Filistin: Mar Saba Manastırı bin 500 yıldır dimdik ayakta

Mar Saba Manastırı’ndaki doğal kaynak suyu, çeşitli hastalıkları iyileştiriyor (Independent)
Mar Saba Manastırı’ndaki doğal kaynak suyu, çeşitli hastalıkları iyileştiriyor (Independent)
TT

Filistin: Mar Saba Manastırı bin 500 yıldır dimdik ayakta

Mar Saba Manastırı’ndaki doğal kaynak suyu, çeşitli hastalıkları iyileştiriyor (Independent)
Mar Saba Manastırı’ndaki doğal kaynak suyu, çeşitli hastalıkları iyileştiriyor (Independent)

Rağda Atme
50 yaşındaki Sandy, Batı Şeria’daki Beytüllahim’de topallayarak yaklaşık 20 kilometre yol kat ederek geldiği 1500 yıllık bir şaheserin önünde durduğunda çok şaşırdı. Bu tarihi eser, kayalara oyulmuş Mar Saba Manastırı’ydı. Şaşırtıcı olan şey ise diğer tüm kadınlar gibi onun da dünyanın en eski manastırlarından biri olan bu manastıra girmesinin yasak olmasıydı. Manastırın içindeki Yunan Ortadoksu rahipler, bir kadın manastıra girdiği takdirde manastırda deprem olacağına ve Tanrı’yla iletişimlerinin kesileceğine öncekileri rahipler gibi kendilerini inandırmıştı. Kadınlar yalnızca manastırın girişindeki kapıda durabilir ve oradan içeriye bakabilirdi. Ya da bereket için manastırın doğal kaynak suyundan içebilirdi.
Elma yemek yasak!
MS 483’te Aziz Saba ve öğrencileri buraya geldiklerinde burada kendi kurallarının geçerli olacağı bir manastır inşa etmeye karar verdiler. Bugün bu kurallar hala geçerli. Bunlardan en dikkat çekeni ise manastırın içinde elma yemenin yasak olması. Zira Aziz Saba, zamanında manastırda elma yemek istemiş, ancak elmayı bir şeytan olarak gördüğü için burada elma yemek yasaklanmıştı.
Manastırın rahiplerinden olan Claritoche, Independent’a yaptığı açıklamada şu ifadelerde bulundu: “Manastırdayken dış dünyayla iletişimimizi kesiyor, kendimizi namaza ve oruç tutmaya adıyoruz. Manastır inşa edildiğinden beri buraya elektrik, su, internet ya da herhangi bir teknolojik hizmet sağlanmıyor. Zira bunlar ibadetlerimizi engelleyebilir. Su içmek ya da diğer ihtiyaçlarımızı karşılamak için manastırın yakınındaki doğal kaynağı kullanıyoruz”
UNESCO Dünya Mirası Listesi
Her yıl farklı ülkelerden yaklaşık 300.000 turist, Mar Saba Manastırı’nı ziyarete geliyor. Manastır, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alırsa bu sayının ikiye çıkması muhtemel. Farklı katmanlarda kaya üzerine oyulmuş olan manastır, tam bir şaheser özelliğini taşıyor. İçeride farklı farklı bölümlere ve odalara açılan merdivenler, kapılar ve koridorları bulunuyor. Bunlardan en öne çıkanı ise Aziz Saba’nın naaşının cam bir tabut içerisinde bulunduğu oda. Aynı odada manastırda ölen rahiplerin ve din adamlarının mezarları da bulunuyor. Aynı dışında ise Kadınlar Kulesi olarak bilinen, Aziz Saba’nın annesiyle buluştuğu yer olan yüksek bir bina yer alıyor.
Filistin Turizm Bakanlığı yaptığı açıklamada manastırla ilgili Independent Arabia'ya yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
“Filistin 2011’de UNESCO’ya kabul edildikten sonra buradaki birçok tarihi mekan Dünya Mirası Listesi’ne girdi. Mar Saba Manastırı da 2016 yılında en iyi yirmi adaydan biriydi. ‘Sıkı ruhbaniyet’ yaşamını temsil eden bu manastır, bu listede bulunmayı kesinlikle hak ediyor. Kayaya oyulmuş bir şaheser olmasının yanı sıra, Yuhanna ed-Dımeşki gibi önemli rahiplerin burada yaşamış olması açısından da büyük bir önem arz ediyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde Filistin’in arkeolojik ve tarihi mekanlarının bulunması; bu yerlerin korumaya alınması, isimlerinin duyurulması ve finansman sağlanması bakımından oldukça önemli”.
1981’de Ürdün aracılığıyla Kudüs, 2014 yılında Beytüllahim kentinin batısındaki Battir köyü, 2017 yılında el-Halil’deki eski belde ve Beytüllahim’deki Doğuş Kilisesi, Dünya Mirası Listesi’ne kaydedilmişti. Dünyanın en eski şehri olduğu söylenilen Batı Şeria’nın doğusundaki Eriha köyünün de listeye eklenmesi bekleniyor. 
Mar Saba Manastırı’na gelen ziyaretçiler, manastır alanının doğusunda, önceki yüzyıllarda öldürülen keşişlerin kafatasları yığınıyla karşılaşıyor. Aynı zamanda manastır içerisinde duvarları azizlerin resimleriyle bezenmiş Büyük Kilise bulunuyor. Bu resimlerden bazılarının tarihi 1865’e kadar dayanıyor. Kiliseden birkaç adım ötede Aziz Saba’nın buraya ilk geldiğinde yaşadığı mağara, bunun yanında ise Yuhanna ed-Dımeşki Kilisesi yer alıyor. Kuzeyden 350 metre mesafede ise, Aziz Saba'nın annesi Sofya Manastırı olarak bilinen küçük bir manastır ve Aziz John’un ölümüne kadar burada sustuğu Sessiz Aziz John Manastırı yer alıyor.
Hikayeler
Manastır doğal kaynağından akan su ve hurma ağacı yapraklarından bir parça, manastırdaki kesişlerin ziyaretçilere sunduğu iki kutsal hatıra sayılıyor. Bölge sakinlerinin belirttiğine göre bu kaynaktan çıkan su, çeşitli hastalıkları ve kısırlığa şifa olduğuna inanılıyor.



