İsrail gözaltına aldığı iki Ürdün vatandaşını iade ediyor

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi (Reuters)
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi (Reuters)
TT

İsrail gözaltına aldığı iki Ürdün vatandaşını iade ediyor

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi (Reuters)
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, kısa süre önce gözaltına alınan Ürdün vatandaşları Hiba el-Labadi ve Abdurrahman Meri’nin ülkelerine teslim edileceğini açıkladı.
Aynı zamanda Ürdün hükümeti de İsrail'de gözaltında tutulan 2 vatandaşının serbest bırakılması taleplerine cevap verilmemesi nedeniyle çağırdığı Tel Aviv Büyükelçisi'ni göreve iade edecek.
AFP’nin haberine göre İsrail Başbakanlık Ofisi tarafından yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“İsrail’in gözaltına alınan 2 Ürdün vatandaşının ülkelerinin güvenlik yetkililerine tesliminin ardından Ürdün de önümüzdeki birkaç gün içinde Tel Aviv Büyükelçisi’ni İsrail’e gönderecek. İsrail Genel Güvenlik Servisi (Shin Bet) Ürdünlü mevkidaşları ile söz konusu Ürdün vatandaşlarının serbest bırakılması ile ilgili güvenlik önlemleri konusunda anlaştı. İsrail, Ürdün ile ilişkilerini Ortadoğu’daki istikrarın temel taşı olarak görüyor ve bölgenin güvenliğini korumak için çalışmaya devam edecek.”
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi de İsrail ile yapılan bir anlaşma kapsamında İsrail'de gözaltına alınan 2 Ürdün vatandaşının hafta sonundan önce ülkeye döneceğini açıkladı.
Es-Safedi, Ürdün vatandaşlarının gözaltına alınmasının ardından ilgili mercilerle koordine halinde başlattıkları yoğun diplomasi, müzakereler ve temaslar sonucunda anlaşmanın gerçekleştiğini söyledi.
Ürdün, İsrail'de gözaltında tutulan 2 vatandaşının serbest bırakılması taleplerine cevap verilmemesi nedeniyle Tel Aviv Büyükelçisi'ni danışma amacıyla Ürdün'e çağırmıştı.
Ayrıca 6 Ekim’de İsrail'in Amman Maslahatgüzarı Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak nota verilmişti.
Ürdün 1994'ten beri İsrail ile barış anlaşması içinde.
İsrail güvenlik güçleri, Ürdün vatandaşı Hibe el-Labadi'yi (24) 20 Ağustos'ta akrabalarından birinin düğüne katılmak için Ürdün'den Nablus'a giderken, Abdurrahman Meri'yi ise (28) 2 Eylül'de bir akrabasının düğününe katılmak için Ürdün'den Batı Şeria'ya giderken gözaltına almıştı.
El-Labadi, gözaltına alınmasını protesto etmek için 42 gün boyunca açlık grevi yapmış ve sağlık durumu kötüleştiği için birkaç kez hastaneye kaldırılmıştı.
İnsan hakları örgütlerine göre beyin kanseri olan Meri, bir süre önce de ameliyat oldu.



İran ve İsrail'in savaşa geri dönme riskine dair 4 işaret

İran ve İsrail bayrakları (Reuters)
İran ve İsrail bayrakları (Reuters)
TT

İran ve İsrail'in savaşa geri dönme riskine dair 4 işaret

İran ve İsrail bayrakları (Reuters)
İran ve İsrail bayrakları (Reuters)

İran ve İsrail arasındaki gerilim, bugüne kadarki en doğrudan ve yıkıcı çatışmaları olan haziran ayındaki 12 günlük savaşın ardından yüksek seyretmeye devam ediyor. Amerikan “Newsweek” dergisi, Tel Aviv ve Tahran'ın savaşa geri dönme riski taşıdığına dair dört göstergeye dikkat çekti.

Dergi, çatışmanın 13 Haziran'da İsrail'in İran'ın nükleer ve askeri hedeflerine yönelik saldırılarıyla başladığını ve bunun yüzlerce insansız hava aracı (İHA) ve balistik füzenin İsrail'i hedef aldığı yaygın bir İran tepkisini tetiklediğini bildirdi.

22 Haziran'da ABD, İran'ın önemli nükleer tesislerine hava ve füze saldırıları düzenledi. İran ise ABD Ee-Udeyd üssünü hedef alarak misillemede bulundu.

