Irak’ta göstericilere karşı kullanılan gaz bombasına tepkihttps://turkish.aawsat.com/home/article/1974291/%E2%80%8Birak%E2%80%99ta-g%C3%B6stericilere-kar%C5%9F%C4%B1-kullan%C4%B1lan-gaz-bombas%C4%B1na-tepki
Irak’ta göstericilere karşı kullanılan gaz bombasına tepki
Bağdat’ta önceki gün göz yaşartıcı gaz bombasının dumanı arasında kalan bir gösterici (Reuters)
Bağdat/Fadıl en-Nişemi
TT
TT
Irak’ta göstericilere karşı kullanılan gaz bombasına tepki
Bağdat’ta önceki gün göz yaşartıcı gaz bombasının dumanı arasında kalan bir gösterici (Reuters)
Irak’ın başkenti Bağdat ve diğer şehirlerde yaşanan gösteriler sırasında vatandaşların yaralanmasına ve hatta ölümüne neden olan göz yaşartıcı gaz bombaları ülke içinde ve dışında oldukça tepki çekiyor. Son olarak Cuma günü başına gaz kapsülü isabet eden bir genç kız hayatını kaybetti. Bu nedenle konuyu ele alan yerel ve uluslararası hukuk örgütleri bu kapsüllerin büyük boyutundan ve üretiminde kullanılan malzemelerin çeşidinden dolayı gösterileri dağıtmak için kullanıldığına şüpheyle yaklaşıyor. Kimyasal Adil lakabı
Göstericiler, haftalardır kalabalığı dağıtmak için kullanılan gaz kapsüllerinden şikayet etmekte. Aktivistler tüm bu yaşananlardan Silahlı Kuvvetler Genel Komutanı sıfatıyla Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi’yi sorumlu tutuyor. Çoğu aktivist, Irak’ta 1980’li yıllarda Kürt köylerinin üzerine kimyasal bomba yağdırılması talimatını nedeniyle kendisine “Kimyasal Ali" adı verilen Ali Hasan el-Mecid'in lakabından esinlenerek Başbakan için “Kimyasal Adil” nitelemesini kullanmaya başladı.
Irak'ın eski Başbakanı ve Irak Minberi Topluluğu lideri İyad Allavi, dünkü açıklamasında, göstericilere karşı göz yaşartıcı gaz bombasının kullanılmasını kınadı.
Irak Minberi Topluluğu’ndan yapılan yazılı açıklamada, “Şu an Tahrir Meydanı’nda reform talebiyle bulunan barışçıl göstericiler hakkında korkunç şeyler duyuyoruz. Aktarılan bilgilere göre, bu kapsüllerin içindeki zehirli maddeler yüzlerce göstericinin yaralanmasına ve ölümüne yol açtı. Bu kapsüllerin kullanılması talimatını veren yetkililerin halk karşı işlediği bu suç unutulmayacak. Halk, kendi saygınlığını hiçe sayan ve hakkını gasp edenleri yargılayacaktır” ifadelerine yer verildi.
Uluslararası Af Örgütü’nün Cuma günü yayınladığı raporda, Irak'ın başkenti Bağdat'ta devam eden gösteriler sırasında 5 göstericinin, kafasına isabet eden göz yaşartıcı bomba ile hayatını kaybettiği aktarıldı. Açıklamada, normal göz yaşartıcı gaz bombalarından 10 kat daha ağır olan bu benzeri görülmemiş gazların durdurulması gerektiği vurgulandı.
Raporda, Iraklı göstericilere karşı kullanılan gaz kapsüllerinin ‘polisin gösterileri dağıtma hedefiyle kullandığı türden değil, askeri amaçlarla kullanılan bir tür olduğu” belirtiliyor.
