Basil, Lübnan'da dışlama girişimleriyle karşı karşıya

Özgür Yurtsever Hareket lideri Cibran Basil, Baabda Sarayı önündeki gösterilere katıldı (Getty)
Özgür Yurtsever Hareket lideri Cibran Basil, Baabda Sarayı önündeki gösterilere katıldı (Getty)
TT

Basil, Lübnan'da dışlama girişimleriyle karşı karşıya

Özgür Yurtsever Hareket lideri Cibran Basil, Baabda Sarayı önündeki gösterilere katıldı (Getty)
Özgür Yurtsever Hareket lideri Cibran Basil, Baabda Sarayı önündeki gösterilere katıldı (Getty)

Lübnan, mevcut hükümetin istifasıyla oluşan kısa bir rahatlama sürecinin ardından kuzeyden güneye uzanan protesto gösterilerinde üçüncü haftasına girdi.
Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın yeni hükümeti kurmak için gerekli istişare tarihini belirlemesi beklenirken, ayaklanmanın patlak vermesinden bu yana ilk defa yeni görüntüler ortaya çıktı.
Arenada kaydedilen en dikkat çekici şey Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) tarafından, Mısır devrimi sırasında Hüsnü Mübarek’in düzenlediği gösterilere benzer bir gösterinin tekrarlanmasının imkansız olması oldu. Beyrut, Trablusşam, Sayda, Nebatiye, Zahle, Baalbek ve diğer şehirlerdeki gösteriler, kendiliğinden doğarak yeniden tekrarlanırken, 17 gündür devam ediyor.
Cibran Basil
ÖYH’nin mevcut lideri Cibran Basil, hükümeti kurma istişareleri hususunda bir yarışa girişti. Basil, Cumhurbaşkanının faaliyetlerini alkışlayan bir kitle aracılığıyla kendisini “dışlanmayan bir Hristiyan lider olarak” empoze etmeye çalışırken, ÖYH’ye açılan Baabda meydanını kullandı. Aynı şekilde siyasi kaynakların Independent Arabia’ya yaptıkları açıklamalara göre “Basil başta olmak üzere kışkırtıcı isimleri uzak tutarak hükümeti yeniden kurmayı kabul eden” Saad Hariri de dahil herkesin, “Basil’in gelecekteki bir hükümet yapısından uzaklaşması” yönündeki şartına cevaben, gösteri düzenleyen Lübnanlıların önüne engel koymaya çalıştı.
Birkaç gün önce Basil, Baabda Sarayı’ndaki bağımsız Sünni isimlerle bir araya geldi. Söz konusu adım, doğrudan “Hariri’ye alternatif bir ismin arayışı içerisinde oldukları” mesajını verdi. Aynı şekilde Sayda, Trablusşam ve Beyrut’taki kitlesel protestolar da ayaklanma sonuçlarının kısıtlanmasını kabul etmeyerek, yalnızca Hariri’nin değil Cumhurbaşkanı ve Temsilciler Meclisi Başkanının da istifalarını talep etti.
Lübnan ayaklanması, siyasi olmayan teknokratlardan oluşmuş kurtarma hükümeti kurma talebiyle ikinci turuna girdi. Siyasi kaynaklar, Independent Arabia’dan Deniz Rahmet Fahri’ye yaptığı açıklamada, siyasi güçler arasında “hükümetin kurulması ve şekli hususunda” yaşanan anlaşmazlığın, hükümeti kurma istişarelerinin tarihinin belirlenememesinin asıl nedeni olduğunu söyledi. Kaynaklara göre, eğer Saad Hariri, yeni hükümeti kurma sorumluluğunu üstlenecek şanslı kişiyse anlaşmazlık, hükümetin şekline odaklanacak. Bunun yanı sıra siyasi güçlerin, Lübnan’daki siyasi yaşamın yeni faktörünü henüz tanımadığı görülüyor.