İsrail ordusu: El Halil yakınlarında araçla saldırı olayı yaşandı, geniş çaplı insan avı başlatıldı

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (DPA)
Batı Şeria'daki İsrail askerleri (DPA)
TT

İsrail ordusu: El Halil yakınlarında araçla saldırı olayı yaşandı, geniş çaplı insan avı başlatıldı

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (DPA)
Batı Şeria'daki İsrail askerleri (DPA)

İsrail ordusu dün akşam yaptığı açıklamada, el Halil yakınlarında bir araçla saldırı gerçekleştiğini ve askerlerin saldırgana ateş açarak karşılık verdiğini, geniş çaplı bir insan avı başlatarak karşılık verdiğini duyurdu.

Ordu, Batı Şeria'da el Halil yakınlarındaki Yehuda Kavşağı'na araçlı saldırı ihbarı üzerine bölgeye birlik gönderildiğini belirtti.

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (Reuters)Batı Şeria'daki İsrail askerleri (Reuters)

Açıklamada, "Askerler, saldırının failini bulmak için geniş çaplı arama çalışmaları yürütüyor ve ayrıntılar daha sonra açıklanacak" ifadelerine yer verildi. Yerel basında yer alan bazı haberlere göre olayda bir kadın asker yaralandı.

Araçla gerçekleştirilen saldırının sonuçları ve faili hakkında henüz bir açıklama yapılmadı.


