DEAŞ, yeni liderleri hakkında bilgileri gizli tutmaya çalışıyor

DEAŞ, yeni liderleri hakkında bilgileri gizli tutmaya çalışıyor
TT

DEAŞ, yeni liderleri hakkında bilgileri gizli tutmaya çalışıyor

DEAŞ, yeni liderleri hakkında bilgileri gizli tutmaya çalışıyor

Dünya, terör örgütü DEAŞ’ın yeni liderleri Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi hakkında yeni bilgiler öğrenmeye çalışırken, örgüt ise yeni liderleri ile ilgili bilgileri gizli tutmaya çalışıyor.
DEAŞ örgütünün medya kolu olan el-Furkan web sitesinde geçtiğimiz Perşembe günü akşam saatlerinde yayınlanan ses kaydında detaylı bilgiye yer verilmeksizin DEAŞ’ın yeni liderinin Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi olduğu açıklanmıştı.  Ses kaydında, ayrıca Bağdadi ile öldürülen Ebu Hasan el-Muhacir’in yerine örgüt sözcüsü Ebu Hamza el-Kureyşi’nin atandığı bildirilmişti. 
ABD’li kaynaklar tarafından dün yapılan açıklamada ise el-Kureyşi’nin el-Hac Abdullah lakabı ve Muhammed Said Abdurrahman el-Mevla ismiyle tanındığı, Irak’taki El Kaide liderlerinden biri olduğu ve ABD’ye karşı savaştığı belirtildi. Aynı kaynaklara göre Kureyşi’nin 2014 yılında Irak’ta Yezidilere karşı gerçekleştirilen eylemlere de karıştığı belirtildi.
Terör örgütleri ile ilgili Mısır’da araştırmalar yapan uzmanlar, DEAŞ’ın Kureyşi’nin kimliğini gizleme çabasının örgüte bir darbe indirecek olan bölünmelerden endişe etmeleri ve yeni lideri koruma çabaları ile bağlantılı olduğunu düşünüyor. Uzmanlar, ayrıca Kureyşi künyesinin, örgüte liderliğin sembolü olduğu ve üye kazandırmak için özellikle kullanıldığını ifade etti.
Uzmanlar tarafından yapılan açıklamada, Kureyşi ve Haşimi künyeleri yeni lider isimlerinde kullanılmasının, seçim süreci ile ilgili anlaşmazlıklara işaret ettiği belirtildi. Ayrıca seçim sürecini reddeden ve yeni aşamada bölünme sinyalleri veren bir grubun da olduğuna dikkat çekildi.