Irak yönetimi Af Örgütü’nün iddialarına karşı henüz resmi bir açıklama yapmadı. Gaz bombaları yüzlerce kişiyi yaraladı
Şarku’l Avsat’a konuşan Iraklı aktivist Haydar İbrahim, “Ben bomba uzmanı değilim ancak geçtiğimiz son haftalarda Tahrir Meydanı ve diğer meydanlarda yaşananlar rapordaki bilgileri teyit ediyor. Bu cehennemvari gaz bombaları nedeniyle çok zor anlar yaşadık. Daha da garip olan şu ki, güvenlik güçleri bu gaz kapsüllerini boş alana atmak yerine doğrudan göstericileri hedef alıyordu” ifadelerini kullandı.
İbrahim, “Gaz bombaları nedeniyle boğulma tehlikesi geçiren yüzlerce yaralı gördüm. Bizzat kendim, merhum aktivist Safa es-Serray’ı hastaneye götürdüm. Başına isabet eden kapsül nedeniyle önce hayatını kaybetti” diye konuştu. Bomba avcıları
Gaz bombası meselesi Tahrir Meydanı’ndaki gençler arasında bir kahramanlık öyküsüne dönüştü. Zira kendilerine ‘bomba avcıları’ ismi veren bazı gençler, gaz bombalarının üzerini ıslak havlularla örterek imha ediyor.
Şarku’l Avsat’a konuşan Muhammed Mudil, “Göstericiler çeşitli ilkel yollarla gaz bombalarını imha etmekte ustalaştı. Bazen gazdan etkilenen kişinin yüzüne pepsi veya kola dökerek, bazen su ile maya karışımını kullanarak, bazen başlarına tencere koyarak, bazen de meydanda dağıtılan maske ve kaskları kullanarak korunmaya çalışıyorlar” dedi.
Gazze ateşkesi: Anlaşmanın imzalanacağına dair sinyaller artıyor
Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir mülteci kampına düzenlenen saldırıda yaralanan ve tedavisi altına alınan küçük bir kız çocuğu (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki ateşkes müzakereleri, arabulucu ABD'nin Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes için sunduğu yeni öneriyle yeni bir aşamaya girdi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın yaptığı açıklamada, ilk kez Hamas'ın talep ettiği savaşın sona erdirilmesi konusunun tartışılacağı vurgulanırken Hamas’ın öneriyi kabul etmesi gerektiği, aksi takdirde durumun daha da kötüye gideceği belirtildi. Şarku’l Avsat’a konuşan Hamas liderlerinden biri, bu sözlerin müzakerelere ivme kazandırdığını ve ABD tarafından İsrail üzerinde gerçek bir baskısı oluşturulması durumunda bir ateşkes anlaşması imzalanabileceğine dair yeni bir işaret taşıdığını söyledi.
Hamas Hareketi tarafından dün yazılı olarak yapılan basın açıklamasında, arabulucu kardeş ülkelerin, savaşan taraflar arasındaki uçurumun kapatılması, bir çerçeve anlaşmaya varılması ve ciddi müzakerelerin başlatılması için yoğun çaba sarf ettikleri belirtildi. Açıklamada Hamas’ın yüksek sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini ve arabulucuların önerilerini tartışmak üzere ulusal istişareler yürüttüğünü, saldırıların sona erdirilmesi, geri çekilmenin sağlanması ve Gazze Şeridi'ndeki halkımızın acil olarak yardım alması için bir anlaşmaya varılması için çalıştığını vurguladı.
Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir mülteci kampına düzenlenen saldırıda ölen Filistinlilerin cenaze töreninde yakınlarını kaybedenlerin gözyaşları ve feryatları (AFP)
Hamas'tan üst düzey bir yetkili dün Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, müzakere masasında, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un daha önce önerdiği çerçeve anlaşmasını içeren ve Katar'ın arabuluculuğunda üzerinde değişiklikler yapılan bir öneri olduğunu ve bu önerinin 60 günlük bir ateşkes ve bu süre içinde savaşı tamamen sona erdirecek bir anlaşma sağlanmasını öngördüğünü söyledi.
