Cezayir'in eski Kültür Bakanı hapis cezasına çarptırıldı

Hakimler, Cezayir Yüksek Mahkemesi önünde 4 Kasım’da protesto gösterisi düzenledi (AP)
Hakimler, Cezayir Yüksek Mahkemesi önünde 4 Kasım’da protesto gösterisi düzenledi (AP)
TT

Cezayir'in eski Kültür Bakanı hapis cezasına çarptırıldı

Hakimler, Cezayir Yüksek Mahkemesi önünde 4 Kasım’da protesto gösterisi düzenledi (AP)
Hakimler, Cezayir Yüksek Mahkemesi önünde 4 Kasım’da protesto gösterisi düzenledi (AP)

Cezayir Yüksek Mahkemesi, 4 Kasım’da eski Kültür Bakanı Halide Tumi’nin başkent Cezayir banliyösündeki Harraş Cezaevi’nde geçici olarak tutuklu kalması talimatı verdi. Eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika döneminde, 2002-2014 yıllarında Kültür Bakanı olarak görev yapan Tumi, 4 Kasım’da sorgulanmak üzere Yüksek Mahkeme’ye çıkartıldı. Yerel basında çıkan haberlere göre soruşturmada, bazı özel faaliyetler sırasında kamu parasının harcanmasına odaklanıldı.
Tumi’ye yönelik soruşturmada yolsuzluk yapmakla suçlanan yetkililere karşı başlatılan süreç çerçevesinde gerçekleşti. Söz konusu soruşturmalar sonucunda eski Cumhurbaşkanı Buteflika döneminden birçok bakan hapis cezasına çarptırıldı.
Bir yargı kaynağı, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Yüksek Mahkeme’de yolsuzluk meselesini soruşturmakla görevli hakimin eski Kültür Bakanı’na mali hesaplar ve devlet hazinesi açısından pahalı sayılan kültürel ve sanatsal etkinlikler (2007 yılı Arap Kültür Başkenti Cezayir ve 2011 yılı İslam kültür Başkenti Tilimsan) için yapılan harcamalar hakkında sorular yöneltildiğini belirtti.
61 yaşındaki Tumi’ye yönelik soruşturma gün boyunca sürdü. Ardından eski Bakan hapis cezasına çarptırıldı.
El-Vatan gazetesinin geçen hafta internet sitesindeki haberine göre polis, soruşturma hakimine sunmak üzere Halide Tumi’yi gözaltına aldı. Ancak gazete, tutuklanmayı reddeden Tumi’nin çağrısı sonrasında söz konusu haberi yayından kaldırdı. Tumi daha önce de yolsuzluk davaları nedeniyle hedef alınmasının ardından Fransa’ya kaçtığı yönündeki haberleri yalanlamıştı.
Tumi’nin adı, 1980’lerde kadınların özgürlüğü ve demokrasi mücadelesiyle anılmıştı. Buteflika’nın iktidara gelmesiyle de eski Cumhurbaşkanı’na en yakın isimler arasında yer aldı.
9 Mayıs’ta İşçi Partisi lideri Louisa Hanun’un tutuklanması sonrasında ön plana çıkan Halide Tumi, Hanun’un serbest bırakılması için düzenlenen mitinglere katıldı. İki isim, siyasi açıdan “güçlü bir dostluğa” sahip. Tumi ayrıca Hanun’un askeri yargı tarafından “orduya ve devlete karşı komplo kurmak” suçlamasına maruz kalmasını ve 24 Eylül’de de 15 yıl hapis cezasına çarptırılmasını kınadı. Eski Cumhurbaşkanı’nın kardeşi Said Buteflika, eski İstihbarat Müdürü “General Tevfik” lakaplı Muhammed Medin ve “Beşir” lakaplı Tuğgeneral Osman Tartag da Hanun ile aynı suçlamalarla karşı karşıyaydı. Yüksek Mahkeme ayrıca başta eski başbakanlar Ahmed Uyahya ve Abdulmelik Sellal olmak üzere Buteflika döneminde yolsuzlukla suçlanan çok sayıda üst düzey yetkili ve iş adamı hakkında hapis cezası verdi.
Hakimler Sendikası Başkanı Yesad Mebruk, 4 Kasım’da Yüksek Mahkeme’de düzenlenen bir gösteri sırasında Vahran bölge meclisinde yaşanan şiddet eylemlerinin sorumlusu olarak Adalet Bakanı Belkasım Zağmati’nin görevden alınması çağrısında bulundu.
Mebruk, “Vahran’daki rezaletten sorumlu olan yetkililere karşı uygun yasal önlemlerin alınması hakkımıza bağlıyız” ifadelerini kullandı.
Geçen çarşamba günü çok sayıda hakimin (6 bin 700 hakimin yaklaşık 3 bini) yer değiştirmesi kararını protesto amacıyla bir grev düzenlenmişti. Bu çerçevede Belkasım Zağmati, yer değiştirme kararının “yolsuzluk şebekeleriyle savaş bağlamında geldiğini” belirtmişti. Gözlemcilere göre yolsuzluk meselesine karışan hakimler, Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih tarafından “çete” olarak nitelenen rejimin önde gelenlerinin birçoğunu hapis cezasına çarptırdı.
4 Kasım’da başkentteki 6 büyük mahkemeden biri olan Sidi Muhammed Mahkemesi’ne çok sayıda güvenlik gücü konuşlandı. Güvenlik güçlerinin hakimlerin mahkemede grev yapmasını engellemeye çalıştığı aktarıldı.



Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.


Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü Albay Myles Caggins, Palmira'daki ortak Suriye-Amerikan devriyesine yapılan saldırının sürpriz olduğunu belirterek, Washington'un Suriye ile uzun vadeli güvenlik ilişkileri kurmak istediğini kaydetti.

Suriye devlet televizyonunda yayınlanan açıklamalarında Caggins, “Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye güvenlik güçlerini DEAŞ’a karşı mücadelede destekleme konusunda özel ve devam eden bir misyonu var ve bu, Suriye hükümetiyle iş birliği içinde yapılacak” dedi. Caggins, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Savunma Bakanlığı ile bütünleştirilmesinin gerekliliğini de vurguladı.

Ayrıca, “Amerikan mevzilerine sık sık saldırılar düzenleniyor ve İran milisleri, güçlerimizin bulunduğu bölgelerde gerilim yaratmaya çalışıyor ve çalışmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.

Amerikalı yetkili, Suriye Devlet Başkanı Ahmed elş-Şara'nın bölgede barışa yönelik önemli çalışmalar yaptığını ve Suriye-Amerika ilişkilerinin güçlü olduğunu, ekonomiyi ve refahı güçlendirmenin terörizmle mücadelede önemli bir unsur olduğunu açıkladı.

Şam, cumartesi günü Suriye'nin merkezindeki Palmira kenti yakınlarında ABD-Suriye ortak askeri heyetine yönelik düzenlenen ve üç Amerikalının (iki asker ve bir sivil tercümanları) öldüğü, birçok personelin ise yaralandığı silahlı saldırıyı "terör saldırısı" olarak kınadı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, "Suriye, Palmira yakınlarında Suriye-ABD ortak terörle mücadele devriyesini hedef alan terör saldırısını şiddetle kınıyor" dedi. Şeybani, sözlerine şöyle devam etti: "Kurbanların ailelerine, Amerikan hükümetine ve halkına başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifa temenni ediyoruz."