Hamas: Gazze'ye giren tırlar asgari temel ihtiyaçları karşılamıyor

İnsani yardım taşıyan bir kamyon, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
İnsani yardım taşıyan bir kamyon, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
TT

Hamas: Gazze'ye giren tırlar asgari temel ihtiyaçları karşılamıyor

İnsani yardım taşıyan bir kamyon, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
İnsani yardım taşıyan bir kamyon, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, Gazze Şeridi'ne giren yardım kamyonlarının halkın asgari temel ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak olduğunu belirterek, Şeride izin verilen yardımların niteliğinde köklü bir değişiklik yapılması çağrısında bulundu.

Kasım dün yaptığı açıklamada, "İşgalin girmesine izin verdiği kamyonların çoğu ticari sektöre ayrılmış olup, mevcut insani felaket nedeniyle vatandaşlar için gerekli görülmeyen ilave malzemeler taşımaktadır" dedi.

Kasım, "İki milyondan fazla insanı etkileyen krizin boyutuna uygun miktarda temel yardım malzemesi taşıyan kamyonların getirilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Kasım, kış ve sert hava koşullarının yaklaştığı bu günlerde, arabuluculara ve ilgili tüm ülkelere, mobil evler (karavanlar) getirmek ve sivilleri kurtarmak için "ciddi ve acil adımlar atma" çağrısında bulundu.


Suriye İçişleri Bakanlığı'nın yeni kimlik kutlamaları fahri rütbelerle ilgili tartışmanın gölgesinde kaldı

Şam sokaklarındaki yeni Suriye polis araçlarından oluşan büyük bir geçit töreni (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)
Şam sokaklarındaki yeni Suriye polis araçlarından oluşan büyük bir geçit töreni (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)
TT

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın yeni kimlik kutlamaları fahri rütbelerle ilgili tartışmanın gölgesinde kaldı

Şam sokaklarındaki yeni Suriye polis araçlarından oluşan büyük bir geçit töreni (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)
Şam sokaklarındaki yeni Suriye polis araçlarından oluşan büyük bir geçit töreni (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)

Mustafa Rüstem

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın yeni görsel kimliğinin lansmanı sırasında Şam sokaklarında dolaşan lüks araç konvoyu bir kutlama vesilesi gibi görünüyordu. Ancak bu aynı zamanda, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra tüm personel ve memurlarının terhis edilmesinin ardından iç güvenlik teşkilatının yeniden yapılandırılmasına, yerlerine yeni birliklerin getirilmesine yönelik çabaların da olduğunu gösterdi.

Bu sahnelere rağmen, gözlemciler, Suriye İçişleri Bakanlığı'nın kimlik lansmanı ile Türkiye'de yeni güvenlik ve polis araçlarından oluşan bir filonun sergilenmesiyle aynı zamana denk gelen Suriye’deki modern araç geçit töreni arasındaki bağlantıyı sorguluyorlar. Bu olayların zamanlaması arasında bir bağlantı olup olmadığı, Türkiye’ye bağlılık konusunda gizli mesaj taşıyıp taşımadığını, yahut zamanlamanın sadece bir tesadüf olup olmadığını sorguluyorlar.

Çelişkili duygular

Şam’daki bu sahne, çelişkili görüşlere yol açtı. Bazı Suriyeliler, bunu kuşatma ve yoksulluktan bitkin ve yorgun düşmüş bir halk için hiçbir işe yaramayan, sadece görsel bir “dekor” için yapılmış bir harcama olarak gördü. Ancak bazıları da, bu araçları bir ilerleme tezahürü, özellikle güvenlik ve istihbarat servislerinin tekelinde olan Station Wagon Peugeot araçlar gibi Esad döneminin eski, harap arabalarının yerini alan hoş bir değişiklik olarak gördü. Zira bu araçlar, onlarca yıl boyunca Suriyelilerin hafızasına baskının ve demir yumruk yönetiminin araçları olarak kazındılar.

dfrgt
Trafik Dairesi'nin modernize edilmiş araçları ve motosikletleri, daha gelişmiş bir profesyonel varlığı yansıtıyor (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)

Şam Valisi Mahir Mervan İdlibi ise etkinlik sırasında düzenlediği basın toplantısında, İçişleri Bakanlığı'nın yeni kimliğinin yalnızca bir formalite değil, geleceğe yönelik yeni bir vizyon olduğunu belirtti. Bu arada, İçişleri Bakanlığı Sözcüsü, bir aracın hangi makama ait olduğunun belirlenmesi de dahil olmak üzere bu kimliğin faydalarını sıraladı.