Hamas’ın İsrail'in Filistinlilere yönelik soykırımını sona erdirecek tüm önerilere açık olduğunu vurgulayan kaynak, Kahire'de bir Hamas heyetinin bulunduğunu belirterek, savaşın tamamen durdurulması, yardımların ulaştırılması ve İsrail'in Gazze'den çekilmesi olmak üzere üç temel talebin yerine getirilmesinin önemine dikkati çekti.
Hamas'ın şu anki tutumunu, Trump'ın Washington'da ABD’li ve İsrailli yetkililerle yaptığı toplantının ardından sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı, “İsrail, 60 günlük ateşkesin tamamlanması için gerekli şartları kabul etti ve bu süre zarfında savaşı sona erdirmek için tüm taraflarla birlikte çalışacağız” şeklindeki açıklamasından sonra sergilemeye başladı.
İsrail'in Han Yunus'un kuzeyindeki mülteci kampına düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
Barışı sağlamak için yoğun çaba sarf eden arabulucular Katar ve Mısır’ın bu nihai öneriyi sunacaklarını söyleyen Trump, “Ortadoğu'nun iyiliği için Hamas'ın bu anlaşmayı kabul etmesini umuyorum. Aksi takdirde durum düzelmeyecek, hatta daha da kötüye gidecek” ifadelerini kullandı.
Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Witkoff, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Başkan Yardımcısı JD Vance ve İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ile bir araya geldi.
İsrail gazetesi Haaretz, İsrailli bir kaynağın Dermer'in yeni öneriye insani yardım ve ateşkes süresince İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden kademeli olarak çekilmesini öngören maddeyi kabul ettiğini söylediğini bildirdi. Bunu ‘İsrail'in verdiği bir taviz’ olarak değerlendiren kaynak, buna karşın önerinin savaşı sona erdirmek için açık ve net bir taahhüt içermediğinin altını çizdi.
ABD Başkanı Trump salı günü gazetecilere yaptığı açıklamada, önümüzdeki hafta rehinelerin serbest bırakılması karşılığında ateşkes anlaşması sağlanmasını umduğunu söyledi. ABD merkezli haber sitesi Axios'a göre Trump, pazartesi günü Beyaz Saray'da Netanyahu ile görüşecek.
“Temel sorun”
Filistinli siyasi analist ve Hamas uzmanı İbrahim el-Medhun, mevcut bilgilere göre önerinin Hamas liderlerinin sınır dışı edilmesi veya silahlarının toplatılmasına ilişkin açık bir madde içermediğini söyledi. Medhun, “Öneri, ateşkesin sağlanmasına ve aşamalı bir takas anlaşmasının uygulanmasına odaklanıyor. Anlaşma, ilk günlerde sekiz rehinenin serbest bırakılmasıyla başlayacak ve 60’ıncı güne kadar aşamalı olarak devam edecek” dedi.
Ancak Medhun, Hamas’a göre önerinin savaşın kalıcı ve kapsamlı bir şekilde durdurulması için gerçek garantiler sunmaması ve özellikle Gazze Şeridi'ndeki felaketi ele almak için etkili bir insani protokolün uygulanmasını garanti etmemesi temel bir sorun teşkil ediyor.
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde yer alan ve yerinden edilmiş kişilerin sığındığı UNRWA'ya ait bir okuldaki yıkımı inceleyen Filistinliler (AFP)
Hamas'ın bu konudaki tutumuna değinen Medhun, Hamas’ın devam eden girişimlere büyük bir ciddiyet ve açıklıkla yaklaşacağını ve anlaşmanın sağlanacağına dair işaretlerin artmasıyla birlikte şartlı bir esneklik sergilediğini düşünüyor. Medhun’a göre bu tutum, iki önceliğe dayanıyor. Bunlardan biri saldırıların tamamen durdurulması, ikincisi ise herhangi bir bahaneyle soykırım ve açlık politikasına geri dönülmeyeceğine dair gerçek garantiler verilmesi ve bunun süre dolduğunda kapsamlı bir anlaşmaya varılamaması durumunda da geçerli olması.