Terör örgütleri ile ilgili araştırmalar yapan uzmanlardan Ahmed Ban, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “DEAŞ’ın açıkladığı Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi; yalnızca Ebubekir el-Bağdadi’nin halefinin künyesidir. El-Haşimi de el-Kureyşi de bir künyedir*. Çünkü bu gruplara göre halifenin Kureyşi olması gerektiğine dair sabit bir düşünce var. Örgüt liderlerinin iddialarına göre künyeler örgüte üye kazandırmanın ana fikri ve aracıdır. Ancak Kureyşi hakkındaki belirsizlik, onu herhangi bir saldırıdan korumaya çalışmaları açısından oldukça normaldir. Ancak benim görüşüm, Kureyşi’nin örgütte bilinmeyen biri olduğu yönünde” şeklinde konuştu.
Uzmanlar, liderler hakkındaki bilgi ve ayrıntıları gizleme yönteminin DEAŞ tarafından daha önce de kullanıldığına dikkat çekti. Bağdadi döneminde Ebu Hamza el-Muhacir, Savaş Bakanı olarak atanmış, ismi daha sonraki dönemde açıklanmıştı.
Bölünme endişesi yeni liderin ilanını hızlandırdı
Bağdadi’ye halef seçilmesi konusunda aceleci davranılması konusunda ise Ahmed Ban, “Bölünmelerden endişe ediliyor. Herhangi bir kimsenin DEAŞ hilafeti ve örgütün liderliğine talip olmasını engellemek amaçlandı” dedi.
Açıklamalarını sürdüren uzman Ban, sözlerini şöyle sürdürdü;
“DEAŞ’ın yeni sözcüsünün ABD’yi tehdit etmesi beklenen bir durum. Grubun intikam almaya çalışması da oldukça doğal. Eski halifenin öldürülmesine karşılık eşdeğer bir intikamın gerçekleşmesi, yeni halifenin meşruiyetinin bir parçasını oluşturuyor. Ancak örgütün içinde bulunduğu gerçek göz önüne alındığında bu tehdidin gerçekleşebileceğini düşünmüyorum” dedi.
DEAŞ Sözcüsü, “Bağdadi’nin ölümüne sevinmeyin” ifadelerini kullanarak, ABD’yi tehdit etmişti.
Bağdadi 2014'te Irak ve Suriye'nin geniş alanlarını ele geçirdikten sonra DEAŞ liderliğini üstlenmişti. Ancak geçtiğimiz aylarda Suriye ve Irak’ta yaşadıkları ağır kayıplar sonrası çok sayıda örgüt üyesi kaçmıştı.
Uzmanlar, DEAŞ’ın şu an büyük bir krizin içinde bulunduğuna dikkat çekti. Eski lider Bağdadi’nin örgütü kendisine aykırı gruplardan arındırdıktan sonra DEAŞ’ın ideolojik ve meşru lideri haline geldiğini söylediler. Örgüt, geçtiğimiz aylarda, içinde birinci ve ikinci saflarda yer alan liderlerini kaybetmesi nedeniyle önemli ölçüde zarar gördü.
Uzmanlar, DEAŞ’ta bölünmeler yaşanmasının beklendiğine dikkat çekti. Ancak bu bölünmelerin büyüklük ve etkilerinin örgütün iç işleri ile ilgili olduğu ifade eden uzmanlar, Kureyşi’nin ise Irak’taki El Kaide liderlerinden biri olduğunu söyledi.
“DEAŞ El Kaide’nin meşru oğludur”
Ban, “DEAŞ, El Kaide’nin meşru oğludur. Bu örgütlerin geçmişlerini ayrıştığı noktalar da vardır birleştiği noktalar da. Bağdadi’nin El Kaide’ye bağlı olan Ensaru’l İslam liderinin yanında gizlendiği göz önüne alındığında DEAŞ elemanlarının El Kaide ile birleşmesi veya bunun tam tersi her zaman mümkün” şeklinde konuştu.
Bu bağlamda gözlemciler, son yıllarda DEAŞ ve El Kaide aksi yönde hareketler olduğuna dikkat çekti. Bu iki örgüt arasında farklılıklar olduğu doğru ancak ortak noktaları da oldukça fazla.
*Örgütün yeni liderinin künyesinde sözde kan ve kabile bağıyla Hz. Peygamber ile ilişkilendirilme, dokunulmazlık, birleştiricilik ve hükmedicilik amaçlanarak Kureyş ve Haşimi soylarına aidiyet ifade eden el-Kureyşi ve el-Haşimi ifadelerine yer verildi.



Husiler tarafından batırılan gemideki Rus mürettebattan biri Yemen'de tedavi görüyor

Denizlerdeki gerilimin başlamasından bu yana Husilerin düzenlediği saldırılarda, dört gemi battı ve en az sekiz denizci öldü (AFP)
Denizlerdeki gerilimin başlamasından bu yana Husilerin düzenlediği saldırılarda, dört gemi battı ve en az sekiz denizci öldü (AFP)
TT

Husiler tarafından batırılan gemideki Rus mürettebattan biri Yemen'de tedavi görüyor

Denizlerdeki gerilimin başlamasından bu yana Husilerin düzenlediği saldırılarda, dört gemi battı ve en az sekiz denizci öldü (AFP)
Denizlerdeki gerilimin başlamasından bu yana Husilerin düzenlediği saldırılarda, dört gemi battı ve en az sekiz denizci öldü (AFP)

Rus haber ajansı RIA Novosti'nin dün bir kaynağa dayandırdığı haberine göre Husi militanları tarafından batırılan Yunan kargo gemisinin Rus mürettebatından biri Yemen'de tedavi görüyor.

Ajans, Rus denizcinin, gemi battıktan sonra Yemen donanması tarafından alınan bir dizi mürettebattan biri olan Aleksey Galaktionov olduğunu belirtti. Üst düzey bir kaynağa dayandırılan haberde, saldırıda yaralanan denizcinin durumunun iyiye gittiği belirtildi.

Deniz güvenliği sektöründeki kaynaklar daha önce yaptıkları açıklamada, sekiz mürettebat ve iki koruma görevlisi olmak üzere 10 denizcinin kurtarılarak Suudi Arabistan'a götürüldüğünü bildirmişlerdi. Kaynaklar, bir Rus hariç tüm mürettebat üyelerinin Filipinli olduğunu belirtti.

Kaynaklar, İran'la müttefik Husilerin, 22 mürettebat ve üç silahlı korumanın bulunduğu Liberya bandıralı "Eternity Sea" adlı gemiyi, iki gün boyunca donanmaya ait insansız hava araçları (İHA) ve roketatarlarla saldırdıktan sonra batırdığını belirtti.

Gemideki kalan 15 kişi kayıp olarak değerlendirildi ve onları bulmak için yürütülen özel arama operasyonu iptal edildi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Husiler, Kasım 2023'ten bu yana 100'den fazla gemiye saldırdı ve bunu, Gazze savaşı konusunda Filistinlilerle dayanışma amacıyla yaptıklarını belirttiler.