bir hükümet çağrısında bulunan Caca “Siyasi hükümetler başarılı olsaydı sokaktan bu yanıtı almazdık” dedi. Caca, yeni bir hükümet kurulmazsa ülkenin her anlamda daha da kötüye gideceğini, düzenleme hükümetinin artık yararlı olmayacağını ve ülkeyi kurtaracak adımın bir kurtarma hükümeti olduğunu belirtti. Bağımsız kişiler ve yeni yüzlerden oluşan bir hükümetin insanlara olumlu yansıması gerektiğini vurguladı.
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah da "halkın taleplerini dinleyen" bir hükümet vizyonuna işaret ederek "mümkün olan en kısa sürede yeni bir hükümetin kurulmasını" talep etti.
Nasrallah, Lübnanlıları "güç boşluğu oluşmamasını savunmaya ve yakın gelecekte halkın sesini dinleyen ve güveni geri kazanmak amacıyla insanlara yanıt verecek programlar geliştiren yeni bir hükümet kurmaya” çağırdı. Hükümetin iş ve şeffaflığın güven ve ciddiyetini uyandıran tüm unsurları sağlaması gerektiğini vurgulayarak "Netlik, dürüstlük ve şeffaflık olmadan ülkede bir çözüme ulaşamayız" dedi.
Nasrallah ayrıca ulusal çıkarlar için her sorunun aşılmasını ve tüm siyasi güçler, bloklar ve hareketler arasında diyaloga gidilmesini istedi.
Hizbullah'ın önceki hükümetlerde söz sahibi olmadığına ve hiçbir bakanlık almadığına işaret eden Nasrallah bu ithamların amacının "herhangi bir iktidar başarısızlığını Hizbullah'a yüklemek" olduğunu kaydetti.



BM raporu: Suriye kıyılarındaki ihlallerin arkasında hükümet talimatı yok

Suriye Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu Başkanı Paulo Sérgio Pinheiro (Birleşmiş Milletler)
Suriye Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu Başkanı Paulo Sérgio Pinheiro (Birleşmiş Milletler)
TT

BM raporu: Suriye kıyılarındaki ihlallerin arkasında hükümet talimatı yok

Suriye Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu Başkanı Paulo Sérgio Pinheiro (Birleşmiş Milletler)
Suriye Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu Başkanı Paulo Sérgio Pinheiro (Birleşmiş Milletler)

BM Suriye Soruşturma Komisyonu'nun dün yayınladığı bir raporda, Suriye'nin kıyı bölgesinde başlayan ve mart ayında bir dizi cinayetle sonuçlanan mezhep çatışmaları sırasında eski Devlet Başkanı Beşşar Esed'e bağlı militanlar ile Suriye hükümet güçleri tarafından savaş suçlarının işlenmiş olabileceği belirtildi. Ancak komisyon, "bu tür saldırıları gerçekleştirmek için bir hükümet politikası veya talimatı olduğuna dair herhangi bir kanıt bulamadığını" ifade etti.

Raporda, çoğunluğu sivillerden oluşan yaklaşık bin 400 kişinin, öncelikli olarak Alevi toplumunu hedef alan şiddet olaylarında öldürüldüğü belirtildi. Komisyon Başkanı Paulo Sérgio Pinheiro, "Raporumuzda belgelenen şiddetin boyutu ve vahşeti son derece rahatsız edici" ifadesini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre rapor, 200'den fazla mağdur ve görgü tanığıyla yapılan görüşmelere ve üç toplu mezara yapılan ziyaretlere dayanılarak hazırlandı.

ABD Özel Temsilcisi Tom Brake, raporu memnuniyetle karşılayarak, ihlallerin sorumlularının belirlenmesi yolunda “ciddi bir adım” olarak nitelendirdi ve birleşik bir Suriye için adaletin sağlanmasının önemini vurguladı.