Medhun'a göre Hamas, aşamalı çözümleri kabul etmeye karşı değil, ancak bunun için ‘önce savaşın durdurulması, ardından saldırı sonrası düzenlemelere geçilmesi, şantaj veya askeri baskı yapılmaması’ gibi açık ve kesin şartlar konulması gerektiğini savunuyor.
Washington'ın müzakerelere başlamadan önce savaşın durdurulmasını şart koşarak İran meselesini ele aldığı önceki deneyiminin, bu konuda örnek alınabilecek bir model olduğunu vurgulayan Filistinli siyasi analist, “Bombardıman altında müzakere yapılamaz ve katliamlar devam ederken güven inşa edilemez” dedi.
Trump'ın savaşı sona erdireceğine dair sözleri müzakerelere ivme kazandırsa da bu sözlerin ötesine geçip somut adımlar atılması gerekiyor.
“Fırsat kaçırılmamalı”
İsrail'in tutumu da bu gelişmelerden uzak değildi. ABD Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar dün sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı bir paylaşımda, Gazze Şeridi'nde tutulan rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla bir anlaşmaya varılması için ‘bu fırsatın kaçırılmaması’ gerektiğini söyledi. İsrailli Bakan paylaşımında “Halkın ve hükümetin büyük çoğunluğu rehinelerin serbest bırakılmasına yol açacak bir anlaşmayı destekliyor. Böyle bir fırsat kaçırılmamalı” diye yazdı.
Eski muhalefet lideri Yair Lapid, dün X platformundaki hesabından Netanyahu'ya tüm rehineleri geri getirmesini tavsiye ederek, “(Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar) Ben-Gvir ve (Maliye Bakanı Bezalel) Smotrich'in 13 milletvekiline karşı durmak için, rehine anlaşması için 23 milletvekilini güvenlik ağı olarak kullanabilirsiniz. Hepsini şimdi evlerine geri getirmeliyiz” diye seslendi.
İsrail televizyonu Kanal 12’nin aktardığına göre Lapid, Ben-Gvir ve Smotrich'in, Gazze Şeridi'nde ateşkes ve esir takası anlaşmasının imzalanmasını engellemek için hükümet koalisyonu içinde ortak hareket etme niyetinde olduklarını belirtti.
İsrail'de hem iktidar hem de muhalefet tarafından ateşkesin önemi hakkında konuşulurken, medya da bu konuya büyük ilgi gösteriyor. İsrail Yayın Kurumu (IBA), İsrail'e sunulan yeni öneriye göre 60 günlük bir ateşkesin ilan edileceğini, ilk gün sekiz rehinenin serbest bırakılacağını ve 50’nci günde iki rehinenin daha serbest kalacağını aktardı.
Haaretz gazetesi ise, yeni esir takası anlaşması taslağında, 60 günlük ateşkes süresi içinde bir anlaşmaya varılamaması halinde, arabulucuların İsrail ile Hamas arasındaki müzakereleri nihai bir anlaşmaya varılana kadar sürdürmekle yükümlü olacağını belirten bir maddenin yer aldığını doğruladı.
Bu değişiklikler çerçevesinde Medhun, yakında bir anlaşmaya varılması olasılığını dışlamazken, aksine ABD'nin uluslararası bir irade ortaya koyması ve İsrail’e saldırılarını açıkça ve kesin olarak durdurması için baskı yapması halinde, ateşkes anlaşmasına varılmasının her zamankinden daha mümkün olduğunu düşünüyor.
O, topun artık arabulucuların, özellikle de ABD'nin sahasında olduğunu ve onların girişimlerinin sadece bir kriz yönetimi değil, savaşın sona ermesi ve yeni bir dönemin başlaması için bir kapı olduğunu kanıtlamaları gerektiğini düşünüyor.
Topun artık arabulucuların, özellikle de ABD'nin sahasında olduğunu söyleyen Medhun, arabulucuların girişimlerinin sadece bir kriz yönetimi değil, savaşın sona ermesi ve yeni bir dönemin başlaması için aralanacak bir kapı olduğunu kanıtlamaları gerektiğini vurguladı.