24 Haziran'da varılan ateşkese rağmen, derin stratejik ve nükleer gerilimler çözümsüz kalmaya devam ediyor.

Sana'daki Husiler, İran'la dayanışma içinde ABD ve İsrail bayraklarını yaktı (Reuters)Sana'daki Husiler, İran'la dayanışma içinde ABD ve İsrail bayraklarını yaktı (Reuters)

İran-İsrail çatışmasının tırmanmasının, Ortadoğu'yu istikrarsızlaştırabileceği, küresel enerji ve güvenliği tehdit edebileceği, ABD ve Çin gibi büyük güçleri doğrudan çatışmaya sürükleyebileceği belirtildi. Ateşkes, temel ihtilaflı konuları ele almadan bırakarak yeni bir çatışmanın önünü açtı. Şarku’l Avsat’ın Newsweek’ten aktadığı analize göre son dönemdeki bazı gelişmeler, yeni bir çatışma riskinin arttığına işaret ediyor.

“Newsweek”, yeni çatışmalara yol açabilecek nedenleri inceledi.

1-Hızlı Silahlanma

İsrail tarafından zarar verilen savunmasını yeniden inşa etmeye çalışan İran, Çin'den karadan havaya füze bataryaları satın alarak her iki tarafı da yeniden silahlandırıyor.

Ayrıca Çin Savunma Bakanlığı, İran'ın eskiyen ve çoğunluğu Rus yapımı olan hava savunma sistemlerini geliştirmek amacıyla bu uçakları satın almak istediğine dair haberler arasında, "dost ülkelere" J-10 çok amaçlı savaş uçağı tedarik etme isteğini doğruladı.

Bu arada, İsrail'in Lübnan üzerindeki hava devriyelerini güçlendirdiğini, sivilleri korumak için yeni yerel güvenlik birimleri oluşturduğunu ve ön saflardaki birlikleri desteklemek için yedek kuvvetleri yeniden harekete geçirdiğini Savunma Bakanı Israel Katz doğruladı.

Amerika Birleşik Devletleri, eksilen teçhizatın yerine yenilerini koymak için İsrail'e silah sevkiyatını hızlandırdı, İsrail’e gelişmiş hassas mühimmat ve füze savunma sistemleri sağladı.

2- İran Nükleer Programının Durumu

Çatışma sırasında İran nükleer tesislerine verilen büyük hasara rağmen, önemli tesislerin kapatılıp kapatılmadığı belirsizliğini koruyor.

İran, uranyum zenginleştirmeye ve gelişmiş santrifüjler geliştirmeye devam ettiğini, nükleer hedeflerini sürdürdüğünü ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile denetimler konusunda iş birliğini askıya aldığını belirtiyor.

Trump yönetimiyle müzakerelerin geleceği ise belirsizliğini koruyor.

3- Trump ve Netanyahu'nun Yakınlaşması

Kısa bir süre önce Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'la nasıl başa çıkılacağı konusunda fikir ayrılığına düşmüş gibi görünüyordu.

Ancak son görüşmeler, Tahran'ın nükleer emelleri ve bölgesel vekillerine verdiği destek konusunda yakınlaşmalarının güçlendiğini gösteriyor.

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eşini Sara'yı Beyaz Saray'da ağırladı (DPA)ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eşini Sara'yı Beyaz Saray'da ağırladı (DPA)

Netanyahu, Trump'ın yaklaşımını açıkça desteklerken, "İsrail kendini savunmak için gerekli tüm önlemleri alacak" dedi.

Netanyahu, yakın iş birliklerinin bir göstergesi olarak, Trump'ı Nobel Barış Ödülü'ne aday göstererek, Ortadoğu güvenliği konusunda ortak bir cephe oluşturduklarını vurguladı.

4- Tahran Vekillerinin Artan Faaliyetleri

Yemen'deki İran destekli Husiler, son zamanlarda İsrail'e yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı; Tel Aviv yakınlarındaki bölgeleri füze ve insansız hava araçlarıyla hedef aldı ve Kızıldeniz'de İsrail ile bağlantılı olduğu iddia edilen Yunan Eternity C ve Magic Seas adlı iki gemiyi batırdı.

Bu koordineli saldırılar, Husilerin artan askeri yeteneklerini ve İran'ın İsrail'e baskı yapma ve hayati önem taşıyan nakliye hatlarını aksatma konusundaki geniş kapsamlı stratejisini ortaya koyuyor.

Artan çatışmalar ise ABD'nin bölgede doğrudan bir askeri çatışmaya sürüklenme olasılığını artırıyor.

Sırada ne var?

İran askeri yeteneklerini güçlendirirken ve Husiler gibi vekilleri bölgesel saldırılarını artırırken gerilim yüksek seyrediyor.

Tahran diplomasiye ihtiyatlı bir ilgi gösterse de nükleer veya füze geliştirme çalışmalarını durdurmaya dair hiçbir işaret vermiyor. İsrail ise bu tehditlerle mücadele etmeye kararlı.

Newsweek'e göre, birçok cephede baskı artarken, yeni bir doğrudan çatışma riski devam ediyor.