Yeniden yapılandırma ve rütbeler

Bu arada, İçişleri Bakanı Enes el-Hattab'ın mart ayında göreve başlamasından bu yana Suriye hükümeti tarafından bir dizi atama ve kararı içeren yeni bir yeniden yapılandırmanın hayata geçirildiği konuşuluyor. Bunlar arasında, polis, göç, pasaport ve nüfus müdürlüğü gibi birçok alanı denetlemek üzere farklı rütbelerden altı bakan yardımcısının atanması da yer alıyor. Bu atamaların ardından, halen hükümetin kontrolü dışında olan Haseke ve Rakka hariç olmak üzere, tüm illerdeki iç güvenlik müdürlüklerine 12 müdür atanması kararı alındı.

Aynı zamanda, bakanlıkta görev yapan bazı din adımlarına yaş ve görev yerlerine göre askeri rütbeler verileceğine dair bilgiler de dolaşıyor. Yerel medya kuruluşları, bu din adamlarının sayısının 70'e ulaştığını bildirdi. Yerel haber sitesi “Hashtag”, bazılarının ortaokul diplomasına bile sahip olmadığını, ayrıca şube ve üst düzey daire başkanlarına albay rütbesi verildiğini aktardı.

fbg
Yeni araçlar, karayollarının düzenlenmesine katkıda bulunan ileri teknolojilerle donatılmış (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)

Güvenlikle ilgili gözlemcilere göre, özellikle din adamlarının artan nüfuzu ve üst düzey görevlere atanmaları göz önüne alındığında, rütbe almaya hak kazanan din adamları arasında, İçişleri Bakanlığı'nın iç güvenlik, polis, kapsamlı bir eğitim, yıllar içinde edinilmiş bir deneyim ve bilgi gerektiren suç soruşturmaları gibi uzmanlık alanıyla çelişen, Şeriat hukuku diplomasına sahip olanlar da bulunuyor.

Bu haberler, Suriye İçişleri Bakanlığı'nın devrik rejim döneminde görev yapmış binlerce suç ve güvenlik uzmanını görevinden almasının ortasında geldi. Yeni yönetim, tüm güvenlik kurumlarını, orduyu ve siyasi partileri lağvederken, Savunma ve İçişleri Bakanlıkları hâlâ rejimin 8 Aralık 2024'teki çöküşünün ardından yaşanan büyük kayıpların yaralarını sarmaya çalışıyor. Ortaya çıkan kaos ve güvenlik zafiyeti, Suriye devriminin “savaşçılara ve cihatçılara” güvenerek ülke genelinde güvenliği ve emniyeti yeniden tesis etmek için acil çözümler aramasını gerektiriyor.

Fahri rütbeler

Bu haberler ışığında, askeri ve güvenlik meseleleri araştırmacısı Albay Muhsin Hamdan, “Cumhurbaşkanı, Ordu ve Silahlı Kuvvetler Komutanı adına bir kararname yayınlanmadıkça askeri rütbelerin verilmesiyle ilgili tüm söylemlerin asılsız olduğunu ve hiçbir dayanağı olmadığını” kesin bir dille belirtti. Kişinin takdiri hak eden seçkin bir kahramanlık eylemi gerçekleştirmesi halinde fahri askeri rütbenin kararnameyle verilebileceğini, ancak bunun “fahri rütbe” olarak kalacağını ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı röportaja göre  Hamdan, “Din adamlarına verildiği iddia edilen rütbeler hakkındaki araştırmalar ve soruşturmalar sonucunda, bu bilginin yanlış ve hiçbir dayanağı olmadığı ortaya çıktı. Mevcut bilgilere göre, bir çalışma devam ediyor ve konu yıl sonuna kadar incelenecek ve bu noktada, Esed rejiminden ayrılık sırasında sahip olunan rütbe ve hizmet yılı esas alınarak uygun işlem yapılacak.”