Şii ikilinin (Hizbullah ve Emel), tekno-siyasal olarak nitelenen, mevcut yapıya benzer bir yapı ısrarı ortasında Hizbullah, Emel Hareketi ve Özgür Yurtsever Hareket hükümete ilişkin pozisyonlarına henüz karar vermedi. Tekno-siyasal kavramı, halk hareketi tarafından kabul edilmezken halk, tecrübeli, yetkin, temiz ellere sahip teknokratlar içeren siyasi olmayan bir hükümet talep ediyor.
Öte yandan Hariri’nin çevresi, Bakan Basil gibi provokatif olmayan politikacılarla, Hizbullah tarafından desteklenen koşulları içermeyen mini bir teknokrat hükümetinin kurulmasını kabul edeceklerini belirtiyor. Kaynaklara göre Cumhurbaşkanı ve Basil tarafından yolları güç kullanarak açmak ve eylemcilerle çatışmak için verilen emirlere uymayı reddetmeleri sonrasında ordu komutanı General Joseph Avn ve ordudaki istihbarat şefi General Antoine Mansur’un değiştirilmesi halinde bu olasılık da mümkün olmayacak.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, Hizbullah ve Basil, şu an “ÖYH liderinin hükümete dahil olmaması şartı” karşılığında Merkez Bankası Başkanı Riyad Selame’nin değiştirilmesini şart koşuyor. Bu durum, Selame ve Lübnan bankalarının Hizbullah’a uygulanan ABD yaptırımlarıyla işbirliği sonrasında gelişti. Eski Başbakanın bu tür bir kararı imzalamayı kabul etmemesi dolayısıyla da şu ana kadar açıkça görüldüğü üzere bu durumun uygulanması imkansız.
Üç gelişme
Siyasi kaynaklara göre, Hizbullah’ın desteklediği mevcut parlamento çoğunluğunun yararına olmayan ana 3 gelişme yaşandı. İlk gelişme, beklemeye veya talepleri görmezden gelme lüksüne izin vermeyen kötü ekonomik durumla, ikinci gelişme, gerçek bir değişim sağlanmadan önce geri çekilmeyecek olan halk hareketiyle ilgili. Üçüncü gelişme ise işlerin aynı şekilde devam etmesi halinde ülke ve kurumlarını alt üst edebilecek olan kaosla bağlantılı. Tüm bu gelişmeler, siyasi iktidarın göz önünde bulundurması gereken gelişmeler olarak niteleniyor.
Özetle Lübnan, şu anki siyasi iktidarın sağlayacağı imtiyazlarla çözülebilecek büyük bir ulusal krize tanık oluyor. İhtiyaç duyulan şey ise kışkırtıcı bir bakanın dahil olmayacağı gerçek bir değişim.
Talep edilen şey, halkın sesine kulak vermek ve “mali ve ekonomik istikrarı sağlayacak, mevcut Temsilciler Meclisi’nin görev süresini kısaltmak için erken yasama seçimlerine hazırlık yapacak” teknokratlardan oluşan bir kurtarıcı hükümet kurmak.
Uzun bir krizle karşı karşıya olduklarını söyleyen siyasi kaynaklar, bu krizin birkaç haftada sonlanmayacağını ve seçeneklerin tüm olasılıklara açık olduğunu vurguladı.



Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
TT

Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)

Suriye hükümeti tarafından dün yapılan açıklamada federal sistemin reddedildiği bir kez daha ifade edilirken Kürt güçlerine orduya katılmaları çağrısı yapıldı. Kürt ve resmi Suriye kaynaklarına göre bu karar Cumhurbaşkanı Ahmed Şer'in Suriye Demokratik Güçleri Komutanı Mazlum Abdi ile ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın katıldığı bir toplantıda alındı.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre Suriyeli bir Kürt yetkili, Şara ve Abdi, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni (KDSÖY)Suriye devletine entegre etme çabalarını görüşmek üzere bir araya geldiğini ifade etti.

Kimliğinin gizli tutulması şartıyla konuşan yetkili, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack'ın da toplantıya katıldığını söyledi.

Toplantının, ‘KDSÖY ile Şam hükümeti arasındaki ilişkiler ile ekonomik ve askeri konuların’ görüşülmesi için düzenlendiğini de sözlerine ekledi.

Bu toplantı, Şara ve Abdi arasında henüz uygulanmayan bir ikili anlaşmanın imzalanmasından dört ay sonra gerçekleşti.

Şara’nın 10 Mart'ta ABD’nin himayesinde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Abdi ile imzaladığı anlaşma, ‘Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır geçişleri, havaalanı, petrol ve gaz sahaları dahil olmak üzere Suriye devletinin yönetimi altına alınmasına’ ilişkin maddeler içeriyordu.

Ancak KDSÖY, anayasal bildirinin ardından hükümetin çeşitliliği yansıtmadığını söyleyerek yönetimi eleştirdi. Kürt güçler geçtiğimiz ay ‘merkezi olmayan demokratik’ bir devlet talebinde bulunmuş, Şam ise buna ülkede ‘bölünme girişimlerini’ reddettiğini vurgulayarak yanıt vermişti.

Suriye hükümetinden bir kaynak dün devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Suriye devleti, ‘tek Suriye, tek ordu, tek hükümet’ ilkesine sıkı sıkıya bağlı olduğunu yineler ve Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliği ve toprak bütünlüğüne aykırı her türlü bölünme veya federalizm biçimini kesin bir şekilde reddeder” ifadelerini kullandı.

Kaynak, “Suriye ordusu, tüm vatandaşları birleştiren ulusal bir kurumdur. Devlet, SDG'den Suriyeli savaşçıların anayasal ve yasal çerçeve içinde ordunun saflarına katılmasını memnuniyetle karşılıyor” dedi.

Kaynak ayrıca, ‘imzalanan anlaşmaların uygulanmasındaki herhangi bir gecikmenin ulusal çıkarlara hizmet etmeyeceği, aksine durumu karmaşıklaştıracağın ve Suriye'nin tüm bölgelerinde güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanmasına yönelik çabaları engelleyeceği’ uyarısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Şara, geçtiğimiz yıl aralık ayında İslamcı grupların ittifakının başında eski Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimini devirerek Şam'da iktidarı ele geçirdi. O tarihten bu yana Şara, Suriye'deki tüm askeri grupların lağvedilmesini savunuyor.

Ancak Suriyeli Kürtler, on binlerce erkek ve kadından oluşan askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Suriye'nin birliğini korumak ve ülkede güvenliği yeniden tesis etmek, yeni yetkililer için başlıca zorluklar arasında yer alıyor.

On yıllardır ötekileştirilmeye ve dışlanmaya maruz kalan Suriyeli Kürtler, bugün yeni iktidarın karar alma sürecini merkezileştirme ve geçiş döneminin yönetiminden önemli unsurları dışlama çabalarını eleştiriyorlar.

SDG lideri Abdi, mayıs ayı sonlarında bir televizyon röportajında “Şam ile yaptığımız anlaşmaya bağlıyız ve şu anda uygulama komiteleri aracılığıyla bu anlaşmayı hayata geçirmeye çalışıyoruz” dedi. Ancak ‘Suriye'nin merkezi olmayan, tüm bileşenlerinin tüm haklarına sahip olduğu ve kimsenin dışlanmadığı bir ülke olması’ konusunda kararlı olduğunu da vurguladı.

Şara, Şam’da iktidarı devralmasının ardından tüm silahlı grupların feshedileceğini açıklamasına rağmen, ABD destekli Kürtler, DEAŞ’ı 2019 yılında son kalesinden de kovana kadar mücadelede etkinliğini kanıtlamış olan organize askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Kürt özyönetim, Suriye'nin kuzeyinde ve doğusunda, Şam’daki kaynaklara ihtiyaç duyduğu en önemli petrol ve doğalgaz sahalarını da içeren geniş bir alanı kontrol ediyor. Aralarında binlerce yabancının da bulunduğu DEAŞ üyelerini de kamplarda ve gözaltı merkezlerinde tutuyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani daha önce yaptığı bir açıklamada, KDSÖY’le imzalanan anlaşmanın maddelerinin uygulanmasında ‘oyalanmanın ülkedeki kaosu uzatacağını’ söylemişti.