Askeri ve güvenlik meseleleri araştırmacısı, askeri rütbelerin askeri okullara katılım sistemi kapsamında nasıl verildiğini de açıkladı. Bir subay, üç yıllık bir eğitimden geçtikten sonra tüm sınavları başarıyla geçmesinin ardından, (deneme süresinde olan) teğmen rütbesiyle mezun olur. Deneme süresi iki yıl sürmektedir ve sonunda terfi eder ve rütbesi onaylanır. Akademik eğitim ve öğretim görenler beş yıllık bir eğitimden geçerler ve eğitim süresince yapılan bütün sınav ve çalışmaları başarıyla tamamlamaları halinde üsteğmen rütbesini alırlar.

sdfrgt
Şam'da İçişleri Bakanlığı araçlarının görsel kimliğinin sergilenmesi geniş çaplı etkileşimlere yol açtı (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)

“Her rütbe ile bir sonraki rütbe arasında, subayın onaylı bir derecelendirme ölçeğine göre (iyi ve üzeri) dört yıllık bir değerlendirme süreci vardır. Askeri kurumdaki terfi sistemi ve tüm terfiler, aynı zamanda cumhurbaşkanı olan başkomutan tarafından imzalanan özel bir kararname ile düzenlenir” dedi.

Albay Hamdan, yapılan açıklamalarda tüm Esed ordusundan ayrılan subayların göreve iade edilmesi yönünde bir niyet görülse de, bu sayının Savunma ve İçişleri Bakanlıkları için hâlâ düşük olduğunu düşünüyor. Ona göre bakanlıklar bu sayının birkaç katına ihtiyaç duyuyorlar. Bu açığı kapatmak için de kısa süreli kurslar düzenlenmesinin ve mezunlar verilmesinin veya bazı din adamlarına rütbe verilmesinin mümkün olabileceğini, ancak bu sonuncusunun nihayetinde “yanlış bir prosedür” olduğunu ifade etti.

Yetkinlikler ve cihatçılar

Bu arada, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Direktörü Rami Abdurrahman, “Suriye'deki güvenlik yönetiminin, çoğu yeterli deneyime sahip olmayan, yalnızca ilkokul veya ortaokul mezunu olan din adamları tarafından yönetildiğine” inanıyor.

 “Gözlemciler, güvenlik teşkilatlarının Genel Güvenlik adı altında tek bir kurumda birleştirilmesinin ardından yeni yapının olumlu yönleri olduğunu düşünüyor. Daha önce, teşkilatlar çok sayıdaydı ve güvenlik, askeri güvenlik, devlet güvenliği ve siyasi güvenlik gibi farklı uzmanlıklara sahipti. Her birinin tüm şehirlerde şubeleri vardı ve bunlar birbiriyle uyumlu bir şekilde çalışmıyordu, bürokrasi ile doğrudan cumhurbaşkanlığına bağlı üst düzey yönetimler bunlarda etkili olabiliyordu” diyor.

Yeni makamlar, Aralık 2024'te Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın Esed ordusunu feshetmesinin ardından, yeni Suriye ordusunun kurulması kapsamında Savunma Bakanlığı'na yeni katılan örgüt liderlerine yüksek askeri rütbeler verdi. Bunlar arasında tümgeneral, tuğgeneral ve albay rütbeleri verilen yabancı cihatçılar da vardı.

Esed döneminde Suriye devriminin patlak vermesiyle düzenli kuvvetlerden ayrılan subaylar, terfi ve atama listelerinin gözden geçirilmesini talep etmişlerdi, çünkü listede yer alan isimlerin çoğu sivildi. Askeri kurum içindeki bu atamalar ve kararlar, özellikle uzmanlar başta olmak üzere ulusal yetkinlikleri dikkate almıyor ve sadakati ön planda tutuyor.